İSTANBUL – HDK, yıldönümünde Çorum Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı. Yapılan açıklamada katliamın “yeni sistemin inşasında topluma verilen bir mesaj olarak organize edildiği” belirtildi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnanç Meclisi, 27 Mayıs - 4 Temmuz 1980 tarihlerinde yaşanıp, 57 yurttaşın hayatını kaybettiği Çorum Katliamı’na ilişkin yazılı açıklama yayımladı.
Katliamda yaşamını yitirenlerin anıldığı açıklamada, “Halkların yüz yıllarca bin bir emek ve mücadele ile yarattığı değerlerin düşmanlaştırılması, birlikte yaşam iradesinin imkânsızlaştırılması, toplumsal hafızanın inkârı… İktidarların tüm bu politikaları halkları tahakküm altına almak için uyguladığı toplum dışı uygulamalardır. Çorum katliamı tam da bu toplum dışı politikaların yeni bir hafızayı, tekçiliği inşa ön adımı olarak gerçekleşmiştir. Tıpkı Maraş gibi, 6-7 Eylül olayları gibi, Dersim gibi” denildi.
40 YILDIR YÜZLEŞİLMEDİ
Aradan geçen 40 yıla rağmen yüzleşilmeyen katliamın toplumsal bir yara olmaya devam ettiğinin altı çizilen açıklamada, “27 Mayıs 1980 tarihinde MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak’ın öldürülmesini bahane ederek sokağa çıkan Ülkücülerin saldırıları ile başlayan Çorum Katliamı, Alevi yurttaşların yoğunluklu olduğu mahallelerin direnişi ile karşılaşmış ve bu sayede saldırganların amaçlarına ulaşması büyük oranda engellenmiştir. Ancak, 3 Temmuz 1980 günü Alâeddin camisinin bombalandığı yalan haberi ile katliamın ikinci aşaması hayata geçirilmiş, dini değerler ve kimlikler en tehlikeli, en onarılamaz halleri ile katliam aracı haline getirilmiştir” diye belirtildi.
Çorum Katliamı’nın “yeni sistemin inşasında topluma verilen bir mesaj olarak organize edildiği” belirten HDK açıklamasının devamında şunlar kaydedildi:
“Zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde, yaşananlar bu tekçi, kutuplaştırıcı zihniyetin, eski yol, yöntem ve argümanları kullanmaya devam ettiğini göstermektedir. Beka söylemi ile dayatılan tekçi iktidarın bekasına karşılık, halkların geleceksiz bırakılmasıdır. Devletin Cem evine, kiliselere, cenaze ve mezarlıklara saldırı karşısındaki tutumu ise aynı politikanın tehlikeli, tamamlayıcı unsurları olmaktadır. Cezasızlık politikaları ile kendilerine ve kendinden olanlara korunaklı alan yaratma, bir devlet politikası olarak halklara dayatılmaya devam edilmekte, kutuplaştırma derinleştirilmektedir. Ancak tüm bu yaşananlar karşısında halkların eşit, birlikte yaşam iradesi bu mücadelenin esas belirleyeni olacaktır. Bizler halkların mücadelesinden aldığımız inanç ve güçle Çorum Katliamında yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızı anıyor, bu katliamın aydınlatılması ve bir daha yaşanmaması için mücadele sözü veriyoruz.“