Bu sene “Newroz direniştir, faşizme karşı halkların baharıdır” şiarıyla kutlanan Newroz, pek çok ilde olduğu gibi İstanbul’da da büyük bir coşku ve Efrin nedeniyle öfkeye ev sahipliği yaptı. Bakırköy Halk Pazarı’nda Kürt, Ermeni, Azeri, Arap, Gürcü, Pomak, Çerkes ve pek çok halktan yurttaşlar, Newroz ateşinin etrafında omuz omuza halaya durdu.

 

NEWROZ’A KATILIM GEREKÇELERİ OLDUKÇA FAZLA

 

Kundaktaki bebeğiyle gelen annelerden, 70’ine kadar her bir katılımcının gerekçeleri oldukça fazlaydı. Efrin, Olağanüstü Hal (OHAL), PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış tecrit, tüm halklar ve muhalifler üzerinde süren baskı, yaşamın değil ölümün kutsandığı gerçekliği, kadına yönelik politikalar ve sayısız neden Newroz alanını dolduranların gerekçeleri arasındaydı. 

 

Tüm engelleme, müdahale, onlarca gözaltı ve provokasyon girişimlerine rağmen alanı dolduran İstanbulluların yanıtı, “Siz mesajı aldınız” tepkisi oldu. İstanbul Newrozu’na katılanlar hafta içi olmasına rağmen neden alana geldiklerini anlattı. 

 

 ‘ŞALDAN DAHİ KORKAN ZİHNİYET ÜRKTÜ’

 

Newroz bayramının Kürt halkı için direniş ve mücadele günü olduğunu söyleyen işçi Bager Bakur, “Efrin direnişini selamlamak için buradayım. Alana gelirken boynumdaki şalı bile propaganda unsuru olarak gören zihniyet bugün gördüğü tablo karşısında ürktü diyebiliriz. Kürt halkının mesajı netti ve bu İstanbul Newrozu da bunu bir kez daha gösterdi” dedi.

 

İŞİNİ BIRAKIP NEWROZ’UN YOLUNU TUTTU

 

Türkiye Cumhuriyeti devlet yapısının “faşist” olduğunu söyleyen işçi Gül Kurt, Kürtlere uygulanan zulme ses olabilmek adına Newroz alanında olduğunu belirtti. Çalıştığı işini bırakıp Newroz alanına gelen Kurt, arama noktalarında yaşanan hukuksuzluğa tepki göstererek, “Bu zulme boyun eğmedik, eğmeyeceğiz” diye konuştu.

 

AZERİ YURTTAŞ: KÜRT HALKININ YANINDA OLMAK İÇİN BURADAYIM

 

Kürt halkının bu ülkenin ortak değerlerinden biri olduğunu dile getiren Azeri halkından Mesut Baysungur da, Newroz’a yer alma nedenini, “Benim buraya gelmemin sebebi Kürt halkı bizim kardeşimiz, biz birlikte yaşamak istiyoruz. Barış isteyen Azeri bir yurttaş olarak, halkların kardeşliği ve birliğini savunuyorum. Şiddet olmasın, herkes kendi görüşünü paylaşabilsin. 63 yaşındayım, darbeleri de gördüm ama bu o zamanki baskı döneminden de beter. Tepkimi ortaya koymak ve Kürt halkının yanında omuz omuza durmak adına buradayım” sözleriyle açıkladı.

 

‘DEMEK DEVLETİMİZ DE BARIŞ İSTİYOR’

 

Üzerinde  “İnadına barış” yazılı pankartı Newroz alanına sokmak için dakikalarca direnen Halkevi Üyesi Rüya Kurtuluş, polislerle arasında geçen “Biz de barış istiyoruz, neden inadına diyorsunuz ki?” diyalogundan bahsederek, “Demek ki devletimiz de barış istiyor. Biz bunun için buradayız” diye belirtti.

 

‘ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLMESİN NEWROZ’A GELEBİLSİN’

 

Ailesiyle Newroz alanındaki yerini alan 5 yaşındaki Gülsüm Topçu, “Newroz pîroz be, çocuklar öldürülmesin Newroz’a gelebilsinler” mesajı verdi.

 

‘İNANILMAZ BİR COŞKU VE ÖFKE VARDI’

 

Her sene olduğu gibi bu seneki İstanbul Newroz’unu da takip eden gazetecilerden Yusuf Gürsucu ise, Newroz’a akan kitleye dair şu gözlemlerini paylaştı: “İnsanların gözünde inanılmaz bir öfke, harika bir enerji gördüm. Biz alana alındıktan sonra alan hemen dolmadı ama bir saat içinde alan hıncahınç doldu. İnanılmaz bir coşku, inanılmaz bir öfke ve anlatılamayacak kadar bir heyecan vardı. Bu İstanbul Newroz’unun diğer İstanbul Newroz’larından ayrılan bir özelliği vardı. Hafta içi olmasına rağmen çok ciddi bir kalabalık vardı. Bu kalabalık coşkusu bizi yüreklendiriyor. Bizim geleceğe umudumuzu taşıyor. Daha umutlu bakmamızı sağlıyor. Buradaki öfkenin aslında temel nedeni son günlerde yaşadığımız Efrin’e yönelik Türkiye Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinin ve ÖSO ile birlikte saldırması ve orada katliamlar gerçekleştirmesidir. Buradaki insanlarda inanılmaz tepki ve öfkeye yol açmıştır. Bugünün bence en önemli nedeni, buradaki insanları coşku ve öfkeye sürükleyen şeyin Efrin olduğu bellidir. Efrin’e yönelik saldırılar sürdürülemez olduğunu buradaki halkın gözüne bakanlar mutlaka görecektir. Geleceğimizin daha iyi olacağını düşünüyorum.”

