Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak

img

HABER MERKEZİ - Cumhuriyetin ikinci yüzyılının kurucularından birisinin Abdullah Öcalan olacağını söyleyen gazeteci Gürkan Çakıroğlu, “Abdullah Öcalan’ın 30 yıl önce söyledikleri ile bugün söyledikleri yüzde yüz aynıdır” dedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla başlayan süreç devam ediyor. Sürecin bugünlere kadar gelmesinde en büyük rol oynayan Abdullah Öcalan oldu. 
 
Gazeteci-yazar Gürkan Çakıroğlu, süreci Yeni Yaşam Gazetesi’nden Nezahat Doğan’a değerlendirdi. 
 
Çakıroğlu, “Türk’ün özünü önümüze koydu. Türk’ün töresi neyi emrediyorsa, Oğuz’un töresi neyi emrediyorsa Devlet Bahçeli onu yaptı. Ne diyordu Oğuz’un töresi ve Türk’ün anayasası? İl gider, töre kalır. Kutsal olan devlet değildir. Kutsal olan adalettir, hukuktur. Hukuk adaleti de aşan bir kavramdır. Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti’ni konuşuyoruz, 1923’te ilan edildi ama içinde yaşadığımız rejim 1925’te kuruldu. Bu rejimin iki temel sacayağı var. Birincisi Kürt yoktur, ikincisi Müslüman Türk yokmuş gibi davranmak. Batılı yaşam tarzına asimile olan ve medeniyetten, moderniteden anladığı da tamamen birçok açıdan etek boyundan ibaret kalan yani şekilci bir modernizasyondu bu. İçinde demokrasi yok, içinde hukuk yok ve bu yıkılıyor. Yani 1925’te kurulan rejim 2025 itibarı ile yıkılıyor. Bunun neticesinde bu ara dönemin kapandığını yavaş yavaş görüyoruz. Bunun da sancıları yaşanıyor kendi içerisinde. Daha geniş perspektiften bakarsak ben Türk’ü ve Kürt’ü bir görmem ama birlik görürüm. Birleştirmek biraz problemli bir tabir olmaya yüz tuttu artık içinde bulunduğumuz çağda. ‘Birlik olmak’ bundan çok daha kıymetlidir” dedi. 
 
‘UZATILAN ELİN ABDULLAH ÖCALAN’IN SIKMASI KIYMETLİ’
 
Yeni bir düzenin kurulduğunu belirten Çakıroğlu, “100 yıl önce yapay olarak çizilen sınırlar değişecek. Önümüzdeki 50 yıllık takvimde görünen bu. Devletin içerisinde bir kanat bunu gördü ‘Biz ne yapabiliriz?’ diye. İşte bundan dolayı düne kadar ip attığına bugün el uzatıyor Devlet Bahçeli. Ne olursa olsun o eli uzatmak kıymetli. Ama uzatılan o eli Abdullah Öcalan’ın sıkması çok daha kıymetli. Çünkü artık son aşamaya gelindiğini görüyoruz. Kürtlerin varlığı ve Kürt modernizasyonu… Kürt modernizasyonunun Türk ve diğer modernizasyonlardan farkı devletsiz modernleşme olması. Ulus devletin yıkıcı yanlarına bulaşmadan kendi içerisinde bir halkın kendi modernizasyonunu bu kadar kısıtlı imkânlara rağmen başarabilmesi, tetikleyebilmesi ve varlığını ayakta tutabilmesi muazzam bir şey” diye belirtti. 
 
‘ARTIK TERİF VE TERKİP DÖNEMİ’
 
Çakıroğlu, “Bir toplumsal sözleşme ve rıza ekseninde oluşacak bir devlet sistem mi” sorusuna, “Bundan bahsediyorum ve daha ilerisini söylüyorum. Biz Türkler olarak bin yıl önce hem İslam’ın hem de mevcut devlet yapısının yükümlülüğünü üstümüze aldık. Bunu biz yürüttük. O dönem Arap ve Fars kendisini dayatıyordu. Türk bu dayatmaya karşı isyan etti ve biz Selçuklularla, sonra Anadolu Selçuklularla, sonra Osmanlılarla kendi içimizde 300-400 yıl onlar götürdüler. Ondan sonraki son 200 yılımız yine maalesef çok kötü geçti. Şimdi bu son 200 yıllık tedhiş ve tefrika dönemini kapatıyoruz. Artık terif ve terkip dönemi. Yani uzlaşacağız, birleşeceğiz ve bambaşka bir yapı ortaya çıkaracağız. Artık bin yıldır Türk’ün yürüttüğü yükümlülük muhtemelen Kürtlerin olacak. Yani Türkiye yüzyılı, Kürtler üzerinde yükselecek. Türkiye Cumhuriyeti devletini hukukla, demokrasiyle ve refah ile yükseltecek olan ana akım, ana lokomotif kimlik Kürtler olacak. Şimdi bu anlamda Öcalan’ın ne yapacağı çok büyük önem arz ediyor” yanıtını verdi. 
 
