AYM'den 'tecrit faksı' kararı 2020-05-29 09:39:19 ANKARA - Tutuklu Hayati Deniz Kaytan'ın Hollanda Büyükelçiliği’ne göndermek istediği ancak cezaevi idaresince el konulan faksına dair bireysel başvurusunu karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, "Haklar sınırlandırılabilir" diyerek, faks engelini "makul" buldu.  Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutuklu Hayati Deniz Kaytan’ın, Hollanda Büyükelçiliği’ne göndermek istediği faksa el konulması nedeniyle “haberleşme hürriyetinin ihlal” edildiği yönünde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yaptığı bireysel başvuru, “açıkça dayanaktan yoksun” gerekçesiyle reddedildi.   Kaytan’ın 18 Ocak 2017’de göndermek istediği faksa, Disiplin Kurulu’nca 20 Ocak 2017’de “sakıncalı” gerekçesiyle el konuldu. Kurul, işlemi, “Faksta yer alan ‘günümüzde Kürt siyasetine, milletvekillerine, belediye başkanlarına yönelik uygulanan devlet terörü’ şeklindeki ifadelerin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin diktatörlükle yönetildiği gibi yalan yanlış beyanların bulunması sebebiyle faksın alıkonulduğu…” şeklinde gerekçelendirdi.   Kaytan’ın gönderdiği faksta, “Ortadoğu'nun savaşın ve terörün sahası hâline getirildiği, Kürt illerinde ayrımcılık yapıldığı ve Avrupa'nın da buna ortak olduğu” ve “PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit altında olduğu, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediği ve yaşananların Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştıracağı” yönünde değerlendirmeler yer aldı.   ÖCALAN GEREKÇE GÖSTERİLDİ   Kaytan’ın, Bolu İnfaz Hakimliği’ne yaptığı itiraz da 24 Şubat 2017’de reddedildi. Hakimlik ret gerekçesinde, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili ifadelere vurgu yaparak, “Faks içeriğinde anılan kişinin hayatına kastedilmek istendiği, böyle bir cinayetin Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştıracağı gibi, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan yanlış bilgiler bulunduğu, bu nedenle faksın alıkonulmasının demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olduğu…” gerekçesini öne sürdü.   İnfaz Hakimliği kararına karşı Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuru yapan Kaytan’ın itirazı, 11 Nisan 2017’de kesin kararla reddedildi. Karar gerekçesinde ise Bolu İnfaz Hakimliği’nce verilen karar, yasa ve usule uygun bulundu. İç hukuk yollarının tükenmesi ardından Kaytan, bulunduğu cezaevinden 4 Mayıs 2017’de “haberleşme hürriyeti ihlali” nedeniyle AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.   BAKANLIK ‘KAMU GÜVENLİĞİ’ DEDİ   Başvurunun ardından AYM, Adalet Bakanlığı’ndan görüş istedi. Bakanlık, mektubun sakıncalı bulunarak gönderilmemesinin Anayasa'nın 22’nci maddesi anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için ihtiyaç duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla orantılı olduğunu savundu. Yerel mahkemelerin kararlarına atıfta bulunan Bakanlık, “Tespit ve sonuçların Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükleri ihlal eder nitelikte olmadığını, adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfilik içermediğini, somut olayda haberleşme hürriyetinin ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçları ile infaz kurumunun düzeni, güvenliği ve suçun önlenmesi meşru amacı temelindeki kamu yararı arasındaki denge gözetilerek sınırlandırıldığını” ileri sürdü.   Bakanlık, ayrıca OHAL koşullarına dikkat çekerek, “Başvurucu hakkında uygulanan tedbirin hukuki olup olmadığı yönündeki incelemenin Anayasa'nın 15’inci maddesi kapsamında yapılması gerektiği” açıklamasında bulundu.   AYM: HAKLAR SINIRLANDIRILABİLİR   AYM verdiği kararda, Anayasa’nın 22’nci maddesinde yer alan “İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir” kısmına atıfta bulunarak, “Ceza infaz kurumlarında tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak, kamu düzeninin korunmasına ve suç işlenmesinin önlenmesine yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda, hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar sınırlandırılabilir” ifadelerine yer verdi.   AYM kararında, “Ayrıca faksta örgüt söylemleri ile Öcalan’ın önderliği ve ceza infaz kurumunda tecrit altında bulunduğu vurgulanarak, terör örgütünün şiddet içeren düşünce ve eylemlerinin meşru gösterilmeye çalışıldığı açıktır” iddialarıyla, faksa “sakıncalı” denilerek el konulmasının Anayasa'nın 22’nci maddesi anlamında kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin önlenmesi için ihtiyaç duyulan demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna varıldığını belirtti.   AYM, açık ve görünür bir ihlal olmadığını ileri sürerek, “açıkça dayanaktan yoksun olması” nedeniyle başvuruyu kabul edilemez buldu.    MA / Berivan Altan