ANKARA - Milli Eğitim Bakanlığı’nın tekçi politikalarını eleştiren Beritan Güneş Altın’ın Kürtçe konuşmasını kesen CHP’li Gülizar Biçer’e, kürsüden “Bê ziman jiyan nabê” denilerek, tepki gösterildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri, Meclis’te görüşmeleri devam eden Milli Eğitim Bakanlığı’nın politikalarına tepki gösterdi.
İlk olarak söz alan Amed Milletvekili Sevilay Çelenek, “Bugün üniversitenin her bileşeni kan ağlıyor. Öğretim üyesi, idari personeli, öğrencisi… Öğrencilerden başlamak istiyorum. Öğrencilik, maalesef AKP iktidarları döneminde yoklukla, baş etme sanatına dönüştü. Öğrencinin parası yok, evi yok barınamıyor, hiçbir temel ihtiyacına yetecek bir bütçesi yok, özgürlüğü yok, örgütlenme özgürlüğü yok” dedi.
YURTDIŞINA GÖÇ YÜZDE 53 ARTTI
Öğrencilerin bu nedenlerden ötürü ülkeyi terk ettiğini söyleyen Sevilay Çelenk, bu sayının en az 880 bin olduğunu aktardı. Sevilay Çelenk, “Ülkeyi binlerce akademisyen terk ediyor, kalanların yaşam koşulları giderek zorlaşıyor ve bunlar çok ciddi yapısal sorunlara yol açıyor. Birçok liyakat sahibi öğretim üyesi kadro beklerken, dışarıdan isimlere tamamen ideolojik saiklerle özel kadrolar tahsis ediliyor. Bütün bunların sonucunda bir beyin göçü görülüyor. Öğrenciler gibi öğretim üyeleri de ülkeyi terk ediyor. TÜİK verilerine göre 2023 yılında Türkiye'den yurt dışına göç eden kişi sayısı bir önceki yıla göre yüzde 53 artmış” ifadelerini kullandı.
ANADİL TALEBİ
Ardından söz alan Beritan Güneş Altın, eğitimde anadil sorununa dikkat çekti. Anadilin kendileri için hassas bir konu olduğunu dile getiren Beritan Güneş Altın, “Yüzyıldır toplumsal talep olarak anadilde eğitimi talep ediyoruz. Bu meseleyle ilgili hızlı adımlar atılması gerekmektedir. Çünkü bu konu, fazla görmezden gelinemeyecek kadar derin bir politikadır. Bu topraklarda yaşayan çocuklar yüzyıllardır farklı dillerde şarkı söyleyerek, farklı kültürlerin oyunlarını bir arada oynayarak bir yaşam inşa ettiler. Ne zaman ki çocuklar okula başladılar, oynadıkları dil de konuştukları dil de bir tek dile dönüşmek zorunda kaldı” dedi.
NEYE SEBEP OLUYOR?
Anadilde eğitim olmamasının “dil yarasına” neden olduğunu kaydeden Beritan Güneş Altın, “Bu yara, bin yıllık birlikte yaşam gerçekliğimizden kopmaya, ilişkimizin bozulmasına, kimliklerimize yabancılaşmaya ve geleceksizleştirilmeye sebep olunmaktadır. Oysa Kürt çocuklarının Türk çocuklarından, Arap ve Süryani çocuklardan hiçbir farkı yoktur ve olamaz. Tekliği inşa eden eğitim sistemi dönüşmek zorundadır” ifadelerini kullandı.
CHP’NİN KÜRTÇE TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ
Beritan Güneş Altın’ın devamında Kürt sürdürdüğü konuşması ise CHP Meclis Grup Başkanvekili Gülizar Biçer tarafından kesildi. Bunun üzerine Beritan Güneş Altın, Kürtçe ifadelerine denk gelen Türkçe yazılı dövizler kaldırarak, tepki gösterdi.
