Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırısını değerlendirdi.

 

Baş, AKP’nin sadece kendi siyasal emelleri için Türkiye’yi bir savaşa sürüklediğini ve bunun karşısında duranları da bastırmaya çalıştığını belirtti. Baş, bu saldırılar ile AKP’nin kendi ömrünü uzatmaya çalıştığını belirterek, “Bizim Ankara’dan baktığımızda gördüğümüz ilk şey iktidarın içerisine girdiği sıkışmayı, kaybettiği toplumsal meşruiyeti, yenilgiyi ört bas etmek üzerine gerçekleştirdiği bir hamle. AKP’nin gerileme dönemlerinde hep benzer bir taktiği uyguladığını görüyoruz. Gerilimi arttırarak, ellerindeki devlet olanaklarını kullanarak şiddetle, baskıyla, savaşçı politikalarla Türkiye toplumunu teslim alma girişiminin yeni bir örneği bize göre. Sanki 7 düvele karşı dövüşen bir Tayyip Erdoğan imajının arkasına sakladıkları; büyük bir yoksullaşma ve büyük bir yıkım süreci var” dedi.

 

‘MEŞRU BİR TARAFI YOK’

 

İktidarın kendi kavramlarıyla muhalefeti konuşturmaya mahkum etmek istediğine değinen Baş devamla şöyle konuştu: “Bunu bir savaş veya işgal olarak değerlendiren vatan haini ilan ediliyor. Bir milli mutabakat oluşturmak isteniyor ve bunun dışında kalan herkes de vatan haini, terörist ilan ediliyor. Biz başından beri iktidarın kurduğu paradigmaya sıkışmayı reddediyoruz. Sadece bu son operasyon için söylemiyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınır ötesi gerçekleştirdiği her tür askeri harekata ilkesel olarak karşı duruyoruz. Siz doğrudan egemen bir devletin topraklarına askerlerinizi yollayarak bir müdahalede bulunuyorsunuz, bunun kabul edilebilir ve meşru bir tarafı olmadığını açıkça söylüyoruz.” 

 

‘MUHALEFETİN BAŞARI ŞANSI OLMAZ’

 

İktidarın muhalefeti bölmeyi de amaçladığını hatırlatan Baş, “düzen” muhalefetinin tezkereye “evet” demesiyle iktidarın bu tutumunun belli bir karşılık bulduğunu da sözlerine ekledi. 

 

CHP’nin tezkereye “evet” diyerek büyük bir yanlış içinde olduğunu vurgulayan Baş, sözlerini şöyle sürdürdü: “CHP’ye oy veren seçmenin önemli bir bölümünün aslında AKP’nin girişimine milli sorundan öte sarayın bekası olarak baktığı kanaatindeyim. CHP parlamentodaki duruşu açısından yanlış bir yaklaşım geliştirdi. Kendilerince buna bir takım mazeretler üretiyor fakat ben orta vadede CHP açısından bunun bedellerinin ağır olacağını düşünüyorum. AKP’nin her sıkışma döneminde bir anlamda ona koltuk değneği işlevi gören bir muhalefet, Türkiye’de başarı şansı bulamaz. Geleneksel kurucu bir devlet partisi refleksi ile ‘evet’ dediğini düşünüyorum ama şunda ki devlet CHP’nin kurduğu devlet değil. Buna uyanmaları gerekirdi. Erdoğan, kurduğumuz bu oyuna CHP düştü demiş oldu. Siyaset bazen görece zor gibi olanı ama doğru olanı yapmakta ısrarı ve cüreti göstermeyi gerektiriyor. Kritik anlarda bu görevi yerine getirmezseniz alternatif olma iddianız kalkar. Şunda Türkiye’de de bu operasyon sırasında hayatını kaybeden herkeste AKP olduğu kadar CHP’de sorumludur.”

 

‘TÜRKİYE GAYRİ MEŞRU DURUMDA’

 

Baş, saldırılara ilişkin dünya kamuoyunda gelişen tepkileri de değerlendirdi. Baş, ABD’nin bölge haklarını bir birine düşürmeyi temel alan ve bunun üzerinden bir yaklaşımla iktidarını sürdürmeyi hedeflediğini aynı zamanda AB ülkelerinin de gösterdiği tepkilerle kendi suçlarını ört bas edemeyeceğini belirtti. Tepkilerin aynı zamanda Türkiye’nin bu girişiminin gayri meşruluğunu gösterdiğini belirten Baş, “Yıllarca Türkiye ile birlikte bunları planyanlar her fırsatta Türkiye’yi destekleyen uluslararası güçlerin bile artık bu noktada pozisyon alması kuşkusuz önemli. AKP’nin Türkiye’yi uluslararası alanda nasıl bir noktaya getirdiğine ilişkin önemli bir fotoğraf olduğunu düşünüyorum. Uluslararası alanda Türkiye gayri meşru duruma geliyor” diye konuştu. 

 

‘SURİYE HALKLARI KARAR VERİR’

 

Uzun süredir devam eden Suriye savaşında başta Kürt halkı olmak üzere halkların tarihsel bir direniş gösterdiğinin altını çizen Baş, “Biz Suriye’nin geleceğine Suriye halkları karar vermelidir temel ilkesi ile hareket ediyoruz. Kürtlerin, Arapların kendi bir arada yaşam projelerini geliştirmeleri, bölgedeki emperyal politikaları yenilmesi doğrultusunda önemli bir şeydir. An itibariyle ise Şam yönetimi Türkiye ile masaya oturması gerekiyor fakat bunu söylerken de Şam yönetimi ile masaya oturup bölge halkları üzerinde bir tahakküm oluşturan değil, bölge halklarının çıkarını merkeze alan. Suriye’nin egemenliğini Türkiye kabul etmek durumunda, bu tacizlerden Suriye’nin topraklarına dönük uluslararası hukuk açısından söylüyorum işgalden vazgeçmek durumda,  Kürt sorunun hem Türkiye’de hem bölgesel düzeyde çözümü konusunun ne kadar yaşamsal olduğunu bir kez daha deneyimlemiş olmamız gerekiyor” diye konuştu.

 

MA / Diren Yurtsever