DİYARBAKIR - Eğitim Sen Diyarbakır 2 No'lu Şube Eş Başkanı Recep Şimşek, kaldırılan OHAL’in yerine hazırlanan düzenleme ile birim amirlerine ihraç yetkisi getirilmesi nedeniyle kamu çalışanlarının ne olduğunu anlamadan, kendini savunamadan her an işten çıkarılma ile yüz yüze kalabileceğini belirtti.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen ve 7 kez üçer aylığına uzatılan Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarının kalıcılaştırılmasını içeren kanun teklifine tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen Diyarbakır 2 No'lu Şube Eş Başkanı Recep Şimşek, Meclis’e sunulan “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile OHAL’in 3 yıl boyunca uzatılarak meşrulaştırılacağını belirtti.
Yasa tasarı ile ihraç edilip, işe dönme ümidi taşıyan herkesin hayal kırıklığına uğratıldığını söyleyen Şimşek, teklifin yasallaşması halinde kamuda çalışırken ihraç edilenlerin işlerine dönmesinden ziyade mevcut çalışanların 3 yıl boyunca ihraç edileme kaygısıyla çalışma yürüteceklerini ifade etti.
Şimşek, OHAL’in kaldırılması yerine daha da derinleştiren düzenlemenin yasallaşmasıyla ihraçların çoğalacağını da kaydetti.
İHRAÇ ETMEK KOLAYLAŞTI
Nedeni ise kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan işçiler dahil Devlet Memurları Yasası’na bağlı tüm personelin ihracı için bağlı bulunulan bakanın onayı ile bir “ihraççılar kurulu” kurulabilecek olması. Kurulun teklif etmesi halinde, memur veya işçi bakan onayı ile ihraç edilebilecek. Yine kamu kurum ve kuruluşu bir bakanlıkla ilişkilendirilmediyse, tüm ihraçlar birim amirinin isteği ve atamaya yetkili amirinin onayı ile mümkün olabilecek.
Söz konusu yasanın içerisinde ihraçlarla ilgili çok muğlak ifadelerin yer aldığına işaret eden Şimşek, “Birim amiri, sizin alanda çalıştığınız yerin üst kademesi olan kişidir. Bu bir müdür ve ya belediye başkanı olacağı gibi üniversitede dekan da olabilir. Örneğin biz Milli Eğitim’e bağlıyız. Bizim çalıştığımız yerin okul müdürü, belediye başkanları ve ya kayyum gibi kişiler, herhangi bir sorun ve ideolojik tartışmaya girmeden biriminde çalışan kişiyi terörize edip, şikayette bulunabilir. Çünkü bir mahkeme kararına gerek yok. Bağlı olduğu bakanlığa dilekçe verip, o kişiyi çok rahatlıkla ihraç edilebilir ve kişi ne olduğunu anlamadan, kendini savunamadan her an işten çıkarılma ile yüz yüze kalabilir. Nereden bakarsak haksızlık ve hukuksuzluk” dedi.
‘EĞİTİMİN NİTELİĞİNDE DÜŞÜŞE NEDEN OLACAK’
Şimşek, teklifin çalışma barışını ve şartlarını da olumsuz yönde etkileyeceği üzerinde durdu.
Sürekli işten atılma korkusu taşıyan bir bireyin, verimli bir şekilde çalışmasının mümkün olmadığını söyleyen Şimşek, çalışan kişilerin amirleriyle sorun yaşamamak adına itaatkâr bir tavır veya sinmiş bir birey pozisyonuna gireceklerini dile getirdi. Şimşek, toplum travmatik bir topluma dönüşeceği ve özelikle çalışan kişilerin ailelerinin hiçbir zaman gelecekle ilgili planlamalar yapamayacağını vurguladı.
Geleceğe dair hiçbir zaman umutları olmayan kişilerin çalışma hayatlarında ne kadar başarılı olacaklarının tartışma konusu olacağını belirten Şimşek, bunun eğitimin kalitesinde ve niteliğinde de düşüşe neden olacağını vurguladı.
‘YASA MUĞLAK VE KEYFİ UYGULAMAYA AÇIK’
Yine düzenleme ile valiliklere geniş yetkiler verilmesini de eleştiren Şimşek, valilere eylemlerle ilgili bir maddede verilen “halkın yaşamını zorlaştıracak derecedeyse valilik tarafından engellenebilir” şeklindeki cümlenin başlı başına ucu açık ve muğlak olduğuna işaret etti.
Şimşek, “Net bir bilgi verilmemiş, biz neye göre yaşamın zorlaşıp zorlaşmadığını kararlaştıracağız? Çünkü aklınıza gelebilecek her şeyi bu maddenin içine koyabiliriz. Bu durum STÖ’lerin hak taleplerini allananlarda dile getirmesini çok rahatlıkla engelleyebilirler” diye konuştu.