YÜZYILLIK DAYATMA: TEK DİL
Ardından söz alan Semra Çağlar Gökalp da, “Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri farklı etnik ve inançlara sahip halklar ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel sömürünün hedefi olmuşlardır. Cumhuriyetin kuruluş kodlarının en önemli ayağını oluşturan ‘tek dil, tek millet’ söylemi bu sömürünün mottosu haline getirilmiştir. Türkiye'de eğitim müfredatıyla, kaynaklarıyla, politikalarıyla bu coğrafyadaki bütün farklılıkları tek bir etnik köken ve tek bir mezhep potası içerisinde eritmek için devlet politikasının bir aracı, iktidarların da adeta ideolojik oyun sahası olarak kullandığı alan olmuştur.
Halihazırda bu asimilasyon politikaları Türkiye sınırlarını da aşmıştır. Bir yandan asimilasyon politikalarınızı uygulamak için ‘Suriye'de Kürtlerin yaşadığı bölgelerde yüzlerce okul açtık’ diye övündünüz, diğer yandan Kobanê'de, Haseke'de çok dilli eğitim veren okulları ‘terör yuvası’ bahanesiyle bombaladınız. Yetmedi, Efrîn, Serekanîye ve Gresîpî’deki okullarda Kürtçeyi yasakladınız. Bu tabloya baktığımız zaman size ait olmayan topraklarda yürütmüş olduğunuz bu uygulamalar sömürgecilik değil de nedir?” diye sordu.
Efrîn, Serêkanîyê ve Girê Spî'de Kürtçe'nin yasaklanmasına tepki gösteren DEM Partili Semra Çağlar Gökalp, “Size ait olmayan topraklarda yürütmüş olduğunuz bu uygulamalar sömürgecilik değil de nedir?” diye sorduhttps://t.co/uc71I74VR5 pic.twitter.com/pHiHFhnqhk
— Mezopotamya Ajansı (@MAturkce) December 15, 2024
ÖZERK ÜNİVERSİTE TALEBİNE SOPA
Burcugül Çubuk ise, üniversite öğrencilerinin durumuna işaret ederek, şunları belirtti: “Fakir halk çocukları, işçi sınıflarının, işçi sınıfının evlatları, üniversitede işçi oluyor. Okulların kendi işçi öğrenci programlarına girebilenler şanslı; bulamadılarsa gece gündüz demeden çalışacak, sigortası olmayacak, okula devam edemediği için akademik başarısı düşecek, okulu bırakmak zorunda kalacak. Bu sizin eseriniz, gurur duyunuz. Elinizde sopa; özerk, demokratik, bilimsel, ana dilinde, cinsiyet eşitlikçi akademi mücadelesi veren öğrencilerin burslarını, kredilerini keserek, yurtlardan atarak, hedef gösterip linç ettirerek yıldırmaya uğraşıyorsunuz. Eylemlere sivil faşistleri saldırtıp, gözaltına alıp, işkence ederek susturmaya çalışıyorsunuz; hapsediyorsunuz, hapiste öğrenimine devam etmek isteyen öğrencilere bin bir mali ve prosedürel engel çıkararak eğitim hakkını engelliyorsunuz. ODTÜ'de sürekli erkek egemen faşist çeteler tarafından zarar verilen kadın duvarı da size rağmen geleceğinden vazgeçmeyenlerin duvarıdır.
Bir de kuzenim Eren'e selam söylemek istiyorum. Milli Eğitim Bakanı’nın okullarından kaçmak isteyen bir ilkokul öğrencisi kedisi; ‘okul dört güne düşsün’ diyor. Ailemizde okuldan kaçmak pek yoktu; sağ olun, var olun, artık, okula gitmek istemiyorlar. Bir de kardeşimin bir ricası var; bu rica iktidara değil, bizlere söylüyor: ‘Okulların güvenlik meselesi çözülsün; ilkokullarda kapılar açık, o ilkokullarda çocuklarımızın başına ne geleceğini bilmiyoruz.’ Bir de benim Başkanlık Divanına bir son sözüm var; seçim süreçlerinde Kürtlere ‘onun payandası, bunun gizli ortağı’ diyenler bu kürsülerde Kürtçeyi kısıyorlar.”
Burcugül Çubuk, konuşmasının sonunda “Bê ziman jiyan nabê” diyerek, Gülizar Biçer’e tepki gösterdi.
Vekillerin Kürtçe ifadeleri ise Meclis tutanaklarında, “(…)” şeklinde yer aldı.