Alanlara çıkan kadınlar: Şiddete karşı direnmeye devam edeceğiz 2025-11-26 09:53:28 HABER MERKEZİ - Kadına karşı şiddete karşı alanlara çıkan kadınlar; şiddete, katliamlara karşı ses çıkarmaya, direnmeye devam edeceklerini söyledi.  Kürdistan ve Türkiye'de birçok kentte, binlerce kadın 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında sokaklara çıkarak; kadına yönelik şiddet, katliamlara karşı, hak, özgürlük, adalet ve barış taleplerini haykırdı. Amed ve Çewlîg de bir araya gelen kadınlar, kadın katliamlarına karşı öfkesini dile getirerek, "Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok" dedi.   Amed'deki yürüyüşe katılanlardan Elif Yun, kadınların hakkını savunmak için alanlarda olduğunu belirterek, kadınlarının şiddet görmesinin, katliama maruz bırakılmasını engelleme amacında olduklarını vurguladı. Elif Yun, erkeklerin de şiddete uğrayan, katledilen, haksızlığa maruz bırakılan kadınların yanında olması gerektiğini sözlerine ekledi. Elif Yun, kadınların toplum içerisinde her alanda eleştirildiğine işaret ederek, "Biz bunların olmasını istemiyoruz. Zaten kadınlar kendini hiçbir anlamda güvende hissetmiyor. Bu ailede başlıyor, toplumda devam ediyor. Biz gerçekten kimseden korkmadan, çekinmeden özgür olarak yaşamak istiyoruz. Ahlakın sadece kadın üzerinden dile getirilmediği bir toplumda, huzurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz" ifadelerini kullandı.    'BARIŞ İSTİYORUZ'   Yürüyüşe katılanlardan Herem Nergiz, kadın katliamlarına dikkati çekerek, seslerini duyurmak için alanlarda olduklarını belirtti. Türkiye'deki sistemin kadınlara hiçbir zaman haklarını vermediğini dile getiren Herem Nergiz, "Kim kadını öldürüyorsa, cezaevine giriyor ama aynı gün dışarıya çıkma hakkına sahip oluyor. Erkek egemen sistem bunu gördüğünde, kadını öldürmeye yönelik daha çok cesaretleniyor. Biz de bu kadın şiddetine 'hayır' demek için, Önderliğin ideolojisiyle toplumun birleşmesi adına burada 'Jin, jiyan, azadî' felsefesiyle toplanıyoruz. Ben, Kürt genci olarak artık öldürülmemeyi umut ediyorum" ifadelerini kullandı.    "Ben bir genç olarak Jineoloji felsefesiyle ayakta duruyorum" diyen Herem Nergiz, Jineolojinin kadının tüm toplumun temeli olduğunu açıkladığına dikkat çekti. Barış ve Demokratik Toplum Süreci'nde hala kadınların katledildiğini dile getiren Herem Nergiz, "Korku dolu psikoloji de sağlıklı bir hayat yaşayamazsınız. Onun için barış istiyoruz, daima 'Jin, jiyan, azadî' diyoruz" diye belirtti.    'MUHATAP İMRALI'DA'   "Kadın yaşamdır, yaşamı katletmesinler" diyen Remziye Çalan, kadın yoksa ne yaşamın ne doğanın, hiçbir şeyin olmadığına dikkat çekti. Sürece dikkati çekerek, asıl muhatabın İmralı'da olduğunu vurgulayan Remziye Çalan, "Başkansız (yaşam olmaz. Burada bir araya gelmemizin nedeni de o. Bir araya gelmemizde ona bağlı. Başkanın kadına değer verdiği kadar, kimse vermiyor. Özgür olmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.     