MERSİN – HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, karnesini açıkladığı Akdeniz Belediyesi kayyumuna 31 Mart yerel seçimlerinde tasdiknamesini vereceklerini söyledi.
2018-2019 eğitim ve öğretim yılının ilk yarı yılının tamamlanıp, öğrencilere karnelerinin verilirken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Rıdvan Turan da kentin Akdeniz İlçe Belediyesi’ne atanan kayyumun karnesini açıkladı.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlendiği basın toplantısında slayt eşliğinde kayyumun icraatlarını anlatan Turan, belediyenin kayyum atanması öncesi ve sonrasındaki faaliyetlerini karşılaştırdı.
Yarı yıl tatiline giren tüm öğrencilere başarılar dileyerek sözlerine başlayan HDP’li Turan, yine tecride karşı 72 gündür açlık grevine bulunan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in durumuna dikkat çekip, taleplerinin karşılanması doğrultusunda hükümeti uyarılarda bulundu.
‘AMAÇ HALKIN İRADESİNİ GASP ETMEK’
Antidemokratik uygulamalarla ülkeyi uzun süredir yönetmeye çalışan AKP’nin uygulamaları arasında en çarpıcı olanın kayyum atamaları olduğunu söyleyen Turan, “Akdeniz Belediyesi’ne atanan kayyum, HDP’nin seçimle kazandığı 94 belediyeye atanan kayyumlardan biri olarak kayyum anlayışının Mersin’deki temsilcisidir. Kayyumun amacı HDP’li belediyecilik anlayışına son vermektir, yerel yönetimleri engellemektir. Atanan kayyum ile beraber Akdeniz Belediyesi eşbaşkanlarına ve bazı çalışanlarına ‘örgütü üyesi olmak ve destek vermek’ iddiasıyla soruşturma açılmış ancak bu iddiayı destekleyecek kanıta ulaşılamamıştır. Kaldı ki iddiayı ortaya atan, operasyon izni veren hakim ve savcılar bugün FETÖ’den ya tutuklu ya da kaçak durumundadır. Operasyonlarla ve yukardan gelen bir emirle belediyemizin eşbaşkanı sayın Fazıl Türk tutuklanmış, cezaevine konmuştur. İşin tuhaf tarafı ne Fazıl Türk’ün ne de diğer gözaltına alınan çalışanların üzerine atılı suçlamalar kanıtlanamamıştır. Bu durum da göstermektedir ki ‘terör’ suçlaması bahanedir, asıl olan halkın iradesini iktidarın gasp etme niyetidir” diye konuştu.
İŞÇİLER İŞTEN ÇIKARILDI, KURUMLAR KAPATILDI
Turan, Akdeniz Beleriyesi’ne atanan kayyumla birlikte işten çıkarmalar, askıya alınan projeler, mahalle evlerinin, belediye ile protokolü bulunan kurumların kapatılması gibi birçok faaliyetlerin yaşandığını belirtti.
Turan, “İlk kayyumdan sonra atanan ikinci kayyum ile birlikte daha önce kaldırılan mevcut projelerin hayata geçirilerek yeni bir proje gibi sunulması adeta iyi kayyum, kötü kayyum oyununa dönüşmüştür. Tabi kayyum direk olarak tepeden bir görevlendirme ile halkçı ve eşitlikçi bir belediyecilik anlayışına son vermek istemiştir. Kayyum iktidarın zihniyetidir. Türlü türlü oyunlarla halkın belediyesi alınmak istenmiştir. Kısacası kayyumlar atanarak belediyeler gasp edilmiştir” diye konuştu.
İHLALLERİN BAŞINDA EMEK ALANI GELDİ
Kayyumun faaliyetleri içerisinde en başta emek alanına dönük ihlallerin geldiğini belirten Turan, “Belediyede sözleşmeli memur ve kadrolu işçiler, KHK’larla kadrolu memur ve işçi statüsünde olmaları gerekirken bu sürece taşeron işçiler de dahil edilmiştir. Aileler, emeğin gasp edilmesinin yanı sıra yaşam olanaklarından mahrum kalarak, fişlenerek zor hayat koşullarına maruz kalmıştır. Kayyum, işten çıkarmalara meşruiyet kazandırmak ve kamuoyunun tepkisini çekmemek için belediyenin küçülmesi gerektiğini belirtmiş ancak buna rağmen Mart 2017’de İŞKUR üzerinden yaklaşık 400 işçiyi almıştır. Bu durum, açıkça emeğin gasp edilmesidir” dedi.