 

EFRİN SAVAŞINA SESSİZ KALAN ÜLKELERE DE TEPKİ

 

Yaşanan karanlık tablo karşısında biriktirdikleri öfkelerini Newroz alanına taşıdıklarını belirten Zekiye Tabar, Efrin savaşına destek veren başta Rusya ve Amerika olmak üzere Avrupa ülkelerinin sessizliğine tepki göstererek, “Biz barış istiyoruz ölüm değil. Sesim Amerika’ya, Rusya’ya ulaşsın. Vicdanları yok mu? Çocuklarımızın ölümüne neden oluyor, destek veriyorlar. Bombayla silahla vuruyorlar. Efrin direnişini selamlamak ve sahiplenmek için bugün buradayım” diye konuştu.

 

‘BAŞARACAĞIZ’

 

İstanbul Newroz’unun son derece coşkulu geçtiğini söyleyen Habibe Tabar da, “OHAL’in kalkması, Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması, Efrin direnişini sahiplenmek ve işgali protesto etmek için Newroz alanlarındayım. Başaracağız” diyerek Newroz’a katılım gerekçelerini sıraladı.

 

‘SAYIN ÖCALAN TECRİT ALTINDA’

 

Newroz’a en büyük katılım gerekçesinin Efrin’de süren savaş ve işgalci güçleri protesto amacıyla olduğunu ifade eden gençlerden Evin Korkmaz, “Kürt halkı ve Sayın Öcalan üzerinde ciddi tecrit var. Bu tecrit ne kadar sürerse sürsün yine direnmeye devam edeceğiz ve kazanacağız. Çünkü haklıyız. Onlar ne yaparsa yapsın Kürt halkı her zaman olduğu gibi dimdik ayakta” dedi.

 

‘KÜRTLER NEWROZ HALKI OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA KANITLANDI’

 

Yaşanan baskıcı süreçle birlikte direnen Kürt halkının kitleselliğine engel olmak isteyen iktidarın elinden geleni yaptığına değinen öğretmen Mazlum Demir, “OHAL’i bahane ederek bu halkı gözaltına aldılar. Halk yılmadı. Halk Newroz alanında dimdik ayakta olduğunu, umudun hala var olduğunu bir kez daha gösterdi. Karamsarlık ve karanlığa karşı insanların bugün dimdik ayakta olması bizler için büyük cesaret, düşmanlık için de korku salacak cinsten. Bugün Efrin’e karşı buradayız. Direnmeye devam edeceğiz. Demirci Kawa’nın heykelini yıkmış olabilirler. Onun yakmış olduğu meşale Kürdistan’da ve Ortadoğu’nun dört bir yanında yüzyıllarca yanmakta ve yanmaya devam edecektir. İki yıldan fazladır tecrit altında tutulan Sayın Abdullah Öcalan’ın dediği gibi ‘Kürt halkı Newroz halkıdır, direniş halkıdır.’ Bu bir kez daha kanıtlandı” dedi.

 

EFRİN’İ DUYMAYA TAHAMMÜL YOK!

 

Newroz alanına girerken elindeki sarı kırmızı yeşil flamayı polislere vermemek için evine dönerek flamayı bıraktıktan sonra alana gelen Leyla Esendemir, flamanın babasından kalan tek hatıra olduğunu söyledi ve ekledi: “Newroz özgürlük bayramımız. Tüm renklerimizle alanda olmanın günü. Renklerimizi griye çevirmek isteyen anlayışa inat Newroz alanlarını doldurduk. Efrin’in yanında olduğumuzu belirtmek için buradayız. Efrin kan gölüne döndü. Köyler boşaltılmak zorunda kaldı. Bu duruma Kürtlerden başka kimse ses çıkarmıyor. Yaşasın Efrin direnişi ve kazanan biz olacağız.” 

 

Röportaj esnasında “Efrin kan gölüne döndü” cümlesini duyan polislerin, gazetecilere “böyle röportajlar almaya devam ederseniz müdahale ederiz” sözü dikkat çekti.

 

‘EFRİN DİRENİŞİNE SES OLMAK İÇİN’

 

Gurbet Korkmaz da son olarak şu sözlerle Newroz’da olma gerekçesini özetledi: “Efrin için o kadar ciğerimiz yandı ki kendimizi Newroz alanına attık. İçimizdekileri dökmek için, Efrin direnişine ses olmak için.”