‘PKK KAZANDI’
 
Cumhuriyetin ikinci yüzyılının kurucu babalarından birisinin Abdullah Öcalan olacağını söyleyen Çakıroğlu, “İçinde bulunduğunuz ortam, büyüdüğünüz ortam zaten korkunç bir propaganda makinesi. Yaşanmış acılar var ve bu acıların yarattığı çok yoğun bir tahribat var. Bir ülkede isyan olursa devlet iki şekilde reaksiyon gösterir; ya anlamaya çalışır ya ezmeye çalışır. Ezmeye çalışırsa çok büyük katliamlar olur. Ve bu katliamlar neticesinde ezmeye çalıştığı kesim ayakta kalırsa o kazanmış demektir. Bu anlamıyla da zaten PKK kazandı. Çünkü ayakta kalmak bile çok zor iken PKK ayakta kalarak kazandı. Barış kaybedeni olmayan bir anlamdır diyoruz ya; barış bu şekilde olursa bir anlam ifade eder. Diğer türlü olur, yani barışın kaybedeni olursa bu bir sonraki büyük savaşın gerekçesi olur sadece. Bugün geldiğimiz noktada bir Türkiye yüzyılı vaadi söz konusuysa, Türkiye’ye müreffeh bir gelecek vaat ediyorsa bunda PKK’nın payı mümkün. Çünkü PKK ayakta kalarak mevcut devlet yapısına, mevcut devlet terörüne direnerek kazandı. Aslında PKK’nın kazanması başta da Türkler olmak üzere tüm Türkiye halklarının kazandığı anlamına geliyor. Bu noktada PKK kazandı diyoruz ve şimdi sıra devletin kazanmasında” diye konuştu. 
 
‘DEVLETİN DE KAZANMASI İÇİN ANLAMASI GEREK’ 
 
Devletin de süreci anlayarak kazanacağını kaydeden Çakıroğlu, “Anlayarak kazanacak. Devletin kazanması için anlaması gerekir, anlaması için de Kürt vardır kardeşim diyeceksin, Kürtçe vardır diyeceksin. Kürtçe anadilde eğitim haktır diyeceksin. Ben bunu bir Türk devrimi olarak görürüm. Büyük Türk Devrimi ancak ve ancak Kürtçe ile mümkün. Eğer Türkiye Cumhuriyeti devleti Kürtçenin önünün açılması adına emek sarf ederse Türkiye’de Kürtçe ama Balkanlardan Çin Seddi’ne kadar da Türkçe konuşulacak. Numan Kurtulmuş ağzının ucuyla ürkek bir iki Kürtçe kelam edince bile sesler yükseldi.  Yani anlamak, kavramak gerek. Sonrasında fütüvvet gerek. Yani cesaret. Cesaretle adil olanın yanında durmak gerek. Bizim kendimizi aşmamız için Kürtçenin varlığını kabul edip, onun kanallarını açmamız gerekiyor. Kürtçenin bu coğrafyanın en güzel, en önemli, en büyük dillerinden birisi olabilmesi için üzerindeki tazyikin kaldırılması yeterli. Başka türlüsü mümkün değil” diye kaydetti. 
 
‘BEN KÜRT OLSAYDIM DAĞA ÇIKARDIM’
 
“Ben Kürt olsaydım dağa çıkardım. Bu konuda ufak bir tereddüdüm yok” diye Çakıroğlu, “Dil onurdur, dil şereftir. Kimlik şereftir. Ben Türklüğüme dokundurmam. Eğer dediğim gibi burası Türkiye değil de Kürdiye olsaydı ve ben Isparta’da, Maraş’ta veya İzmir’de yaşayan bir Türk olsaydım dağlara çıkardım. ‘Ferman padişahınsa dağlar bizimdir.’ Öyle bir dünya yok! Sen benim dilime dokunamazsın. Türklerin Kürtlerle bir sorunu yok. Devletin Kürtlerle bir sorunu var. Türk’ün varlığının özü, tekrar diyorum “il gider, töre kalır” demektir. Yani kutsal olan devlet değil, hukuktur. Töre hukuktur. Bugün geldiğimiz noktada Türk Allah’tan çok devletten korkuyorsa bu hukukun katledildiği anlamına gelir” ifadelerini kullandı. 
 
