'AKP, İmralı tecridi ile kaosu yeniden tırmandırmayı hedeflemektedir' 2020-02-28 14:36:30 HABER MERKEZİ - İmralı Adası'nda çıkan yangın ardından birçok kentte düzenlenen eylemlerde, yetkililerin  açıklamalarının yeterli olmadığı ve İmralı'nın kapılarının açılması gerektiği belirtildi.  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun dün katıldığı bir programda İmralı Adası'nda yangın çıktığını açıklamıştı. Soylu'nun yaptığı açıklama ardından İmralı Adası'nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlığını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu, müvekkillerinin durumunu öğrenmek için adaya gitme başvurusu yaptı. Konuya ilişkin birçok kentte düzenlenen basın açıklamalarıyla İmralı Adası'nın kapılarının açılması, aile ve avukat görüşlerinin sağlanması talebi yükseltildi.    DİYARBAKIR    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), MEBYA-DER, MED TUHAD-FED, PKK Lideri Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’ın tutulduğu İmralı Adası’nda dün çıkan yangına ilişkin basın açıklaması yaptı. HDP Diyarbakır il binasında yapılan açıklamaya, DBP Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, HDP Diyarbakır milletvekilleri Musa Farisoğulları, Semra Güzel, Remziye Tosun ve Dersim Dağ’ın yanı sıra yüzü aşkın yurttaş katıldı.    Partililer adına açıklamayı okuyan HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, İmralı Adası’ndaki yangına ilişkin yetkililerin yaptığı açıklamaların kamuoyunu tatmin etmediğini belirterek, Öcalan ve tutukluların avukatları ve ailelerinin görüşme taleplerinin de şu ana kadar karşılanmadığının altını çizdi.    ‘HER TÜRLÜ FELAKETİ GÖZE ALMIŞ’   Türkiye, AKP-MHP çizgisinin eliyle yeni felaketlere sürüklenmeye devam etmekte olduğunu kaydeden Dağ, “Suriye’nin hem kuzeydoğusunda hem de kuzey batısında sürdürülen ve amacı topluma izah edilemeyen savaşın geldiği nokta ürkütücü bir hal almaya başladı. Dün de İdlib’te onlarca askerin yaşamını yitirdiğini basından öğrenmiş bulunmaktayız. Yaşamını yitiren askerlerin ailelerine başsağlığı diliyoruz. Eğer güvenlik paradigmalarında değil de barış politikalarında ısrar edilseydi bu kötü sonuçları yaşamayacaktık. Genel olarak sürdürülmek istenen kaos politikasıdır. Beka adı altında iktidar ömrünü uzatmak için her türlü felaketi göze almıştır” dedi.    ‘HAYATİ DÜZEYDE ÖNERİLERDİ’   Yaşanan olağanüstü durumlardan kaynaklı Öcalan’ın koşullarının değiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Dağ, “Sayın Öcalan ile 2 Mayıs- 7 Ağustos 2020 tarihleri arasında yapılan 5 görüşmede birçok sorunla ilgili sunduğu çözüm önerileri mevcut kaosa bir çözüm niteliğindedir. Hem sunduğu yedi maddelik metin, hem de Suriye savaşı ve Kürt meselesi başta olmak üzere tüm sorunların ‘toplumsal uzlaşı’, ‘demokratik siyaset’,  ‘demokratik müzakere’ ve ‘onurlu barışla’ çözülebileceğini söylemesi rasyonel öneriler olup dikkate alınması ve hayata geçirilmesi gereken hayati düzeyde önerilerdi” şeklinde konuştu.    ‘KORKUNÇLUĞUN EN SOMUT İFADESİDİR’   Öcalan’ın koşullarının düzelmesi için bugüne kadar yüzlerce insan canını feda ettiğini hatırlatan Dağ, şunları söyledi: “Devlet ve AKP hem yasalara hem de kendi söyledikleri sözlere sahip çıkmamakta ve İmralı tecridi ile kaosu yeniden tırmandırmayı hedeflemektedir. Uzun süreden beri devam eden mutlak tecridin bu şekilde sürdürülmesi artık mümkün değildir. 21 yıldır İmralı Adasında tutuklu bulunan Sayın Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecridin geldiği aşama korkunç bir noktaya gelmiştir. Hiçbir yasanın hiçbir kuralın tanınmadığı, siyasetsizliğin, akıldışılığın ve kuralsızlaştırılmış bir rejimin keyfi uygulamaları bu korkunçluğun en somut ifadesidir.    