Eski Bakan Günay: Zarrab davası bazı çevreleri tedirgin ediyor

img

İSTANBUL - Eski Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, “Reza Zarrab'ın ABD yargısıyla anlaşması, Türkiye ve İran'daki suç ortaklarını açığa çıkarması demek. Bu, Türkiye'de bazı çevreleri görünür biçimde tedirgin ediyor” dedi. MHP-AKP ortaklığına da değinen Günay, “Ortaklık, HDP'yi demokratik siyasetten tasfiye etmek hedefinde oluştu” diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi'nden (CHP) 2004 yılında ihraç edildikten sonra 2007 yılında AKP’ye geçen ve Kültür Bakanlığı yapan siyasetçi Ertuğrul Günay, 2013 yılında AKP tarafından ihraç istemiyle disipline sevk edildiği için istifa ederek AKP ile yollarını ayırdı. Günay, Reza Zarrab davasını, iktidarın Atatürk çıkışını, MHP-AKP ittifakını, Türkiye'nin dış politikası ve gündemdeki konuları Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. 
 
Reza Zarrab davası son günlerin en çok konuşulan konuların başında geliyor. “Kumpas”, “tuzak” diyenler var. Zarrab konuşursa davanın ucu kim veya kimlere dokunur? Zarrab olayının bu noktaya gelmesinde hükümetin payı ne?
 
Reza Zarrab, 17-25 Aralık operasyonları sırasında duyduğumuz bir isim. Yakın yıllarda Türkiye vatandaşlığı statüsü verilmiş genç bir İranlı. İran'a uygulanan ambargoyu, BM kararlarına aykırı yöntemlerle delerek haksız kazanç sağladığı konusunda ciddi iddialar var. Tabii bu iş ve işlemleri yaparken yalnız değil; Türkiye ve İran'da bazı siyaset adamları ve banka çevreleriyle işbirliği yaptığı ve bunlara da haksız çıkar sağladığı söyleniyor. Türkiye dışında dünya kamuoyunca da şimdilik bilinenler bunlar.
 
Bu haksız çıkar ilişkilerinin İran ayağı, İran'da yönetim değişince yargılandı ve sorumlulara önemli cezalar verildi. Türkiye ne yazık ki bu iddiaları ciddi bir yargılama sürecinden geçirmek yerine, siyasi tartışma ve taraflılıklara kurban etti ve geçiştirmeyi tercih etti. Ancak İran ve ABD kendi açılarından işin arkasını bırakacak görünmediği için, Zarrab ABD'ye giderek bir süre tutukluluğu göze aldı ve galiba şimdi ABD yargısıyla anlaşma yolunu seçerek şartlı kurtuluşu elde etmeye çalışıyor.
 
Zarrab'ın ABD yargısıyla anlaşması, Türkiye ve İran'daki suç ortaklarını açığa çıkarması demek. Bu ortaklıklar kime ve nereye kadar uzanır, şimdilik bilmemiz imkansız. Ancak bu ihtimaller, Türkiye'de bazı çevreleri görünür biçimde tedirgin ediyor. 
 
Zarrab'ın ABD yargısıyla anlaşması, Türkiye ve İran'daki suç ortaklarını açığa çıkarması demek. Bu ortaklıklar kime ve nereye kadar uzanır, şimdilik bilmemiz imkansız. Ancak bu ihtimaller, Türkiye'de bazı çevreleri görünür biçimde tedirgin ediyor. Çünkü bizim bilmediğimiz ilişkileri ancak Zarrab ve Zarrab'ın Türkiye'de işbirliği yaptığı çevreler biliyor. Bu ilişkiler pek 'hayırlı' olmasa gerek ki, şimdiden Zarrab'ın söyleyeceklerine karşılık, bir “düşman ABD ve hain itirafçı Zarrab” dizi senaryosu yazılmaya başlandı ve sahnelenmeye çalışılıyor. Oysa anlaşma ihtimali böylesine açık biçimde ortada yokken -daha birkaç ay önce- 'ABD ile ilişkilerimizin çok iyi olduğu' ve Zarrab davasının da 'bizimle ilgisi olmadığı' söyleniyordu. Keşke öyle olsaydı!
 
Sizin AKP’den istifa etmenizin ardından 17 Aralık soruşturması başladı. Bu konu Bakanlar Kurulu veya hükümetin diğer kurullarında gündeme geldi mi, geldiyse nasıl bir iç tartışma yaşandı?
 
