Mersin Adliyesi önünde 30 Nisan’da İmralı tecridinin sonlandırılması talebiyle cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar tarafından yapılan oturma eylemi, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ikinci kez soruşturma konusu oldu. Savcılık 9 Nisan’da 13 avukat hakkında “2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna Muhalefet” ve “Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi” iddiasıyla soruşturma başlatmıştı.

 

‘SAVCILIK AYNI SORUŞTURMAYI YENİDEN AÇTI’

 

Savcılık yeni soruşturmasında ise, avukatlar Hoşyar Sarıyıldız, Mehmet Altuntaş, Mehdi Zana Akkaya, Selçuk Binici, Halil Güngör, Rıza Oğuz, Bedri Kuran, İbrahim Kaya, Nalan Ateş Altuntaş, Özgür Çağlar, Abulcelil Akın, Abdurrahman İlgin ve Burhan Kaya hakkında “2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanuna Muhalefet” ve “Kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının faaliyetlerinin engellenmesi” iddiasıyla soruşturma başlattı.

 

‘AVUKATLARIN TESPİTİ İSTENDİ’ 

 

Savcılık, “DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması” ile bir takım avukatın yapmış olduğu basın açıklamasına ilişkin İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürlüğü’nce hazırlanan fezleke sonucu avukatlar hakkında soruşturma açıldığını duyurdu. Savcılık, soruşturma kapsamında avukatların henüz ifadelerini almazken görüntü kayıtlarının incelenerek avukatların tespit edilmesini ve konuşmaların çözümlenmesini istedi.

 

Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan ÖHD üyesi Avukat Hoşyar Sarıyılıdız, yaptıkları basın açıklamasıyla daha fazla can kaybının yaşanmaması ve hükümetin kritik aşamaya varan açlık grevleri ile ölüm oruçları konusunda duyarlılık göstermeye çalıştıklarını hatırlattı. Hukuksuzca haklarında soruşturma açıldığını belirten Sarıyıldız, soruşturmaya konu olan iddiaların asılsız olduğunu belirterek, yaptıklarının barışçıl bir eylem olduğunu dile getirdi. 

 

‘SORUŞTURMA HUKUKA AYKIRI’ 

 

Soruşturma dosyalarında savcılığın kullanmış olduğu üslup ve takındığı tavrın hukuki olmadığını dile getiren Sarıyıldız, bu kapsamda gerek avukatlar hakkında “terör örgütü üyesi olup olmadığı” hususunda TEM'e yazılan müzekkerin kabulünün mümkün olmadığını aktardı. Sarıyıldız, “Devlet bireyi bir suçla itham ettiğinde, kesinleşmiş bir mahkeme hükmü verilinceye kadar, bu kişinin maddi ve manevi varlığını her türlü haksız saldırıdan korumakla yükümlüdür. Bu nedenle çağdaş devletlerin hukuk sistemlerinde insan onurunun korunması amacıyla kişilerin lekelenmeme hakkı öncelikli olarak korunan haklar arasında yer alır. Lekelenmeme hakkı kapsamında avukata, kendisini anlatma ve maddi hakikatin ortaya çıkmasına yardımcı olma, endişelenmeme, varsa inceleme dosyasında hatalı bilgi ve belgelere cevap verme adına, henüz inceleme aşamasında olsa da avukatın dosyadan haberdar edilmesi gerekirken tam tersi TEM’den örgüt üyesi olup olmadığımızın sorulmuş olması açıkça lekelenmeme hakkımızın da zedelendiğini göstermektedir” diye belirtti. 

 

‘SORUŞTURMADAN ÇEKİNMİYORUZ’

 

Savcılığın yazmış olduğu müzekkere açıkça avukatlık mesleğinin onuruna saldırı olduğunu sözlerine ekleyen Sarıyılıdız, savcılık hakkında “görevi kötüye kullanma” suçu nedeniyle suç duyurusunda bulunacaklarını ifade etti. Sarıyıldız, “Kamu mercilerinin keyfi uygulamaları ve engellemelerinin herhangi bir karşılığı olmadığı gibi bu türden soruşturmaların insanlık onuruna zararı olacağı ortadadır. Devletin yapması gereken hak ihlallerinin önlenmesi ve can kayıplarının yaşanmamasını sağlamaktır bu konuda hak arayanları soruşturma konusu yapmak değil. Bizler ÖHD’li avukatlar olarak açılan soruşturmalardan çekinmediğimizi, hak ihlallerinin önlenmesi ve daha fazla can kaybının yaşanmaması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğimizi bir kez daha belirtmek isteriz” diye konuştu. 

 

‘AKP’LİLERE NEDEN SORUŞTURMA AÇILMADI’

 

“Kamu kurum ve kuruluşlarının işleyişlerinin engellenmesi” iddiasının ise yine kişiye özel uygulandığı belirten Sarıyıldız, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Yerel seçimde Akdeniz Belediyesi’nin AKP’ye geçmesinin üzerine AKP’liler tarafından adliye bahçesinde kutlama yapılmasıyla aynı yerde Mersin Barosu yönetimi ve Baro üyesi yüzlerce avukatın basın açıklaması yapması hakkında işlem yapılmamışken ÖHD’li avukatlar hakkında yapılmış olması açıkça hukukun güvenirliğini zedelemiş hukuk devleti ilkesini ihlal etmiştir. İhlal varsa herkes için uygulanmalı. Sırf tecridin yarattığı hukuksuzluğa değindiği için ÖHD’li avukatlar hakkında soruşturma başlatılması kabul edilemez bir durumdur.” 

 

MA / Ergin Çağlar