Hatimoğulları: Yeni bir yolsuzluk kampanyasıdır 2020-04-04 09:00:50 ADANA - İnfaz düzenlemesinde ayırımcı yaklaşımın cinayet olduğunu belirten HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Erdoğan'ın açıkladığı kampanyayı, yeni bir "yolsuzluk kampanyası" olarak tanımladı.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, AKP-MHP ortaklığıyla Meclis’e sunulan ve siyasi tutukluların kapsam dışı bırakıldığı infaz düzenleme kanununu ve koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında başlatılan “Milli Dayanışma Kampanyası” kampanyasını değerlendirdi.   ‘AYRIMCI YAKLAŞIM CİNAYETTİR'   Cezaevlerinde 300 bin hükümlü ve tutuklunun bulunduğunu, koronavirüs salgınıyla birlikte aşırı doluluk sorunun acilen çözülmesi gereken bir noktada olduğunu söyleyen Hatimoğulları, çözüm önerilerinin ise ayrımsız ve koşulsuz şekilde tahliyelerin gerçekleştirilmesi olduğuna işaret etti. İnfaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışına bırakılmasına tepki gösteren Hatimoğulları, “AKP kendi iktidarını sürdürmenin birinci koşulu olarak gördüğü muhaliflere hiçbir koşulda yaşam hakkı tanımama ilkesini burada da gösteriyor. Başta siyasi tutuklular olmak üzere, AKP iktidarını tehdit edecek hiçbir kişiye tahammülü olmayan Erdoğan, uyduruk gerekçelerle cezaevine attığı kişileri bu süreçte ölümle tehdit ederek hem tutuklu ve hükümlü yakınlarını hem de cezaevinde bulunan herkesi kendi iktidarına biat etmeye zorluyor. Başta cezaevlerinde bulunan insanlar olmak üzere, hiçbir koşulda insan hayatı siyasi iktidar için pazarlık unsuru olamaz. Bazı cezaevlerinde karantina süreçleri başlamış. Acil çözüm üretilmezse cezaevlerindeki can kayıplarından iktidar sorumlu olacaktır. İnfazda ayırımcı yaklaşım cinayettir" dedi.   GİDERAYAK BİR YOLLUK ALMAK   AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın koronavirüs tedbirleri kapsamında başlattığı “Milli Dayanışma Kampanyası”na değinen Hatimoğulları, “AKP iktidarı boyunca toplumsal olayları ve doğal felaketleri fırsata çevirip, iktidarına su taşıyacak fırsatlara dönüştürme aracı olarak yaklaştı” diye konuştu. Bunu yeni bir "yolsuzluk" kampanyası olarak niteleyen Hatimoğulları, “15 Temmuz’da yaşamını kaybedenler için toplanan paraların miktarı, yeri ve akıbetinin hesabını vermedi. Deprem vergisinde durumu da aynıdır. İşsizlik Fonu'ndaki paranın, Varlık Fonu’ndaki birikmişlerin, ihtiyat akçesinden hazineye aktarılan paraların hesabını vermedi. AKP’nin bu konularda hiçbir şekilde şeffaf, dürüst ve güvenilir değildir. Her fırsatta bunu kanıtlayan AKP’nin şimdi başlattığı kampanyada toplanacak desteklerin amaca uygun kullanılmayacağı dünden belli. Anadolu’da bir tabir vardır; 'Giderayak bir yolluk almak'. AKP iktidarı tam da bir yolluk almaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.    'TULUMBADA SU BİTTİ BEYLER'   AKP’nin dayanışma değil, ayrıştırma politikaları yürüttüğünü ifade eden Hatimoğulları, “Tek adam rejimi, merkeziyetçi akıl 'dayanışma ağlarını' tekelinde toplamak istiyor. Bu faşist zihniyetin korona günlerinde bile acımasızca zuhur etme biçimidir. Son yaşanan deprem süreçlerinde de iktidar, HDP’nin depremzedelerle dayanışmasını engellemek için elinden geleni yapmıştı. Bugün de HDP’li belediyelerin ve CHP’li belediyelerin dayanışma amacıyla topladığı paralara el koyarak, muhalefetin halkla buluşmasını engellemek için rol çalmaya çalışıyor. Oysa cümle âlem bilir ki, pandemiyle mücadelede yerel yönetimlere çok büyük görev düşer. AKP halka karşı sorumluluklarını yerine getirmek isteyen belediyelere müdahale ederek, vatandaşa hizmeti engelliyor. AKP iflas etmiştir ve bu durumu açığa çıkartacak her şeyi engellemeye çalışıyor. Toplum ortak akıl, vicdan ve adaletli tutumla her türlü zorluğun üstesinden gelebilir. Bunun örneğini 31 Mart seçimlerinde yaşadık. Bugün de toplumu bu krizden AKP iktidarı ve elit siyasetçiler değil, toplumun dayanışması kurtaracaktır.  Bizler ne AKP istedi diye dayanışmaktan vazgeçeceğiz ne de halklarımızın yanında olmaktan vazgeçeceğiz" şeklinde konuştu.   SAVAŞ BÜTÇESİ   İktidarın bütçesi savaşa harcadığını belirten Hatimoğulları, "Savaş harcamaları sadece ÖSO’ya değil. 40 yıldır devan eden Kürt sorunu için bu devletin silaha ve her türlü savaş aygıtına harcadığı paraların haddi hesabı yok. S-400, F-35’e 6 milyar dolardan fazla para harcandı. Abartılı 'güvenlikçi siyaset' barışı ve ortak yaşamı yok ettiği gibi halkın parasının gereksiz savaşlara harcanmasına neden oluyor. Barış çok daha maliyetsizdir, onurludur, erdemlidir, dayanışma ve ortak yaşam duygularını geliştirir. Ancak faşistleşmiş AKP’nin bunu anlama ihtimali yok" diye konuştu.    'TEK ADAM OLUMSUZ ETKİLİYOR'   Ekonomik krizin kapitalizmin yapısal krizleriyle birleşerek derinleştiğini ifade eden Hatimoğulları, “Koronavirüs salgını sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada neo-liberalizmin iflasının göstergesidir. Başta sağlık alanı olmak üzere kamusal alanların özelleştirilmesinin, devletin küçültülerek sosyal devlet olmaktan çıkartılmasının sonuçları bu salgın aracılığı ile gün yüzüne çıkmıştır. Ekonomik kriz; yandaş sermaye aracılığı ile yürütülen talan politikaları, iktidarın alenen yürüttüğü yolsuzluk politikaları, üretim ekonomisinin çöküşü ve savaşa harcanan bütçenin yarattığı krizdir. Özellikle tek adam rejiminin inşası için geliştirilen yöntemler, ekonomide de olumsuz sonuçlar doğurmaya devam ediyor. Ekonomik krizin bir diğer yüzü, yönetim krizidir. Ekonomi, Cumhuriyet tarihinde emsali görülmemiş ölçekte kötü yönetilmektedir. Bu krizin faturasını elbette yoksullara, işsizlere, düşük ücretlilere ve emeklilere ödetmeye çalışıyorlar. Hem ekonomik kriz hem siyasi kriz hem de ekolojik kriz çözümü, eşitlikçi, özgürlükçü, ekolojist, cinsiyet eşitlikçi, adaletli bir düzenin inşasından geçiyor” diye belirtti.    MA / Hamdullah Kesen