Ben 24 Ocak 2013'te hükümetten ayrıldım. Bu olaylar yaklaşık bir yıl sonra (17 Aralık 2013'te) ortaya çıktı. O tarihte hükümet üyesi değildim. Konunun Bakanlar Kurulunda konuşulup konuşulmadığını bilemem. Ancak iddiaların ortaya atıldığı dönemde adli kolluğa ve yargıya karşı iktidarın takındığı tutumu usul ve yasaya uygun bulmadığımı, bu soruşturmaların gölge düşmeden yapılması gerektiğini, bunun ülke için olduğu kadar, iktidar için de doğru olacağını söyledim. Eleştirilerim dikkate alınmadığı gibi, disiplin işlemine tabi tutulmaya kalkışıldığını görünce de istifa ederek iktidar partisi üyeliğinden ayrıldım.
 
Ülkenin diğer bir gündemi de son dönemlerde AKP’lilerin “Atatürk sevdası.” İktidarın bu konudaki hesabı ne?
 
Atatürk, Türkiye içinde olduğu kadar dünya önünde de Türkiye'yi simgeleyen bir değer olarak varlığını ve önemini koruyor. Muhalefetin çeşitli kanatlarını, bayrak gibi çevresinde toplayabiliyor, bir araya getirebiliyor. İktidarın son yıllardaki tutum ve söylemi, bu gelişmede etkili oldu; Atatürk'ü -iktidarın karşısında- önemi gittikçe artan bir simge haline getirdi. AKP'nin seçim stratejisi üzerinde çalışanlar bu gerçeği görüp, taktik değişikliği ihtiyacı duydular. Bu ihtiyacı iktidarın MHP ve ulusalcı-milliyetçi yeni müttefikleri de dayatmış olabilir. Çünkü Atatürk'ü karşısına alan bir siyasi blokun, sandık oyunlarıyla da olsa, yüzde 50+1'i yakalaması zor, hatta imkansız. Ama bunun Cumhuriyetçiliğin ötesinde bir modernleşme ve çağdaşlaşma simgesi olan Atatürk'ü içselleştirme olmadığı çok açık, bu Cumhurbaşkanlığı seçimine dönük bir seçim taktiği.
 
MHP seçim barajını gündeme getirdi. Hükümet ise bunu seçim yasasını değiştirmeye evirtiyor. Hatırlatmak gerekirse, 1 Kasım seçimlerinin ve 16 Nisan referandumunun fitilini de MHP ateşlemişti. Bu son çıkışlar MHP ve AKP arasında danışıklı dövüş mü?
 
 MHP AKP'nin stratejik ortağı konumunda. Bu ortaklık, 7 Haziran'dan başarıyla çıkan HDP'yi demokratik siyasetten tasfiye etmek hedefinde oluştu ve 1 Kasım'da AKP'nin yeniden tek başına iktidara gelmesiyle sürdürülüyor.
 
MHP, Haziran 2015 seçim sonuçlarından bu yana AKP'nin stratejik ortağı konumunda. Bu ortaklık, 7 Haziran'dan başarıyla çıkan HDP'yi demokratik siyasetten tasfiye etmek hedefinde oluştu ve 1 Kasım'da AKP'nin yeniden tek başına iktidara gelmesiyle sürdürülüyor. Burada önemli bir tespit daha yapmak boynumuzun borcudur: HDP'yi demokratik siyasetin önemli bir unsuru olmaktan çıkarma senaryosuna -en azından bir kanadıyla- PKK de katıldı ve 1 Kasım'a sürüklenen bu olumsuz gidişe katkı yaptı.
 
Şimdi de MHP/AKP ittifakı tüm açıklığıyla sürüyor. Seçim barajı inmeyecek. MHP (belki BBP de) AKP çatısı altında seçime girecek ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ın doğal müttefikleri konumunda kalacaklar.  
 
Şu anki tabloda AKP-MHP birlikteliği veya ittifakı kesin gibi. Bu bloka karşı muhalefetin tutumu ne olmalı, 2019 şimdiden nasıl karşılanmalı?
 
