Demirtaş: Bir gün gerektiğinde halkımdan tahliye talep edeceğim
Yüksekdağ: Hukukta da mantıkta da yeri yoktur

img
ANKARA - HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş savunmasında, “Ben bugüne kadar kimseden tahliye istemedim. Siyasi rehine olduğumu biliyorum. Bir gün tahliye talep etmem gerektiğinde ben halkımdan tahliye talep edeceğim” dedi. Yüksekdağ ise, “Çıta yükseltilerek, yeniden suç yaratılmaya çalışılmıştır. Hukukta da mantıkta da yeri yoktur” diye savunma yaptı.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında Ankara’da başlatılan “6-8 Ekim Kobanê Olayları” soruşturmasında yeni gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı her iki eşbaşkanın da soruşturmasını yeniden açtı.
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 6-8 Ekim tarihlerinde yaşananlarla ilgili olarak 2014/46757 sayılı soruşturma dosyasında HDP Eş Genel Başkanları hakkında tutuklama talebiyle 1’inci Sulh Ceza Hakimliği’ne tutuklanma talebiyle sevk edilmesi ardından tutuklu yargılanmasına karar verildi.
 
Sulh Ceza Hakimliği’ne Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Demirtaş’ın verdiği ifade şöyle: 
 
“Suçlamaları anladım. Bugün Cumhuriyet Savcısı tarafından tutuklanmam istemiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilmemin sebebi iktidarın siyasi çıkarlarına ve kendi iktidarını sürdürme çabalarından kaynaklanmaktadır. Şu anda aleni bir şekilde yasa dışı ve hukuka aykırı bir işlem yapılmaktadır. Bana okuduğunuz suçlamalar 4 Kasım 2016 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca zaten tarafıma yöneltilmiş ve aynı suçlama nedeniyle Diyarbakır Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanmama karar verilmiş suçlamalardır. Bu suçlamaya dair hakkımda düzenlenen iddianame 06-08 Ekim olayları olarak bilinen süreçte ülke genelinde yaşanmış olan bütün ölüm, yaralanma ve mala karşı suçların tamamı delil olarak dosyaya sunulmuştur. Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu suçlamalara dair sorgum yapılmış, kovuşturma sürdürülmüş, 3 yıla yakın da tutukluluğun bu gerekçelerle devam ettiği, o süreçte devam eden tutukluluğum hakkında dosya Anayasa Mahkemesine, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Alt Dairesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi önünde de görülmüştür. Bu süre zarfında gerek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse Adalet Bakanlığı’nın AYM ve AİHM’e sunduğu hükümet savunmalarının hiçbirinde bugün Ankara Savcılığı’nın bana yönelttiği suç maddelerinin hiçbirisi mevcut değildir. 
 
Türkiye’de yargının yürütme erkinin baskısı ve telkini altında politik kararlar verildiği, yoğun bir şekilde kamuoyunda tartışılmaktadır ve bugün bu durum kamuoyunda aleniyet kazanmıştır. AİHM Alt Dairesi 20 Kasım 2018’de benimle ilgili vermiş olduğu kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 18’inci maddesinin siyasi amaçlarla ihlal edildiğine ve tutuklanma ile yargılama süreçlerinin muhalefeti bastırmak, demokratik toplum düzenini ortadan kaldırmak amacıyla yapıldığına hükmedilmiştir. Ancak bu karar şu anda büyük daire tarafından yeniden ele alınmıştır. Şu anda iktidar partisinin kamuoyu araştırmalarına göre çok ciddi oy kaybına uğradığı, olası bir seçimi kazanamayacağı ve parlamentodaki çoğunluğunu tümden kaybedeceğini araştırma şirketleri iddia etmektedir. Tam da böylesi bir süreçte 3 yıla yakındır tutuklu olduğum ve yargılama konusu arasında bugünkü suçlamalarında bulunduğu suçlamalardan savunmalarım tamamlanmış olduğu gerekçesiyle tahliyeme karar vermiştir.
 
