Göçmen kadınlar Türkiyeli hemcinsleriyle atölyede buluştu

  • kadın
  • 09:48 18 Nisan 2018
  • |
img

İSTANBUL - Göçmen kadınlar Türkiyeli hemcinsleriyle bilgi ve deneyim paylaşımında bulunmak amacıyla Uluslararası Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği tarafından organize edilen atölyede buluştu. Derneğin Kurucu Üyesi Ayşe Çelik, atölye ile çok olumlu geri dönüşler aldıklarını söyledi.

Türkiye’de kadın mücadelesinin ürettiği bilgi, belge ve tecrübeyi göç alanında yapılan çalışmalarla buluşturmak, ortak yöntemler ve sözler yaratmak amacıyla çalışmalar yürüten Uluslararası Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği, bu amaçla “Göçebe Kadınlar Atölye Buluşmaları” organize etti.
 
Göçmen kadınların Türkiyeli hemcinsleriyle bir araya gelip, bilgi ve deneyim paylaşımında bulunmalarının hedeflendiği atölye, 7 haftalık programdan oluşuyor. 
 
KADINLARI İLGİLENDİREN PEK ÇOK KONU TARTIŞILIYOR
 
Pek çok kadın kurumunun destek verdiği atölyede, kadınları doğrudan ilgilendiren toplumsal cinsiyet ve göç, feminizm, dayanışmanın önemi ve ortak uluslararası pratikler, kadına yönelik şiddetle mücadele ile uluslararası deneyimler, kadın emeği, ruh ve beden sağlığını korumak gibi temel konular tartışılıyor. Konular Kürtçe, Türkçe, Arapça, Farsça ve İngilizce dillerinde tercümanlar eşliğinde tartışılıyor. 
 
ORTAK NOKTALARI UMUT VE GÜÇ
 
Cumartesi günleri 12.30 ila 16.30 saatleri arasında yapılan atölyelere katılım da bir hayli yoğun. Çoğunlukla Suriyeli olup, farklı meslek ve yaştan kadınların yoğun ilgi gösterdiği atölyelere kimi kadınlar tek başına kimileri de çocuklarıyla katılıyor. En başından bu yana atölyelere dahil olan kadınların ilk işi, her ders öncesi yeni gelen kadınlarla tanışmak.
 
Savaş ve kimi ekonomik gerekçelerle memleketlerinden Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan bu kadınların ortak noktası ise, istemedikleri bir coğrafyada istemedikleri bir hayatı yaşamaya zorlanmalarına rağmen umut ve güçlerini yitirmemeleri. Atölyelerde yer alarak konuları kendileri üzerinden örneklerle tartışmaya açan bu kadınların çoğu öğretmen, kuaför gibi mesleklere sahip olmasına rağmen, Türkiye’de ağır ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılan kadınlar.
 
Bu atölyelere katılan bu kadınlar deneyimlerini Mezopotamya Ajansı (MA) ile paylaştı.
 
Suriye’nin Halep kentinden gelen ve 5 yıldır Türkiye’de yaşayan Leyla Muhammed (35) hemcinslerinden bir şeyler öğrenip, daha da güçlenmek amacıyla atölyelere katıldığını dile getirdi.
 
‘BİZ ÇOK GÜÇLÜYÜZ’
 
Öğretmen Şeza Sultan (52) ise Suriye’nin Halep kentinden göç etmek zorunda kalan kadınlardan.  3 çocuğuyla birlikte 3 yıldır Türkiye’de yaşayan Sultan, “Biz göçmen kadınlar çok güçlüyüz. Daha da güçlenmek için bu atölyelere katılıyorum. Suriye’de öğretmendim ama burada çalışmıyorum. Mesleğimi yapmak istiyorum” dedi. 
 
En büyük sorununun dil ve yaşadıkları ayrımcılık olduğunu dile getiren Sultan, ev kirasını ödemek için çalışmak zorunda kalan ve bu yüzden okula gidemeyen çocukları için üzüldüğünü ifade etti.
 