Muhalefetin bir seçim işbirliğine girmesi, bugünkü Türkiye koşullarında zor, giderek imkansız gibi görünüyor. Böyle bir işbirliği partilere yeni oylar getireceği kadar, belki daha fazlasını kaybettireceği konusunda yaygın bir görüş var. Çünkü muhalefetin zihin altı kodlarını iktidarın söylemi belirliyor. Muhalefet, uzun zamandır iktidarın çizdiği zihin sınırlarını aşamıyor, onun kabul ve kavramlarıyla konuşuyor. Buna karşılık muhalefet, seçim işbirliğine gitmeden bir “söylem birliği” kurabilir.
 
Kuvvetler ayrılığına dayalı, yeni, çoğulcu, demokratik anayasa, insan hakları ve evrensel hukuk ilkelerine dayalı hukuk devleti, bu söylemin zemini olabilir. Böylelikle, geniş bir seçmen kitlesinin bu kavramlara aşinalık, yakınlık duyması sağlanabilir ve -kalınabilirse- 2. turda Cumhurbaşkanı adayının bu söylemlere destek olan seçmenlerle bağ kurması kolaylaştırılmış olur.
 
Türkiye’de sadece iç siyasette değil dış siyasette de işler iyiye gitmiyor. ABD’yle yaşanan kriz çözülmedi, derinleşti; Türkiye, Rusya ve İran’la yakınlaşmaya başladı. Şimdi de Suriye’nin geleceği üzerinden böyle bir yakınlaşma var. Siyasi çözümde anlaşan ABD ve Rusya, Türkiye’ye Suriye krizinin çözümde rol verir mi?
 
Türkiye, dış politikada görülmedik sorunlar ve tam bir sürükleniş yaşıyor. Cumhuriyet tarihinde bir benzeri yok. İktidarın durumu, Rusya ve Avrupa devletleri (düvel-i muazzama) karşısında, birinden korunmak için sürekli ötekinden medet uman çöküş dönemi Osmanlı ricalinin çaresizliğine benziyor. Bu sürükleniş, 2012 sonrasında, yatıştırıcı-barıştırıcı bir rol oynamak yerine, kısa sürede iktidar değişikliği hayali ve yeni iktidarı gütmek hevesiyle Suriye girdabına adım atmakla başladı. O tarihten bu yana girdap bizi içine çekti, çekiyor. Şimdi, ABD ile birlikte girdiğimiz bu maceradan Rusya'nın yardımıyla çıkmaya çalışıyoruz. Nice acılar, ölümler, kıyımlar, yıkımlarla dolu 6 yıldan sonra. Oysa 2012'de bu maceradan sakınmamız gerektiğini söylediğimde, bana “6 ay sürmez” denilmişti.
 
Gelinen noktada ABD ve Rusya (ve bölgenin -bizim yerimize- yükselen güç merkezi olarak İran) Esad'ın gitmesini değil, bu savaşın en kötü ürünü olarak Ortadoğu ve tüm dünyanın başının belası haline gelen İŞİD'in temizlenmesini birinci mesele haline getirmiş görünüyor. Yeni siyasi çözüm bu temizlik üzerinde inşa edilecek. Türkiye'nin de bu noktada itirazı mümkün değil.
 
İktidar Suriye meselesinde de PYD’yi yani Kürtleri istemediğini her fırsatta dile getiriyor ve bunun için de elinden gelen her şeyi yapıyor. Ancak Rusya da ABD de “Kürtsüz olmaz” diyor. Suriye masasında “Kürtsüz” bir yaklaşım çözüm olur mu, Türkiye’nin beklentileri karşılanır mı?
 
Türkiye, 6 yıl önce Esad'ın gitmesi üzerine inşa ettiği Suriye ve Ortadoğu hedeflerini, Kürtlerin özerklik ve benzer statüler kazanmasını engellemek seviyesine indirdi. Bu, "Kürt, anasını görmesin!" hedefi, içeride iktidarın yeni müttefiklerinin de sahiplendiği bir çıta.  
 
Türkiye, 6 yıl önce Esad'ın gitmesi üzerine inşa ettiği Suriye ve Ortadoğu hedeflerini, şimdilerde Suriye Kürtlerinin özerklik ve benzer statüler kazanmasını engellemek seviyesine indirdi. Bu, "Kürt, anasını görmesin!" hedefi, içeride iktidarın yeni müttefiklerinin de sahiplendiği bir çıta. Ancak bu talebin ABD ve Rusya'dan uzun vadede ve kalıcı destek bulması zor; belki bu konuda İran'la geçici bir oydaşma sağlanabilir. İran'ın adımlarının ise taktik değil, stratejik olduğunu ve ileride Türkiye'ye nasıl bir fatura şeklinde döneceğini düşünmek, hesaplamak gerekir.
 