SİYASETİN TELKİN VE TALEPLERİ DOĞRULTUSUNDA YAPILDI
 
Yine daha önce İstanbul 26’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nce açık politik amaçlarla hakkımda verilmiş olan 4 yıl 8 aylık hüküm nedeniyle cezaevinden tahliye edilmem mümkün olmamıştır. Hem siyasi ortamlarda hem de tüm kamuoyunun gözü önünde Selahattin Demirtaş serbest kalacak mı tartışması yürütülürken bugün sabah saat 10.00 sularında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı konu ve içerik belirtmeden bir soruşturma nedeniyle şüpheli sıfatıyla ifademi almak üzere bana tebligat yapmıştır. Ben cezaevinden yazdığım dilekçe ile avukatlarıma haber verebilmem ve yanımda avukatlarımın da olabileceği bir zamanda ifade vermek istediğimi belirttim. Ancak Cumhuriyet Savcısı 3 defa cezaevini telefonla arayarak benim SEGBİS’e çıkmamı ve bu dilekçede belirttiğim beyanları sözlü olarak ifade etmemin yeterli olacağını belirtmiştir. Bunun üzerine ben de saat 14.00 gibi bulunduğum cezaevinden Savcılığa SEGBİS aracılığı ile bağlandım. O sırada telefonla kendisine haber verilen avukat Kenan Maçoğlu da tüm bunlara tanıklık etti. Ben savcılıktan suçlamaların ciddiyeti nedeniyle delillerini hazır bulundurabileceğim, avukatlarımla da görüştükten sonra ifade verebileceğim kadar kısa bir süre talep ettim. Cumhuriyet Savcısı da ‘elbette ki süreyi size veriyorum, burada bizzat hazır bulunmanızda da bir sakınca yoktur, sadece bugün size suçlamayı okumuş olduk’ dedi. Ben de bu soruşturmanın mükerrer olduğunu, bu konuyu göz önünde bulundurup, bulundurmadıklarını sordum. Savcı da ‘evet ondan haberim var’ dedi. Sonrasında SEGBİS bağlantısı sona erecek ben avukatımdan savcı ile görüşüp makul süre ve uygun bir tarih belirlemesini ve bana da iletmesini bekliyordum ki Edirne’de bulunan avukatım cezaevine gelerek, savcılığın beni tutuklamaya sevk ettiğini söyledi. Ben 3 yıldır cezaevindeyim. Ancak akli melekelerimi yitirmedim. 20 yıllık hukukçuyum, 12 yıl da milletvekilliği yaptım. Böylesi yargı operasyonunun siyasetin telkin ve talepleri doğrultusunda yapıldığını anlayacak kadar deneyimliyim.
 
TÜM USULLERE AYKIRI
 
Şu anda yapılan sorgu işlemi bile usule aykırıdır. Aynı tutuklamaya dair mükerrer sorgu yapılması, tutuklu kaldığım bir kovuşturmayla ilgili yeni bir tutuklama talebine karşı savunma yapmam istenmektedir. AİHS’in 18’inci maddesine, AİHS’in 14’üncü maddesine, anayasa eşitlik maddesine, anayasanın herkes kanun önünde eşittir maddesine, Ceza Hukukunun ve Usul Hukuku’nun aynı suçtan dolayı birden fazla yargılama yapılamaz ilkesi ve daha aklıma gelmeyen bir sürü ilkeye aykırıdır.
 
ATILAN İFTİRALARIN HİÇBİR GERÇEKLİĞİ YOKTUR
 
Suçlamaların konusuna gelince bu konuda Ankara 19’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde çok sayıda savunma yaptım ve belge delili sundum. Aynı şekilde Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve kamuoyunda Yasin Börü davası olarak bilinen davayla benim davamın birleştirilmesi gerektiği, yargılandığım mahkeme tarafından resen karara bağlanmış, Ankara 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi ‘sanık Selahattin Demirtaş’ı davamızın konusuyla alakasının olmadığı, dosyanın hiçbir yerinde isminin geçmediği, dolayısıyla iki dava arasında bağlantı olmayacağı’ gerekçesiyle birleştirmeyi reddetti. Beni yargılayan mahkeme birleştirmede ısrar edince konu Ankara İstinaf Mahkemesi’ne taşınmış ve Ankara İstinaf Mahkemesi birleştirme talebinin reddedilmesi gerekçelerinin doğru olduğu tespitinde bulunarak, birleştirme talebini reddetmiştir. Ancak bütün yargılama süreçleri boyunca iktidar partisinin bütün sözcüleri, eski başbakanlar, bakanların neredeyse tamamı ve iktidara yakınlığıyla bilinen tüm medya organları benim 54 kişinin katili olduğumu, sayısı binleri aşacak defa kamuoyunda tartışmış ve ilan etmiştir. En nihayetinde bugün benim 06-08 Ekim’de katledilen yurttaşlarımızın azmettiricisi olduğum iddiasıyla sizin karşınıza tutuklama talebiyle çıkarmayı başarmışlardır. 6-8 Ekim tarihinde yaşanan olayların üzerinden 5 yıl geçmiştir. Bu 5 yıl zarfında AKP iktidarının partim HDP’ye, şahsıma ve eş başkanımız Figen Yüksekdağ’a yönelik siyasi linç kampanyaları devam etmiştir. Kamuoyunda bizinle ilgili söylenen yalanların, atılan iftiraların hiçbir gerçekliği yoktur.
 
