İZMİR - Avusturya vatandaşı olan Hülya Yılmaz (48), bir ihbar sonucu 8 Eylül’de gözaltına alındı. Mahkemenin hakkında verdiği 6 aylık “idari gözetim kararı” doğrultusunda Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne konuldu. Avukatı, hakkında hiçbir somut suçlama bulunmayan müvekkilinin kanser hastası olmasına rağmen tedavisinin dahi yapılmadığını belirtti.
Politik nedenlerden dolayı 90'lı yıllarda ailesi ile birlikte Muş'un Varto ilçesinden Avusturya'ya göç edip, uzun yıllardır vatandaşı olduğu bu ülkede yaşayan Hülya Yılmaz (48), 3 çocuğu ile yakınlarını ziyaret etmek için geçtiğimiz yaz Türkiye'ye geldi. 8 Eylül günü Avusturya'ya geri dönmek üzere İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na gelen Yılmaz, hakkında "ihbar" olduğu gerekçesiyle gözaltına alınıp, hemen ertesi günü çıkarıldığı Sulh Ceza Mahkemesi'nce serbest bırakıldı.
Ancak Avusturya'ya gitmeye hazırlanan Yılmaz, mahkemenin "Kamu güvenliği için tehlike oluşturduğu ve kaçma tehlikesi bulunduğu" iddiasıyla hakkında verdiği 6 aylık “İdari Gözetim Kararı” doğrultusunda 10 Eylül günü yeniden gözaltına alındı ve "prosedür gereği" denilerek, Harmandalı Geri Gönderme Merkezi'ne (GGM) yerleştirildi.
“Yurtdışı Terör Suçlusu (YTS)” iddiasıyla iki ayı aşkın süredir burada tutulan Yılmaz’ın, kanser hastası olması nedeniyle zor günler yaşadığı belirtildi.
Yılmaz’ın durumu hakkında bilgi veren avukatı Zafer İncin, müvekkili hakkında alınan “İdari Gözetim Kararı”nı sonradan öğrendiğini belirtti.
İncin, "Yılmaz aslında herhangi bir dayanağı olmayan suçlamalar ile yargılanıyor. GGM'deki yetkililer, bu kararın kaldırılması noktasında Sulh Ceza Hakimliği'ne başvuru yapabileceğimi söyledi. Aslında müvekkilimin yurtdışına gitmesinde herhangi bir engel görmeyen mahkeme, farklı bir tutum aldı. Alınan gözetim kararı, kanunun belirlediği 5 günlük süre zarfında değil, yaklaşık 20 gün sonrasında açıklandı. Müvekkilimin serbest bırakılmasına ilişkin yaptığımız başvuru talebi de reddedildi. Yaklaşık 2 buçuk aydır müvekkilim Harmandalı GGM'de tutuluyor. GGM tutulmasının hiçbir somut dayanağı yok. Hakkında yürütülen soruşturma kapsamında elle tutulur bir delil de söz konusu değil. Tamamen keyfi bir şekilde Türkiye ve Avusturya hükumetinin arasındaki gerilimden kaynaklı GGM'de tutulduğunu düşünüyorum. Çünkü buna benzer başka Avusturya vatandaşlarının da İzmir, İstanbul ve diğer illerde bulunan GGM’lerde tutulduklarını biliyoruz. Müvekkilim hala neden GGM'de tutulduğuna anlam vermiş değildir" diye konuştu.
'KONTROLLERİNİN YAPILMASI GEREKİR'
Av. İncin, tamamen hukuksuzca tutulduğunu belirttiği müvekkilinin çok ciddi sağlık problemleri yaşadığını da aktardı. Boyun bölgesinde tümör bulunup, kanser hastası olan müvekkilinin yine yüzde 62 oranında engeli raporu bulunduğunu paylaşan Av. İncin, müvekkilinin durumu ve ailesi hakkında şu bilgileri verdi: "Müvekkilimin düzenli şekilde kontrollerinin yapılması gerekir. Bu kapsamda kendisinin Türkiye'de bulunması çok ciddi sıkıntılara yol açıyor. Bu konuda İçişleri Bakanlığı ve gerekli kurumlara da yazışmalar yaptık. Maalesef hala bu yazılarımıza ve taleplerimize karşılık alamadık. Şuan Harmandalı GGM'de benzer durumda olan ve 1 yıldan daha fazladır burada tutulan insanlar var. Bu durum tamamen idarenin keyfine bırakılmıştır. Müvekkilim şuan Türkiye'de tutulduğu için Avusturya'daki işini kaybetti. Çocuklarının eğitimi aksadı. Üniversite okuyan bir kızı var. Annesi yanlarında olmadığı için üniversiteye ara verdi ve kardeşleri ile ilgileniyor."
‘KOŞULLARA CEZAEVİNDEN DAHA AĞIR’
GGM'lerde kalanlara cezaevinden daha ağır koşullar dayatıldığını da belirten İncin, özellikle Harmandalı GGM'de çok ciddi hak ihlallerinin yaşandığını vurguladı. Söz konusu bu merkezlerin mutlaka denetlenmesi gerektiğini söyleyen İncin, "Orada bulunanlara hiçbir temizlik malzemesi verilmiyor, yataklar ve çarşaflar yine eski ve yırtık. Orada kalan insanlar kabul edilemez şartlarda yaşıyor. GGM'de görev yapan özel güvenlik görevlileri, adeta gardiyan gibi görevi yapıyor. Jandarma da özel tim görevini yapıyor. GGM kantininde bulunan fiyatlar neredeyse dışarıdaki fiyatların iki katı. Doktor yok, sağlık ihtiyaçları karşılanmıyor. Soğuk su ile duş almak zorunda kalınıyor. Yurtdışı Terör Suçlusu (YTS) suçu ile GGM'ye getirilenler daha kötü muamele yapılıyor. İnsanların dış dünya ile bağlantıları yok. Oradakilerin çoğu Türkçe bilmiyor ve tercüman sıkıntısı var. 6 kişilik odalarda genelde 8 kişi kalıyorlar. Daha önce çocuklar için süt getirilirken, artık oda getirilmiyor. Bu konuda Türkiye uluslararası alanda ciddi fonlar ve para yardımları almalarına rağmen pratikte herhangi bir yardım yapmıyor" diye konuştu.
RANDEVU TALEBİNE YANIT VERİLMEDİ
Yaşanan bu hak ihlallerine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) üzerinden İzmir Valiliği'nden randevu talebinde bulunduklarını da belirten Av. İncin, ancak bu taleplerine dair geri dönüş olmadığını aktardı.