Türkiye'nin Ortadoğu'da yapması gereken, Suriye ve Irak Kürtlerinin yeni statüler ve haklar elde etmesini engellemek değil, onların kazanılmasına yardım etmektir. Bu yardım, Türkiye'ye Ortadoğu'nun kaotik yapısı içinde yeni dostlar, ticari, ekonomik, siyasi yeni ilişki ve açılımlar sağlayabilir. İçeride de barışçı bir ortamın kurulmasına katkı yapabilir. Komşu coğrafyalarımızdaki bu tür oluşumların, bir 'bölünme/ayrılma' rüzgarı halinde bize geri dönmemesinin yolu, Kürtleri, otokratik Arap rejimlerinin baskısına teslim etmek değil, Türkiye'yi ekonomisi ve demokrasisi ile bölgenin ve dünyanın saygın bir üyesi yapmaktan, ayrımsız tüm yurttaşların esenlik ve mutluluğunu sağlamaktan geçer.
 
2013 yılında başlayan “çözüm süreci” Türkiye’ye ekonomik ve siyasal olarak büyük bir rahatlama dönemi yaşattı. Ardından Cumhurbaşkanı’nın reddiyle süreç sonlandı. O süreçten bu yana PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme yasağı getirildi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? 
 
2009'da “Açılım” ve 2013'de “Çözüm” süreçleri, yol ve yöntemlerine bazı itirazlar olsa da -ki benim vardı- Türkiye için büyük bir umuttu. 20. yüzyılın başında Kurtuluş Savaşımızın başarılmasında büyük katkısı olan dayanışmanın, eşit yurttaşlık ve çoğulculuk temelinde 21. yüzyılda yeniden kurulması, Türkiye'yi kendi içinde ve dünyada çok özel bir yere taşıyabilirdi. Barış ve demokrasi süreci ülkenin ekonomik gelişmesi, kalkınması, bölgesinde birinci, dünyada önemli olmasına büyük katkı yapacaktı.
 
Ancak yaşanan olaylar sürecin içselleştirilmediğini, bir seçim aritmetiği hesabına tutsak edildiğini gösterdi. 2013 sonunda iktidar, ortaya atılan yolsuzluk iddialarını savuşturmak için yeni ittifaklar arayışına girince, yeni ortakların dayatmalarına uygun olarak süreç kesintiye uğradı. Uğramakla da kalmadı, daha önce atılan bütün adımlar, mutabakatlar yok sayıldı, ret ve inkar edildi.
 
Bu ortamda Öcalan'la sürdürülen görüşme ve müzakerelerin kesilmesinden daha önemli ve vahim olan, ülkede -Selahattin Demirtaş başta olmak üzere- sorunun demokrasi ve hukuk kuralları içinde, barışçı yöntemlerle çözümü konusunda emek ve topluma umut veren siyasiler TBMM dışına itildi, tutuklandı, susturulmaya çalışıldı.
 
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2013 sonuna kadar bu konuda sergilediği bakış açısı ve sürdürdüğü tutumla, bu gidiş tümüyle birbirine aykırı. Oysa bugünkü akılla bir yere varamayacağımızı defalarca yaşadık, gördük. İşin üzüntü verici yanı da bu.
 
Son olarak döneminizdeki bakanlığın politikaları ile şu anki durumu karşılaştırır mısınız? Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) kaldırılması gibi tartışmaları da dikkate aldığınızda, bakanlığın kültürel değerlere yaklaşımı ve politikasını nasıl görüyorsunuz?
 
Ben 2012 sonunda görevden ayrıldığımda Türkiye dünya turizminin 6. sırada başarılı bir ülkesiydi. ABD, Çin gibi iki kıta devleti, sonra Avrupa'dan Fransa, İtalya, İspanya gibi üç geleneksek turizm ülkesi ve Türkiye idi. Bakanlığımız, 2012'de Madrid'de yapılan uluslararası törenle “Avrupa'nın en iyi turizm örgütü” ödülü almıştı. Bugün kaçıncı sıraya geriledik, kimse bilmiyor. Çünkü açıklanan rakamlar gerçeği yansıtmıyor.
 
Biz turizm sadece bir ekonomik gelir kapısı değil, tanışma ve kaynaşma yoluyla bir barış köprüsü olarak da düşünüyor ve bu amaçla deniz, güneş yanında, tarih ve kültür varlıklarına da sahip çıkarak sunumu zenginleştirmeye çalışıyorduk.
 
