İnfaz düzenlemesinin görüşmeleri yarın devam edecek 2020-04-07 22:18:09   ANKARA - Görüşmeleri yarın devam edecek olan infaz düzenlemesine ilişkin söz alan HDP, düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu ve sadece iktidarın “yandaşlarını” dışarıya çıkarmak için getirildiğini belirtirken, CHP’li Sezgin Tanrıkulu ise düzenlemenin adalet getiren bir düzenleme olmadığını söyledi.   İnfaz düzenlemesinin Meclis Genel Kurulu’ndaki görüşmeleri bugün sona erdi. Teklifin görüşmeleri üzerindeki konuşmalar ise yarın devam edecek. Genel Kurul’da devam eden infaz düzenlemesine ilişkin de muhalefet tepkilerini dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, zor günlerden geçildiğini belirterek bu zor günlerde dayanışma ve adaletin varlığının gerekli olduğunu dile getirdi. Tanrıkulu, adalet duygusunun herkese eşit dağıtılması gerektiğini söyleyerek, tutuklu ve hükümlülerin yaşam hakkının gözetilmesi gerektiğini vurguladı. ‘ADALETİ SAĞLAMAYACAK BİR YASA TEKLİFİ’ Tanrıkulu, düzenlemenin af niteliğinde olduğunu söyleyerek, “Bugün bu Parlamentoya gelecek yasa teklifi sadece hükümlülerle ilgili kısıtlı bir yasa teklifi ve infaz bakımından eşitliği, adaleti sağlamayacak bir yasa teklifi. Aynı zamanda da bu dönemin ihtiyaçlarını karşılamaya dönük ve infazda eşitliği esas almayan, çağdaş infaz hukukunun asıl hedefi olan suça göre infaz değil, suçun türüne göre değil suçluya göre, suçlunun tehlikeli olup olmamasına, mükerrir olup olmamasına ve toplum için tehlikeli olup olmamasına göre bir infaz sisteminden daha öteye, suç tiplerine göre infaz indirimi sağlayan bir yasa teklifi ve gerçek anlamda adaleti sağlamayan bir yasa teklifi. Bir şehirden başka bir şehre, bir ilçeden başka bir ilçeye gitmenin bile mümkün olmadığı bir dönemde, bu salgın döneminde nasıl bu gerekçelerle mahkemeler hâlen tutukluluk hâlinin devamına karar veriyor?” dedi. BEŞTAŞ: YANDAŞLARINIZIN DIŞARIYA ÇIKARILMASI İÇİN GETİRDİNİZ HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da, düzenlemenin af niteliği taşıdığını belirtti. Beştaş konuşmasının devamında, “Bir kısım hükümlülerin sürelerinin aynen Türk Ceza Kanunu 65'te düzenlendiği üzere cezalarının çektirilmesi hem infaz süresi düşürülüyor hem denetimli serbestlik süresi azaltılıyor ve bunu biz değil siz söylediniz, 90 bin kişinin tahliyesi öngörülüyor. Birilerinin, yandaşların, sizi destekleyenlerin dışarı çıkarılması için bu teklifi önümüze getirdiniz, bir de böyle bir dönemde getirdiniz. Anayasa önünde herkes eşittir; bu konuda din, dil, ırk, siyasi düşünce, hiçbir farklılık gözetilmez. Şimdi ‘infaz adaleti’ dediğimiz mesele tam da burada ortaya çıkıyor. Suç ve ceza arasındaki ilişki ile infazın çektirilmesine ilişkin yöntemleri birbirine karıştırmamamız gerekiyor. Burada cezanın çektirilmesine ilişkin 3 ayrı rejim öngörüyorsunuz: 1/2'yle af getiriyorsunuz; 3/2'yle uyuşturucu, cinsel dokunulmazlığa karşı suçların infaz süresini azaltıyorsunuz. Siyasi mahpusları ise dörtte 3'te bırakarak, ayrıca cezaevinde kalış koşullarını ayrı bir cezaya hükmettirerek aslında özel bir rejim düzenliyorsunuz” şeklinde konuştu. TÜRKKAN: GAZETECİLER VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA ADIM ATILMADI Teklifin tümü üzerine söz alan İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, yargının tarafsız ve bağımsız olmadığını dile getirdi. Türkkan, iktidarın yeni suçlar ve suç ürettiğini belirterek, şöyle konuştu: “Topluma bir taraftan biz, kadına şiddet, tecavüz, çocuklara istismar, uyuşturucu satıcılarına ceza indirimini kapsam dışı bıraktık dense de diğer maddeleri de iyi incelemek lazım. Eş olmayan kadına karşı işlenen suçlar bu kapsama girmiyor. Bakın uzun zamandır tek bir gündemimiz var, coronavirüs salgını, diğer sorunlar görünmez oldu. Özellikle ifade hürriyeti kapsamında kalan birtakım isnatlar ile cezaevinde olan gazetecilerin durumuyla ilgili hiçbir adımın atılmadığını da görmüş olduk. Oysaki toplumun en fazla beklenti içinde olduğu ve basın özgürlüğü noktasında yine en fazla tartışma yaratan konuyu bu konu oluşturuyordu. Soma maden faciası gibi ayrıca Çorlu gibi hızlı tren facialarının faillerinin cezaevinden çıkması ama sadece yaptıkları haber yüzünden yatan gazetecilerin cezaevinden çıkmaması toplum vicdanını yaralar, bunu unutmayın.”