İstanbul’da yapımı devam eden Kirazlı-Bakırköy metro hattının Bakırköy Meydan Durağı’nda, Bayburt Group’un yüklenici firma olduğu şantiyede çalışan yaklaşık 40 işçi, 3 aylık maaşları ödenmeden işten çıkarıldı. Taşeron firmanın “zarar ettiği” gerekçesiyle işten çekilmesi sonrası, istifa etmişler gibi gösterilen işçiler 17 Ocak’ta bir hafta önce sigortalarının sonlandırıldığını öğrendi. Yüklenici firmanın taşeron firma aracılığıyla çalıştırdığı işçiler, resmi olarak işten çıkarılmış olmalarına rağmen bir hafta boyunca çalıştırılmaya devam etti. İşlerine son verildiğini öğrenen işçiler de çalışmalara son vererek, şantiyede greve başladı. 

 

Taşeron firma, aynı zamanda 6 aydır kendilerine yemek sağlayan yemek şirketinin de parasını ödemedi. Şantiyede çok kötü şartlar altında çalışan işçiler, 10 gün önce sularının kesilmesiyle daha da zorlu koşullarda yaşamaya başladı. 

 

‘FİRMA TEMİNAT ALMADI’

 

Bayburt Group’ta 97 gündür çalıştığını söyleyen işçilerden Ramazan Ayazgök, çalıştığı süre zarfında kendisine sadece bir aylık asgari ödeme yapıldığını aktardı. Hiçbir firma yetkilisinin kendileriyle ilgilenmediğini belirten Ayazgök, “Sadece bir asgari ödeme yapıldı. Başka hiçbir hakkımız ödenmedi. Ayın 10’unda da çıkışımızı vermişler. Hiçbir yetkili buraya gelmiyor. Gördüğünüz gibi herkes burada bekliyor. Yükleyici firma sorumluluğu taşerona atıyor, taşeron zarar etmiş diye. Ama yüklenici firma taşerona bir iş verdiği zaman teminat alması lazım. Herkes burada mağdurdur. Kimse bir kuruş para almamış. Herhangi bir yetkili de buraya gelmiyor. 3 aydır maaş alamıyoruz. Öyle olmasa ben niye bu grevi yapayım. Burada herkes farklı memleketlerden gelmiş. Herkes gurbetçidir. Kimse bir hak elde etmedi. Burada kimseye bir zarar da vermemişiz. Sadece paramızı istiyoruz” diye konuştu. 

 

İSTİFA ETMİŞ GİBİ GÖSTERDİLER 

 

Kendilerinden habersiz bir şekilde sigortalarının sonlandırıldığını söyleyen grevdeki bir diğer işçi Mikail Kavuk, “Bizi istifa etmiş gibi gösteriyorlar ama istifa etmiş bir adamın hakkı verilir. Haberimiz olmadan sigorta çıkışımızı yaptılar. Benim sigorta çıkışımı yaptıysa o zaman benim istifa dilekçemi göstersinler. Belgesini göstersin desin ki sen istifa yazdın, dilekçe yazdın. Bana da desin ki haklarını da aldın, daha niye bu şantiyede duruyorsun desin. Biz Bayburt Group yetkilileriyle görüştük. ‘Bizim yapabileceğimiz bir şey yok başınızın çaresine bakın’ dediler. Başınızın çaresine insan böyle bakmaz. Şikayetçi olmaya kalksam 2 sene mahkeme sürecek. Ben 3 ay çalışmışım” ifadelerini kullandı. 

 

ÜÇ AYDIR EVLERİNE EKMEK ALAMIYORLAR

 

Yüklenici firmanın umursamaz tavırlarını eleştiren Kavuk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bedelsiz taşeron tutuyorsun, bunun hakkedişini veremiyorsun. Niye o zaman çalıştırıyorsun kardeşim. Söylenecek söz daha çok ama dile getirsen neye getiriyorsun ki, kim duyuyor. Üç aydır burada çalışıyoruz. Diyorlar ki ‘biz bir ay asgarisini yatırdık.’ 2 bin lira asgariyi yatırmakla olmuyor. İnsanlar 3 aydan beri evine ekmek alamıyor. Veya doğalgazını, elektriğini yatıramıyor. Yani 2 bin liraya gidip de 3 aylık bile doğalgazını yatırabilir mi? Eğer bir insanın hakkı varsa, onun hakkını ödeyeceksin. Buradaki insanları mağdur etmeyeceksin, herkes burada ekmeğinin peşinde. Dışardan ta bin yüz kilometre yol geliyorsun ama emeğinin karşılığını alamıyorsun. Benim hakkımı verin gideyim. Daha fazla niye bekletiyorsun burada. Aşağı tünelin içine indirdiğin gibi, çamurun içinde bir insanın çocuklarını okutması için, geleceği için mücadele edip emek karşılığı burada bedel ödüyorsa, onlar da insanların hakkın ödesin kardeşim.”