Bu amaçla Türkiye'nin her yanına olduğu gibi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da da tarihi eser restorasyonlarının yanı sıra Diyarbakır İçkale, Gaziantep Zeugma, Şanlıurfa Haleplibahçe, Hatay, Van gibi büyük müzelerle yeni bir merkezi yaratmaya gayret ettik. Bunların bir kısmı bitti, çoğu yavaşladı, bazıları tamamlanmayı bekliyor.
 
İstanbul AKM bile, restorasyon çalışmalarının Gezi olayları sırasında usulsüzce sona erdirilmesinden 4 yıl sonra yeni bir projeye kavuştu, umarım gerçekleşir. Son yıllarda yaşanan olaylar, Suriye'den gelen büyük mülteci dalgası, şiddet olayları, Diyarbakır Sur'da yaşananlar birçok insani acının yanı sıra kültür, sanat ve turizme de büyük zarar verdi. Bu alanlarda yaşanan büyük gelişme umutlarını -şimdilik- gölgeledi. Umarım “gün daima bulutta kalmaz!”
 
MA / Yasin Kobulan
 

Diğer başlıklar

01:24 Kobanê’de SİHA saldırısı
01:18 ABD, Filistin'in BM üyeliğini veto etti
01:14 Kenya’da helikopter kazası: Genelkurmay Başkanı ve 10 asker öldü
01:10 Meclis İliç Komisyonu’nun üyeleri Resmi Gazete’de
18/04/2024
23:17 Tokat'ta 4.4 büyüklüğünde bir deprem daha
23:09 Amed Tiyatro Festivali’nin startı verildi
22:49 Dêrik Belediyesi’nde x-ray cihazları kaldırıldı
22:31 Rönesans Rezidans davası: İmar affı yapan, imzası olan herkes yargılansın
21:31 Tokat’ta ev ve ahırlarda ağır hasar oluştu, halk sokakta
21:18 DİSK’ten 1 Mayıs’a katılım çağrısı
20:16 Erdoğan, AYM başkanıyla görüştü
20:06 AKP’li belediye, kömür küllerini dereye döktü
19:35 ‘Gardiyanlar, Örkmez ve Uğur’u ‘sizi tecavüzcülerin yanına veririz’ diye tehdit ediyor’
19:22 SES eski Eş Genel Başkanı Erden'in ev hapsi kaldırıldı
19:10 Kadınlar Amed’den seslendi: Devlet şiddetine karşı mücadeleye devam
18:27 Tokat'ta 5.6 büyüklüğünde deprem
18:23 DEM Parti, AK Genel Sekreteri Pejcinovic ile görüştü
17:54 Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbetine ÖHD ve DEM Parti’den destek
17:18 51 kişinin hayatını kaybettiği Furkan Apartmanına ilişkin rapor
17:06 Et ve Süt Kurumu’ndan yüzde 25’lik zam
17:01 Hastane deposunda bir işçi ölü bulundu
15:54 Amed’de kaza: 2’si çocuk 10 yaralı
15:48 21 kişinin hayatını kaybettiği otelin 5 kolonu eksikmiş
15:46 MEB’de ‘ihale’ soruşturmasında 3 gözaltı
15:26 AKP'li Beyoğlu'nun kaldırdığı kadın heykeli yeniden dikildi
14:47 Özerk Yönetim ve Şam yeniden diyalog masasında
14:46 Êlih kayyımı 3 milyar 53 milyon 970 bin TL borç bıraktı
14:44 Wan’da düzenlenecek 1 Mayıs bölge mitingine çağrı
14:22 Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları CPT ile görüştü
14:21 Uzman çavuş tacizini takip eden Şirnex Barosu’na tehdit
14:20 Kaçak kazıda 3 kişi hayatını kaybetti
14:15 AKP'li yönetim belediye araçlarını bu hale getirdi
13:57 Gazeteci Gültekin hakkında beraat kararı
13:45 Taşımalı oylarla seçilen AKP'liler birbirlerini 'kirli işlerle' suçladı
12:52 Konya’da kuran kursu patlama davasında yeniden karar çıktı
12:43 CHP’nin yeni grup başkanvekili belli oldu
12:33 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:40 Wan-Gever yolu heyelan nedeniyle kapandı
11:39 AKP’nin bıraktığı borç billboardlara asıldı
