‘Cezaevlerinin boşaltılması lütuf değil zorunluluktur’ 2020-04-04 09:09:36 İZMİR - Şakran Cezaevi’nde tutuklu bulunan 71 yaşındaki Selma Altan’ın kardeşi Sevinç Altan, ablasının hem yaşı hem de sağlık durumu yüzünden en ciddi risk grubu içinde yer aldığını belirterek, "Cezaevleri boşaltılsın" dedi.   Koronavirüs (Covid-19) salgını dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok sayıda kişinin yaşamını yitirmesine neden oldu. Salgın noktasında en riskli alan olan cezaevlerine virüsün sıçraması durumunda kontrol edilemez sonuçların doğacağı düşünülüyor. 60 yaş üzeri ve kalp, hipertansiyon, diyabet, kanser hastaları, kronik rahatsızlıkları olan hastalar salgına karşı en çok korunması neredeyse imkansız. Aileler, insan hakları savunucuları ve sivil toplum kuruluşları özellikle de hasta ve yaşlı tutsakların, hamilelerin ve çocukların acilen tahliye edilmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.    Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 16 Kasım 2019 tarihinden bu yana “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklu bulunan Ege Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) yöneticisi 71 yaşındaki Selma Altan’ın salgın nedeni ile  “yaş ve sağlık sorunlarını” gerekçe göstererek tahliyesi talep edildi. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame İzmir 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme ise görevsizlik kararı vererek dosyayı İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ ne gönderildi. İstanbul 26. Ağır Ceza 24 Şubat tarihinde dosyanın İzmir 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdi. Her iki mahkeme arasındaki görev uyuşmazlığı nedeni ile dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verildi. Dosya şuan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere bekliyor.    'MUALLAKTA BİR YARGI SÜRECİ YAŞANIYOR'   Altan’ın ciddi sağlık sorunlarının olduğunu belirten kardeşi Sevinç Altan, ablasının henüz hakim yüzü görmediğini söyledi. Tutuksuz yargılanması için tüm başvurularının sonuçsuz kaldığını vurgulayan kardeşi Atlan, “Ablam bize belli etmemeye çalışıyor ama ayakta ve hayatta kalmak için büyük bir direnç gösteriyor. Ancak salgınla birlikte hem yaşı hem de sağlık durumu yüzünden en büyük risk grubu içinde yer alıyor. Biz ailesi ve arkadaşları olarak her bakımdan endişeli ve çok öfkeliyiz. Şu anda hangi mahkemenin yargılayacağının belli olmadığı muallâkta bir yargı süreci yaşanıyor. Biz şöyle ya da böyle ablamın bırakılmasını istiyoruz” diye belirtti.    BİRÇOK TUTUKLU RİSK ALTINDA   Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutukluların sağlık koşullarının salgın başlamadan önce de kötü olduğunu aktaran kardeş Altan, cezaevlerinde hijyenin olmadığını söyledi. Altan, “Cezaevlerinin yoğun ve hareketli bir kalabalık barındırması nedeniyle bu tür salgınların yayılması için oldukça elverişli ortamlar. Türlü baskılarla boğuşarak, ağır stres altında yaşamlarını sürdürmeye çalışan tutukluların, azami gayretle kendi imkânlarını zorlayarak sağlamaya çalıştıkları hijyenle ve ancak hayatta kalabilmeyi sağlayacak kadar yetersizdir. Kötü bir beslenme ile bu virüse dayanmaları mümkün olmayacaktır. Özellikle 60 yaş üzerindekiler ve kalp, hipertansiyon, diyabet, kanser hastaları, bağışıklık sistemi bir şekilde güçlü olmayan birçok tutuklular ciddi risk altında. Bu koşullarda ablam gibi 71 yaşında ciddi sağlık sorunları olan bir insan için sürekli bir işkence demektir” dedi.    LÜTUF DEĞİL ZORUNLULUK   Salgınla birlikte gündeme getirilen yeni infaz yasasında düşmanca tutumdan vazgeçmeleri ayrımcılık yapmamaları, infazda eşitliğin sağlanması talepleri olduğunu ifade eden Altan, “Bu bir lütuf değil zorunluluktur. Cezaevleri boşaltılsın" dedi.    MA / Ruken Demir