SİYASAL BİR AKIL HAKİM KILINMALIDIR   Mutlak tecridin yeniden devreye girmesi, demokratik siyasetin, barışın ve bir arada yaşamın rafa kaldırılması demektir. Bunların yerine kaos, şiddet ve savaş politikalarında ısrar etmektir. Bu nedenle Türkiye hukuk tarihine kara bir leke olarak geçecek olan mutlak tecridin yarattığı gerilim yetmezmiş gibi çıkan yangınlar ve olağanüstü durumlar toplumumuzu germeye devam etmektedir. İhtiyacımız olan şey gerginlik ve kaos değil tüm sorunların toplumsal uzlaşı, demokratik siyaset, demokratik müzakere ve onurlu barışla çözülebileceğini önüne koyan siyasal bir aklın hakim kılınmasıdır.”   ‘TALEPLER KABUL EDİLSİN’   Siyasal aklın bir an önce devreye girmesi için mücadele etmeye devam edeceklerini vurgulayan Dağ, “Bizler Suriye savaşının, Kürt meselesinin ve Türkiye’nin içine sürüklendiği felaketlerin birbiriyle doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyoruz, Bizler mutlak tecrit ortadan kaldırılmadan bu sorunların daha da derinleşeceğinden kaygılanıyor tüm kamuoyunun bu toplumsal kaygının taşıyıcısı olmasını umut ediyoruz. Bizler bugüne kadar sürdürülen mutlak tecrit ve şiddet politikalarıyla hiçbir sorunun çözülmediğini herkesin görmesini istiyoruz. Bu nedenle öncelikle İmralı Adasında meydana gelen yangından sonra yapılan açıklamaların yeterli olmadığını yeniden ifade ediyor ve bir an önce Sayın Öcalan ve diğer avukatların görüşme taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz” dedi.    YETKİLELERE ÇAĞRI   Hem Suriye’de devam eden kaotik durum hem de ülke içindeki mevcut gidişat dikkate alınarak hukuki olan bu görüşmelerin yapılması toplumu ve halkları da rahatlatacak bir görüşme olacağının kesin olduğunun altını çizen Dağ, “Bu nedenle adalet bakanlığına çağrımız, avukatların ve ailelerin bu yasal ve hukuki çağrılarına bir an önce yanıt verilmesi ve görüşmelerin yapılmasıdır. Bizler daha önce defalarca yaptığımızı gibi yeniden başta halkımızı, ulusal ve uluslararası demokratik toplumu, demokratik kitle örgütlerini, basın ve kamuoyunu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.    Açıklama, “Be Serok Jiyan nabe”, “Biji Serok Apo” sloganları eşliğinde son buldu.    URFA    HDP Urfa İl Örgütü, de konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Toplantıda konuşan HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı Adası'nda yaşanan yangından sonra aile ve avukatların Öcalan ile bir an önce görüştürülmesi gerektiğini ifade etti.   'KURALSIZLIĞA SON VERİN'   Suriye'de yaşanan savaşa değinen Öcalan, İmralı Adası'nda büyük bir yangının yaşandığını, Öcalan ile görüşmenin sağlanıp kuralsızlığa bir an önce son verilmesi çağrısında bulundu. Öcalan'ın Ortadoğu'daki etkisinin herkesçe bilindiğine işaret eden Öcalan, "Ortadoğu'da barıştan bahsedilecekse bu barışın yolu İmralı Adası'ndan geçiyor" dedi.   Öcalan sözlerini şöyle tamamladı: "Ucuz yaklaşıyorlar. Sayın Öcalan'ın da dediği gibi devletin bu duruma rasyonel yaklaşması gerekiyor. Süleyman Soylu her gün gençlere, kadınlara ve Kürt halkına tehditlerde bulunuyor. Kullanılan dil savaşa hizmet ediyor. Bugünde yaşanan bu savaşın nereye ne şekilde evrileceğini bilemiyoruz. Buradan çağrıda bulunuyoruz. Sayın Öcalan ve aynı cezaevinde kalan diğer tutukluları avukatları ve aileleri ile görüştürülmelidir."    