11:04 Gazeteci Yalçın’a 1 yıl hapis ve para cezası
10:59 DEM Parti MYK'si toplandı
10:54 1 kolber katledildi, 1 kolber kayıp
10:36 Gülistan Doku Futbol Turnuvası: Özel savaşa karşı sahaya çıkıyoruz
10:10 Cinsel saldırıdan tutuklanan askerden 'saygın biriyim' savunması
09:45 Remziye Bor davasında AYM’den karar bekleniyor
09:28 Kayyımdan Erdoğan mitingi ve hediyelik eşyaya 8 milyon 886 bin TL harcama
09:04 177 gün oldu: Gazeteci Ahmet’ten haber yok
09:03 Tutsaklar Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için eylemde
09:02 Ahtamar’da ilkbahar güzelliği
09:00 MİT’in çocuk etkinliğine tepki: Eğitim eğitimcilere bırakılmalı
09:00 'Tutsakların direnişine ortak olalım'
09:00 Gazeteci Özuğurlu: Egemenlerin düzeni arıza vermeye başladı
09:00 Gazeteci Oynaş: Cezaevinde baskılara karşı direniş arttı
09:00 18 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08:54 Uluslararası 'Öcalan’la Diyalog' etkinlik günleri düzenlenecek
08:48 Deprem yaşanan Tokat’ta okullar tatil
00:43 Furkan Nesli Derneği’nde bıçaklı saldırı
17/04/2024
22:08 Şengal’de Çarşema Sor kutlamaları
20:44 Çanakkale'de kanal çalışmasında göçük: 2 işçi hayatını kaybetti
20:20 Binarê Qendîl’e saldırı
18:31 Uzman çavuş ‘cinsel saldırı’ suçundan tutuklandı
18:24 Evli olduğu Enes Suna tarafından şiddet gören kadın hayatını kaybetti
18:01 Japonya’da 6.4 ve 5 büyüklüğünde deprem
17:43 Cenevre’de CPT’ye çağrı: Tecrit işkencesini sonlandır
17:34 Şenyaşar: Üstünlerin hukukuna karşı nöbetimiz devam ediyor
17:26 Irak Parlamentosu'ndan Türkiye'ye ziyaret
17:02 Kobanê Davası’nda tahliye çıkmadı
16:45 Misirc kayyımının borçları bilboardlara asıldı
16:31 Sırrı Süreyya Önder Meclis oturumunda rahatsızlandı
16:14 Esenyurt’ta mobilya imalathanesinde yangın
15:55 Bafil Talabani: Seçimler zamanında yapılacak
15:53 Hezex’te renkli Çarşema Sor Bayramı kutlaması
15:35 Kayyım seçime 2 gün kala tüm kamera kayıtlarını sildirdi
15:29 Colemêrg’te 3 bölge 'özel güvenlik bölgesi' ilan edildi
15:24 Belediyede 4 görev verilen AKP'li başkan görevden alındı
15:21 Abdullah Öcalan’ın aile ve avukatları AK’de: Bu kanunsuzluğu durdurabilirsiniz
15:17 Emekli ve emekçilerin maaşlarının düzenlenmesi için komisyon kurulması talebi
15:08 YSK, Hatay ve Ordu başvurularını reddetti
15:06 İşkence görüntüleri ortaya çıkan Veli’den günlerdir haber yok
14:44 Tutsak Rozerin Kalkan’ın tahliyesi 11 ay engellendi
14:38 Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çatışma
14:33 Wêranşar'da ilk 'Çarşema Sor' kutlaması
14:24 İYİ Parti'den istifa
14:05 BES mülakat uygulamasının kaldırılmasını talep etti
14:00 Sağlıkçılardan 'sağlıkta şiddete son' çağrısı
13:42 Erdoğan'dan seçim yorumu: Tek iktidar Cumhurbaşkanı’dır
12:31 Bakan Işıkhan: Temmuz'da asgari ücrete ara zam olmayacak
12:16 Kobanê Davası: 13 tutsak siyasetçi duruşmaya katılmadı
11:49 Tutsak kadınlara tehdit
11:35 Türkiye, Yeşil Gelecek Endeksi'nde son sıralarda
11:11 Yargıtay başkanı seçimi 20'nci tura kaldı
10:50 'Bêrû'nun yasaklanması hukuka aykırı bulundu
10:22 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Kobanê Davası tarihi fırsata çevrilebilir
