VAN – Partisinin kadın milletvekillerinin önümüzdeki dönem mücadele ve politik hattını anlatan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, “Meclis’te olduğumuz kadar sokaklarda, meydanlarda, evlerde ve parti binalarımızda mücadeleyi yürütmeye kararlıyız” dedi. 

 

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yeni dönemin politik çizgisini ve mücadele hattını belirlemek amacıyla 20 Temmuz’da Van’da girdiği kamp devam ediyor. Kampın ilk gününde bir araya gelen HDP’nin kadın milletvekilleri, AKP’nin kadın politikalarına karşı yürütülecek mücadele ve alternatif çözümlere ilişkin tartışmalar yürüttü. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, HDP’li kadınların önümüzdeki dönem yürütecekleri mücadeleye dair değerlendirmelerde bulundu. 

 

‘KADIN MÜCADELESİ MEKANLARLA SINIRLI DEĞİL’

 

24 Haziran seçimleriyle birlikte parlamenter sisteme darbe vurulduğunu dile getiren Taşdemir, buna karşı yürütülecek olan kadın mücadelesinin mekanlarla sınırlı olmadığının altını çizdi. Türkiye’de bütün yetkilerin tek kişide toplandığını, yasama, yürütme ve yargı mekanizmalarının işlevsiz hale getirildiğini belirten Taşdemir, “Bir kriz ve kaos süreci yaşanıyor. Yapısal olarak da ülke ciddi bir anlamda değişime, yeni bir rejim inşasına doğru gidiyor. Biz kadınlar aslında seçim öncesinde de yürüttüğümüz tartışma ve kampanyalarda bu tehlikenin farkındaydık. Böyle bir tehlikenin geldiğini, tek adamın aslında diktatörlüğe evirilecek bir sistem, rejim inşa ettiğini çokça kamuoyuyla paylaştık” dedi. 

 

‘KADIN ÖZGÜRLÜK SERÜVENİ CİDDİ BEDELLER ÖDEDİ’

 

Cumhurbaşkanlığı sisteminin kadınlar açısından risklerini ve kadın özgürlük mücadelesini hedef alan rejime karşı alternatif arayışına girdiklerini söyleyen Taşdemir, “Kadınların özgürlük serüveni, çok ciddi bedeller ödenerek geldi. Kadın hareketimizin 40 yıllık gelişimi, Türkiye kadın hareketinin tarihsel mirası ve gelişimi ortada. AKP iktidarını biraz benzersiz kılan yönü var. O da önceki iktidarlardan farklı olarak gerçekten kadın düşmanı bir politika sürdürmeye çalışıyor olması. Kadınlar hem kamusal hayatta hem siyasal yaşamda tavsiyesini öngören hem yasal altyapısını hazırlayan hem de farklı alternatiflerle kadın paralel yapısı örgütlemeye çalışan bir iktidarla karşı karşıya” diye konuştu. 

 

‘KADIN ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE DİNAMİĞİNİ OLUŞTURACAĞIZ’

 

Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı kadın örgütlerinin bir araya gelerek mücadele yürütmesinin kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Taşdemir, “Biz yeni döneme, yeni dönemin kodlarına göre gelişen kadın düşmanı, halklar düşmanı siyasete karşı kendimizi yeniden örgütlemeye, mücadele hattını dönüştürmeye, kadın örgütleriyle yeniden bağ kurma ve bu durum karşısında mücadele dinamiklerini oluşturmak gibi dönemin gerçekliğiyle karşı karşıyayız” değerlendirmesinde bulundu. 

 

‘OHAL SÜREKLİ REJİM HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'

 

Türkiye’de 24 Haziran seçim sonuçlarına karşı direnen yüzde 50 oranında bir kesimin olduğuna dikkat çeken Taşdemir, şunları söyledi: “Zorba yönetimle karşı karşıyayız, baskı rejimi gittikçe artıyor. Temel haklar kullandırılmıyor. OHAL rejimi bir sürekli rejim haline dönüştürülmeye çalışılıyor. Çünkü iktidar demokratik koşullarda kendini sürdüremeyeceğinin farkında. Gittikçe baskı, şiddet uygulayan, yasal, anayasal bütün mekanizmaları boşa çıkaran bir siyaset var.”

 

‘MÜCADELEMİZİ SOKAKLARDA YÜRÜTECEĞİZ’

 

HDP kampında kadınlar yürüttüğü tartışmaya ilişkin bilgi veren Taşdemir, şöyle konuştu: “Tüm bunları tahlil ederken, bunun karşısında nasıl bir mücadele ile yürüteceğiz, nasıl bir politik hat üreteceğimizi tartıştık. Tek adam ve diktatörlük olarak tanımladığımız süreç karşısında mücadele ile değişebileceğini, ortadan kaldırabileceğimiz kararlılığını bir kez daha parlamento kadın grubumuzda ifade ettik. Her ne kadar Meclis ve parlamenter sisteminin içi boşaltılmaya, anlamsızlaştırılmaya çalışılsa da bizler Meclis’te olduğumuz kadar sokaklarda, meydanlarda, evlerde, parti binalarımızda mücadeleyi yürütmeye kararlıyız. Kadın örgütleriyle birlikte kadın mücadelesinin öncüleri olma rol ve misyonunun yerine getireceğiz. Meclis alanını da AKP politikalarını deşifre ve teşhir etme, bu anlamda politikalarımızı halka, kitlelere ulaştırma açısından önemli buluyoruz. En önemlisi de biz daha çok yerellerde bu siyaseti örmeye çalışacağız. Daha çok kadınlarla, halkla birlikte sokaklarda bu diktatörlük, faşist rejime karşı bir mücadele hattını örmek gibi tarihsel sorumluluğumuz var. Kadınların örgütlendiği ve itiraz ettiği, bu itirazın açığa çıkardığı bir noktadan gittikçe güçlenen toplumsal politik hat ortaya çıkıyor.”