‘ABDULLAH ÖCALAN BİR ADIM ÖNDE’
 
“Neden Cumhuriyetin ikinci yüzyılında kurucu babalar diyorsunuz ancak Abdullah Öcalan’ı Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin önüne koyuyorsunuz” sorusuna, “Bahçeli’den ve Erdoğan’dan önce birinci sıraya koyuyorum çünkü Öcalan bu işe kafasını yormuş ve hayatını vakfetmiş. Savaşırken bile barışı, inşayı düşünmüş, bunu nasıl yapacağımızı düşünmüş. Devlet Bey’in ve geldiğim Türk milliyetçiliğinin buna dair okumaları çok az ve sığ. Tayyip Bey dediğiniz kişi de tamamen koltuğa endeksli bir figür. Temel içgüdüsü bu. O yüzden Öcalan’ı işin teorik noktasında kurucu babaların bir adım önüne koyuyorum. Ama diğerleri olmadan da bu iş olmaz” cevabını verdi.
 
‘ZEHİRLİ DİLİN SORUMLUSU DEVLETTİR’
 
Kullanılan zehirli ve keskin dilin değişmesinin tek sorumlusunun devlet olduğunu kaydeden Çakıroğlu, “Çünkü bizim toplumumuzun, özellikle Türkler ve Kürtlerin de genelde tümdengelimli bir yapısı var. Yani bir kanaat önderine ve lider dediği bir figüre bir kere güvendiyse tamam. O saatten sonra kendisi onun gösterdiği istikamete göre keskin dönüşler olsa bile yol alıyor. Bu açıdan da Bahçeli’nin söylemi muazzam derecede kıymetliydi. Bütün diyalektiği değiştirdi, bütün paradigmayı değiştirdi. Öcalan’ın 27 Şubat’ta bunu tahkim etmesi işi bambaşka bir noktaya getirdi. Şimdi üç kurucu babadan ikisiyle alakalı birer tarih atıyorum. 22 Ekim ve 27 Şubat… Üçüncü kurucu baba Tayyip Erdoğan Bey. Kendisiyle ilgilenen bir tarih var mı? Şu anda yok. Tayyip Erdoğan’ın da final yapma arzusu olacaktır muhakkak. Finali ben yapayım diyecektir” ifadelerini kullandı. 
 
‘SURİYE’DE ŞARA’NIN YANINDA DEĞİL MAZLUM EBDÎ’NİN YANINDA OLMAN GEREK’
 
Suriye’de yaşanan gelişmelerin süreci etkilediğine dikkati çeken Çakıroğlu, “Oraya gelemememizin sebebi de biraz Tayyip Erdoğan. Suriye özelinde çok problemli bir yapı var bu sürece dair. Hakan Fidan bugün hala işte Suriye’nin birlik ve bütünlüğü bizim için çok önemli diyor. Bu bizim devletin Stockholm Sendromu. Sykes Picot ile bölünen suni yapay sınırları tahkim eden her dil ve siyaset emperyalizme hizmet etmenin ötesine geçmez. Sen onlar Sykes Picot ile bölmüş, ben Bahçeli – Öcalan ile yeni bir paradigmada birleştireceğim demen gerekiyorken; Suriye’de Şara’nın yanında değil, Mazlum Abdi’nin yanında olman gerekiyorken; tıpkı 10 yıl önce TSK tankları IŞİD ile mücadelede SDG ile beraber olması gerekirken, bu senin acizliğini ve politikanın yanlışlığını gösterir. Buradaki amaç aynı şey, aynı korku, aynı kompleks. Daha ifade ettiğim telif ve terkip politikasından uzak, korku ve kompleks ile hareket edildiğini gösteriyor. Bugün Bahçeli’nin açıklamalarında da altının çizildiği yeni bir dünya düzeni kuruluyor. Biz bu dünya düzeninde geçmişteki acılar ve komplekslerle hareket edersek kaybedeceğiz ve bütün coğrafya kaybedecek. Öcalan bunu 30 sene önce çözmüş; Kürtleri ulus devlet yaparak İsrail’in uydusu haline getirmeye çalışacaklar. Kürtleri mahvedecekler. Tıpkı bu şekilde Türkleri mahvettikleri gibi. Bizim Türk olarak birçok noktada; demokrasi, hukuk ve insan hakları noktasında, refah noktasında bu kadar geri olmamızı neyle açıklayacağız biz” diye sordu. 
 