‘AYAKLARIMIN ÜZERİNDE DURMAYA MECBURUM’
 
Suriye’nin Qamışlo kentinden Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Hevin Hamduşa (32) da atölyeye neden katıldığını şu sözlerle anlattı: “Yaşanan savaştan çıkmış kadınlar olarak ne kadar güçlü olduğumuzu göstermek için buradayım. İstiyoruz ki sesimizi herkes duysun ve bizim de diğer kadınlara faydamız olsun. Biz buradan çıktıktan sonra öğrendiklerimizi paylaşmak istiyoruz. Ben Kuaförüm. 6 yıldır Türkiye’deyim. Hepimiz memlekette meslekleri olan kadınlardık aslında ve buraya keyfimizden gelmedik. Savaştan çıktık. Kimimiz ölüm, kimimiz yıkım gördü. Kalbimize yerleşen korkuyu kırmak ve sesimizi çıkarmak istiyoruz. Ailemi çok özledim mesela. Tek başımayım ve yanımda kimse yok. Mecburum kendi ayaklarım üzerinde durmaya ve bu yüzden de buradayım."
 
‘HEPİMİZ BİRGÜN GÖÇMEN KADIN OLABİLİRİZ’
 
Uluslararası Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği Kurucu Üyesi Ayşe Çelik ise, göçmen kadınlarla atölyede bir araya gelme deneyimlerine ilişkin bilgi paylaştı. 
 
Gelen tüm kadınlarla birebir tanışmak istediklerini söyleyen Çelik, “Bu atölyelere göçebe atölyeler dedik. Aslında hepimiz burada göçebe kadınlarız. Bütün kadınlar bir gün göçebe olabilir. Bir gün elimizde bir valizle kendimizi başka bir ülkede bulamayacağımızın garantisi yok. Böyle bir dünyaya doğru gidiyoruz ve öyle düşünerek atölyelere bu ismi verdik. İlk haftasında göçmen bir kadın arkadaşımız atölyenin neden gerekli olduğunu ortaya koydu. ‘Biz burada sizinle yan yana oturuyor sohbet ediyoruz. Bu çok hoşumuza gitti, çünkü bize Türk komşularımız selam bile vermiyor’ dedi mesela. Bu başlı başına birbirimize dokunmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren cümle oldu. Kadın çalışmasının kadınlar eliyle yapılması gerektiğini düşünüyoruz. O yüzden de atölyelerimiz çok iyi ve keyifli geçiyor. Birbirimizi tanıyor ve birbirimizin diliyle konuşmaya başlıyoruz. Anlamaya ve ortak bir söz çıkarmaya çalışıyoruz. Umarım 7 haftanın sonunda ortak bir dilimiz olacak ve onlarla daha güzel çalışmalar yapacağız” dedi.
 
‘ÇOK OLUMLU DÖNÜŞLER ALDIK’
 
Kadınların daha çok soru sorarak, yine daha fazla şeyler paylaşabileceklerini göstermek istediklerini belirten Çelik, amaçlarını bilgi alıp vermek olduğunu söyledi. Çelik, sözlerinin devamında şunları söyledi: “Çok olumlu geri dönüşler aldık. Bizimle birlikte olmaktan büyük keyif aldıklarını söylüyorlar. Biz de bunu duydukça daha çok mutlu olduk. Bunları daha sık yapmamız gerektiğini anladık. Bu projemiz yeni fikirler üretmemizi sağladı ve o fikirleri hayata geçirmeyi istiyoruz. Çok fazla göç alan bir ülke konumundayız ve bundan dolayı da mülteci hukuku ortaya çıktı. Bizim de toplumsal olarak duyarlılık geliştirmemiz gerekiyor. Biz de atölyelerle bir nebze de olsa bunu yapmaya çalışıyoruz. Birbirimizin hikâyelerinden çok etkileniyoruz. Demek ki biz bir araya gelsek çok güzel şeyler yapabiliriz düşüncesi oluştu.”
 
Etkinliklere katılım göstermek isteyenler ise, İstanbul Şişli Meslek Yüksekokulu Esentepe Yerleşkesi Binası, Büyükdere Caddesi. Esentepe Mah. No: 100 Kat: 2 Şişli adresi üzerinden ulaşabilir.
 
MA / Necla Demir