'Kürtçe'ye yönelik ayrımcı politiakalar derhal sonlandırılmalı' 2025-10-02 19:15:47   WAN/ SÊRT - Kürtçe'ye yönelik saldırıları protesto eden dil ve kültür dernekleri, "Demokratik olmayan bu uygulamalara son verilmelidir. Tüm engellemeler, baskılar ve ayrımcı politikalar derhal sonlandırılmalı" çağrısı yaptı.    Kürt Kültürünü ve Dilini Geliştirme Derneği (KURDÎGEH) Wan’da bulunan Karşıyaka Durağı’nın yanındaki parkta basın açıklaması gerçekleştirdi. "Kürtçe kırmızı çizgimizdir" şiarıyla yapılan basın açıklamasına kente bulunan birçok sivil toplum örgütü de katıldı. Açıklamada “Zimanê Kurdî xeta me ya sor e destên xwe jê vekişînin” yazılı pankart ve “Ziman hebun e”, “Kurd, Kurdî Kurdistan”, “Ziman jîyan e” yazılı dövizler taşınırken, sık sık “Bê ziman jiyan nabe”, “Zimanê me rumeta me ye” sloganları atıldı. Basın metnini ise KURDİGEH yöneticisi Zeki Mamuk okudu.    Her halkın kendi diliyle var olduğu vurgulayan Mamuk, “Kürt halkının Kürt diline yönelik saldırılara, hoşgörüsüzlüğe, asimilasyona ve engellemelere karşı mücadelesi ve direnişi kesintisiz devam ediyor. Kürt halkı, yüz yılı aşkın süredir kültürleri ve dilleri nedeniyle sistematik olarak görmezden geliniyor, yok ediliyor, hapsediliyor, öldürülüyor ve işkence görüyor. Kürt halkı bu adaletsiz, insanlık dışı, antidemokratik ve hukuk dışı politikalara asla teslim olmamış, her zaman bu doğal ve kutsal hakları için mücadele etmiştir” dedi.   ‘BU SALDIRIYI KABUL ETMİYOR, ŞİDDETLE KINIYOR VE LANETLİYORUZ’   Amed Spora yönelik saldırıları kınadıklarını söyleyen Mamuk, “Formada yer alan ‘Koma me bona we’ reklamı daha önce Türkiye Futbol Federasyonu tarafından onaylanan Amed Spor’a karşı bu kez bir bahane olarak kullanıldı ve para cezası verildi. Demokratik Kurumlar Platformu olarak, Kürt Halkının diline, varlığına ve kimliğine yönelik bu saldırıyı kabul etmiyor, şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz. Hiçbir güç, örgüt, kurum veya birey Kürt diline karşı herhangi bir saldırı veya istismarda bulunmamalıdır. Bizim için adalet, ahlak ve siyasetin ölçüsü, halkımızın diline, kültürüne ve değerlerine yaklaşımdır” şeklinde konuştu.    ‘CUMHURİYETİN GELECEĞİ DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMDE'   Türk Dili Bayramı'nda, yüzde 99 Kürt çocuklardan oluşan TED Diyarbakır Koleji'nin yaptığı tek dillilik yemininin de yapılanların kabul edilmediğinin ve Kürt varlığına aykırı olduğunun altını çizen Mamuk, “Bu durum, asimilasyon politikalarına dayanmaktadır. Demokratik bir toplumda bu kabul edilemez.  Bu saldırılara ve kayıtsızlığa artık tahammülümüz kalmamıştır” diye konuştu. Kürt halkının ulusal ve evrensel haklarının engellenemeyeceğine dikkat çeken Mamuk, “Bu açık bir suçtur, insan hakları ihlalidir. Bu politika halklar arasında ayrılık ve düşmanlık yaratmaktadır. Cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engel tektanrıcılık politikalarıdır. Cumhuriyetin geleceği demokratik bir dönüşümde yatmaktadır” dedi.   'KÜRTÇE'YE YAKLAŞIM, BARIŞA YAKLAŞIMDIR’   Kürt diline karşı uygulanan politikaların barışa yaklaşımın göstergesi olduğunu vurgulayan Mamuk, “Türkiye Futbol Federasyonu ve Diyarbakır TED Koleji'nin bu tutumunun kışkırtıcı bir yaklaşım olduğu açıktır. Bu antidemokratik eylemler derhal durdurulmalı, Kürteç’nin statüsü ve eğitim hakkı tanınmalıdır. Aynı zamanda Kürtçe üzerindeki tüm engeller, görmezden gelme politikaları ve baskılar kaldırılmalıdır. Kürtçenin kullanımı Anayasa'ya tabi tutulmamalıdır. Barış Süreci ve Demokratik Toplum ruhuna uygun olarak Demokratik Cumhuriyet yasaları derhal yürürlüğe konulmalıdır” diye konuştu.   SÊRT   Botan Dil ve Kültür Araştırma Derneği (BOTAN-DER), dernek binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya çok sayıda kişi katıldı. Açıklamada sık sık “Bê ziman jiyan nabe" sloganı atılırken “"Zımanê Kurdî xeta me ya sor e, destê xwe jê vekişînîn" pankartı açıldı. Basın metnini BOTAN-DER Eşbaşkanı Çiçek Polat okudu.   Kürtçenin kırmızı çizgileri olduğunu ifade eden BOTAN-DER Eşbaşkanı Çiçek Polat, Amedspor’un formasında yer alan ve daha önce Türkiye Futbol Federasyonu tarafından onaylanmış olan Kürtçe “Koma Me Bona We” ibaresinin hiçbir engel olmadan keyfi bir biçimde yasaklanıp kulübe para cezası kesildiğini vurguladı. Kürt dil kurumları olarak bu saldırıyı yalnızca Kürt diline değil, Kürt halkının varlığına ve kimliğine yönelik bir saldırı olarak gördüklerini söyleyen Çiçek Polat, “Bunu kabul etmiyor, en sert şekilde kınıyoruz. Yasakçı ve baskıcı zihniyet son bulmalıdır. Bu uygulama açıkça insan haklarının ihlalidir. Uygulanan  politikayla halklar arasında ayrımcılık ve düşmanlık körüklenir. Barış ve Demokratik Toplum süreci, halkların haklarının tanınmasıyla mümkündür. Kürt halkına ve Kürt diline gösterilen yaklaşım, barışa gösterilen yaklaşımın da ölçüsüdür” dedi.   'DERHAL SON VERİLMELİ'   Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu tavrının açık bir şekilde  provokatif bir yaklaşımın göstergesi olduğunu  belirten Çiçek Polat,  yasakçı uygulamalara son verilmesini isteyerek, "Demokratik olmayan bu uygulamalara son verilmelidir. Kürt dili ve Kürtçe eğitim statüye kavuşturulmalı, tüm engellemeler, baskılar ve ayrımcı politikalar derhal sonlandırılmalı. Barış ve Demokratik Toplum süreci, demokratik anayasa ilkelerine uygun biçimde inşa edilmelidir. Türkiye Futbol Federasyonu bu kararını derhal geri çekmeli ve Kürt halkından özür dilemelidir" çağrısı yaptı.