Kılıç: Yaşamı savunmaya davet ediyoruz 2020-04-04 09:00:40 KARS - Meclis’e getirilen infaz düzenleme kanununun yasalaşmasının toplumsal travmaya sebebiyet vereceğini vurgulayan İHD Kars Şubesi Başkanı Güldane Kılıç, herkesi yaratılmak istenen eşitsizliğe karşı çıkmaya ve ölüme karşı yaşamı savunmaya çağırdı. AKP-MHP ortaklığıyla siyasi tutukluları kapsam dışı bırakan infaz düzenleme kanununa tepki gösteren İnsan Hakları Derneği Kars Şube Başkanı Güldane Kılıç, iktidarın daha önce gündemde olan infaz yasasını salgın sürecinde gündeme alarak yasallaştırmaya çalıştığını belirtti. Yasa teklifi çalışmalarının, infazda eşitlik ilkesi, infaz sürelerinin kısaltılması ve dezavantajlı grupların mağduriyetleri göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini ifade eden Kılıç, “Fakatsız amasız topluma karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere yasa tasarısı genişletilerek yasallaştırılmalıdır” dedi.    TRAVMAYA NEDEN OLACAK   Salgın nedeniyle toplumda oluşan endişelerin giderilemediğini belirten Kılıç, enfekte olmuş hasta ve ölüm sayılarının hızla artmasının toplumsal bir travmaya dönüştüğünü söyledi. Salgının toplumsal bir yaraya neden olacağı alanların başında 300 bin insanın tutulduğu cezaevlerinin olduğunu vurgulayan Kılıç, “Kapasitesi üzerinde ve kötü koşullara sahip cezaevlerinin en riskli ortamlar olduğu şüphe götürmez bir gerçekliktir. İran başta olmak üzere birçok ülke alınan tedbirler kapsamında ayrım yapmaksızın cezaevlerini boşaltma yolunu seçti. Türkiye hapishanelerinde tespit edilebildiği kadarı ile halen 590’ı ağır hasta olmak üzere toplam bin 564 hasta mahpus bulunmaktadır. Ağır hasta mahpusların salgın hastalık durumunda ciddi risk grubunda bulunması nedeniyle serbest bırakılarak, infazlarının ertelenmesini, tutuklu olanların derhal serbest bırakılmasını bir kez daha talep etmekteyiz. Oluşturulan infaz yasası insan haklarına, anayasaya, uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Bu düzenlemenin yasalaşması toplumsal travmaya sebebiyet verecektir” diye belirtti.    ‘ADALET DEĞİLDİR’   Cezaevlerinde yoğunluğun azaltılmaması durumunda salgına karşı alınacak her türlü önlemin etkisiz kalacağını vurgulayan Kılıç, “Adaleti var eden eşitlik ilkesinin ortadan kalkacağı algısı yaratacağından toplumsal dokuya ve toplumsal barışa zarar verecektir. Eşit uygulanmayan adalet, adalet değildir. Adalet kamu vicdanını tesis eden bir araçtır. Bu şekilde düzenlenen tasarı ise kamu vicdanını yaralayacaktır. Bu pakete göre basit bir gösteri yürüyüşünde katılımcı olan, haber yapan, kitap yazan, düşünce beyanı olan, bir bildiride imzacı olan ya da sosyal medyada paylaşımda bulunan bir kişi yararlanamayacaktır. Buna karşın ihaleye fesat karıştırma, zimmet, rüşvet, dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı gibi birçok kamu görevlisinin ya da kamu ile iş yapanların işlediği suçlar bu indirimlerden yararlanacak. Bu husus Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırıdır” diye konuştu.    ‘AYRIMCILIK SUÇTUR’   Çok sayıda muhalif gazeteci, akademisyen, aydın, milletvekili, belediye başkanı, avukat, öğrenci, sendika yöneticisi/üyesinin tutuklu olduğunu hatırlatan Kılıç, şöyle devam etti: “Herhangi bir şiddet eylemine bulaşmamış binlerce kişi keyfi, belirsiz ve geniş ‘terör’ tanımı nedeniyle halen cezaevlerinde bulunmaktadır. Bu gerçekliği görmeyen, es geçen bir düzenleme ölümcül bir ayrımcılık olacaktır. Ayrımcılık ise anayasal bir suçtur. Bu insanları bu virüs karşısında savunmasız bırakmak ve etkin önlemlerin alınamayacağı bir ortamda tutmak bu insanları ölüme yatırmaktır. Amacımız yaşatmak olmalıdır. Yaşam hakkı en temel insan hakkıdır. Mevcut tutumdan derhal vazgeçilmeli, en geniş toplumsal mutabakat sağlanarak; uluslararası hukuk ve anayasanın eşitlik ilkesi çerçevesinde Mecliste tartışmaları devam eden düzenleme siyasal suçları da kapsayacak şekilde genişletilmelidir.”    DAYANIŞMA ÇAĞRISI    Toplumun tüm kesimlerinin, insan hakları aktivistlerinin, sivil toplum örgütlerinin bu konuya duyarlı olması gerektiğini vurgulayan Kılıç, yaratılmak istenen eşitsizliğe ve ölüme karşı yaşamı savunmaya ve dayanışmaya çağırdı.