‘KADINLARA DÖNÜK DÜŞMANCA POLİTİKA’
Kayyumun yine kadınlara yönelik düşmanca bir politikada yürüttüğünü ifade eden Turan, şunları söyledi: “Kayyum, kültürel, sosyal ve ekonomik alanlardaki dayanışma esasına göre faaliyet yürüten İŞTAR ve sığınma evini kapatarak, kadınlara yönelik çalışmaları daraltmıştır. Belediye, bünyesindeki Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü kapsamında sadece 65 yaş üstü yaşlı insanların evlerine temizlik hizmeti sunmaktadır. Özellikle belediyeye ait olan ve halkın yararına kadın üretici pazarı yerinin, İHH’ye, Huzurkent’te bir binanın ilçe emniyet müdürlüğüne, eğitim destek evinin olduğu binanın valiliğe tahsis edilmesi, belediye bünyesindeki arazilerin ihale yolu ile kiralanması ve satılması, rant odaklı bir belediyeciliğin önemli bir göstergesidir.”
‘KİMLİKLER VE KÜLTÜRLER YOK EDİLDİ’
Akdeniz ilçesinin farklı kültürleri, aidiyetleri ve kimlikleri içinde barındıran bir mozaiğe sahip Mersin’in nadide ilçelerinden biri olduğunu vugulayan HDP’li Turan, ancak kayyum eliyle yürütülen kültür politikalarının bu yapıya darbe vurduğunu kaydetti.
Turan, “Kayyum atanmadan önce Akdeniz ilçesindeki kültürlerin, renklerin kimliklerin barış ortamında yaşatılması için başta festivaller olma üzere şenlikler, geziler, kermesler, konserler, tiyatro gösterileri, şiir dinletileri, resim sergileri düzenleniyordu. Bunun yanında çocuklara ve gençlere yönelik çeşitli eğitimler yapılırken, kayyum geldikten sonra yürütülen kültürel çalışmalar sınırlı tutularak yok olma noktasına gelmiştir. Kayyum, kent ve çevre konusunda da diğer konularda olduğu gibi sınıfta kalmıştır. Akdeniz belediyesi, halkın oyuyla seçilmişlerin yönettiği zamanlarda, kent ve çevre düzenlemelerine, sağlık ve ekoloji konularına önem verip çalışmalar yaparken, kayyum geldikten sonra başta sağlık ve ekoloji olmak üzere bu konuları göz ardı etmiştir” ifadelerini kullandı.
‘RANT ALANLARI AÇILDI’
Turanb yine kayyum atanmadan önce belediyenin bütün birimlerinin kapılarının halkın ihtiyaçlarını karşılamak üzere sonuna kadar açık iken, kayyumla birlikte belediye adeta bir karakola çevrildiğini de ifade etti.
Turan, “Halkın oylarıyla seçilmişlerin yönettiği belediye zamanında Barış Bahçe ve Mahmudiye mahalleleri, toplum odaklı kentsel dönüşüm projesiyle mahalle sakinlerinin menfaatlerini gözeten bir projeyi hayata geçirmeyi hedeflerken, kayyumla birlikte buradaki kentsel dönüşüm, TOKİ’ye peşkeş çekilmiştir. Bu durum, rant belediyeciliğin bir diğer göstergesidir” diye belirtti.
‘KAYYUMUN TASTİKNAMESİNİ 31 MARTTA VERECEĞİZ’
Bu icraatlarını “kayyumun karnesi” olarak tanımlayan Turan, “Kayyum, bürokrasinin hantal yapısını işletircesine birden fazla arama noktası kurarak halkın hizmet almasını zorlaştırmıştır. Demokratik ilkelerle yönetilen belediyenin kayyum geldikten sonra rant sağlamaya yönelik faaliyetler içinde olduğu gözlemlenmektedir. Sonuç olarak, 18 Aralık 2016 tarihinden günümüze kadar geçen sürede kayyumun yerel belediyecilik pratiğine baktığımızda kayyum karnede de görüldüğü üzere halkın belediyesi olamamıştır. Kayyumu, merkeziyetçi, antidemokratik, gaspçı bir yönetim anlayışıyla, hükümetin belediyesi olduğuna kanaat getirerek, sınıfta bırakıyoruz” dedi.
Ardından kayyumun karnesini paylaşan Turan, sınıfta bıraktıklarını belirttiği kayyumun tasdiknamesini ise 31 Mart yerel seçimlerinde vereceklerini söyledi.