Bugün sorgulamaya konu HDP Genel Merkezi tarafından 6-8 Ekim 2014 tarihinde akşam saatlerinde atılan tweetler hiçbir şekilde şiddet çağrısı içermediği gibi şiddetin iması bile yoktur. Zaten 6-8 Ekim şiddet provokasyonları 2 Ekim tarihinde akşam saatlerinde Muş’un Varto ilçesi merkezinde partimizin sempatizanı olan bir gencin polis kurşunuyla katledilmesiyle başlamıştır. HDP Genel Merkezi tarafından atılan tweetler hiçbir yerde ne halkı galeyana getirmiş ne de en küçük bir şiddet olayına sebebiyet vermiştir. Halkın asıl galeyana geldiği saatler HDP’nin tweetleri sonrası değildir. Muş’ta bir gencin öldürüldüğü saatlerin sonrasıdır ve o saat itibariyle de ben ve arkadaşlarım İçişleri Bakanı Efkan Ala ile saat başı sürdürdüğümüz telefon trafiği ile şiddet ve provokasyon olaylarını durdurmaya çalıştık. 7 Ekim tarihi itibariyle kamuoyuna yaptığım bir açıklamada henüz ortada başka bir ölüm ve şiddet olayı yokken bütün şiddet gösterilerini protesto ettiğimizi, kınadığımızı, bizimle hiçbir alakasının olamayacağını, şiddet eylemlerini yapanların sadece provokatör olduğunu ve bunların derhal durması gerektiğini kameraların önünde söyledim. Bunun delilleri yargılandığım dosyada mevcuttur.
 
‘HÜKÜMET YETKİLİLERİ İLE TEMAS HALİNDEYDİK’
 
Aynı şekilde ertesi gün de hükümet yetkilileri ile çok yakın temas içerisinde neredeyse her yarım saat milletvekillerim aracılığı ile telefonla yada yüz yüze konuşarak, bu tür provokasyonların nasıl önlenebileceği konusunda hem işbirliği yaptım hem de görüş alışverişi yaptım. Ayın 8’inde hükümet yetkililerince bize şu öneri yapıldı. Dendi ki ‘bu provokasyonların asıl amacı çözüm sürecini bitirmektir’. Çünkü o dönemde barış süreci devam ediyordu, görüşmeler sürüyordu. Biz de hükümetle bu konuda hemfikir kaldık. Hatta yabancı istihbarat örgütlerinin ve devlet içerisinde çöreklenmiş derin yapıların harekete geçmiş olabileceğini birlikte tespit ettik. O günlerde ve o saatlerde ne hükümetten ne de kamuoyundan yaşanan provokasyonların HDP’nin tweetlerinden kaynaklandığına dair hiçbir beyan, görüş veya algı yoktur. Hatta biz de hükümet de HDP’nin yaptığı çağrının etkili olmadığını biliyorduk. Nerdeyse o çağrı unutulmuştu. 
 
HÜKÜMET ÖCALAN’IN MEKTUBUNU BANA ULAŞTIRDI
 
Hedefin çözüm süreci olduğunu düşündüğümüz için de hükümet ‘İmralı’dan Abdullah Öcalan’dan bir mektup getirirsek Selahattin Bey okur ve bunu kamuoyun açıklar mı’ diye milletvekillerimiz Sırrı Süreyya Önder üzerinden bana haber gönderdi. Ben de bu şiddet, terör ve provokasyonların durması için her şeyi yapabileceğimi, buna da hazır olduğumu belirttim. Ayın 9’unda bir gün sonra Adalet Bakanlığı İmralı Cezaevi’ne resmi devlet heyeti göndererek Öcalan’dan da bu provokasyonların durması noktasında çağrı yapmasını istedi. Öcalan’da kendi el yazısıyla kısa bir not yazarak, devlet yetkililerine teslim etti. Adalet Bakanlığı bu mektubun fotoğrafını Whatsapp üzerinden Sırrı Süreyya Önder’e, Sırrı Bey de bana gönderdi. Ben o esnada Diyarbakır’da basın mensuplarını toplamış, çağrıyı tekrarlamaya, şiddetin durmasını istediğimizi belirtmeye ve Öcalan’ın da çağrısını eklemeye hazırlanıyordum. Nitekim o saatte mektup yetişti ve 9 Ekim'de şiddet olaylarını kınadığımızı, durması gerektiğini, Öcalan'ın da mektubunda bunu belirttiğini ifade ederek o mektubu da kamuoyuyla paylaştım.
 