‘TÜRKİYE GÜÇLÜ OLABİLMEK İÇİN KÜRTLERİN DE DEVLETİ OLMAK ZORUNDA’
 
“Abdullah Öcalan ‘Biz İsrail’le değil, Türkiye ile bu sorunu çözmek istiyoruz’ sözlerinin hatırlatılması üzerine Çakıroğlu, “Doğal. Çünkü yapay değil. İsrail’le Kürdistan ulus devletini kursan bile ilişki yapay olacak. Birçok noktada kültürler farklı, töreler farklı, yaşam biçimleri farklı. Geçmiş bir hikâye yok. Korkunç bir soykırım var orada. Türkiye bu soykırıma neden aciz kaldı? Çünkü Türkiye Kürtlerin de devleti değil. Türkiye güçlü olabilmek için Kürtlerin de devleti olmak zorunda. Kürtlerin de devleti olan bir Türkiye olsaydı, bugün İsrail Gazze’de o soykırımı yapamazdı. Abdullah Öcalan ‘Bizim derdimiz devlet yıkmak değil, devlet kurmak değil, devletin içerisinde var olmak, devleti demokratikleştirmek, yeni bir sistem oluşturmak’ diyor. Her türlü adımlar atıldı. Örgüt silah da bıraktı geri de çekildi. Bu anlaşılması zor bir şey mi? Bu kazan kazan süreci… Şimdi kazanma sırası devlette. Devletin de kazanabilmek için anlaması gerekiyor. Bu yüzden de artık bugünün sorusu “PKK geri çekilecek mi?” değil.  “PKK’lılar artık geri dönecek mi?”. Çünkü onlar bu vatanın çocuğu. Onlar Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşı. Onların itiraz ettikleri hususlar hukuksuzluğa, adaletsizliğe dairdir. Devlet terörüne dairdir. Bu dil artık kalkacak. Çünkü bu artık gerçek anlamda Türk ve Kürt için bir beka problemi. Geldiğimiz çağda yeni bir yüzyıl inşa ediliyor ve yeni şeyler söylenecek. Daha da ileri götürüyorum. Üç büyük barışa gebe bu topraklar” şeklinde konuştu. 
 
‘EN KOLAYI TÜRK’ÜN KÜRT İLE BARIŞI’
 
Barış sürecine işaret eden Çakıroğlu, “Birincisi ve en kolayı Türk’ün Kürt ile barışı. İkincisi Türk’ün Türk’le barışı. Sünni ve Şii, Sünni ve Alevi ayrışması, çatışması. Bu son bulacak artık. Biz bugün Yavuz ile İsmail’in savaşını bitireceğiz. O yüzden İran asla ötekileştirilmemesi ve düşmanlaştırılmaması gereken bir devlet bizim için. Bu tarihi ezberi artık tarihe gömmenin vakti geldi. Tebriz bir Türk şehri. Orada yine hakeza bir Kürt şehri var. İran’la Türkiye’nin de birçok açıdan beraber hareket etmesi gereken zamanlar gelecek. Bu tarihi bir barış olacak geçiyor. Eğer Sünni ve Şii, Sünni ile Alevi barışırsa bambaşka bir iklime yine gideceğiz. Ve son olarak bu seküler – dindar çatışması, AKP-CHP özelinde yine hakeza bitirilmesi gereken önemli bir fay hattı. Bu üç büyük barış bizi Türküyle, Kürdüyle bir cihan devleti olan Türkiye’ye kavuşturacak. Zaten bizim hiçbir zaman toplumsal sözleşmemiz olmadı. Yani 24, 61 ve 82 sözleşmeleri içinde yok. Hakkı gasp eden ve halkları yok sayan bir anayasa anayasa değildir. Öyle bir anayasadan refah çıkmaz, hukuk çıkmaz, adalet çıkmaz. Türkiye’deki yargı neden bu halde? Yani adaletin tecelli etmesi gereken mahkemeler bizatihi en büyük hak gasp eden mecralara dönüştülerse, bundan sorumlu olan yegâne unsur rejimdir” dedi.
 