 

‘ÜÇ AYDIR TEK BİR LİRA PARA ALMADIM’

 

Çalıştığı 3 aylık süre zarfında hiç para almadığına dikkat çeken bir diğer işçi Niyazi Aslancan, “85 gündür çalışıyorum tek bir lira para almadım” diye sitem etti. Şantiyedeki tüm işçilerin perişan halde olduğunu dile getiren Aslancan, “Adam var bin lira para gönderecek eve, gönderemiyor. Sigara alacak parası yok. Burada canı sıkılsa, çarşıya çıkacak bir kuruş parası yok. Yeri geldiği zaman ‘Biz metroları böyle yapıyoruz, halkımıza böyle hizmet ediyoruz, vatandaşımıza böyle davranıyoruz’ diye reklam yapabiliyorlar” ifadelerinde bulundu. 

 

‘ÇALIŞTIRMAYA DEVAM ETTİLER’

 

Sigortalarının 10 Şubat’ta sonlandırılmasına rağmen çalıştırılmaya devam ettiklerine değinen Aslancan, “Şu anda yerin yüz metre altında çalışma var. Ama bir tane yetkili gelip bu adamların ihtiyacı var mı diye sormuyor. İçeride yaralanmalar oluyor ama kimsenin haberi bile olmuyor. Üzerini örtüyorlar. Sigorta çıkışımız ayın 10’unda verilmiş. Buna rağmen bizi halen burada tutuyorlar. Normalde benim sigorta çıkışım verildiği zaman, burada bir dakika bile durmamam lazım. Polisler dün geldiler diyorlar ki tartışmayın, mahkemeye başvurabilirsiniz. Mahkeme diyecek avukata ver, avukat diyecek bu yıl olmadı ikinci yıl, ikinci yıl olmadı üçüncü yıl. Bunca zaman nasıl uğraşacağız mahkemeyle” diye dert yandı. 

 

‘FATURASI İŞÇİYE KESİLDİ’

 

Tüm sorumluluğun Bayburt Group’a ait olduğunu vurgulayan işçilerden Faik Görkü, “Yoldan geçen taşerona iş veriyor. Teminat almadan. Ana sözleşmede bu yazar; işçi mağdur edilemez. Ama Bayburt Group, taşerondan teminat almıyor. Teminatı almadığı için de taşeron işin altından kalkamadığı zaman, güzel bir para kazanamadığı zaman hadi yallah. İşçi de öylece ortada kalıyor. Taşeron kaçtı gitti, ana firma diyor ki ‘Sizin hakkedişiniz içerde, sizi kurtarmıyor. 90 milyar alacağınız var’ diyor. Bizim hakkımız 251 bin TL tutuyor. Bizi ilgilendiren bir durum var mı burada. Biz ne kadara anlaştıysak öyle çalışırız. Biz çalışırız sadece. Hakkediş ne kadar, ne girmiş içeriye, ne gelmiş ne gitmiş bilemeyiz ki” dedi. 

 

‘ŞİRKET AKP’DEN CESARET ALIYOR’

 

Yüklenici firma ile görüşmelerinde yetkililerin kendilerine “Biz bir şey yapamayız” dediklerini dile getiren Görkü, “Biz yetkili firma ile görüştük, biz bir şey yapamayız diyor. Oysa işi verirken teminat alması gerekiyor. Önceden belli bir miktar para almalı ki, böyle durumlarda işçilerin parasını verebilsin. Kanunda da bu var. Ama Bayburt Group, hiçbir şeyden çekinmiyor. Korkmuyorlar. Çünkü arkalarında AKP var. Başka bir firma olsaydı çoktan bu iş hallolmuştu. Çünkü devlet makamında kara listeye alınacaktı. Ama bunlar korkmuyor İstediğim zaman proje alırım, istediğim zaman yazarım diye düşünüyorlar” ifadelerini kullandı. 

 

MA / İdris Sayılgan – Tolga Güney