HDP’li Bülbül: AKP’yi 3’e böldük 2020-03-18 09:01:16 İSTANBUL - İzledikleri siyasetle Kürt sorunu özelinde çözümsüzlükte ısrar eden AKP'yi üçe böldüklerini belirten HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, “AKP’yi Erdoğan, Babacan ve Davutoğlu olarak üçe böldük. Bu anlamda bize ‘bölücü’ diyebilirler” dedi. AKP'nin savaş ve çatışma üzerine kurulu iktidarda kalma stratejisi tüm Türkiye'yi felakete sürüklerken, Davutoğlu ve Babacan'ın kurduğu partilerle siyasette oluşan yeni dengelerin AKP için "sonun başlangıcı" olduğu görüşleri hakim. Diğer tarafta gerçekleştirdiği kongre ile ciddi bir yenilenme ve hareketlilik yaşayan HDP'nin politik arayışları, hükümeti zorluyor.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, AKP'nin çözümsüzlükte ısrar etmesinin sonuçlarını, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın konumu ve mesajları ile HDP'nin kongre sonrası arayışlarını ajansımıza değerlendirdi.   HERKESE FELAKET GETİRDİ   Bülbül, AKP tarafından sonlandırılan çözüm sürecinden bugüne Türkiye'nin ekonomik, sosyal, siyasal ve daha birçok yönden büyük kayıplar yaşadığını ifade etti. Bülbül, "Türkiye 2015 yılından beri ne kaybetmedi ki. Politik ekseninden tutalım ekonomik, sosyal, siyasal olarak, prestij olarak bunun yanı sıra insanlar arası iletişim, toplumlar arası iletişim, yani sosyal yaşamın gerektirdiği hemen her şeyi kaybetti denebilir. Şu anda hükümet ve devlet eliyle oluşturulmuş bir ırkçılık var. Bu ırkçılık önceden de vardı ama çözüm sürecinin sona erdirilmesi ile birlikte bunun artırılması, örgütlenmesi ve daha sistematik bir yapıya büründürülmesi sağlandı. Halklar arasında nefret tohumları ekilmeye başlandı. Kürt halkını yalnızlaştırma çabasıyla Kürt halkının barışçıl, demokratik haklarını savunan kesimlere yönelik operasyonlar gerçekleştirdi” dedi.   Örnek olarak ise; Barış Akademisyenleri’ne, sanatçılara, gazetecilere, aydınlara yapılanları hatırlatan bülbül, “Hepsinin dejenere edilmek, başkalaştırmak, hükümetin ırkçı, tekçi zihniyetinin emrine alınmak istendiği ve kendinden değilse de düşmanlaştırıldığı keskin bir faşist ırkçı süreç söz konusu oldu" ifadelerini kullandı.   ‘TÜRKİYE HALKLARINI ETKİLEDİ’   Kürt halkına kaybettirmek üzere 2015'te devreye konulan sürecin sonunda ortaya çıkan gerçekliğin tüm Türkiye halklarını etkileyen bir sürece evrildiğini söyleyen Bülbül, mevcut tabloyu şöyle tanımladı: "Türkiye'de yaşayan hemen herkes zengininden yoksuluna, sosyal statüsü, mesleği, mevkisi, inancı, etnik kimliği ne olursa olsun herkes çok kötü bir şekilde etkilendi. Kürt sorunu sadece Türkiye'nin, sadece Suriye'nin, sadece Ortadoğu'nun sorunu değil ki. Rojava’da açığa çıktığı gibi artık bütün dünyanın sorunu. Bütün dünya, dünya halkları, demokratik kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri Kürt halkını büyük bir sempatiyle izliyorlar. Türkiye'de bundan etkilendi ve hükümet şu an psikolojik bunalımda.  Hükümetin psikolojik bunalımının temel sebebi ise Kürt sorunudur. Cumhurbaşkanı psikolojik bunalımdadır.  Psiko-patolojik bir durumla karşı karşıyadır."   'AKP'Yİ ÜÇE BÖLDÜK'   Bülbül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın kurduğu yeni partiler ve AKP’ye etkileri üzerinde durdu.   Yürüttükleri yerel seçim stratejilerine birçok eleştiri yapılıp, bu eleştirilerde haklılık payı olsa da bu strateji ile “AKP'yi üçe böldüklerini” söyleyen Bülbül, “AKP’yi Erdoğan, Babacan ve Davutoğlu üçe böldük. Bu anlamda bize ‘bölücü’ diyebilirler. AKP'nin şu anda ne Türkiye'yi kurtaracak ne Kürt sorununu, ne ekonomi sorununu, ne eğitim sorunu, ne kadın sorununu, ne gençlik sorununu hiçbir sorunu çözecek becerisi, yeteneği ve yetkinliği kalmamıştır. Şu anda kendini kurtarma, kendine çözüm bulma derdi içerisinde. AKP'nin şu anda hiçbir soruna çözüm bulacak kapasitesi yoktur. Kendisi bir sorun haline gelmiştir" dedi.   