Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutuklu Yaşar Eriş, teşhisi konulan şizofreni hastalığı nedeniyle sağlık sorunları yaşıyor. 2001 yılında “örgüt üyesi olmak” iddiası ile tutuklanıp, ağırlaştırılmış müebbet cezası verilen Eriş’e, ilk olarak askere gittiği dönemde uğradığı şiddet sonrası şizofreni tanısı konuldu. Tutuklandığı ilk ay boyunca yine ağır işkencelere maruz kalması üzerine ise, tedavi için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırılan Eriş’in tedavisi yarıda kesilmesi nedeniyle zaman içerisinde ilerledi. 

 

Verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasından dolayı tek hücrede tutulan Eriş’in durumu hakkında bilgi veren vasisi Arzu Aksakal, Eriş’in sağlık durumunun giderek ağırlaştığı belirtti.

 

‘HER AN KENDİNİ ÖLDÜRME TEHLİKESİ VAR’

 

Aksakal, görüşlerine gittiği Eriş’le aralarında geçen diyalogu “Sürekli sesler duyduğunu, parçalanmış insan ve hayvan yüzleri gördüğünü söylüyor. Duyduğu seslerin ‘kendini öldür’ dediği için intihar etmeye çalıştığını söylüyor. Her an kendine bir şey yapma ihtimali olan ve teşhisi konulan bir hastalık karşısında tek kişilik hücrede tutulması Yaşar için işkencedir” sözleriyle paylaştı.

 

Aksakal, gördüğü rüyalardan kaynaklı Eriş’in uyuyamadığını da ekledi. Bu durumu nedeniyle Eriş’in biri açık diğeri kapalı olmak üzere her ay iki kez görüşüne gitmeye çalıştığını dile getiren Aksakal, “Yaşar her geçen gün zayıflıyor. Tedavisi düzenli bir şekilde yapılmadığı ve gözetim altında olmadığı için her an kendini öldürme riski sözkonusu. Yemeklerinde cesetler gördüğü için yiyemediğini söylüyor. Yemek yiyeme ve uykusuzluktan kaynaklı aşırı kilo kaybı yaşıyor” dediği Eriş’in, sağlık durumu her geçen gün daha da kötüye gitmesine rağmen yetkililerin bu konuda en ufak bir adım bile atmadığını ifade etti.

 

‘SİYASİ TUTSAKLARA ÖZEL TECRİT UYGULANIYOR’

 

Tekirdağ Cezaevi yönetiminin Eriş’in tedavi taleplerine yanıtsız kaldığını söyleyen Aksakal tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Tekirdağ cezaevi yönetimi siyasi tutsaklara özel bir tecrit uyguluyor. Hastalar ya sevk alamıyor ya da işkence yöntemleri ile hastaneye götürülüyor. Yaşar, arkadaşları aracılığı ile cezaevi yönetimine hastane sevki için başvuruda bulundu, fakat sadece revirde bulunan psikiyatriste götürüldü. Cezaevi psikiyatristi de; ‘bunun bir şeyi yok’ diyerek herhangi bir tedavi yöntemi uygulamadan hücreye geri gönderilmiş. Bu anlayış Yaşar’ın hastalığının daha da ilerlemesine neden oluyor.”

 

Özellikle OHAL ile birlikte cezaevlerinde baskı ve işkencenin arttığına vurgu yapan Aksakal, gardiyanların kendilerine de ‘siz teröristsiniz, size gününüzü göstereceğiz’ sözleriyle sürekli psikolojik baskı uyguladığını dile getirdi. 

 

'CEZAEVİ YETKİLİLERİ SORUMLU'

 

Eriş’in tedavi olması için girişimlerde bulunduğu belirten Aksakal, “2017 yılının yazında Tekirdağ cezaevi önünde iki kez gözaltına alındım. Sebebini belirtmediler ama Yaşar’ın tedavi edilmesi konusunda ısrarcı olduğum için alındığımın farkındayım. Sadece sabah saat 9 ile 11 arasında havalandırmaya çıkabilen ağır şizofreni bir tutsağın tek başına yaşaması kabul edilir bir durum değil. Başına gelebilecek her türlü durumdan cezaevi yetkilileri sorumludur” diye konuştu. Aksakal, ailesinin de ekonomik nedenlerden kaynaklı Eriş ile ilgilenemediğini aktardı.

 

'KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL'

 

Aksakal, “Yaşar’ın babası bundan 12 yıl önce ağırlaştırılmış müebbet cezasını duyunca kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti. Annesi de 3 yıl önce acılara dayanamadığı için intihar ederek yaşamını sonlandırdı. Geride bir kanser hastası olan kız kardeşi, Almanya’da yaşamak zorunda olan ablası ve uzun yol şoförü olan abisi kaldı. Aile parçalanmış durumda. Tüm bunları düşünen Yaşar’ın psikolojisi daha da bozuluyor ve hastalığını tetikliyor. Ailesi ile yaşaması gereken bir hasta, tek başına bir hücrede tutuluyor. Bu asla kabul edilir bir durum değil” diyerek başta Yaşar Eriş olmak üzere hasta tutukluların biran önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. 

 

MA / Elif Çetiner