ÇABALARIMIZDAN DOLAYI TEŞEKKÜR ETTİLER
 
Dönemin Hükümeti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu dahil herkesle tam bir işbirliği ile uyum içerisinde bu şiddet olaylarının durmasını sağladık. Hükümet yetkilileri bana ve arkadaşlarıma samimi çabalarımızdan dolayı teşekkür ettiler. Bizler de bu tür büyük provokasyonların nereden kaynaklandığını, devlet içerisinde hangi zaafiyetten yararlanarak bu tür kışkırtmaların yapılabildiğinin tespit edilmesi... amacıyla Mecliste çok sayıda araştırma ve soru önergesi verdik. O soru önergelerimizde de açıkça belirtildiği gibi Diyarbakır, Batman, Muş, Van, Mardin ve Gaziantep başta olmak üzere birçok şehirde resmi ve sivil polis gücünün kitleyi kışkırtmak için ciddi provokasyonlar yaptıklarını hem duyumlarını aldık, tanıklarını belirttik, hem de mobese kamera görüntülerini sunduk. Bizim ve hükümetin o süreçteki ortak tespiti buydu. Devlet içerisindeki paralel bir yapı, çözüm sürecini bitirebilmek adına Varto ilçesinde bir genci katlederek provokasyonu tetikledi. Sonrasında HÜDAPAR ve HDP’yi, HDP ile AKP’yi ve bunların tabanlarını karşı karşıya getirebilmek için bütün tarafların sempatizanlarına saldırılar yaptılar. Bakanlar da bu sürecin gözlemcisi ve tanığıdır. Ancak 2015 yılına girdiğimizde 28 Şubat 2015 tarihinde hükümet ile HDP arasında hazırlanıp, Dolmabahçe Sarayı’nda deklare edilen çözüm mutabakatının reddedilerek, inkar edilerek, çözüm sürecinin bitirilmesinin akabinde özellikle benim ismimi zikrederek, 6-8 Ekim’in katili Demirtaş demeye başladılar.
 
TEK İNSANIN BURNUNUN KANAYACAĞINI BİLSEK PARTİMİZDEN İSTİFA EDERİZ
 
Bundan bu söylemin kamuoyunda dolaştırılmasından umulan asıl medet 7 Haziran 2015 seçimlerinde beni ve partimi yıpratarak, yüzde 10 seçim barajının altında bırakmaktı. Ancak o tarihte bu başarılmadı ve partim yüzde 13,1 oy alarak parlamentoya gitti. Sonrasında çözüm sürecini tekrar başlatma çabaları sonuçsuz kalınca ve AKP Meclis’te çoğunluğu yitirince beni ve Figen hanım başta olmak üzere partimi yargının hedefi haline getirmeye başladılar. 20 Mayıs 2016 tarihinde Anayasaya aykırı bir şekilde dokunulmazlıklarımız kaldırarak, 4 Kasım 2016 tarihinde 12 milletvekili arkadaşımla birlikte bizi tutuklayıp cezaevine gönderdiler. Benim ve Figen Yüksekdağ hakkında en ciddi suçlama 6-8 Ekim olaylarını kışkırttığımız iddiasıydı ve bu suçlamayla ben 3 yıla yakın tutuklu kaldım. Figen Hanım halen tutukludur. Bu suçlamaların hiç birini asla kabul etmiyoruz. Biz bir tek insanın bile burnunun kanayacağını, insanların zarar göreceğini düşünsek, bırakın çağrı yapmayı seçime bile gitmekten, partimizden vazgeçeriz. İnsanların canı bizim için her şeyden kıymetlidir. Ben ve Figen Hanım bırakın şiddet çağrısı yapmayı az önce özetle belirttiğim şekilde birlikte şiddeti durdurmaya çalıştık. O günlerde bizim altını çizdiğimiz ve benim ismini koyarak paralel yapı dediğim 6-8 Ekim’i kışkırtmak suretiyle çözüm sürecini bitirmeyi hedefleyen derin güçleri araştırma yerine işin kolayını buldular, kendilerince siyasi açıdan ‘ daha karlı’ olanı buldular. Demirtaş’ı, Yüksekdağ’ı ve HDP’yi suçlamayı tercih ettiler.
 
‘PARTİM GİBİ HER TÜRLÜ ŞİDDETİ KINIYORUM’
 
O gün için bu yapıyı araştırmaya, soruşturmaya yönelmek yerine sırf seçim kazanmak için HDP’yi yıpratmak için bu yapıyı görmezden gelenler 15 Temmuz 2016 tarihinde hepimize acı bir fatura ödettiler ve bu yapı 15 Temmuz 2016 tarihinde kanlı bir darbe girişimi ile inkar edilemez bir şekilde yüzünü göstermiş oldu. Ama iktidar yine de budan bir ders çıkarmadı. Çünkü siyasi hesapları henüz. bitmiş değil. Demirtaş'ı Yüksekdağ'ı ve bir bütün olarak HDP'yi iktidarlarının selameti açısından tehdit olarak görmeye devam ediyorlar. Bizim halk nezdindeki on milyonlarca insanın yüreğindeki etki gücümüzü ve oluşmuş olan karşılıklı sevgiyi iyi biliyorlar. Türkiye'nin olası erken seçim tartışmalarına başladığı şu günlerde benim ve Yüksekdağ'ın tahliye olup cezaevinden çıkma ihtimalimiz bugün önünüze koyulan siyasi komplo dosyasıyla engellenmek istenmektedir. 
 
