RIHA - Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük başlayan saldırılardan sonra ilan edilen seferberliğe katılan sanatçılar, "İçinde bulunduğumuz durum varlık ve yokluk savaşıdır. Bu yüzden gün devrimci halk savaşı günüdür" vurgusu yaptı.
Türkiye ve desteklediği paramiliter güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları sürüyor. Son günlerde artan saldırılara karşı Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, 1 Aralık’ta seferberlik ilan etti. Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (TEV-ÇAND) 3 Aralık’ta Qamişlo ve Kobanê'de yaptığı açıklamayla ilan edilen seferberliğe “Bugün direniş günüdür” diyerek destek verdi. Kuzey ve Doğu Suriye’de çalışmalarını sürdüren sanatçılar, süre gelen saldırıları, işgal edilen bölgelerdeki son durumu ve seferberliği Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
SÎPAN XELAT: ÇÖZÜM ÖZERK YÖNETİM'DE
HTŞ ve SMO’nun gerçekleştirdiği saldırıların Suriye’de çözümsüzlüğe hizmet ettiğini belirten sanatçı Sîpan Xelat, saldırılar ile halkların bir arada yaşama iradesinin hedef alındığını kaydetti. Saldıran grupların Suriye’nin geleceğine dair bir çözüm planlarının olmadığının altını çizen Sîpan Xelat, “Bir çözüm olmadığı gibi yağmalama, katletme dışında bir şeyleri yok. Bütün halklar için çözüm iradesi gösteren Özerk Yönetim’dir. Özerk Yönetim dışında şuan Suriye’de nihai çözüme dair bir girişimi olan oluşum yoktur. Özerk Yönetim’in Kuzey ve Doğu Suriye’de halklar arasında sağladığı çözüm bütün Suriye’ye yayılması gerek” dedi.
‘KÜLTÜREL BİR SOYKIRIM VAR’
Halkların artık savaş, kaos, göz yaşı istemediğini vurgulayan Sîpan Xelat, “Türkiye’nin desteklediği çeteler halkların iradesini hedef alıyor. Buna karşı tavrımızı netleştirmemiz gerek. Her zamankinden daha fazla özsavunmamızı güçlendirmemiz gerek. Kuzey ve Doğu Suriye’de birçok etnik yapı Demokratik Ulus perspektifi ile bir arada yaşıyor. Bu saldırılar sadece bir yeri işgal etme ve oradaki yönetimi ele geçirmek için yapılmıyor. Aynı zamanda kültürel bir soykırım girişimi de var. Halklar sadece o topraklardan fiziki olarak çıkmıyor, orada bir kültür yok oluyor. Onun için saldırılar kültürel bir kırım yapmaya da yöneliktir. Biz buna karşı varlık savaşı veriyoruz. Her yerde örgütlüğümüzü büyütmemiz gerek. Ne olursa olsun nerede olursak olalım birbirimize sahip çıkmamız gerek. Dilimizi ve kültürümüzü savunmak zorundayız. Bunu yapamazsak özel savaş politikaları bizi birbirimizden ayırır” diye belirtti.
‘YARIN GEÇ OLABİLİR’
Türkiye ve desteklediği pramiliter güçler tarafından “işgal” edilen Efrîn, Serêkaniyê ve Gre Spî’de yapılanların bir kültürel soykırım olduğunu aktaran Sîpan Xelat, “Bu soykırım, işgal edilen bütün kentlerde var. Çetelerin gölgesinde halkların bir arada yaşaması mümkün değil. Buna karşı bütün sanatçıların tavrını netleştirmesi gerek. Nerede yaşıyor olursa olsun, her sanatçı tavrını netleştirmeli. Hiçbir sanatçı bu yaşananları görmezden gelemez. Bir sanatçının görevi sadece sanatını icra etmek değildir. Özellikle Avrupa’da yaşayan sanatçılar biran önce buna karşı bir girişimde bulunmalı. Bugün yapılmaz ise yarın geç olabilir” diye konuştu.
KAWA FETTAH: HERKES YÖNÜNÜ ROJAVA’YA DÖNMELİ
Suriye’de yaşanan son gelişmelerin uluslararası güçlerin eliyle yapıldığına dikkati çeken Cizîr Kantonu Tiyatro Komitesi Eşbaşkanı Kawa Fettah, “Bu saldırılar uluslararası güçlerin Suriye krizinin çözümüne dair bir girişiminin olmadığını gösteren saldırılardır. Buna karşı halklar özsavunma güçlerinin etrafında kenetlenmelidir. Birbirimizi sevmeli ve birlik olmalıyız. Bu saldırıların en başta sanatımız ve kültürümüzü hedef aldığını bilmemiz gerek. Bütün sanatçılar ortaya koydukları sanat ile yaşanan saldırılara karşı durmalıdır. Halkımızın yanında olmamız gerekir. Elimizden hiçbir şey bile gelmiyorsa göç etmek zorunda bırakılan halkların yanından durarak moral verebiliriz. Bunun için herkesin tavrını netleştirmesi ve yönünü Rojava’ya dönmesi gerek” dedi.
ŞEVZAN MEHMÛD: DEVRİMCİ HALK SAVAŞI GÜNÜDÜR
Qamişlo’daki Mihemed Şêxo Kültür ve Sanat Merkezi üyesi tiyatrocu ve yönetmen olan Şevzan Mehmûd, “Bir yanımız acı ve göz yaşıyken, bir yanımızda direniş ve moraldir. İçinde bulunduğumuz durumu varlık ve yokluk savaşı olarak tanımlamak gerekiyor. Bugün devrimci halk savaşı günüdür. Bu bütün halklar için önemli bir eşiktir ve katılmalıdırlar. Eğer ‘biz varız’ diyorsak bu hak savaşında yerimizi almamız gerek. İlan edilen seferberliğe bizden ne isteniyorsa onu yapma noktasında katılıyoruz. Sahnelerimiz göç eden halkımızın güven içinde sığındıkları bir yer oldu. Halkımıza elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bugün bizim kaderimiz bir ve birlik olma günüdür. Bu saldırılar bütün halklara karşıdır. Halkımız her yerde sesini yükseltmelidir. Efrîn halkı başta olmak üzere direnen bütün halkımıza selamlarımızı gönderiyoruz. Bugün göz yaşlarımızın rengi birdir. Rojava dışında yaşayan herkes Rojava halklarının sesini yükseltmelidir. Biz bir abluka altındayız. Her yerde sesimiz olsunlar. Her gün insanlar katlediliyor. Buna karşı herkes tavrını netleştirmeli” çağrısında bulundu.
MA / Emrullah Acar