TÖP Sözcüsü Koca: HDP ve Demirtaş’ı destekliyoruz 2018-05-13 09:27:09   İSTANBUL - HDP etrafında dalga dalga büyüyen destek ve dayanışmaya katılan örgütlerden TÖP’ün Sözcüsü Perihan Koca, HDP ve Demirtaş’ı desteklediklerini dile getirdi.   İki ittifak tek bloklu baskın seçime sayılı günler kalırken, demokrasi güçlerin adresi olan Halkların Demokratik Partisine (HDP) destekler artarak devam ediyor. Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Perihan Koca, 24 Haziran’da HDP’yi ve cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı destekleyeceklerini belirtti.    Seçimlerin ülke geleceği için çok kritik olduğunu hatırlatan Koca, “Türkiye kendi tarihinin özel bir sürecini yaşıyor. Bu süreç açısından 24 Haziran kritik bir evreyi işaret ediyor. Türkiye OHAL koşullarında bir seçim sürecinde. Baskın seçim süreci bir kaos sürecine evrilerek ilerliyor. Bu süreç 2013 Gezi ayaklanması ile başladı ve tarihsel dönemeçlere evirerek kaotik bir zemin içerisinde ilerliyor. Bu kaotik zemin giderek derinleşiyor” dedi.     ‘KUTUPLAŞMA SİYASETİ DEVREDE’   Bu süreçte birçok ihtimal ve olasılığın devrede olduğu belirten Koca, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın toplumu “şoka uğratma”, “toplumsal kutuplaşma” ve “bölüp-parçalayarak”  siyaseti bugüne kadar yürüttüğünü vurguladı.  Koca, “Hızlı bir biçimde 24 Haziran’a doğru ilerlemeye çalışıyor. Ancak burada başarılı olduğu nokta kriz dinamikleri ile sarıp, sarmalanan ve meşruiyet zemini giderek kaybolan bir iktidar gerçekliği olsa da gündemi belirleme noktasında bir başarısı var. Bu noktada sol sosyalist güçlerin eleştirel, özeleştirel davranması gerektiren bir süreç içerisindeyiz” diye konuştu.    ‘SEÇİMİN MEŞRUİYETİ YOK’   OHAL koşullarında seçimlerin meşruiyetinin olmadığını vurgulayan Koca, muhalefetin de “hodri meydan” diyerek, kabul etmesini eleştirdi. Koca, “Her ne olursa olsun 24 Haziran takvimi başkanlık rejimi açısından ve ülkenin geleceği açısından tayin edici bir noktada olacak” dedi.    ‘BAŞKANLIK REJİMİNE TEŞNE OLAN SÜREÇ İŞLİYOR’    HDP dışında başkanlık sistemini eleştiren bir tutum ile karşılaşmadıklarını dile getiren Koca, “Başkanlık rejiminin tartışılmadığı, aksine başkanlık rejimin teşne olan ve bir restorasyon sürecinin hızla inşa edildiği bir süreçten geçiyoruz. Bu anlamı ile özellikle ‘Millet ittifakı’ içerisinde yer alan bileşenlerin özellikle bu noktaya vurgu yapmamasını belirtmek gerekiyor. HDP başta olmak üzere sol, sosyalist, halkçı dinamiklerinde buraya işaret etmesi gerektiği de önemli bir noktada görüyorum” diye belirtti.     ‘AKP’NİN YÖNETEMEME KRİZİ VAR’   AKP’nin seçime gitmekten başka bir şansının olmadığını sözlerine ekleyen Koca, şöyle devam etti: “Sürekli toplumsal kutuplaşmayı yükselterek ilerlemekten başka bir şansı yok. İktidarın bir yönetememe krizi ile karşı karşıya olduğu bir gerçeklik var karşımızda. Bugün dünya konektöründe giderek derinleşen bir ekonomik kriz gerçekliği var. Bu ekonomik kriz içerisinde Türkiye çok kırılgan bir ülke. Ekonomik kriz gerçekliği artık her evde yakıcı bir şekilde kendisini hissettiriyor. Emek-sermaye çelişkisi dediğimiz çelişki önemli bir çelişki haline geldi.”    ‘DEVLET KRİZİ İLE CEBELLEŞİYOR’   15 Temmuz ile birlikte bir devlet krizinin ortaya çıktığını ifade eden Koca, değerlendirmesini şöyle sürdürdü: “15 Temmuz sonrasında toplum nezdinde ciddi bir itibar kaybeden AKP, bir de devletin kendi katmanları içerisinde giderek derinleşen krizi ile cebelleşiyor. Yönetmeme krizi içerisinde olan ve toplum tarafından meşru kabul edilmeyen iktidarın elini kolunu bağlayan bir süreç olarak şekilleniyor.”    ‘ULUSLARARASI GÜÇLERİN BAŞKANLIKLA DERDİ YOK’   AKP’nin uluslararası arenada bir güven vermemekle birlikte bu güçlerin başkanlık sistemi ile derdi olmadığını belirten Koca, “Onların derdi bu rejimin sermayenin rejimi olmasının gerekliliği. Onların derdi bu rejimin sermayenin rejimi olduğu oranda AKP-Erdoğan kliniğinin de onun sözcüsü olması gerekliliği” yönünde olduğunu söyledi.    ‘AKP’NİN TEK DAYANAĞI 24 HAZİRAN’   Koca, ifadelerini şöyle sürdürdü: “Bunun için toplumu kutuplaştırarak koltuğa oturma derdinde. Onun başka çaresi yok. Onun için sürekli kadınlardan Alevilere, Kürtlerden çocuklara, toplumun tüm bireylerine uzanan bir şekilde yasakçı, sansürcü, baskıcı bir biçimi ile kendi rejimini inşa etmek durumunda. 24 Haziran onun için belki de tek dayanak.”    ‘VAATLERİ 16 YILIN VAATLERİ’   AKP-MHP’nin “Cumhur İttifakı” halklara eski vaatlerde bulunduğunu dile getiren Koca, şöyle devam etti: “16 yıldır kendilerinden başkası iktidarmış gibi bir çalışma içerisindeler. Ekonomik- politik istikrarsızlık söz konusu. Bu iktidarsızlık hali derinleşerek devam ediyor. Ekonomik kriz önemli bir yerde duruyor. Artık geçiştirilecek bir yanı da yok. Yeni savaş teknikleri ve Afrin gibi yeni operasyonların olacağı vaadi dışında pek bir vaatte bulunmadığını görmek lazım.” Erdoğan’ın hitabet alanını da gederek daraldığına dikkat çeken Koca, iktidar ittifakının kazanmak için her şeyi yapacağını söyledi.    ‘KÜRT DÜŞMANLIĞI GERÇEKLİĞİ SUNULDU’   Cumhur ve Millet ittifakında Kürt düşmanlığı tavrının sürdürüldüğüne işaret eden Koca, “HDP’nin sosyalist değerlere, solun, ilericilerin, aydınların, bu ülkenin gidişatından rahatsız olan tüm kesimlerin değerlerine uygun bir biçimi ile bağımsız bir şekilde seçimlere girmesi gerekiyordu. Bu anlamı ile ‘Millet ittifakı’ içerisinde yer almaması HDP açısından bir avantajdır. Seçim süresince yapacağımız çalışmalara da bu şekilde yedirmek gerekiyor” ifadelerinde bulundu.    CHP için olabilecek en iyi seçeneğin Muharrem İnce olduğunu belirten Koca, şunları dile getirdi: “CHP Muharrem İnce’yi aday göstererek ve 15 vekili İYİ Parti’ye vererek içindeki krizi aslında konsolide etmiş oldu. İnce’nin Demirtaş’ı ziyaret etmesi ile Kürt seçmen tavrını da ortaya koydu. Bu iyi bir şeydir.”    'SONUCU BELİRLEYECEK GÜÇ HDP’   Belirleyici asıl gücünün HDP olduğunu hatırlatan Koca, “Eğer HDP barajın altında kalırsa bu sadece HDP’nin ve HDP’ye oy verenlerin sorunu olmayacaktır. CHP başta olmak üzere ‘Millet ittifakı’nın da en önemli sorun yumağıdır” değerlendirmesinde bulundu.   ‘BU SEÇİM BİR KOPUŞ SEÇİMİDİR’   CHP’nin tabanında özellikle 2013’ten bu yana ciddi şekilde demokratikleşmeye, halkçı meyil etmiş, hazır bir halk kitlesinin var olduğunu ifade eden Koca, şöyle devam etti: “Bu gerçek bir halk kitlesi. Seçim sürecinde de bizim oraya seslenen bir pratik sergilememiz gerekiyor. Hem bu kopuş dinamiğini zorlamak açısından hem de eğer demokratik halkçı bir ülkeye doğru evirtme iddiamız varsa, bizim açımızdan tek tarih 24 Haziran değilse, orta vadeli, ileri vadeli planlamalar yapacaksak, yapmamak siyasi aymazlık olacaktır. Bu dinamiklere seslenen politikalar üretmek elzem olacaktır. Çünkü bu seçim bir kopuş seçimi olacak. Sadece CHP seçmeni için değil, İYİ Parti, AKP, SP, MHP açısından da böyle olacak.”    ‘DEMİRTAŞ’IN TUTUKLULUĞU SORUN’   Demirtaş’ın cezaevinden yürütülebilecek en parlak seçim kampanyasını yürüttüğüne dikkat çeken Koca, “Bu süreç Demirtaş’tan ziyade başta HDP olmak üzere Selahattin Demirtaş’a oy isteyecek ve ülkenin kaderi açısından tayin edici olacak 24 Haziran seçimlerini ana gündemini belirliyor aslında. Demirtaş’ın tutukluluğu hem millet ittifakını hem de Türkiye’deki sol ve sosyalistlerin sorunsalı olarak önümüzde duruyor. Demirtaş’ın cezaevi koşullarında bir seçim kampanyası yürütmesini basınç uygulayarak devreye sokabiliriz. Bugün sol, sosyalist siyasetler içerisinde bir cumhurbaşkanına işaret etmeyen, seçim kampanyası yürütecek, cumhurbaşkanlığı ya da milletvekili seçimlerinde bir kurumu bir yapıyı, işaret etmeyen sosyalist kesimler var. Bu kesimler aynı zamanda sokağı güçlü olarak kullanacak kesimler. Bir biçimde Erdoğan’ı durdurma, geriletme noktasında sokakta olacak, sokağın pratiğini sergileyecek siyasetler. Bu anlamı ile sadece Demirtaş’a oy kampanyası değil de Erdoğan’ı durdurma, Erdoğan’ı gönderme kampanyası tüm mahallelerde Türkiye’nin dört bir yanında en yüksek sesle söylenebilecek bir biçimi ile bir kampanyanın, bir halklaşma pratiğinin de devreye sokulacağı bir süreç içerisindeyiz” değerlendirmesinde bulundu.    “24 Haziran’a sıkışmadan, 25 Haziran’ı gören bir yerden Erdoğan’ı durdurma üzerinden bir politik atmosfer yaratabiliriz” diye devam eden Koca, şunları söyledi: “Özellikle sol sosyalist kurumlar başta olmak üzere bunu yapabiliriz. Bu kampanyanın ana gündemlerinden biri Demirtaş’ın serbest bırakılması, ikincisi HDP’nin baraj sorununu aşması meselesi. Özellikle Demirtaş kampanyasın yapmayacak kesimlerle beraber büyük bir ortaklaşma sağlayarak HDP’nin baraj sorununu sıfırlayabileceğimiz ve Demirtaş’ın güvenli ve olması gerektiği gibi adil, eşit bir biçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimine girebileceği ve kampanya yürütebileceği bir odak noktası sağlayabiliriz.”    'HALK KENDİ MECLİSLERİNİ KURMALI'   Koca, sözlerine şöyle devam etti: "7 Haziran'da 16 Nisan'da yapılan eksikleri ve yaratılan boşlukları gören bir yerden 24 Haziran sandık matematiğine sıkışmadan, günü kurtaran değil de, ülkeyi yeniden kurma iddiasıyla yarını bugünden inşa edecek olan halklaşma pratikleriyle, demokratik cumhuriyet perspektifi ile halkın kendi meclislerini kurmaya soyunmalıyız, bu zemin mevcuttur.”    ‘GENİŞ BİR SEÇİM İTTİFAKI OLUŞTURABİLİRİZ’   Avrupa’da 30 ülkede Demirtaş ve HDP’ye oy kampanyasının gerçekleşeceği “Birlikte kazanabiliriz, birlikte başarabiliriz” kampanyasını ve bölge kentlerinde Kürt partilerin bir araya gelerek ittifak haline hareket yapacaklarını duyurmalarının önemli olduğunun altını çizen Koca, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin batısında da en geniş şekilde bir seçim ittifakı karşılığını bulabilir. Bugün Demirtaş’a oy kampanyası ve başkanlık rejimi karşısında tutumumuzun bu şekilde gerçekleşebileceği bir zemin mevcuttur. Bunun devreye sokulabilmesi gerekiyor. HDP, Türkiye'deki sol, sosyalist öznelerle yan yana gelebilecek bir ekseni kurabilir. 7 Haziran’da, 16 Nisan’da olduğu gibi özeleleştirel tutumlara girişmeden halkın kendi meclislerini kurabileceği bir sürecin adımlarını atabiliriz. Bizler açısından bu önemli.”   MA / Yasin Kobulan