Ben ve bütün partili arkadaşlarım Türkiye’nin birliği, beraberliği içerisinde her türlü şiddet, silah ve baskı yöntemini reddederek, demokratik, Anayasal, barışçıl, siyasi mücadeleyi benimsemiş insanlarız. Benim annem de babam da Kürt'tür. Ben Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı bir Kürdüm. Benim dilim  kültürüm yasalarca yıllarca yok sayılmış olmasına rağmen bunun düzeltilmesi mücadelesinde demokrasi yolundan şaşmadım. Halen de demokratik mücadeleye yürekten inanıyor tıpkı partim HDP gibi her türlü şiddeti kınıyorum.
 
‘ADALETİN TECELLİ EDECEĞİNE İNANARAK, MÜCADELEMİ SÜRDÜRECEĞİM’
 
Türkiye'deki siyasi yargı pratiklerine, muhtemelen birazdan bir yenisini daha ekleyeceksiniz. Şunun bilinmesini isterim bir gün adaletin hukuk eliyle ve hukukun üstünlüğü ile tecelli edeceğine inanarak hapishaneden de demokrasi mücadelemi sürdürmeye devam edeceğim. Yargıyı siyasetin sopası olarak kullanan ve kullandıran herkes dün FETÖ yargısında olduğu gibi yarın da hukuk önünde hesap verecektir. Şunun da hem yargı hem de halk tarafından bilinmesini İsterin ben hapishanede korkarak boyun eğecek, haksızlığa ve zulme, adaletsizliğe sessiz kalacak biri değilim. Allah'tan başka kimseden korkum yoktur. Şu anda hakkımda açılan davalarda siyasi saiklerle yürütülen soruşturmalarda zaten 600 yıldan fazla hapis cezası ile yargılanıyorum. 3 yıl önce tutuklanacağımı bile bile yurt dışından resmi temaslarımı keserek Türkiye’ye geldim. Bugün cezaevinden çıksam bana yurt içi yasağı koyup, zorla yurt dışına atsanız bile gitmem. Türkiye’nin aydınlık geleceği için yapacağımız çok şey var. Bu ülkenin çocuklarına siyasetçiler ve hukukçular olarak çok borcumuz var. Gelecek on yıllarda demiyorum, gelecek bir ve iki yılda herkes bu millet için yaptıkları ile ya övünecek ya utanacak ya mahcup olacak.
 
HDP’Yİ İKTİDAR YÜRÜYÜŞÜNDEN ALIKOYAMAZ
 
Ben ve partim HDP’yi iktidar yürüyüşünden kimse alıkoyamaz. HDP’nin hedefi ilk seçimde ya tek başına ya da büyük bir demokrasi ittifakı ile iktidar olmak. Bugün yargı ve siyasi güçler tarafından yapılan operasyonlar bunu durduramayacaktır. Yedi milyona yakın seçmenimizi hepsini tutuklamayı başarsanız, hepsini hükümlü hale getirmeyi başarsanız, seçmen olmaktan çıkarsanız bile iktidarın düşüşünü durduramayacaksınız. Dilerim o gün geldiğinde hepimiz alnımızın akıyla milletin huzuruna çıkabiliriz. Çünkü siyasi komplocular ve yargıyı ağır suçlar işlemeye zorlayanlar usul kanunu, Anayasayı, Ceza Kanununu hiçe sayarak yargılama faaliyeti yürütenler mutlaka ve mutlaka yakın dönem demokratik Türkiye'sinde bağımsız ve tarafsız Hâkimler huzurunda hesap verecektir.
 
BİR GÜN TAHLİYE TALEP EDERSEM HALKIMDAN EDERİM
 
Tarihe not düşsün diye tutanağa geçiriyorum. Ben de müdahil sıralarında olacağım ve bana yapılanları ve kimlerin yaptığını isim isim, tarih tarih,  tarafsız bir yargıç heyetine mutlaka anlatacağım. Ben şu anda hapisteyim. Eşime ve kızlarıma, tüm aileme bin 700 kilometre uzaktayım. Ama beni Mars'ta yapılacak özel bir cezaevine de koysanız benim ruhum önümüzdeki sandıktan çıkacaktır. Ben bugüne kadar kimseden tahliye istemedim. Çünkü suçsuz olduğuma yürekten inanıyorum. Siyasi rehine olduğumu da biliyorum. Şu anda bir alt katımda bulunan hücre arkadaşım ve eski Hakkari Milletvekilimiz Abdullah Zeydan yemek hazırlığı yaptı beni beklemektedir. Vereceğiniz karar ne olursa olsun yol arkadaşımla yemek keyfimi bozamayacaktır. Zaten hapishanedeyim, haklıyım, suçsuzum, adaletin gerçekleşeceği günü sabırla bekliyorum. Bir gün tahliye talep etmem gerektiğinde de ben halkımdan tahliye talep edeceğim. Ve eminim ki onlar kurulacak ilk sandıkta benim gibi on binlerce siyasi tutsağın tahliyesine karar verecektir. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.”
 
