Türkiye'nin 2011'den bu yana yürüttüğü Suriye politikasının yanlış olduğunu her defasında söylediklerini hatırlatan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Başkanlar Kurulu Üyesi Alper Taş, Türkiye’nin Suriye'nin bölünüp parçalanmasını derinleştiren bir pozisyonda yer aldığını söyledi. Taş, "Türkiye özellikle ABD emperyalizminin işbirlikçiliğine dayanan bir çizgi izledi. Bugünkü Suriye, o politikaların bir ürünü olarak ortaya çıktı. Ve Türkiye'nin bütün amacı bölgenin islamcılaştırılmasıdır” dedi. 

 

Son günlerde Osmanlı İmparatorluğu'nun 34’ncu padişahı olan Abdülhamit’in çok sık bir şekilde konuşulduğunu ifade eden Taş, Osmanlı döneminden söz edilip, ülkeye yeni bir tarih uygulaması okutulduğuna dikkat çekti. Tarihte kalmış bütün hikayelerin yeniden güncellenerek, sanki tarihte yaşanılanların tekrar edecekmiş gibi bir maceracılık söz konusu olduğunu ifade eden Taş, “Mezhepçi, yayılmacı siyasetin tezahüratlarıyla karşı karşıya kalmış durumdayız. Bu noktada Afrin operasyonunda bir 'kızıl elma' ideolojisi hakim kılındı. Bu ideolojide, 'gidebileceğimiz yere kadar gideceğiz' felsefesine dayanan çağ dışı siyaset, dış politika anlayışı hakim. Bu Türkiye'nin geleceği açısından ciddi sorunlar yaratıyor" diye konuştu. 

 

'BU POLİTİKAYLA İSTİKRAR İNŞA EDİLMEZ'

 

Taş, Efrin kent merkezindeki Demirci Kawa heykelinin yıkılmasının da ‘İslamcı anlayış’ın bir parçası olduğunu vurguladı. Heykelin, "putları yıkıyoruz" diye tarif edilmesinin bile bunun göstergesi olduğunu dile getiren. Taş, "Kürtlerle Türklerin, bir arada, eşit hak talepleriyle yaşamasının yolunu bulmalıyız. Kürtler, 21. yüzyılda 'herhangi bir hak elde etmesin' gibi bir dış politika anlayışı doğru değildir. Suriye'nin kaderinin, Suriyeliler eliyle belirlenmesine imkan verilmelidir. Başta ABD olmak üzere bütün güçler Suriye'den elini çekmelidir. Türk, Kürt, Arap, Ermeni bütün Suriye halkları kendi geleceklerini özgürce tayin etmelidir. Ancak bu düşüncelerle Suriye barışa, istikbale kavuşur. Türkiye, ABD ve benzeri güçlerin bölgeye dönük politikalarından istikrar inşa edilmez" dedi.

 

'ZAFER DEĞİL KAYGI'

 

Taş, Efrin operasyonunun sonucunu, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümüne getirip, bir zafer olarak toplumda yansıtılmasının ise eskiye dair rüyaları uyandırma amacı taşıdığını ifade etti. Geliştirilen milliyetçi atmosferin doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Taş, şunları söyledi: "Türkiye, Afrin'de kazandığını, zafer elde ettiğini söylüyor ama durum hiç de öyle değil. Çanakkale'de Türkler ile Kürtler yan yana dövüştüler ve bugün Afrin'de yaratılan imaj, Demirci Kawa heykelinin yıkılması, Çanakkale'de yan yana, sırt sırta dövüşen Kürtlerle Türkler'in ortak geleceği açısından hiç de olumlu bir hava vermiyor. Bunu kamuoyuna yansıtarak böyle bir milliyetçi atmosfer oluşturup, 2019 hesapları yapmak doğru değildir. Türkiye, bölge halklarıyla daha derin tarihsel ayrımların gelişeceği bir sürecin içerisine girmiştir. Bu hepimizi kaygılandırıyor." 

 

'YÜREKLERDEKİ DEVRİMCİ KAWA'YI ALAMAZLAR'

 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi Üyesi Aslı Azim Yağcı ise, Efrin operasyonunu işgal olarak nitelendirdi. Newroz ateşleri yanmak üzereyken, Efrin ile insanların gönüllerine gereksiz bir ateş düşürmeye çalışıldığını dile getiren Yağcı, “Bugün Devrimci Kawa’nın heykelini kaldırılmış olmasının ya da yıkılmış olması insanların yüreklerindeki Devrimci Kawa ruhunu yıkmaz. Bizler çok uzun zamandır özgürlükleri için direnen bunu umut eden insanlar olarak bu sene de her zamanki gibi Newroz ateşinin etrafında halaylar çekeceğiz. Halay çeken insanlar canlanır, canlaşır. Birleşen insanlar yeni dönemin müjdecisi olur. Bizler buradan Efrin’e selamlar gönderiyoruz. Newroz ateşini yakacağız" dedi.

 

'EFRİN SINIFSIZ BİR DÜNYA KIVILCIMIDIR'

 

Efrin'in Newroz ateşi olduğunu ve etrafında birleşilmesi gerektiğini belirten Yağcı, "Sınıfsız, sınırsız, savaşsız bir dünyanın kıvılcımıdır Efrin. Efrin'de yapılmak istenenin ne olduğunu biliyoruz ancak her şeye rağmen kimler ne yaparsa yapsın binlerce yıllık bir geleneğin önüne geçemezler. Kesinlikle insanların özgürlük inançlarına sekte vuramazlar. Bizler, yüreklerindeki cesaretle birlikte tüm güçleriyle bedenlerini ortaya koyarak savaşan ve direnen Efrin halkına selam gönderiyoruz. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar bizleri yıldıramayacaklar. Şuan yaşananlar, çok daha evvelinde bilinmiş oyunlardır. İnançlarımızı yeniden körüklemek adına yeniden halaylara duracağız" ifadelerini kullandı.