Komisyondan sonra basının da İmralı’ya gitmesi gerektiği kaydeden, “I·mralı’daki imkânların genişletilmesi gerekiyor. İmralı’nın diyalog kanallarının daha çok açılması gerekiyor. Bu devlet projesi diyorsun ama devlet propagandası yok. Yıllarca savaşın propagandasını dibine kadar yaptın değil mi? Her türlü istismarı, suistimali, yalanı, şunu bunu dayattın millete. Milleti zehirledin. Bugün onun panzehrini zerk etmen gerekiyor. O propaganda malzemesini neden kullanmıyorsun? O yüzden basın İmralı’ya kesinlikle gitmeli diyorum. Komisyondan sonra basın gitmeli. İmralı’nın imkânları genişletilmeli ve Öcalan’a şu fırsat verilmeli. 30 yıl önce Fatih Altaylı’ya verdiği röportaj tam olarak daha yeni yayınlanmış. Koskoca 30 yıl” diye kaydetti. 
 
’30 YIL ÖNCE İLE BUGÜN SÖYLEDİKLERİ AYNI’
 
Abdullah Öcalan’ın 30 yıl önce söyledikleri ile bugün söylediklerinin yüzde yüz aynı olduğunu aktaran Çakıroğlu, “O yüzden Anadolu çocuğu diyorum işte. Şöyle de ifade edeyim; Atatürk’ün siyasi askerî dehasının çok ötesinde. Yani ondan başkası bu kadar çekip çeviremezdi. Bu kadar siyaset oyunlarıyla, siyasetin, geniş perspektif isteyen bakış açısıyla süreci yürütmek çok zor. Atatürk bu konuda hakikaten gayet kudretli bir duruma kendisini verdi. Öcalan’ın da kendisini kudretli görmesi gibi benzedikleri noktalar var. Ama umarım gelinen nokta konusunda hiç benzemezler. Bu yüzden Öcalan’ın Türkiye için bir şans olduğunu düşünüyorum. Bir Türk milliyetçisi olarak benimle 10 yıl önce tanışsaydınız muhtemelen ben sizinle yan yana gelmek istemezdim, oturmak istemezdim. Muhtemelen siz de bana karşı aynı şekilde. Ben çok katı ve ilkel bir Türk milliyetçisiydim. Çok netim bu konuda maalesef” dedi. 
 
‘İLKEL MİLLİYETÇİLİĞİ PARAMPARÇA EDİYOR’
 
Yeni çözümlemenin ilkel milliyetçiliği paramparça ettiğini kaydeden Çakıroğlu, “Yerine demokratik milliyetçiliği koyuyor. İlkel milliyetçiliği ve bu Türkleşmiş Türklerin dayattığı şovenist milliyetçiliği yok etmemiz gerekiyor. Eşitlik göz hizasında. Ne aşağı ne yukarı. Bunun Osmanlıcılık ile uzaktan yakından alakası yok. Osmanlı zaten ağırlıklı olarak da Balkan imparatorluğu ve Türk ve Kürt’ün posasını çıkartarak bunu yapıyor. Türk’ün hem kanını emiyor hem cebindeki parayı boşaltıyor, vergi alıyor, çocuğunu alıyor askere götürüyor, Yemen’de şehit ediyor. Bu bitti, bu dönem bitti. Cumhuriyetin Anadolu’ya odaklanması kıymetliydi. Ama hatası belli bir prototip geliştirerek ve asimile ederek bunu yapmak istemesiydi. Ve buna Türklük diyorlar. Cumhuriyetin dayattığı Türklük, Türklük değil. O Türk, Türk değil, o başka bir şey. Çok suni, yapay bir şey. Hatası da buydu. Çünkü entegre kabiliyeti yüksek, asla asimile etmeyen, asimilasyona itiraz eden, eşit yurttaşlık payesine bir araya gelebilecek bir kavim Türkler. Bizim bunu yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. 
 