YÜKSEKDAĞ: HUKUKTA DA MANTIKTA DA YERİ YOKTUR
 
Kandıra Cezaevi’nden SEGBİS ile bağlanan Yüksekdağ’ın savunması da şöyle: “Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Soruşturma hakkında hiçbir ön bilgiye sahip değilim. Bu sabah Cumhuriyet Savcısı tarafından aniden SEGBİS aracılığı ile ifadeye çağırıldım. Sorgu öncesi bilgilendirme süreci işletilince de savcı tarafından ifadem alındı. Bu durum usule aykırıdır. 3-4 saat içerisinde tutuklanma talebi le Hakimliğime sevk edildiğimi televizyon aracılığı ile öğrendim. Bu nedenle bu soruşturma hazırlanma biçimiyle ve içeriği ile alenen hükümsüzdür. Hukuk katledilerek bu süreç yürütülmüştür. Bu sürecin bir siyasi operasyon olduğu açık ve nettir. Bu soruşturmanın amacı özellikle diğer şüpheli Selahattin Demirtaş hakkında tahliye sürecine girilmiş olması ve ikimizin de tahliye edilmesinin bu şekilde mümkün olmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Bu ben ve diğer şüpheli Selahattin Demirtaş'a yönelik yapılan operasyon değil bizimle beraber haklarında işlem yapılan tüm siyasetçi arkadaşlarımıza yönelik siyasi iktidar tarafından yargı kullanılarak yapılmış bir operasyondur. 
 
Ortada siyasi bir hesap vardır. Hakkımdaki iddia ve bu bize yapılan ikinci operasyondur. Cumhuriyet Savcısının ithamlarının içeriği boştur. Bunlarla ilgili esasa dayalı bir savunma yapma şansım olmadı. Ben Cumhuriyet Savcısına da bizzat dosyalar ve hazırlamış olduğum belgelerle hazırlanarak ifade vereceğimi belirttim ancak tarafıma bu hak verilmedi. Bu soruşturma çürümüş iddiaların yeniden gündeme getirilmesinden ibarettir. Çıta yükseltilerek, yeniden suç yaratılmaya çalışılmıştır. Bu yaklaşımın hukukta da mantıkta da yeri yoktur.”