VAN    PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 3 tutuklunun bulunduğu İmralı Adası'nda dün çıkan yangına ilişkin, Van Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) basın açıklaması yaptı. Derneğin binasında yapılan açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Muazzez Orhan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) yöneticileri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Başkanı Murat Melet, Med Tutuklu Ve Hükümlü Aileleri Hukuki Ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (Med-Tuhay-Fed) eşbaşkanları ve Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri katıldı. Basın açıklamasını okuyan TUHAY-DER yöneticisi Suat Meşe, Türkiye'de binlerce tutukluya uygulanan tecrit yöntemi ile Sayın Öcalan'a uygulanan yöntem aynı olmadığını söyledi.   ‘HUKUK SİSTEMİNDE ÇİFTE STANDART'   Öcalan'ın 1999 yılından bugüne kadar ağırlaştırılmış tecrit koşullarında İmralı Adası’nda hukuksuzluğa karşı yaşam mücadelesi verdiğini belirten Meşe, “ Türkiye kanunlarına göre herhangi bir tutukluya verilen hakların bile verilmediği hukuksuzluğun içindedir. Haberleşme, avukat, vasi, ailesi ile görüşme hakları verilmemektedir. Hal böyleyken Sayın Öcalan’dan haber almak Adalet Bakanının keyfi kararına kalmıştır” dedi.    ‘ÖCALAN’IN HAKLARI TANINSIN’   Yangına ilişkin kamuoyunun zihninde soru işaretleri olduğunu aktaran Meşe, “Mevcut soru işaretlerinin giderilmesinin tek yöntemi vardır. Türkiye'deki tutuklulara verilen hakların Sayın Öcalan'a da tanınmasıdır. Avukatları, ailesi, vasisi ile görüştürülmesi en hukuki hakkıdır. Aksi takdirde soru işaretleri kalmaya devam edecektir. Sayın Öcalan'ın yaşamı ve sağlığına dair bilgi almak ailesinin ve avukatlarının hakkıdır. Bu hak göz ardı edilmeden ivedilikle harekete geçirmelidir” diye konuştu.    MARDİN    HDP Mardin İl Örgütü de parti binasında konuya ilişkin basın açıklaması düzenledi. Çok sayıda partilinin katıldığı toplantıda açıklamayı HDP İl Eşbaşkanı Salih Kuday yaptı.    Yangının nasıl çıktığı yönünde dahi bir açıklama yapılmadığını belirten Kuday, acilen açıklama yapılması gerektiğini söyledi. PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin devam ettiği, avukatları ve ailesi ile görüşmeye izin verilmediğini belirten Kuday, “Şu saat itibari ile ailesine ve avukatlarına izin verilmelidir. Hem Sayın Öcalan’ın hem de diğer tutukluların sağlık durumuna dair açıklama bir an önce yapılmalıdır. Bugüne kadar yaşanmamış durumlar yaşandığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.    AKP-MHP hükümetinin yaşananlardan sorumlu olduğunu belirten Kuday, HDP’ye dönük saldırıların da bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini ifade etti.    Açıklama alkışlarla son buldu.  İSTANBUL Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER), PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı Adası’nda çıkan yangına ilişkin dernek binasında açıklama yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) ilçe örgütü de destek verdi. TUHAY-DER Eşbaşkanı Hüsnü Taş, kamuoyunun ve ailelerin kaygılı olduğunu, ancak yetkililerin sorumsuz açıklamalarda bulunduğunu kaydetti. Taş, “Biz tutuklu ve hükümlü aileleri olarak, İmralı adasında meydana gelen yangınla ilgili başta Sayın Öcalan ve her üç arkadaşın hayatından büyük endişe duyuyoruz” dedi.  ‘İMRALI KAPILARI AÇILSIN’ Öcalan’ın durumuna ilişkin kamuoyu ve ailelerin bilgilendirilmesi gerektiğini dile getiren Taş, İmralı kapılarının başta aile ve avukatlarına açılması gerektiğin söyledi. Taş, “Tutuklu ve hükümlü ailelerin, halkın kaygısını giderilmesi için İmralı Cezaevi kapıları aile ve avukatlarına açılsın. İmralı Cezaevi’nde yaşanan yangınla ilgili gereken bakanlıkların ve Sayın Öcalan’ın başka cezaevine nakledilmesi konusunda hükümetin sorumluluk alması gerekmektedir” diye konuştu. İZMİR      Ege Tutuklu Ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) İmralı Adası'nda yaşananlara ilişkin açıklama yaptı. Dernek binasında yapılan açıklamayı Ege TUHAY-DER Eşbaşkanı Ahmet Ertaş Okudu.  Ertaş, İmralı’daki bu kuşkulu durumun takipçisi olacaklarını ifade etti.