URFA - İmralı tecridine karşı 56 gündür açlık grevinde olan 4 çocuk babası Mehmet Kazıcı’nın eşi Tülay Kazıcı, sorumluluk almak yerine 'Devlet adım atsın' çağrısında bulunmakla yetinenlere “Siz adım attınız mı ki devlet atsın? Neyi bekliyorsunuz? Devletin atacağı adımı siz belirlersiniz" sözleriyle seslendi.
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağır tecrit koşullarına karşı cezaevlerine yayılan süresiz dönüşümsüz açlık grevini, 1 Mart'tan itibaren Osmaniye 1 Nolu T Tipi Cezaevi'nde 56 gündür sürdürenlerden biri de 4 çocuk babası Mehmet Kazıcı.
Kazıcı, 2015 yılında Urfa'nın Viranşehir ilçesindeki evi basılarak gözaltına alınır ve birkaç gün sonra çıkarıldığı mahkemece, “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla tutuklanarak cezaevine konulur.
Aynı iddialardan 9 yıl 9 ay hapis cezası alan Kazıcı’nın cezası kısa sürede istinaf mahkemesi ve Yargıtay’da onanır.
DEVLET BASKISI HİÇ EKSİK OLMADI
Mehmet Kazıcı'nın eşi Tülay Kazıcı da, 90’lı yıllardan şimdiye kadar hemen her yıl evlerinin polisler tarafından basıldığını ve aile bireylerinden biri ya da bir kaçının gözaltına alındığını söylüyor.
Cezaevine girmemiş aile fertlerinden neredeyse kimsenin kalmadığını dile getiren Kazıcı, eşi Mehmet Kazıcı’nın da cezaevine girdikten kısa bir süre sonra eşinin kardeşi Murat Kazıcı’nın sokağa çıkma yasakları döneminde Cizre’de sığındığı bodrumda öldürüldüğü haberini aldığını ifade etti. “Yaşanan bu olay bizi derinden sarstı ve halen de acısını yaşıyoruz” diyen Kazıcı, Murat’ın cenazesini uzun süre alamadıklarını, cenazeyi aldıklarında ise bir tören yapılmasına bile izin verilmediğini söyledi.
‘KÜRT OLMASI YETERLİ’
Eşinin “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası yaptığı” iddialarıyla cezalandırıldığını aktaran Kazıcı, “Devlete göre tüm Kürtler suçlu. Dünyada ne kadar Kürt varsa hepsi ya terörist, ya da suçludur. Dolayısıyla Kürtler onların gözünde ölmesi gerekir. Tutukladıkları Kürtlerin bir suçu var ya da yok, bu çok önemli değil. Cezalandırmaları için Kürt olmaları yetiyor” diye konuştu.
Devletin Kürtleri kendi kardeşi ya da yurttaşı olarak görmediğini, tam tersi düşman olarak gördüğünü belirten Kazıcı, “Eğer kardeş olsaydık bu kadar baskı ve zulüm olmazdı. Bir evin içinde bile kardeşlik hukuku var. Kardeşler birbirlerine karşı sorumluluklarını yerine getirir; ama devlet Kürtlere karşı hiçbir sorumluluğunu yerine getirmedi. O yüzden kimse bize kardeşim demesin” ifadelerini kullandı.
‘TALEBİ TALEBİMDİR’
Kazıcı, eşinin dahil olduğu açlık grevlerinin önemine vurgu yapan Kazıcı, “Cezaevindekilerin sağlığı ve yaşamından endişe duyuyoruz; ama onların talebini de sahipleniyoruz. Onların talebi benim de talebimdir. Dolayısıyla ölmelerini engellemenin tek bir yolu var, o da onların sesine ses katmak” diye konuştu.
‘NEYİ BEKLİYORSUNUZ?’
“Açlık grevleri bu aşamadayken kimse devletten bir şey beklemesin” diyen Kazıcı, şöyle devam etti: “Herkes devletin bir adım atmasını istiyor. Ben de soruyorum, siz adım attınız mı ki devlet atsın? Neyi bekliyorsunuz? Devlet zaten tüm Kürtlerin ölmesini istiyor. Devletin atacağı adımı siz belirlersiniz. Onlara daha fazla destek vermek ve her yerde açlık grevcilerinin taleplerini devletin gözünün içine sokmamız gerekir. Sokakta, evde, işyerinde yani her yerde açlık grevlerini sahiplenen eylemler yapılmalı. Bu eylemleri sadece Kürtler değil, ‘ben Kürdün dostuyum’ diyen herkes sahiplenmeli.”