Bir avuç kömür ile adalet arayan anne Çolak: Mücadeleye devam edeceğiz

img
MANİSA - Soma'da 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasında oğlunu kaybeden Gülsüm Çolak, 6 günlük adalet yürüyüşünün ardından mücadeleye kaldıkları yerden devam edeceklerini belirtti.
 
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Anonim Şirketi A.Ş tarafından alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu maden ocağında meydana gelen faciada 301 maden işçisi hayatını kaybetmişti. O tarihten bugüne çocuklarını ve yakınlarını kaybeden ailelerin adalet mücadelesi de devam ediyor. 9 Temmuz tarihinde karar duruşması tarihinde mahkeme heyeti üye hâkiminin rahatsızlığı gerekçe gösterilerek davayı 11 Temmuz'a erteledi. Hayatını kaybeden işçilerin yakınları duruşmanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi önünde iki gün boyunca oturma eylemi yaptı. Yaşamını yitiren madenci aileleri ve yakınlarının dört yıllık mücadelelerinin arından, dava 11 Temmuz’da görülen karar duruşmasında işletme sahibi Alp Gürkan ile birlikte 37 sanığın beraat etmesi ve işletmenin Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’a 15 yıl verilmesiyle sonuçlandı. Bunun üzerine, aileler “Kaybolan adaleti aramak için düştük yollara” diyerek yeni bir adalet arayışına sürüklendi. 6 günlük yürüyüşün ardından Hâkimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanı, toplantı olduğu ve haberi yoktu gerekçesiyle ailelerle görüşmedi. Adaleti HSK’de de bulamayan ve Soma'ya geri dönen aileler adalet arayışlarına devam edeceklerinin mesajını verdi.  
 
‘TEK ADAM REJİMİNDEN SONRA ADALETSİZLİĞİ BARİZ GÖRDÜK’
 
Maden faciasında oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden Gülsüm Çolak, davanın başından bu yana birçok hukuksuzlukla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Adalet arayışlarına devam edeceklerini belirten anne Çolak, 24 Haziran seçimlerinde sonra çıkan sonuçtan Soma davasında bir adaletsizliğin yaşanacağını anladıklarını dile getirdi. Çolak, adalete olan inançlarını tamamen kaybettiklerini belirterek, mahkemede yargılanan sanıkları bir şekilde kendilerini aklayabileceklerini söyledi. Tek adam rejiminden sonra adaletsizliği bariz gördüklerini söyleyen Çolak, “Mahkemenin tutumun resmen ailelerle dalga geçmeye yönelik olduğunu söyledi. Bu durumun ailelerdeki rahatsızlığını had safhaya çıkardı. Mahkemenin sonucunu ortaya koymaya yönelik bir yaklaşım oldu. Duruşma ne tesadüf ki Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde yaşanan tren kazası ve Cumhurbaşkanın yemin töreni olduğu için mahkemenin 11 Temmuza ertelendi. Oturma eylemlerine başladıktan sonra mahkemenin cezasız tutumunu tartıştık ardından Ankara'ya HSK'ya gitme kararı aldık” diye ifade etti. 
 
'BİRİLERİMİZ ADALET, BİRİLERİMİZ KEMİKLERİ İÇİN MÜCADELE EDİYOR'
 
Anne Çolak, polisin kendilerini Manisa'da Ankara'ya kadar yoğun bir şekilde takip ettiğini kaydetti.  Ankara’ya giderken bindikleri otobüsün şoförünün kendilerini garajda bıraktığını dile getiren anne Çolak, taksilere binerek HSK önüne gittiklerinde polislerin etten duvar ördüğünün altını çizdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) vekillerinin de yanlarında olduğunu aktaran anne Çolak, “Vekillerin araya girmesiyle açıklama yaptık. Tek isteğimiz adalet. Bunu söylediğimizde saldırıya uğruyorduk. Ertesi günü kalmış olsaydık yine çıkmayacaktı karşımıza. Haklı olduğumuzu biliyorlar. Biz de artık çocuklar ölmesin, analar ağlamasın böyle bir kararla yola çıktık. İlk olarak Çanakkale'ye daha sonra İstanbul Silivri Cezaevinin önünde dava avukatımız Selçuk Kozağaçlı'ya selam vererek basın açıklaması yaptık. Açıklamadan sonra Cumartesi Anneleri, Berkin Elvan'ın annesi, iş kazalarında yakınlarını kaybeden ailelerle buluştuk. Çok kalabalık bir buluşmaydı. Biz Soma'lı aileler Cumartesi anneleriyle sohbet ederken taleplerimizin, haykırışlarımızı bir vücut olduğunu anladık. Bize 'Siz diyorsunuz ki mezardan toprak aldık, kemikleri kalmadı.  En azından toprağını getirdin. Biz kemiklerini bile bulamadık. Kemiklerini bulsak mezarı var diyeceğiz' dediler. Birilerimiz adalet, birilerimiz de yakınlarının kemikleri alıp dua okuyacak mezarları olsun diye mücadele ediyor. Biz adalet için çıktık yola, onlar yakınlarının kemiklerini bulmak için yıllardır direniyor. Yıllar geçse de katil aynı katil" dedi. 
 
‘AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE GİDECEĞİZ’
 
"İstediğimiz cezayı vermeyeceklerini herkes biliyordu” diyen anne Çolak, umutlarını yitirmeden sadece beklediklerini söyledi. Çolak, HSK’ya, “adaleti vermediniz çocuklarımızın kemikleri kalmadı” demek istediklerini fakat söyleyemediklerini dile getirdi. Adaletin olmadığını fakat sermayeden yana olan bir adaletin olduğunu ifade eden anne Çolak, “Zenginin parasının olup ta suçluysa yine de yargın ona yönelik çalıştığını gördük. Tek adam haklı değil. 20 yıl öncesi üreten bir ülkeyken şimdi yarınımıza umutla bakacak bir ülke değiliz. Savaş ve katliamlarla anılan bir ülke olduk. Yargıdan rahatsız olduğumuzu, adaletin artık ezilenden yana olsun demek için yola çıkmıştık. Bundan sonra ki nesillere zarar gelmesini istemiyoruz. Bundan sonraki süreçte İstinaf ve Anayasa Mahkemesi var. Eğer oradan da dönüş olmazsa Avrupa İnsan Hakları mahkemesine gideceğiz. Biz bitti demeden bitmeyecek. Bu dava daha bitmedi. Benim içimin rahatlaması için adalet yerini bulması için mücadelemize devam edeceğiz. Ölümlerin bedeli adaletsizlik olmamalı. Kolay yetişmiyor bir evlat. Öldürsün diye bizden üç, beşi çocuk istemeye hakkı yok. İnsanlar çok iyi düşünmeli" diye konuştu. 
 
MA / Ayşe Sürme