‘Hükümet vahameti halka anlatmak istemediği için STK’lerle ortaklaşmıyor’ 2020-03-25 09:00:13 İSTANBUL – İktidarı, koronavirüsle mücadeleyi şeffaf yürütmemekle eleştiren İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Osman Öztürk, kamu yararı ve halk sağlığı için STK’lerle ortaklaşması gereken hükümetin vahameti halka anlatmak istemediği için bunu yapmadığını söyledi.  Çin’in Wuhan kentinde görülmeye başlanıp, tüm dünyayı etkisi altına alınan koronavirüs (Kovid-19) salgını giderek büyüyor. Salgından kaynaklı ölenlerin sayısı dünya genelinde 15 bini aşarken, vaka sayısı 300 binin üzerine çıktı.  Koronavirüsle mücadele edilen birçok ülkede alınan çeşitli önlemlerle salgın kontrol altına alınma çalışırken, hükümetler ülkelerindeki sağlık örgütleri ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) ile birlikte ortak çalışmalar içerisinde.   Türkiye’de ise, durum bunun tam tersi. Ülkenin en büyük sağlık meslek örgütü olan Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) yanı sıra Tabip Odaları da koronavirüsle mücadelenin dışında tutulmuş durumda.   İktidarın salgına karşı aldığı önlemleri yetersiz bulan uzmanlar, alınan kimi kısmi önlemlerde de çok geç alındığı görüşünde.    TOPLANTIYA SAĞLIK ÖRGÜTLERİ ÇAĞIRILMADI   18 Mart’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında koronovirüs gündemiyle Çankaya Köşkü’nde yapılan toplantıyı hatırlatan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk, toplantıya Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan Ticaret Bakanlığı’na kadar devletin birçok kademesinin katıldığını ancak sağlık meslek örgütlerinin çağrılmadığını belirtti.  Eski Kara Kuvvetleri Komutanı’nın koronavirüsten yaşamını yitirdiğini basından öğrendiklerini dile getiren Öztürk, bu gelişmenin bile sürecin nasıl bir şeffaflıkta yürütüldüğünün göstergesi olduğunu ifade etti. Öztürk, salgının hızla yayıldığı bir durumda bile testlerin yapıldığı iller ve ilçelerin söylenmediğine dikkat çekerek, yapılan testlerden kaçının pozitif çıktığına ilişkin bilgilerin de yine doğru paylaşılmadığı görüşünde     ‘İKTİDAR BAŞARI HİKAYESİ YAZMAYA ÇALIŞIYOR’   Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamalara bakıldığında bilgilerin doğru bir şekilde paylaşılmadığının göründüğünü dile getiren Öztürk, “Erdoğan açıklamasında ne kadar başarılı bir iş yaptıklarını söylüyor. Ama koronavirüs üç aydan bu yana tüm dünyaya yayıldı. Her ülke kendine göre tedbirler alıyor. Türkiye’de belli tedbirleri alıyor. Ama Dünya Sağlık Örgütü,  koronovirüsü ‘pandemi’sini 11 Mart’ta ilan etti. Türkiye’nin bu süreci başarılı bir şekilde yönettiğini söylemek çokta mümkün değil. Siyasi iktidar her halükarda kendisi için bir başarı hikayesi yazmaya çalışıyor. İktidar baştan böyle bir niyetle işe girerse doğal olarak da bilgileri topluma gerçek bir şekilde paylaşmasını bekleyemeyiz. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan bilgilere bir diyeceğimiz yok. Bunlar onların yapması gereken iş zaten” dedi.   ‘BİLGİ VERİLMİYOR’   Dr. Öztürk, salgına ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Meclis’e sunulan araştırma önergesini de hatırlattı. Önergenin AKP ve MHP oyları ile reddedildiğini belirten Öztürk, “Geçen hafta Sağlık Bakanı verilen önergede geçen önlemleri uyguladıklarını söyledi. Ancak bunun çok sağlıklı bir şekilde uygulandığını söyleyemeyiz. Sürecin bütününe baktığımız bu işler ne olacak, şu anda neredeyiz bu anlamda yeterince bilgi verildiğini söyleyemeyiz” ifadelerini kullandı.   ‘ÖNLEMLER KAMUOYU BASKISI İLE ALINDI’   Sağlıkta şiddete karşı Ankara’da yapmayı planladıkları ancak iptal ettikleri mitingleri öncesinde randevu taleplerini kabul eden Sağlık Bakanı’na gerek sağlık meslek örgütlerinin gerekse de halkın tepkilerini ilettiklerini söyleyen Öztürk, alınan birçok önlemin kamuoyu baskısı ile alındığını kaydetti. Öztürk, 65 yaş ve üstüne dair sokağa çıkma yasağının da kamuoyunun tepkisinden kaynaklı getirildiğini söyledi.    