‘EN BÜYÜK PAYEYİ CHP’YE VERİYOR’
 
Çakıroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan en büyük payeyi CHP’ye veriyor, CHP’siz olmaz diye. CHP ona her türlü lafı söylüyor negatif anlamda ama ona rağmen CHP’den vazgeçmeyen bir Öcalan var. Buna rağmen Özgür Bey ve ekibi İmralı konusunda tereddüt gösteriyor. CHP İmralı’ya DEM’den bile önce gitmesi gereken parti. Özgür Özel’in yerinde olsam bizzat giderim İmralı’ya. Bizzat heyetin başı ben olacağım derim. Orada Abdullah Öcalan’la tartışırım. Ama Abdullah Öcalan’la Özgür Özel tartışırken Özgür Özel’in tartışacak bir fikriyatı var mı? Bu konu muğlak. Zaten temel problemlerden bir tanesi de o. Türkiye’deki siyasi parti liderlerinin teori ve pratikteki zayıflıkları.
 
Benim derdim hak. Hakkı gözeteceksin, hakikati konuşacaksın ve halkla beraber olacaksın. Ben Muhteşem Yüzyıl istiyorum. Biz, bizim olana sahip çıkmıyoruz. HDP bizim, SDG Şam’ın değil bizim, Erbil, Süleymaniye bizim, Kandil bizim. Bizim olana, bizimle olana biz sahip çıkalım. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir. Derdim sürekli hakkın gasp edilmesi, hakikatin yok sayılması ve halka zulmedilmesidir. Benim derdim bu bozuk düzenin değişmesi adına karınca kararınca mücadele edebilmek… Nemrut’un ateşine su götürüyorum. Başka bir şey yapmıyorum.”