'ÖCALAN SORUMLULUK ALAN BİR İRADE’   Bülbül’e PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın tecrit altında tutulduğu İmralı Adası’nda görüştüğü kardeşi Mehmet Öcalan aracılığıyla verdiği mesajlarında HDP’ye yönelik "Üçüncü Ayak" olma önerisinde bulunması ve Öcalan'ın çözümdeki rolünü de sorduk.   Bülbül, konumu ve misyonu üzerinde durduğu Öcalan’ı "Herkes şunu çok iyi biliyor ki Sayın Öcalan Kürt sorununda da, Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları, özgürlükler, ekonomi, kadın, gençlik, eğitim sorunu fark etmiyor, Türkiye'nin hangi sorunu olursa olsun; demokrasi, insan hakları ve özgürlükler bağlamında çözüm üreten, çözümü için sorumluluk alan, çözüm için irade koyan, çözüm için yol haritası açan ve bu yol haritasının uygulanması konusunda özveride bulunan, katkıda bulunan, düşünsel, kültürel olarak toplumu, bizleri yönlendirmeye çalışan bir irade” sözleriyle tanımladı.   Bu iradenin muhatap alındığı 2013-2015 sürecinde neler yaşandığını hep birlikte gördüklerini söyleyen Bülbül, şunları ekledi: “İnsanların ölmediği, kanın dökülmediği bir süreç yaşandı. Tüm bunlar Sayın Öcalan'ın önemli çabaları sonucunda gelişti. Suriye ile ilgili konuşurken, 'Türkiye'nin hassasiyetlerini göz önünde bulundurun’ diyor. Bu kadar makro düşünüyor. Ancak iktidarın kendi ufacık inkarcı aklıyla siyaset yapması, kendilerine de Türkiye'ye de herkese kaybettirdi."   'YENİ DÖNEMDE HEDEF ÇÖZÜM'    Gerçekleştirdikleri 4. Olağan Büyük Kongreleri ile ciddi bir yenilenme ve hareketlilik yaşayan HDP'nin önümüzdeki dönemde nasıl bir siyasi strateji izleyeceği sorumuza da yanıt veren Bülbül, "Bizim kongremiz engellemelere rağmen, ırkçı faşist  kuşatmaya rağmen çok görkemli geçti ve önümüze yeni görevler koydu. Türkiye'nin dört bir yanından gelenlerin verdikleri mesaj buydu. Görev diyor ki 30 yıllık muhalefet bitti. Siz artık çözümü, iktidarı örgütleyecek ve yürüyeceksiniz diyor” dedi.   Bülbül’ün bu noktada yakındığı şey ise, partilerinin sanki sadece Kürt sorunu ile ilgilenen bir partiymiş gibi algılanıp, böyle lanse edilmesi. Kongrelerinde kendilerine ‘Kürt sorununu, Türkiye'nin demokrasi sorununu ve diğer tüm sorunları siz çözeceksiniz’ mesajı verildiğini dile getiren Bülbül, “Biz önümüzdeki süreçte politik tutumumuzu da buna göre belirleriz. Yani biz şöyle o düşünemeyiz: Biri gelecek, onunla Kürt sorununu çözeceğiz falan. Böyle bir muhatap yok. O zaman Türkiye'nin tüm coğrafyalarında örgütlenmek, bütün kentlerinde, bütün toplumsal kesimlerine gitmek, kucaklaşmak, anlatmak, izah etmek için çabalayacağız. Kolay bir şey değil. 30-40 yıldır bunun için uğraşıyoruz. Epeyce mesafe alınmış durumda. Yeni dönemde daha coşkun ve çalışkan olmak ve her yere ulaşabilmek için çaba içerisinde olacağız" ifadelerini kullandı.   'ŞEFFAF İTTİFAK SORUNLARI ÇÖZME ÇABASIDIR'   Bülbül ile HDP Eş Genel Başkanlarının kamuoyunda büyük yankı bulan 'şeffaf ittifak' açıklamaları üzerinde de durduk.   "Şeffaf ittifak öncelikle barışı, demokrasiyi, adaleti, ekonominin bu bataklıktan kurtulmasını, emeğin özgürlüğünü savunan herkesle ittifak yapabilme beceri, basiret ve yeteneğidir” diyen Bülbül, “Bunu yaparken anlık ve konjonktürel ihtiyaçlardan değil,Türkiye'nin demokratikleştirilmesinden zaruretle açık, anlaşılır ve topluma verilmiş bir mesaj ile üzerinde konuşulmuş, üzerinde fikir birliğine varılmış bir çağrıdır. Öyle kısa süreli ihtiyaçlardan kaynaklanan bir durum değil. Türkiye'nin bu ırkçı faşist ablukadan kurtulması, Kürt sorununun çözülmesi, Alevi toplumunun inanç sorununun çözümü, eğitimin demokratikleştirilmesi, anadilde eğitim ve benzeri sorunların çözümünde ortaklaşmadır. Artık Türkiye'de demokrasi güçleri bu ittifakları yapabilme beceri, yetenek ve birikimine de sahiptir. Ama olumsuz bir psikoloji var. Bu olumsuz psikoloji engelleyici olabiliyor. Şeffaf ittifak ortak akıl ve ortak irade ile, demokratik, eşit, özgür ve sorunlarını çözmüş bir Türkiye oluşturma çabasıdır" diye konuştu.   MA / İdris Sayılğan