Diğer başlıklar

13/04/2024
10:03 İsrail’le ticarete dair paylaşıma gözaltı
09:44 Tutsaklar ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eyleminde
09:42 Gazeteci Ahmet 172 gündür KDP istihbaratının elinde
09:37 Ege Denizi’nde deprem
09:25 Çand Ma'dan kitap ve tembur kampanyası
09:11 Gazeteci Işık: Erdoğan uluslararası görüşmelerle tutunacak dal arıyor
09:08 Depli besiciler dertli: Günü kurtarıyoruz
09:06 Tecavüze uğrayan kadın: Dayanışma güç verdi, artık korkmuyorum
09:02 Beşiktaş yangın faciası: 29 kişi denetimsiz çalışma sonucu yaşamını yitirdi
09:01 13 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
00:10 Bir kadını taciz eden uzman çavuş darp edildi
00:04 Antalya'daki teleferik kazasıyla ilgili soruşturma başlatıldı
12/04/2024
23:47 Serhat Gültekin Fransa tarafından Türkiye’ye teslim edildi
23:29 THY'nin Varşova-İstanbul seferinde bomba ihbarı
22:54 Amed-Êlih yolunda kaza
22:44 Antalya’daki teleferik kazasında 184 kişi kurtarılmayı bekliyor
21:27 BM: Gazze’de su yoluyla bulaşan hastalıklar yayılıyor
19:08 Mayın patlamasında 3 kişi yaşamını yitirdi
18:58 YSK, 22 itirazı reddetti
17:18 Licê’de eşbaşkanlar mazbatalarını aldı
17:12 HES’e karşı Uzungöl için mücadele çağrısı
16:45 Hatimoğulları: Konutlar depremzedelere ücretsiz teslim edilmeli
16:16 Av. Medet Serhat'ın mezarına dönük saldırı protesto edildi: DAİŞ zihniyeti
16:08 30 yıllık tutsak Şen’in tahliyesi ikinci kez ertelendi
15:12 Adalet Nöbeti'ne mesaj gönderen tutsak: Direnişiniz bize umut veriyor
13:25 DEM Parti'den Kobanê Davası'na çağrı: Özgürlüklerden yana tutum alın
13:04 Yaşamını yitiren Filistinli sayısı 33 bini geçti
12:52 Hatimoğulları Hatay’daki aileleri ziyaret etti
12:28 Bayram tatilinin 6 günlük bilançosu: 48 kişi yaşamını yitirdi
12:20 Banka ATM’lerinde bayram sonrası yeni dönem
12:19 BM, Filistin'in üyeliği için mutabakat sağlayamadı
10:31 Ebex’de şüpheli kadın ölümü
10:26 MKG: Evrim Alataş'ın gösterdiği ışık bize rehber oldu
10:14 Mexmur’da belediye seçimleri
09:28 Meletî’de 4.1 büyüklüğünde deprem
09:10 Tutsaklar Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için eylemde
09:09 171 gün oldu: Gazeteci Ahmet’ten haber yok
09:08 Geçinemeyen üniversite öğrencileri: Sorumlusu iktidar
09:06 Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: Wan, muhalefet için sınav iktidar için geri adım oldu
09:04 'Motivasyonu artmasın' diye yazdığı kitap kendisine verilmedi
09:02 Ekolojist Yanlıç: Madencilik talanına çözüm ekolojik bir sistem
09:01 Tecavüz, şantaj ve fuhuş: Fail korucu ve arkadaşları beraat ettirildi
09:00 12 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
11/04/2024
22:41 Gazze'ye yeni bir saldırı başlatıldı
21:51 30 yılın ardından tahliye oldu
20:56 Kürt partilerinin ortak siyasi tutum çalışmaları sürüyor
19:16 Adalet Nöbeti: Kürtler tarihi bir direniş gösteriyor
19:03 Demokratik kitle örgütlerinden Şenyaşar’a destek ziyareti
18:32 İsrail'den İran’a karşı hava tatbikatı
18:07 Amedspor’a para cezası
17:26 AP’de cezaevleri konferansı: Tecride karşı uluslararası bir ağ kurulmalı
16:23 YSK Başkanı Ahmet Yener: 4 yerde seçim yenilenecek
16:18 Bursa’da şüpheli kadın ölümü
16:09 1’inci Düsseldorf Kürt Film Festivali 25 Nisan’da başlıyor
15:59 Agirî’de dere taşınca evler su altında kaldı
15:19 Wan halkı çifte bayram kutluyor
14:46 Yurtsever Aşiretler: Kürdistan değerlerine ihanet edenlerin sofrasına oturmayın
13:57 DBP ve DEM Parti'nin bayramlaşma programında 'birlik' mesajı
13:56 Bakırhan: Kürtlere düşmanlık edenler kaybetti
13:36 Siyasi partilerden DEM Parti’ye bayram ziyareti
13:27 İki Êzidî çocuğu köleleştiren Iraklı çift Almanya’da tutuklandı
13:07 Hatimoğulları: Kürt sorunu için diyalog kapıları açılmalı
12:55 Amedspor maçı için kentte led ekranlar kurulacak
12:43 Üveyş Öcalan mezarı başında anıldı
12:19 Nikaragua, Berlin Büyükelçiliğini kapattı
11:57 Bayram tatilinin ilk 5 gününde trafikte 38 kişi öldü, 5 bin 26 kişi yaralandı
11:46 Ekrem İmamoğlu The Economist’e yazdı: Türkiye artık seçeneksiz değil
11:31 'Çocuk istismarı' suçundan 31 binden fazla dosya açıldı
10:56 AP mülteciliği zorlaştıran anlaşmayı onayladı
10:03 İsrail ile İran arasındaki gerilim yükseliyor
09:16 Akdeniz'de mülteci teknesi battı: 8 kişi yaşamını yitirdi
09:09 170 gündür kayıp Süleyman Ahmet'e dair başvurular yanıtsız
09:08 Abdullah Öcalan'ın 'İsyan tufanı': Üveyş Öcalan
09:06 HDP ve Yeşil Sol Parti binasına saldırı girişimiyle ilgili dava açıldı