Diğer başlıklar

13:54 Leman davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor YENİLENDİ
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı
09:39 Barış Anneleri'nden komisyona çağrı: Komisyon önderliğimizle görüşsün
09:33 Wan'da Mısır Çarşısı metruk bir yapıya dönüştü
09:31 ÖHD’li Güneş: 'Umut hakkı’nın uygulanmaması demokratikleşmeye dirençtir
09:30 Her okulun kapısındalar: Çocuklar ve kadınlar 'özel' hedef
09:11 MARSU daire başkanı hakkında ‘taciz ve mobing’ten suç duyurusu
09:09 'Ölümlerin önüne geçmek için acil gündem hasta tutsaklar olmalı'
09:07 Engellenen röportajın 4. bölümü: Devleti demokratikleştirmek lazım
09:00 14 KASIM 2025 GÜNDEMİ
13/11/2025
23:46 Süveyda’da çatışmalar şiddetleniyor
23:37 DEM Partili Uysal: Gençlerin soluyacağı temiz hava kalmadı
21:30 Hatay Arsuz’da orman yangını
21:21 DEM Partili Hun: Her 4 gençten biri Türkiye’yi terk etmek istiyor
20:45 Sırrı Süreyya anısına turnuva: Her gol barış sözü olacak
20:40 Hatimoğulları ve Bakırhan, Demokratik Yerel Yönetimler Kuruluyla bir araya geldi
20:35 AB delegasyonu Amed'de
20:29 Uyuşturucuya karşı mücadeleye ayrılan bütçe yüzde 0,02
20:22 Kuzey ve Doğu Suriye’de üçlü görüşme
20:01 Meteoroloji'den 6 il için 'sarı kod 'uyarısı
19:58 Halkevleri: Polis eliyle özel bir saldırı programı uygulanıyor
19:55 Erdoğan, Erhürman'la görüştü
19:33 DEM Parti'den bütçe görüşmelerinde gençler için fon önerisi
19:22 'Yaşamlarımızı örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz'
19:17 Şemrex’te kadınlar fidanları toprakla buluşturdu
19:11 Amedspor’dan 'bahis' açıklaması
19:07 Pasûr'daki iş cinayeti protesto edildi: Önlemler alınmadı
19:01 Dilovası Belediye Başkanı'nın eleştirilere yanıtı 'çoğu yer kaçak' oldu
18:47 223 işçinin direnişi 106'ncı gününde
17:51 Rusya: Ukrayna'ya saldırılar sürecek
17:37 Madde bağımlılığı ve fuhuşa karşı yürüyüşe çağrı
17:25 Adlığ ve Edemen’in taziyesine kitlesel ziyaret
16:59 Gazeteci Aykol'un hayati riski sürüyor
16:45 Mûş’ta ‘Kadın kurtuluş ideolojisi’ atölyesi
16:33 Pasûr’daki iş cinayetindeki ihmaller zinciri
16:30 TFF, bahis soruşturmasında futbolcuların cezalarını duyurdu
16:18 Ferdi Zeyrek'in ölümüne ilişkin iddianame kabul edildi
16:15 Suriye'nin Londra Büyükelçiliği 13 yıl sonra açıldı
16:13 Barrack: QSD’nin entegrasyonunu görüştük
16:07 HPG’li Öztürk’ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:55 Komisyonun toplanacağı tarih belli oldu
15:45 İmamoğlu'nun hesabına erişim engeli
15:40 Wan Barosu: Rojin’in faillerinin bulunması için mücadelemiz sürecek
15:01 Cenazelere dönük saldırılara tepki: Barış sadece silahların susması değildir
14:58 Demokratik Modernite'nin yeni sayısı çıktı
14:56 Gazeteci Rahime Karvar’a ceza
14:25 ABD'den Türkiye'deki 7 şirkete yaptırım
14:24 Ahmet Özer’den DEM Parti’ye ziyaret
14:11 '6 kişinin öldüğü işyeri ruhsatsızdı, belediye göz yumdu'
14:07 Mûş'ta 'Çocuk yaşta zorla evlilikle mücadele' çalıştayı
13:54 HDP binasını yakma girişimi davasının gerekçeli kararı açıklandı
13:26 Epstein’ın mesajlarında Barrack’ın adı geçiyor
13:21 Nev Bahçe’de toplanan ayvalar reçele dönüştü
12:43 Sinemada katledilen çocuklara adanan festival başlıyor
12:22 DEM Parti: Alevilerin rızasının olmadığı çalışmaları durdurun
12:19 Tayfun Kahraman'ın tahliye talebine ret
12:13 Gazeteci Şahin’in yurt dışı yasağı 7 yıldır kaldırılmıyor
11:59 Behdînan’da seçim protestoları sürüyor
11:34 'İktidar Abdullah Öcalan'la görüşme konusunda yaklaşımını ortaya koymalı'
11:18 Taliban kadınlara okuma yazma veren kursları kapattı
11:16 Amûdê Katliamı kınandı:Unutmayacağız, unutturmayacağız
10:42 Şara’nın ABD ziyareti sonrası Suriye’yi ne bekliyor?
10:37 Pervin Buldan: Süreç yasal düzenlemeyle birlikte ilerler
10:18 Yangından kurtuldu: Hiçbir koruyucu önlem alınmıyordu
10:14 Rojin’in vücudundaki 2 DNA’nın bulaş olmadığı kesinleşti
09:50 Jeoloji Mühendisi: Deprem basıncı ve enerjisi batıya kaydı
09:47 Mersin'de 18 tutsak hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor
09:46 Cezaevinde ‘disiplin cezası’ alsan dert almasan ayrı bir dert!
09:45 Wan sokakları: Demokrasi için haklarımız tanınmalı
09:33 Tek saha çalışmasının koordinatörü: Stratejik planlar gerekli
09:25 Bahçeli’nin ‘sonuna geldik’ dediği süreç hangi aşamada?
