ANTALYA - Akdeniz Üniversitesi'nde okuyan 3 Kürt öğrenci kaldıkları yurtta ülkücülerin saldırısına uğramalarına dair rapor hazırlayan İHD, öğrencilerin, yaşam ve eğitim haklarının engellendiğini, dosyanın da cezasızlık politikasıyla kapatılmak istenildiğini kaydetti.
Antalya Akdeniz Üniversitesi Korkuteli Meslek Yüksek Okulu’nda eğitim gören 3 Kürt öğrenci, kaldıkları Kredi Yurtlar Kurumu'nda (KYK) 1 Kasım 2019 gecesi ülkücü öğrencilerin saldırısına uğrayarak, yaralanmıştı. Yaşanan olaya dair Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca şüpheliler hakkında soruşturma açılmıştı. Saldırıya uğrayan 3 öğrenci, can güvenlikleri olmadıkları gerekçesiyle okullarını bırakmak zorunda kalmıştı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Antalya Şubesi, yaşananlara dair rapor hazırladı.
SÖZLER YERİNE GETİRİLMEDİ
Kürt öğrencilerin KYK yurdunda kaldıkları odada saat 00.00'da iki kişinin gelip onları başka bir odaya götürerek darp edip, hakaret ettiğine yer verilen raporda, saldırıya maruz kalan A.B., Ş.S. ve A.B. adlı öğrencilerin kendilerine başvurduğunu ve bunun neticesinde İHD olarak ilçeye bir avukat heyetiyle 5 Kasım 2019'da gidip, öğrencilerle ve yetkililerle görüşme gerçekleştirdikleri belirtildi. Öğrencilerin yaşam, eğitim ve öğretim hakkının korunup, faillerin saptanarak haklarında gerekli soruşturmaların başlatılması talebiyle Korkuteli Cumhuriyet Başsavcılığı, Korkuteli Kaymakamı, Korkuteli İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli komiser ve Korkuteli KYK Yurt Müdürlüğü ile ayrı ayrı görüşmeler yapıldığına yer verilen raporda, 3 kez ilçeye gittiklerini hem öğrenci hem de yetkililerle görüşüldüğü ancak yetkililerin verdiği sözleri yerine getirmediği kaydedildi.
SALDIRI KAVGA OLARAK GÖRÜLDÜ
17 Aralık 2019'da Korkuteli Kaymakamı'yla yapılan görüşmede, odada İYİ Parti İlçe Başkanı ve yöneticilerinin olduğu belirtilen raporda, "Yaptığımız görüşmede, heyetimizin 5 Kasım 2019 tarihindeki ziyaretinden sonra, olayı hiç bir şekilde takip etmediği ve gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmadığı anlaşılmıştır. İlk ziyarette gerekli talimatları verdiğini, savcılık soruşturmasının beklenmesi gerektiği şeklinde, genel geçer sözler üzerine, bizim kendisini ziyaretimizin amacının, savcılık soruşturmasını konuşmak olmadığı, mağdur gençlerin okulu bıraktığını, onların eğitim ve can güvenliklerinin sağlanması konusunda neler yapıldığını öğrenmek istediğimizi, gençlerin okullarına geri dönüşlerinin sağlanmasının kendilerinin sorumluluğunda olduğunu bildirdik.Israrımız üzerine,yurt müdürünü aradı. Yurt idaresinin, olayı karşılıklı bir kavga olarak ele alarak, mağdur öğrencilerin de aralarında olduğu, 10 öğrenciye soruşturma açtığı, daha önce de soruşturma geçirmiş ve uyarı-kınama cezaları bulunan 1 öğrencinin okuldan uzaklaştırıldığı, mağdur öğrencilerle birlikte 9 öğrenciye ise kınama cezası verildiği bilgisini bize iletmiş, mağdur 3 öğrencinin yurttan ayrıldığını da yeni öğrenerek bize iletmiştir" denildi.