09:04 Amed halkı belediyelerden nasıl bir hizmet bekliyor?
09:02 ‘Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesi için herkes ayağa kalkmalı’
09:00 AKP’li yönetim belediyede okey masası kurmuş
09:00 11 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
10/04/2024
22:32 Sele kapılan çocuklardan biri yaşamını yitirdi
21:25 Olağanüstü itiraz süreci 14 Nisan'a kadar sürecek
20:40 9. Amed Tiyatro Festivali başlıyor
19:30 CPT önünde başlatılacak 'özgürlük' talepli eyleme çağrı
19:13 Minbic kırsalı bombalandı
18:35 İsrail saldırısında Haniye'nin 3 oğlu hayatını kaybetti
18:07 Ev baskınlarında 15 gözaltı
17:43 Katledilen avukat Serhat’ın mezarına saldırı
17:13 Tayvan’daki depremde can kaybı 16’ya çıktı
16:47 Şenyaşar'ın 'adalet' direnişi bayramda da devam etti
16:30 Biden, 33 bin insan öldükten sonra Netanyahu için 'hata yapıyor' dedi
16:22 Pasur ve Ziyaret belediye eşbaşkanları mazbatalarını aldı
16:18 Riha’da fabrika yangını
14:52 Bayram tatilinin ilk 4 günündeki trafik kazalarında 26 ölü, 3 bin 870 yaralı
14:37 Tutsak yakınları Abdullah Öcalan’ın bayramını kutladı
14:31 Demirtaş’ın Kobanê Davası'ndaki savunması kitaplaştırıldı
14:18 Akçay Sulak Alanı'na kaçak hafriyat dökülüyor
14:09 MKG’den bayram mesajı
13:28 Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler unutulmadı
12:35 37 vekilden Piroğlu için Sırbistan Hükümeti’ne acil çağrı
12:17 Ceyhan Belediyesi'nde 287 kişi işten çıkarıldı
12:00 Özgür Özel'den Bahçeli'ye yanıt
11:00 Wan’da heyelan nedeniyle yollar kapandı
10:47 7 gemi söküm için Aliağa'ya geliyor
10:31 Vedat Aydın mezarı başında anıldı
10:18 Aytun Çıray: Erdoğan, Meral Akşener'le 6'lı Masa'ya sızdı
09:47 DEM Parti, DBP ve DTK eş genel başkanlarından bayram mesajları
09:15 Polisin burnunu kırdığı müzisyen: Wan'daki irade gaspı sorumluluklarımızı hatırlattı
09:09 Tutsaklar Abdullah Öcalan için eylemde
09:06 Qoser Belediyesi kayyımı giderken personeli de beraberinde götürdü
09:05 Kaleme aldığı kitap 'sakıncalı' denilerek kendisine verilmedi
09:04 Kadın örgütleri: Seçim sonuçları kadınların kazanımı
09:03 Dîgor Belediyesi'nde hizmet yok, borç çok
09:02 Hasta tutsak Tanboğa 3 aydır ameliyat edilmeyi bekliyor
09:02 Gazeteci Ahmet'ten 169 gündür haber yok: Gazeteciler ses çıkartmalı
09:00 10 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08:37 Seçimlerin yenileneceği Curnê Reş Belediyesi'ne kayyım atandı
09/04/2024
22:56 Çıkan çatışmada 1 asker yaşamını yitirdi
22:38 Amed'de 2 yerleşim yeri günlerdir elektriksiz
22:13 Geçen ay 'en sıcak mart' olarak kayıtlara geçti
20:54 Anne Şenyaşar'ın 'adalet' talepli nöbeti 73'üncü gününde
20:42 Sorbonne Üniversitesi’nde Abdullah Öcalan savunmaları okundu
19:48 DBB sitesi bakıma alındı
19:40 DEM Parti’den YSK’ye bir itiraz daha
19:10 Cûdî ve Gabar'a girişler 15 gün yasaklandı
18:46 Reşid ile Erdoğan arasında telefon görüşmesi
18:01 Îdir Belediyesi eşbaşkanları mazbatalarını aldı
17:55 13 yılda en az 681 kolber katledildi
17:09 YSK'den Şirnex ve Çewlig kararı
17:04 Kendisini uzman çavuş olarak tanıtan K.K., bir kadına tecavüz etti
16:53 Tutuklu Grup Yorum üyesi Bahar Kurt'un kolu kırıldı
16:50 Xarpêt karayolunda kaza: 3 ölü
16:42 Bremen Cezeavi’ndeki tutsağa Özgür Politika gazetesi yasaklandı
16:39 Sellerin vurduğu Rusya ve Kazakistan'da 90 binden fazla kişi tahliye edildi
16:07 Türkiye’nin ihracat kısıtlaması getirdiği İsrail'den yanıt
15:58 Tutsak yakınları: Abdullah Öcalan ve siyasi tutsaklar özgür olmalı
15:55 Wan protestosundaki ihlaller: Yoğun gaz ve plastik mermi kullanıldı
15:42 Qers için itiraza ret: Taşımalı ‘seçmen’le halkın iradesine ipotek konuldu
15:31 HDK Emek Meclisi: Çalışma alanları katliam alanına dönüştü!
14:53 Amed'de bayramın mutlu ve güvenli geçmesi için tüm tedbirler alındı
14:39 Soykırım ortaklığıyla suçlanan Almanya savunma yaptı
14:38 Eğitim Sen: MİT'in okullarda başlattığı çalışma çocuk haklarına aykırıdır
14:12 Mezarlık ziyareti: Uğruna canlarını verdikleri felsefeyi yaşatacağız
13:11 DEM Parti dört siyasi parti ile bayramlaşacak
12:54 Êlih’te kavga bir kişi yaşamını yitirdi
12:50 Samsun ve İstanbul’da erkek şiddeti
11:36 DEM Parti Eş Genel Başkanları'ndan bayram mesajı
11:18 AİHM Kavala’nın başvurusuna öncelikli inceleme kararı verdi
11:13 Sınır ötesi savaşa katılacak korucuların isimleri ortaya çıktı
11:12 Bakanlık İsrail ile ticarete kısıtlama getirdi!
10:52 Çarşı pazarda bayram sevinci kalmadı
10:01 İşçi ve emekçiler 1 Mayıs’ta Taksim’de olacak