09:18 Çevre mitingine katılım çağrısı: Direniş meşrudur
09:17 18 kez anjiyo olan tutsak tahliye edilmiyor
09:08 Tutsaklardan Aykol'a: Devrimci iradenle bu illeti de bertaraf edeceğine inanıyoruz
09:07 Sındırgı'da peş peşe üç deprem meydana geldi
09:05 Rojhilatlı hukukçudan Kürtçe için mücadele
09:03 TJA'lılar: Kadınlar süreçte öncü rol oynayacak
09:02 'Küçük Mardin' kentsel dönüşüm kıskacında: Nereye gidelim?
09:00 13 KASIM 2025 GÜNDEMİ
12/11/2025
23:50 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Ankara'da
22:54 Irak seçim sonuçları açıklandı
22:33 'Türkiye Kadınlar ve çocuklar için cehenneme dönüştürüldü'
22:25 Kayyımın işten çıkardığı işçiler 104 gündür direniyor
21:38 Irak seçimlerine katılım oranı yüzde 56,11 oldu
21:05 Antalya’da bir polis evli olduğu kadını ve kızlarını katletti
21:00 İmamoğlu: Temelsiz davalarla hedef alındık
20:55 31 yıldan sonra tahliye edildiler: Daha kararlı bir sesin çıkması gerekiyor
20:42 Mereş depreminde yıkılan Hacı Ömer Apartmanı Davası görüldü
19:32 Erdoğan ve Bahçeli bir araya geldi
19:27 Ordu’da maden ocağında çalışan şoför yaşamını yitirdi
19:20 KHK eylemi 346'ıncı haftasında: Direnişimizi sürdürüyoruz
19:11 SES İstanbul Şubeleri: 2026 yılı bütçesi toplumsal gerçeklikten kopuk
19:06 Uluslararası Af Örgütü: Milyonlarca insan ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya
19:03 Kadınlardan Dilovası'ndaki iş cinayeti protestosu
18:28 Muhalefetten, katledilen kadınların fotoğrafları ile iktidara yanıt
18:13 Akdeniz’de 5.4 büyüklüğünde deprem
18:08 Ahmet Özer: Barış sürecinin ruhu demokrasiyi gerektiriyor
17:52 RTÜK’ün yeni üyeleri seçildi
17:42 Eş Genel Başkanlar: Barış sürecine zarar veren Mızraklı kararı derhal geri alınmalı
17:39 31 yılın ardından 3 tahliye, 2 engelleme
17:33 Delal Gencer davasında azmettiriciye beraat, faile iyi hal indirimi
17:27 Özel: Ekrem başkan, 'iddiaları çürütmek için gün sayıyorum' dedi
17:21 Eğitim Sen: Hizmet içi eğitim anlayışı oluşturulmalı
16:43 Bütçenin sadece yüzde 1.2'si kadınlara ayrıldı
16:33 ‘Erkek egemen anlayış kalkıncaya kadar mücadelemiz sürecek'
16:31 DEM Parti’den tahliye engeline tepki
16:13 Kadınlar 'Barış ve Özgürlük Kürsüsü'yle taleplerini dile getirecek
15:44 Aykol'un tedavisinde ek ilaçlara geçildi: Hayati tehlike sürüyor
15:43 Mızraklı’nın ‘tahliye talebi’ ikinci kez reddedildi
15:40 Torbalı patlaması davasında karar verildi
15:35 HDK Kadın Meclisi: 25 Kasım'da Türkiye'nin her yerinde alanlarda olacağız
14:21 Erdoğan ve Bahçeli bir araya gelecek
14:01 ‘Çevre davalarında harçlar devlet tarafından karşılansın’
13:50 Gazeteci Sevda Perihan Erkılınç hakkında tahliye kararı verildi
13:39 Ankara sokaklarından bütçe tepkisi
13:36 Akdeniz’de 5.2 büyüklüğünde deprem
13:00 İmamoğlu: İddianame baskıyla dizip bağladığınız yalanlardan ibarettir
12:57 Irak seçim sonuçlarının anlattıkları
11:11 Tehdit edilen kadın intihara sürüklendi
10:36 Kalkan: Süreçte ikinci aşamaya geçme yönünde çaba var
10:30 Hopa eski belediye başkanı: Süreçte Karadenizliler de aktör olmalı
10:11 Arzu Yılmaz: Türkiye Şam’da, Kürtlerin etkisini azaltma noktasında başarısız oldu
10:05 Ölen işçinin kardeşi: Denetime gelen zabıtalar bir koli parfüm alıp gidiyordu
10:04 Aydın'da şüpheli kadın ölümü
10:00 Komün nedir, Kürdistan’da nasıl inşa edilir?
09:55 Türkiye Suriye’den çekilmiyor, yeni üsler hedefliyor
09:48 Pişmanlık dayatmasını kabul etmeyen tutsağın tahliyesine üçüncü engel
09:42 Amerikalı sosyolog: Öcalan'ın yeni analizi etkileyici, benzeri olmayan bir durum
09:28 İzmir'de 25 Kasım çağrısı: Kadınların tek kurtuluşu birlikte mücadele
09:26 Şeker pancarı üreticileri: Gittikçe batıyoruz
09:25 Bulancak madene teslim edildi: Yaşam alanları tehdit altında
09:20 Teşhir ve etiketleme değil, çözüm dilde ve bağ kurmada
09:17 Kolombiya’da eski FARC üyelerine yönelik saldırı: 25 ölü
09:09 Eren: Negatif barıştan pozitif barış sürecine geçilmeli
09:00 12 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:41 Bakan Güler: Düşen uçaktaki 20 asker yaşamını yitirdi
11/11/2025
23:30 Riha’da düğüne silahlı saldırı: 1 çocuk yaşamını yitirdi
23:10 Salih Muslim: Türkiye’nin 10 Mart Anlaşmasını kabul ettiğini varsayabiliriz
23:03 16 barodan CHP açıklaması: Halkın iradesini savunacağız