10:19 AYM'den 'tek tip elbise' kararı
10:12 İsrail’den Gazze’ye saldırı: 18 kişi yaşamını yitirdi
10:11 Giyadîn’de gözaltı
09:09 Gazeteci Ahmet 176 gündür KDP istihbaratının elinde
09:07 Tutsaklar ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eyleminde
09:05 Mêrdîn kayyımları 3 milyar 502 milyon TL borç bıraktı
09:03 Hak savunucuları: Eylemdeki tutsakların talebi karşılanmalı
09:00 Av. Kaya: Abdullah Öcalan için yeni başvurularımız olacak
09:00 17 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08:48 Kato'ya girişlere 15 günlük yasak
16/04/2024
21:43 Özel, Kobanê Davası için heyet görevlendirdi
20:34 Erdoğan, İsrail ile ticarete tepki gösterenleri hedef aldı
19:33 Çukurova’da kadınlardan öz savunma çağrısı
19:20 Wan direnişinin güler yüzlü çocuğu: İrademize sahip çıktık
19:07 Grevdeki işçiler gözaltına alındı
17:19 YSK, 2 il, 11 ilçe ve 7 beldede seçim itirazlarını reddetti
17:07 Şenyaşar, bariyerlere rağmen eylemini sürdürdü
16:55 Wan direnişinin sembolü Muhammed Orhan tahliye edildi
16:47 Seçimlerdeki şaibelerin araştırılması için önerge
16:44 Leyla Güven’e 5 ay ceza
16:41 Şiddet uygulayan polisler açığa alındı
15:24 Amed’de trafik kazası
15:13 Seçim sonrası yeni anket
14:37 İzmir’de asbestli gemi tepkisi
14:18 17 ve 18'inci turlarda da yeni başkan seçilemedi
13:35 1 Mayıs çağrısı: Adaletsiz düzene karşı alanlara çıkalım
12:46 Hatimoğulları: İktidarın 'çöktürme planı' çökmüştür
12:31 9. Amed Tiyatro Festivali'nde 19 oyun sahnelenecek
12:16 6 kadın gazetecinin davası ertelendi
11:49 Bahçeli seçim başarısızlığını görmedi: Oyumuz yüzde 16,62!
11:38 Cezaevi ve savcılığa İmralı başvurusu
11:37 ÇGD’nin ‘Yılın Başarılı Gazetecileri’ ödülleri sahiplerini buldu
11:31 Eylemdeki tutsağın annesi: Talepleri talebimizdir
11:05 BİSAM: Yoksulluk sınırı 57 bin 578 TL
11:01 Kobanê Davası'nda yarın tutukluluk incelemesi yapılacak
10:57 İstanbul’da ev baskınları
09:58 Altın fiyatlarında yeni rekor
09:10 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 175 gündür haber yok
09:09 Tutsaklar ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eyleminde
09:06 Ayşe Gökkan: Özel savaşa karşı özsavunma halkası genişletilmeli
09:03 Celadet Elî Bedirxan için saygı gecesi düzenlenecek
09:02 Hevsel'de çok emek az kazanç
09:01 Wêranşar'da Çarşema Sor kutlanacak
09:00 16 NİSAN 2024 GÜNDEMİ
08:30 Qileban’da kaza: 4 kişi hayatını kaybetti
08:17 DAİŞ’liler 100 küçükbaş hayvan kaçırdı
08:10 91 kurum ve isimden CPT'ye İmralı mektubu
15/04/2024
21:55 AK önünde Abdullah Öcalan için miting: Sessizliği kabul etmeyeceğiz
21:34 İsrail'den İran saldırısına karşılık verme kararı
21:27 Filistinli Gazeteciler Sendikası: İsrail mart ayında 6 gazeteciyi öldürdü
19:14 Girê Sor’da aracın çarptığı çocuk yaşamını yitirdi
18:34 Adana Kadın Platformu’ndan fail H.İ’nin beraatine tepki
17:12 Şemzînan’da polisten yurttaşlara tehdit ve hakaret
16:48 DEDAŞ'tan boş daireye 34 bin TL fatura!
16:36 Adalet Bakanlığı’nın üç kapısı da Emine Şenyaşar’a kapalı
16:28 BES-AR: Yoksulluk sınırı 66 bine dayandı
16:23 Üniformalı tacizine tepki: Özsavunmamızı geliştireceğiz