Salgınla mücadele sürecinin bu şekilde yönetilmeyeceğini ifade eden Öztürk, ciddi bir dönemden geçtiklerini vurgulayarak, alınması gereken önlemlerin eksiksiz ve çabuk yapılması gerektiğinin altını çizdi.   ‘TOPLUM BAKANIN AÇIKLAMALARINA İNANMIYOR’   Dr. Öztürk, toplumun büyük bir kesiminin Sağlık Bakanı’nın açıklamalarına inanmadığını da ifade etti. Öztürk, “Genel olarak toplumda siyasi iktidarlara karşı güvensizlik var. Sağlık Bakanı da tüm samimi görünüşüne rağmen inandırıcı olamıyor” dedi.   Demokrasiyi azda olsa sindirmiş bir siyasi anlayışın kendisini şeffaflığı zorlaması gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Bizler ısrarla şu kurumda olalım ya da olmayalım demiyoruz ama sürece bu veya şu şekilde bizde dahil olmak istiyoruz. Bizler de halka ‘Bu süreç düzgün yürüyor, şu çalışmalar yapılıyor’ şeklinde açıklama yapmak isterdik ancak süreç böyle yürümüyor” ifadelerini kullandı.   ‘KARANTİNADA ÇOK GEÇ KALINDI’    “Karantina önleminin bile çok geç alındığını” söyleyen Öztürk, şunları ekledi: “Umre ve yurtdışından ülkeye giren 10 bin kişiye hiçbir test yapılmadan ülkeye yayılmalarına göz yumuldu. Ardından gelişen kamuoyu tepkisinden kaynaklı gece yarısı öğrenci yurtları boşaltılarak umre ve yurtdışından gelenler yerleştirildi ve buralar karantinaya alındı. Buradan anlaşılıyor bu işlerin düzgün yürütülmediği. Keşke düzgün yürütülse ama toplumun sağlığı şu anda Sağlık Bakanlığına emanet. Kendi kişisel önlemlerimizi alacağız ancak diğer önlemleri kamu otoritelerinin alması lazım.”   ‘İKTİDARIN ŞEFFAFLIK KONUSUNDA SİCİLİ TEMİZ DEĞİL’   İktidarın bu gibi durumlarda halkın doğru bilgilendirilmesi ve şeffaf davranması konusunda “sicilinin temiz olmadığını” söyleyen Öztürk, TTB olarak daha önceki sağlık bakanları ile sık sık olmasa da görüştüklerini, ancak 2,5 yıldır görevde olan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile 11 Mart’ta yaptıkları görüşmenin ilk olduğunu dile getirdi. Daha önceki tüm ziyaret ve görüşme taleplerinin kabul edilmediğini paylaşan Öztürk, “İktidar yaşanan durumun vahametini toplumla paylaşmak istemiyor. Bu yüzden STK, siyasi partileri ve sağlık meslek örgütlerini bu işe dahil etmek istemiyor” dedi.   ‘TESTLER GEÇ YAPILDI’   Halkların Demokratik Kongresi  (HDK) Sağlık Meclisi üyesi Heval Bozdağ da, halk sağlığını yakından ilgilendiren bu sürecin şeffaf yürütüldüğüne dair kaygıları olduğunu söyledi.   Bozdağ, dünya örneklerine bakıldığında İran ve İtalya’da vaka sayılarının ve ölümlerin çok yüksek boyutlara vardığına dikkat çekerek, Türkiye’de ölüm ve vaka rakamların yükselmesi riski olduğunu dile getirdi. Hükümet’ten doğru ‘sınır kapılarını kapattık, tüm önlemleri aldık o yüzden salgın bize geç geldi’ şeklinde açıklamalar yapıldığı üzerinde duran Bozdağ, fakat virüse ilişkin yaygın testlerin dahi yapılamadığını vurguladı. Bütün hastanelerde testlerin rahatlıkla yapılabileceğini belirten Bozdağ, “En azından birinci, ikinci, üçüncü basamak hastaneleri ve büyük üniversite hastanelerinde bu testlerin yapılıyor olması gerekir” dedi.    ‘ELEŞTİRİLERİ GÖRMEK İSTEMİYOR’   Yapılacak testlerle birlikte vakaların daha çabuk tespit edilebileceğini belirten Bozdağ, yine Türk Tabileri Birliği (TTB), STK’ler, siyasi partiler ve sağlık kuruluşlarının bu çalışmaların içinde aktif bir şekilde rol alması gerektiğini söyledi. Sürecin aktif aktörleri olduğu zaman mekanizmanın daha şeffaf işleyeceğini, iktidarın bu anlamda ciddi açığı olduğunu ve bunu kapatmaya da niyeti olmadığını belirten Bozdağ, ülkede sadece sağlık alanında değil, bütün meselelerin şeffaf yürümediğini, bunun bir sistem sorunu olduğunu ifade etti.    MA / Erdoğan Alayumat