İSTANBUL- Basın-İş Sendikası’nın düzenlediği “Gazeteciler gazeteciliği konuşuyor” formunda “ne yapmayı” tartışan gazeteciler, dayanışma, mücadele ve örgütleme önerileri yaptı. Forum, bir sosyal ağ oluşturulması ve tutuklu gazeteciler için eylem çağrısıyla sona erdi.
DİSK Basın-İş Sendikası tarafından “Gazeteciler gazeteciliği konuşuyor” forumu İstiklal Caddesi'nde bulunan Avrupa Pasajı’ndaki Aynalı Geçit Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Çok sayıda gazetecinin katıldığı forumda ilk olarak konuşan gazeteci Özge Yurttaş, forumun amacına dikkat çekerek, 164 gazetecinin cezaevinde olduğunu hatırlattı. Baskıların her gün daha da arttığını belirten Yurttaş, “Sansürün, tutuklamaların ve gazetecilerin işsizliğinin arttığı, muhtemelen önümüzdeki süreçlerde daha da artacağı bir dönemde bütün bunlara karşı nasıl mücadele edeceğimizi tartışıp bir çözüm bulmalıyız” diye konuştu.
‘BASKILAR OHAL ÖNCESİNDE DE VARDI’
Forumun açılış konuşmasını yapan Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren. Cumhuriyet gazetesi davasına dikkat çekerek, “Son dönemin en önemli olaylarından biri Cumhuriyet davasıydı. Ahmet ve Murat tahliye oldu, tek tutuklu kaldı o da Akın Atalay. Önümüzdeki haftalardaki duruşmalarda serbest bırakılacağını düşünüyoruz. Bu iki tahliye ile sanki içeride gazeteci kalmamış gibi bir hava oluştu. İçerideki gazeteci sayısı artmaya başladı" diye belirtti.
Gazetecilere yönelik baskıların OHAL ile başlamadığını ifade eden Eren, “OHAL öncesi de gazetecilere yönelik baskılar vardı. Kürt illerinde haber yapılamadığı bir dönemde bizler haber nöbetini başlattık. Özgür Gündem’e yönelik baskılar arttığı süreçte eş yayın yönetmenliği kampanyası başlattık, birçoğumuz hala bu nedenle yargılanıyoruz” dedi.
Eren’in konuşmasının ardından foruma geçildi. Forumun moderatörlüğünü yapan gazeteci Candan Yıldız, DİSK Basın İş'in gazetecilerin sorunlarını ele alacağı bir sosyal ağ oluşturma fikrini paylaştı.
‘YALNIZ BIRAKILIYORUZ’
Ardından söz alan Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) Sözcüsü Hakkı Boltan, Kürt gazetecilerin yalnız bırakıldığını ifade ederek, “Kürdistan’da gazeteciliğin yapılmasına izin verilmediği yerde gazetecilik yaptık. Bu anlamda çok şey yaptık fakat görülmedi. Çünkü Kürt gazeteciler genel olarak yalnız bırakılıyor. Bize Kürt gazeteciler deniliyor ama bize gazeteci denilmesi gerekiyor. Kürt değil gazeteci bilincini ve bu algıyı oluşturursak yan yana olmanın yolu açılır” diye konuştu. Tutuklu gazetecilerin davalarına olan yaklaşıma da değinen Boltan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ömer Çelik ve Tuncay Öğreten arkadaşlarımızın davasını izlemeye gelmiştik. Ömer Kürtçe, Tuncay Türkçe savunma yaptı. Mahkeme heyetinde değil bizim gazeteci arkadaşlarımızın arasında Kürtçe savunma tartışması çıktı. O gün Ömer tahliye edildi ve Ömer cezaevinden çıktığında kapıda olan birkaç kişiden biriydim."
DEMOKRATİK MEDYA PLATFORMU
Gazeteci Atilla Özsever de medyadaki baskılara ve tekelleşmeye karşı okuyucuları ve izleyicileri içine katan demokratik bir medya platformu oluşturulması önerisinde bulundu. 7 ETHA muhabirinin şu an tutuklu bulunduğunu belirten gazeteci Derya Okatan da, “Yine yakın zamanda Özgürlükçü Demokrasi gazetesi, Mezopotamya Ajansı, Mücadele Birliği’nden arkadaşlarımız tutuklandı. Bu tutuklamalar aynı zamanda üretimi de etkiliyor. Buna karşı bir haber havuzu oluşturabiliriz” önerisinde bulundu.
GAZETECİLER SİNE-İ MİLLETE DÖNMELİ
Basın-İş yöneticisi Erol Aral da, gazetecilerin baskılara karşı sine-i millete dönmesi gerektiğini belirterek, “Gazetecilik hiç olmadığı kadar endüstriyel oldu ve biz bunların dışına düştük. Doğan medyası da gidince medya saray karteli oldu. Burada da biz gazetecilere düşen sine-i millete dönmektir. Çözümü halkla birlikte arayalım. Buradan bir haber ajansı hedefleyebiliriz” diye konuştu.
‘İSLAMO FAŞİZMİN ETKİSİ ALTINDAYIZ’
Ülke koşullarına dikkat çeken gazeteci Ceyda Karan da, “Adını bilmediğimiz birçok gazeteci şu an cezaevinde, gazetecilikten ziyade birçok insan sadece düşüncelerini ifade ettiği için tutuklandı. Bu neden önceliğimiz İslamo faşizme karşı nasıl mücadele edeceğimizi tartışmalıyız” dedi.
‘MAHKUM GAZETECİLER NE OLACAK?’
Gazetecilerin çok fazla kayıp verdiğini belirten gazeteci Ertuğrul Mavioğlu ise, “Her şey kapatılmış, arkadaşlarımız cezaevinde. İçerideki arkadaşlarımız için bir kavga çağrısı yapmamız lazım. Biraz başladı ve sönümleniyor. Özgür Gündem’de iyi başladı ama sonra yine sönümlendi. Tutuklu gazeteci, peki mahkum gazeteci ne olacak? Ona kimse bakmıyor. O yüzden öncelikle kayıplarımızı nasıl telafi edeceğiz ve içerideki arkadaşlarımızı nasıl alacağız buna yoğunlaşalım. Sansürü nasıl aşacağız, hapistekileri nasıl kurtaracağız” dedi.
Forum, bir sosyal ağ oluşturulması ve tutuklu gazeteciler için eylem yapılması önerileriyle sona erdi.