Suriyeli sığınmacılar korku içerisinde

img
ANTEP - Antep’te 5 Temmuz günü küçük bir çocuğa taciz söylentisi ile Suriyeli birçok aileye ait ev ve işyerleri yağmalandı. Aileleriyle birlikte linç edilme tehlikesi yaşayan Suriyeli sığınmacılar, "Buraya tatil için gelmedik” sözleriyle geride bırakmak zorunda kaldıkları ülkelerinde süren savaşı ve sığınmacı olarak burada yaşadıklarını anlattı.
 
Suriye’de 2011 yılından bu yana süren iç savaştan dolayı ülkelerinden ayrılıp, Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteci sayısı, İçişleri Bakanlığı'nın Haziran 2018 itibariyle açıkladığı son verilere göre 3 milyon 570 bin 352. Bakanlığa bağlı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün hazırladığı rapora göre, Suriyelilerin yoğun olduğu ilk 10 il arasında yer alan Antep’te ise tam 377 bin 506 sığınmacı   yaşıyor.
 
Bu nüfus yoğunluğu, Suriyelilere dönük önyargılar, ayrımcılık, ırkçılık, cinsiyetçilikle birleşince diğer birçok kentte sıklıkla karşılaşıldığı gibi Antep’de de sığınmacılara dönük linç ve yağmaya varan saldırılar yaşandı. Son olarak 5 Temmuz günü Hoşgör Mahallesi’nde küçük bir çocuğa yönelik yaşandığı ileri sürülen istismar söylentisi kenti karıştırdı.
 
Olayın yalandığı iddia edilen Hoşgör Mahallesi’nde yaşayan Suriyelilere yönelik bir anda fitili ateşlenen saldırılar, Yukarıbayır ve Güneş mahallelerine sıçradı. Çıkan olaylar polis müdahalesiyle yatıştırılırken, saldırılarda çok sayıda Suriyeli sığınmacının ev ve işyerlerine zarar verilip, yağmalandı.
 
Bu yaşananları değerlendiren kentteki Suriyeli esnaflar, olayların çıkış kaynağının provokatörler olduğu düşüncesinde. Ortaya atılan yalanlarla halkın kışkırtıldığını belirten esnaflar, ya da tek bir kişinin yaptığı hatanın hesabının tüm Suriyelilere kesildiğini ifade etti.
 
SALDIRGANLARIN ‘ALLAH-U EKBER’ DİYE BAĞIRMASI ŞAŞIRTTI
 
Olay günü dükkânlarına saldıran grubun en çok "Allah-u Ekber" diye bağırmasını garipsediğini söyleyen ismini vermek istemeyen Suriyeli bir esnaf, “Biz de Müslümanız. Allah hepimizin Allah'ıdır. Kendi din kardeşimizin bize böyle yapması canımızı yakıyor” diyerek bu duruma dair
Rahatsızlığını dile getirdi.
 
‘KORKU İÇERİSİNDE YAŞIYORUZ’
 
Hoşgör Mahallesi’ndeki lokantası saldırıların hedefi olan Bilal Mune, Antep’e 3 yıl önce Rakka’dan gelmiş. 
 
Olayların çıkış kaynağının tamamen fitne olduğunu söyleyen Mune, dış kepengi ve camını kırarak dükkanına giren saldıranların içeriyi yağmaladığını, bu yüzden 4 bin TL’lik zararı oluştuğunu kaydetti. Mune, saldırıların başlaması ile birlikte yaşadığı korkuyu ise, şu sözlerle dile getirdi: 
 
“Burada herkesin iyi olması mümkün değil, bizleri iyi karşılayıp yardım edenler olduğu gibi kötü olup dükkânlarımıza saldıranlar da var. Korkudan 4 gün dükkânımı kapattım. Saldırıların olduğu gece ben kendi evimde bile endişe içerisindeydim. Olayların başta Antep geneline, sonrasında ise tüm ülke geneline yayılabileceğini düşünüyordum. Olaylar şuan yatıştı ama ileride tekrarlanıp tekrarlanmayacağını bilmiyoruz. Korku içerisinde yaşıyoruz. Bu gibi saldırıların olması bir an önce Suriye’ye geri dönme isteği getiriyor ama orada da savaş devam ediyor. Suriye de tam anlamıyla barış olduğunda zaten döneceğiz.” 
 
‘İNŞALLAH BİR DAHA TEKRARLANMAZ’
 
Yukarıbayır Mahallesi’nde esnaflık yapan Halepli Nabegh Hosari de, 7 yıldır kentte yaşıyor. Sahip olduğu bakkaldaki ürünlerin saldırılar sırasında çalındığını aktaran Hosari, işyerinin daha önce iki kez daha benzer saldırıların hedefi olduğunu anlattı. 
 
Kent sakinleri ile dost oldukları, bu saldırıları gerçekleştirenlerin ise, birilerinin yönlendirmesiyle hareket eden düşüncesiz gençler olduğu görüşündeki Hosari, yaşadıkları saldırı sonrası hala üzerinden atamadığı tedirginliğini “Bu olaylardan dolayı çok korkuyoruz. İnşallah bir daha tekrarlanmaz” sözleriyle dile getirdi.
 
‘SAVAŞ BİTTİĞİ AN ÜLKEME DÖNECEĞİM’
 
İsmini vermek istemeyen Suriyeli bir diğer esnaf ise, benzer biçimlerde maruz kaldıkları saldırılara dönük tepkisini ise, “Biz burada sığınmacıyız, buraya tatil için gelmedik. Savaştan kaçıp geldik. Suriye’deki savaş daha bitmedi, savaş bittiği an burada bir saniye bile durmayacağım. Savaştan kaçıp sığınmış insanlara neden saldırılıyor? Tek bir Suriyelinin hatası neden tümüne bağlanıyor? Antepli birisi kötü bir şey yaptığında tüm Antepliler mi kötüdür?” sözleriyle dile getirdi
 
MA / Muhammed Abdulkadir Esen