EĞİTİM HAKLARI ENGELLENDİ
Raporda, saldırıya maruz kalan öğrencilerin beyanlarına da yer verildi. İHD tespit ve gözlemlerini raporda şöyle sıraladı: "Yaşanılan saldırının tek gerekçesinin saldırıya uğrayan öğrencilerin Kürt ve muhalif öğrenciler olması olarak gözlemlenmiştir. Saldırıya uğrayan Kürt öğrencilerle yapılan görüşmede daha önceki yıllarda da bu ülkücü grubun Kürt öğrencilere saldırıları olduğu tespit edilmiştir.Heyetimiz saldırı ve tehditlere maruz kalan öğrencilerin yoğun bir travma yaşadığını ve kesinlikle artık burasının kendileri için güvenli bir yer olmadığı için eğitimlerini yarıda bırakıp buradan gitme ihtimallerini gözlemlemiştir. Nitekim yaşanan olaydan sonra saldırı ve tehditlere maruz kalan Ali Bütkül, Şerif Sarıbulak ve Baran Karaca eğitimini yarıda bırakıp ilçeden ayrılmışlardır. Bu şekilde eğitim haklarının engellendiği tespit edilmiştir.
SALDIRIYA UĞRAYANLARA CEZA
Saldırıdan sonra Yurt Müdürlüğü disiplin soruşturması başlatmış olup soruşturma sonucunda saldırıya uğrayan Kürt öğrencilere 'kınama' cezası verildiği tespit edilmiştir. Soruşturma dosyasının incelemesi sonucunda; soruşturmanın, 'basit yaralama, tehdit ve hakaret' suçlarına ilişkin olduğu yürütüldüğü 'insanlığa karşı suç işleme, kişileri hürriyetinden yoksun kılma, eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi' gibi suçlardan herhangi bir soruşturma yapılmadı. Saldırıya uğrayan Ali Bütkül, Şerif Sarıbulak ve Ahmet Biçer'in kolluk ifadelerinin müşteki şüpheli olarak alındığı tespit edilmiştir. Saldırıya uğrayan öğrencilerden Ali Bütkül ve Ahmet Biçer ifadelerinde saldırıyı yapan grup içindekilerden Mertcan Yaman, Emrecan Polat ve soy isimlerini bilmediği Mevlüt, Şahin, Necip, Muharrem ve Ömer isimli şahısları tanıdıklarını söylemesi üzerine sadece bu kişilerin ifadelerinin müşteki şüpheli olarak alındığı olayda yer alan diğer kişilerin ise bilgi sahibi olarak ifadelerine başvurulduğu tespit ve gözlemlenmiştir.
CEZA ALMALARI TALEP EDİLDİ
Okula devam eden başvurucu Ahmet’in ise, soruşturma dosyasında şikayetten vazgeçtiği tespit edilmiştir. Yurt kamera kayıtlarından kritik yerlerde kesilmeler tespit edilmiştir. Kayıtların mutlaka uzmanlar tarafından incelenmesi gerekmektedir. İddianame de saldırıya uğrayan öğrencilerden Ali Bütkül ve Şerif Sarıbulak hakkında basit tehdit ve yaralama suçlarından saldırıyı gerçekleştiren şahıslar hakkında basit yaralama ve hakaret suçlarında müşteki sanık olarak yargılanıp cezalandırılmaları talep edilmiştir. Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi 2020/165 esas sayılı dosyasında düzenlediği tensip zaptıyla 'müşteki sanıkların üzerine atılı suçlamaların basit yargılama usulüne tabi suçlardan olduğundan müşteki sanıkların yazılı savunmalarını 15 gün içinde mahkemeye gönderildikten sonra kararın dosya üzerinden verileceği şeklinde' karar vermiştir."
'YAŞANANLAR HAK İHLALİDİR'
Yaşananların hak ihlali olduğu vurgulanan raporda, "İdarecilerle yapılan görüşmelerde bu olayların yaşandığı kabul edilmekte fakat bunun sıradan bir öğrenci kavgası olduğu şeklinde değerlendirildiği, Kürt öğrencilere yapılan bir ırkçı saldırı olarak ele alınmamıştır. Saldırıyı yapan ülkücü grubun yönlendirme ile gerçek olmayan ifadeler verdirilerek olayın karşılıklı bir hakaret ve saldırı olarak ört bas edilmeye çalıştığıdır. Nitekim asliye ceza mahkemesinin duruşma açmadan dosya üzerinden karar vermeye çalışması da olayın arkasındaki destekçilerin ortaya çıkarılmadan bir an önce basit cezalar belki de cezasızlık kapatmaya çalışıldığını gösteriyor" denildi.