Dest bûlûnk ve parzun yaparak kültürlerini yaşatıyorlar

  • kadın
  • 09:13 13 Temmuz 2018
  • |
img
HAKKARİ - Aşağı Derecik köyünde yaşayan Fatma ve Züleyha Turan, Kürt kültürünün bir parçası olan dest bûlûnk ve parzun yaparak hem geçimlerini sağlıyor hem de kültürlerinin yok olmasını engelliyor. 
 
Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Dutlu (Bêlat) köyünden 90’lı yılarda göç ederek merkeze bağlı Aşağı Derecik (Çemê Şemaşê) köyünün Yeni Mahalle (Taxa Bêladiya) mezrasına yerleşen Turan ailesi, aradan geçen yıllara rağmen kültürlerini yaşatmaya devam ediyor. 
 
Köyün kadınları, yıllarca kendi besledikleri küçükbaş hayvanlardan elde ettikleri yünlerden işledikleri iplikleri doğal kökler ve bitkilerle renklendirerek çanta, parzûn (süzek), hefsar (koşum), takûn (kıl çadırında kullanılır), doxîn (kasık bağı), şûtik (bel kuşağı) ve dest bûlûnk (beşikte kullanılır) üretiyor. Yıllarca yaylalarda yaşamlarını idame ettikleri siyah çadırların yapımında kullanılan ve keçi kılından yapılan takûnları, hayvancılığın azaldığından dolayı artık üretemediklerini dile getiren kadınlar, ellerinde kalan ve küçük imkanlarla ürettikleri dest bûlûnkler yapıyor. Dest bûlûnk, bugün birçok ailenin bebeklerini büyüttükleri tahtadan yapılan beşiklerde kullanılıyor.  
 
EL EMEĞİ GÖZ NURU ÜRÜNLER 
 
Yaklaşık 3 metre mesafede çakılan iki kazığın arasına daha önce kendi yaptığı kök boyalar ve otlarla renklendirilen ipleri geçirerek, dest bûlûnk yapan kadınlardan Fatma Turan, meşakkatli ama zevkle yaptıkları işle ilgili şunları söyledi: “Eskiden her köyde çanta, parzun, hevsar, takûn, doxîn, şûtik, dest bûlûnk ve benzeri el işlemesi şeyler üretiliyordu. Yıllarca yaptığımız takûnları birleştirerek kara çadırlar yaparak yaylalara kalırdık. Eskiden köylerde hayvan besler, berivanlık yapardık. Çoğu zaman ot biçmeye dahi giderdik. Ama şimdi bu köylerde elimizde hiçbir iş imkanı kalmadı. Bizler de bu tür ufak işler yaparak zamanımızı geçiriyoruz.”
 
‘ESKİDEN BEBEKLER DAHA SAĞLIKLIYDI’
 
Köylerden göç ettikten sonra ellerinde hiçbir imkanın kalmadığını ifade eden Turan, “Köylerimizden çıktıktan sonra hayat önümüze çok büyük zorluklar çıkardı. Şimdi de kentlerde yaşayan bazı kadınlar bebekleri için bizlerden dest bûlûnk sipariş ediyor. Bizler de onlar için bunları üretiyoruz. Daha önce bütün köylerde çocuklar ahşaptan yapılan beşiklerde büyütülürdü ve o bebeklere dest bûlûnk bağlanırdı. O dönem çocuklar daha sağlıklı oluyordu. Çünkü bebekler rahat bir uyku çekiyordu” dedi. 
 
‘KÜLTÜRÜMÜZ YOK OLMASIN’ 
 
Her bir dest bûlûnk’ün ortalama 3 metreden oluştuğunu ve yaklaşık bir günde bir çift dest bûlûnk üretebildiğini belirten Züleyha Turan da şunları söyledi; “Dest bûlûnkleri bazen satmak, bazen yeni doğum yapmış tanıdıklara hediye götürmek için üretiyoruz. Çok ucuz olduğu için satışlarından fazla bir para kazanamıyoruz; ama yine de bizlere bir getirisi oluyor. Biz de buradan elde etiğimiz gelirle evlerimizin ihtiyacını karşılıyoruz. Çok ince bir işçilik olduğu için bir günde ancak bitiriyoruz. Bazen de iki günümüzü alıyor. Kişinin kendi talebine göre 4 ya da 5 renkten oluşuyor. Bütün zorluğuna rağmen bizler bu işi yapmaktan çok mutluyuz. Çünkü bu bizim kültürümüz ve yok olmaması lazım” diye konuştu.  
 
MA / Hamza Gündüz