Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, parti genel merkezinde gerçekleşen Kadın Meclisi toplantısının açılış konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

 

Taşdemir, kayyum atanan belediyelere karşı kadınların, başta eşbaşkanlık sistemi olmak üzere kazanımlarına sahip çıkmaya devam ettiğini söyledi. HDP’nin 7 Haziran’da halkların umudu olarak ortaya çıktığını belirten Taşdemir, “Kurmak istedikleri tek adam rejimi karşısında bizler, kadınlar, HDP önemli bir güçtür. 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde Türkiye ve Kürdistan’da uygulamadığımız siyaset, perspektifle bu gücü açığa çıkardık. Bunun sonucunda hepimiz gördük tanıklığını bugün de yapıyoruz partimize yönelik saldırılar bu minvalde ciddi anlamda gelişti HDP’ye yönelik bir saldırı konsepti olarak devreye sokuldu” dedi.

 

 KADIN ÖNCÜLÜĞÜNE TAHAMMÜLSÜZLÜK 

 

Türkiye’nin demokratikleşmesinden ve HDP’nin buna öncülük etmesinden iktidarın korktuğunu belirten Taşdemir, bu nedenle partilerine dönük son dönemlerde saldırıların arttığını dile getirdi. Bu saldırılardan birinin de Rojava’ya dönük olduğunu söyleyen Taşdemir, “Bizler biliyoruz ki kadınların öncülüğünde ciddi demokratik bir yönetim Rojava’da söz konusu. Bu saldırının bir anlamı da oradaki demokratik değerlere, kadın öncülüklü sisteme gösterilen tahammülsüzlüktür. Çünkü içte olduğu gibi dışta da demokratik bir yapıyla yan yana durmak istemiyorlar. Kadınların oradaki siyasetine ciddi bir saldırı var. Özellikle DAİŞ’in saldırılarıyla Şengal’de kadın köle pazarları kurulmuştu, Êzidî kadınlar kaçırılmıştı. Bunu kadınlara yönelik zihniyet olarak değerlendirmiştik.  Bugün Efrin’de, Ezaz’de benzer köle pazarları kurulduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.

 

‘KÜRT VE KADIN DÜŞMANLIĞI’

 

Rojava’ya dönük saldırıların Kürt ve kadın düşmanlığı üzerinden örgütlendiğine dikkat çeken Taşdemir, bunun nedeninin ise AKP’nin kendi içinde yaşadığı kriz ve çözülme olduğunu belirtti. Taşdemir, “Türkiye’de derin bir ekonomik kriz var. Her gün onlarca kadın sokak ortasında vahşice katlediliyor. Ülkeyi yönetememeye karşı Kürtlere, kadınlara saldırarak üzerini örtmeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bugün bile ülkede hangi kuruma el atarsanız nereye bakarsanız hırsızlık talan ve gasp ile karşı karşıya kalırsınız ciddi bir yozlaşma ve çürüme siyasetiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Ama kadınlar, faşizme karış yıllardır verdiğimiz mücadeleyi bu siyaset karşısında güçlendirerek, savaşın, tecrit politikalarının bir kez daha hayatımızı sarmalamasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

 

‘KADIN KAZANIMLARINI YÜKSELTECEĞİZ’

 

HDP’ye dönük saldırılardan sonuç alamayan iktidarın komplolara başvurduğuna işaret eden Taşdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kayyum atamaları ile halkımızın iradesi tanınmadı. Aslında bunun sıradan bir belediyeye el koyma meselesi olmadığını biliyoruz. Burada kayyım gaspı ile şu söylenmek isteniyor:  Kürdistan’da biz seçme ve seçilme hakkını tanımıyoruz, oradaki iradeyi önemsizleştiriyoruz. Özünde bu siyasetin ismi bizce sömürge siyasetidir.  Yandaş medyanın algı operasyonları ile bir komplo bir kumpas kuruldu, Kulp ve Karayazı belediyemiz bu komplo ve kumpaslarla gasp edildi. Ama bizler kadınların kazanımlarını yükseltmeye devam edeceğiz.”

 

‘BARIŞIN SİYASETİNİ ÜRETİN’

 

Taşdemir, HDP Diyarbakır İl Binası önünde devam eden ailelerin eyleminin AKP-MHP-Ergenekon’un bir oyunu olduğunu belirtti. Taşdemir, “Yıllardır annelerin acı yaşamasına sebep olanlar annelerin acıları üzerinden oyun oynuyor. Eğer gerçekten niyetiniz annelerin acılarını sahiplenmek ise bu coğrafyada bir kez daha anneler ağlamasın diyorsanız, gelin barışın siyasetini ve hiçbir anneyi ayırt etmeksizin onların sorunlarına çözüm bulacağımız mekanizmalar kuralım. Çözüm partimizin merdivenlerine oturup, algı operasyonu yapmak değildir” diye konuştu.

 

‘TAYBET ANA BİR ANNE DEĞİL MİYDİ?’

 

Partilerin önüne gelen Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı’nın her gün kadınlar katledildiğinde kılını kıpırdatmadığına vurgu yapan Taşdemir, “Kendisine buradan soruyoruz.  700’den fazla çocuk annesi ile birlikte cezaevinde. Bir gün gidip o cezaevleri önünde oturmayı düşündünüz mü?  Taybet Ananın cenazesi 7 gün sokakta kaldı. Taybet Ana bir anne değildi miydi? Neden bir girişimde bulunamadı. Garzan mezarlığında 267 mezar tahrip edildi. 2 yıldır anneler çocuklarının kemiklerine ulaşmak için Adli Tıp’ın merdivenlerinde oturuyor.  Peki, bu oturan anneler anne değil mi, acıları acı değil mi. Herhangi bir cevap beklediğimizden sormuyoruz bu iki yüzlü riyakar siyasetin annelerin acıların nasıl kullandığını ve niyetin aslında acıları görünür kılmak olmadığını biliyoruz” dedi.

 

‘EŞBAŞKANLIK MOR ÇİZGİMİZDİR’

 

Taşdemir, kayyum atamalarına eşbaşkanlık sisteminin gerekçe gösterildiğini söyleyerek, “Bizce eşit temsiliyet ve eşbaşkanlıkla ilgili AKP’nin bir sorunu ve gerekçesi yoktur. Ama ideolojik gerekçeleri ve sorunları vardır. Çünkü AKP kadın düşmanı bir partidir, kadın kazanımlarını geriye çekmeye çalışan bir partidir. Dolayısıyla bu kadar kadın katliamının yükselmesinde önceki yılları aşan oranlara ulaşmasında AKP’nin eril, cinsiyetçi kadın düşmanı politikalarının etkisi var. Ama bizler kadınlar eşit temsiliyeti eş başkanlığı savunmaya devam edeceğiz. Sadece Türkiye ve Kürdistan’da değil dünyanı birçok yerinde kadın mücadelesi ve direnişi devam ediyor. Bir kez daha buradan eşbaşkanlık bizim mor çizgimizdir demeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.