'KADINLAR BARIŞI HAYKIRMAYA DEVAM EDECEK'   Kadınların her zaman olduğu gibi alanlarda olmaya, direnmeye, şiddete karşı ses çıkarmaya devam ettiğini dile getiren Serap Yıldırım, "Kadınlar bu süreçte en çok barış için alanlarda. Bu yüzden bugün buraya geldik. Barışın olduğu toplumlarda hayat kadınlar için daha yaşanabilir, demokratik oluyor. Sokaklar, çevre, kentler daha yaşanabilir halde olacak. Savaş ortamları kadınlara, çocuklara yönelik hak ihlallerinin yükseldiği zamanlar oluyor. O yüzden kadınlar için barış çok önemli. Kadınlar her anlamda barış için haykırmaya devam edecek" dedi.    'KADINLARIN ÖLMESİNİ İSTEMİYORUM'   Çewlîg'teki yürüyüşe katılan Güler Saray, kadınların ölmesini istemediklerini belirterek, kadınların değerinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Cezaların ağır olmamasından kaynaklı erkeklerin kadın şiddetine, katletmelerine cesaret edebildiğini söyleyen Güler Saray, "Kadına değer verilmiyor. Bu yüzden de hem şiddet hem ölüm çok rahat bir şekilde yapılıyor. O erkeğe de verilen ceza çok az oluyor. Dışarı rahat çıkabiliyor. Bu yüzden erkekler de daha fazla şiddete yöneliyor" ifadelerini kullandı.    'KİMSE SUSMASIN'   Kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda sadece erkeklerin değil, kadınların da bilinçlendirilmesi gerektiğini belirten Sedanur Toksöz, şöyle devam etti: "Kadın sadece kadının kurdu değil; yurdudur da. En önemlisi bu. O yüzden bence öncelikle bizden başlıyor her şey. Çocuklarımızı eğitirsek hem kadınlarımız hem erkeklerimiz huzur içinde yaşar. Şiddet uygulamak çok basit geliyor; çünkü hiçbir yaptırımı yok. O yüzden adalet sistemimize bir el atılması gerekiyor. Kadın, erkek, çocuk kimse bu şiddete karşı susmasın."    Kadına yönelik şiddet ve katliamlarda cezaların artmasını isteyen Songül Koçan, Rojin Kabaiş'te olduğu gibi tüm kadınların arkasında olduklarının altını çizdi. Songül Koçan, "Kadına şiddete dur dememiz lazım. Rojin Kabaiş adına adaletin sağlanmasını istiyorum" dedi.   'KADIN OLMAZSA TOPLUM OLMAZ'   Kadına şiddetin yalnızca bir kadının değil; toplumun, ülkenin yarası olduğunu belirten Nisa Barulay, "Kadına şiddet bir suçtur, affı olmayan bir suçtur. Devlet yasaları daha sertleştirebilir. Kadın olmazsa toplum olmaz" dedi.    Ayşegül Köstemoğlu ise, öncelikle tüm kadınların şiddete dur demesi gerektiğini vurgulayarak, adalet talebinde bulundu.   'ÇOCUKLAR EĞİTİLMELİ'   Avşin Nazlı Yıldız ise, şiddete karşı birlik olunması gerektiğini söyleyerek, kadın-erkek ayırt etmeksizin, ataerkil sistemin dayattığı düzene karşı çocukların eğitilmesi gerektiğini belirtti. Kadının şiddet görmesinin ve katledilmesinin politik bir olay olduğunu sözlerine ekleyen Avşin Nazlı Yıldız, şunları söyledi: "Daha çok ses çıkararak, birlik olarak, dayanışma halinde şiddete karşı önlemler alabiliriz. Onun dışında politikalarımızı güncelleyerek, kadınlara yönelik şiddete dair politikalar geliştirerek daha iyi bir yere gelebileceğimizi düşünüyorum. Toplumda ne kadar çok ses çıkarabilirse, şiddetin de o kadar önleminin alınabileceğini düşünüyorum."    Cezaların caydırıcı olmadığını sözlerine ekleyen Avşin Nazlı Yıldız, İstanbul Sözleşmesi'nin iptal edilmesine, bir kravat taktı, bir takım elbise giydi diye faillere uygulanan indirimlere işaret ederek, caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini vurguladı.    MA / Rukiye Payiz Adıgüzel