Menzil tarikatına bağlı Semerkand Üniversitesi’ne 100 milyon TL aile şirketinden vakfedilmiş 2020-02-26 23:16:57 ANKARA-  100 milyon TL vakfedilerek ismi değiştirilmek istenen Menzil tarikatına bağlı Semerkand Üniversitesi ile ilgili düzenlemeye muhalefet itiraz etti. HDP ve CHP teklifin Eğitim Komisyonu’nda görüşülmediği ve üniversitelerde tarikat ve cemaat yapılanmasının olmaması gerektiği eleştirilerini dile getirdi. Menzil tarikatına  bağlı Hacegân ( Efendiler) Vakfı bünyesinde kurulan Semerkand Bilim Ve Medeniyet Üniversitesi'nin ismi, Meclis’e sunulan ve Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen torba kanun teklifiyle “İstanbul Sağlık Ve Teknoloji Üniversitesi” olarak değiştirilmek isteniyor. Menzil tarikatına ait olan Semerkand Bilim ve Medeniyet Üniversitesi 2018 Mayıs ayında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kuruldu. Rektörlüğe bağlı olacak üniversitede, tıp fakültesi, sağlık bilimleri fakültesi, diş hekimliği fakültesi, eczacılık fakültesi, sağlık meslek yüksekokulu ve sağlık bilimleri enstitüsünden oluşuyor. AKP Denizli Milletvekili Nilgün Ök, üniversitenin isminin vakfın mütevelli heyetinden gelen bir talep doğrultusunda hazırlandığını belirtti. Vakfı, İstanbul Bilgiç grubunun devraldığını belirten Ök, mütevelli heyetin yeni bir isim istediklerini bu yüzden düzenlemeyi getirdiklerini ifade etti. 100 MİLYON TL VAKFEDİLMİŞ Komisyon görüşmelerinde söz alan Semerkand Bilim Ve Medeniyet Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Bilgiç, Semerkand Üniversitesi’nin Hacegan Vakfı yerine Bilgiç Vakfı olduğunu belirtti. Bilgiç, HDP Plan ve Bütçe Komisyon üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın “Kaç öğrenciniz var” sorusuna, “Daha almadık” yanıtını verdi. Bilgiç, aile şirketi olduklarını ve vakıfa 100 milyon TL vakfettiklerini söyledi. EĞİTİM KOMİSYONU’NDA GÖRÜŞÜLMEDİ Ancak teklifin komisyon görüşmelerinde yapılmak istenen değişikliğe muhalefet itiraz etti. Muhalefet teklifin Eğitim Komisyonu’nda görüşülmediği ve tarikat, cemaat yapılanması olabileceği yönünde eleştiri getirdi. HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu, Bilgiç’e, “Siz diyorsunuz ki: ‘Hacegan Vakfı’nı Bilgiç Vakfı hâline getirdik.’ Yani ‘Satın aldık’ diyorsunuz herhâlde değil mi? Satın mı aldınız?” sorusu üzerine Bilgiç, mahkeme kararıyla aldıkları yanıtını verdi. ‘FETÖ’ HATIRLATMASI Katırcıoğlu, Türkiye’de tarikatların, cemaatlerin tartışılmadığını belirterek, “‘Fetullah Gülen hareketi 15 Temmuzun arkasındaki cemaat’ diye söyleniyor. Doğrudur, yanlıştır, bilemem ama buradan gidersek, geçmişte kimse Fetullah Gülen hareketinden herhangi bir, böyle 15 Temmuz darbesi gibi bir darbe yapacağını kimse ummuyordu. Yani Cumhurbaşkanı da ummuyordu herhâlde, konuşmalarında ‘Özledik, gel.’ derken bir bakıma. Dolayısıyla da bu konularda hassas olmamız gerektiği üzerinden giderek bir şey söylemeye çalışıyorum. Orada ki eski Hacegan Vakfının mütevelli heyeti üyelerinin yerine siz geldiniz” dedi. ‘VAKIFLAR TİCARETHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’ HDP’li Garo Paylan ise, mahkeme kararıyla ancak devletin vakfa el koyabileceğini hatırlatarak, “Ama sonra size vermiş, size tahsis etmiş gibi anlıyorum ben, bunu bir açıklarsanız. Mahkeme demez ki: ‘Ben Ahmet’ten alıyorum, Mehmet’e veriyorum.’ demez. Yani öyle değil mi?” diye sordu. Paylan, vakıfların ticarethaneye dönüştürüldüğünü belirterek, “Yani orada insan yetiştiriyor, oradan o kaynağı alıp kendi ticarethanesine götürüyor, orada hem yüksek ücretlerle öğrenci okutuyor hem de orada üniversite hastanelerinden para kazanmak üzerine yapılan işletmeler; bu yanlış. Hem yoksul vatandaşımız o hastanelere ulaşamıyor çok yüksek ücretleri var çünkü hem orada okuyamıyor çünkü üniversite bedelleri çok yüksek. İşte, bu gidişatı tersine çevirecek bir bakış lazım, bir vakıf bakışı lazım. Ama öyle bir bakışın ben daha örneğini görmedim” diye konuştu. ‘TARİKAT VE CEMAAT DAĞILIMI OLMAMASI GEREKİR’ CHP Bursa Milletvekili Lale Karabıyık ise şunları söyledi: “Hem devlet üniversitelerinde hem de vakıf üniversitelerinin mütevelli heyetlerinde kesinlikle tarikat veya cemaat dağılımı olmaması gerekiyor. Yani bunları duyduğumuz zaman biz gerçekten üzülüyoruz. Tabii ki tarikatlar olabilir, cemaatler olabilir ama bunların eğitimin dışında kalması gerekir, bunların bir takım şeylere karışmaması gerekir. Bunu söylemeyi bir görev biliyorum. VAKFIN MÜTEVELLİ HEYETİNİN KİMLERDEN OLUŞTUĞU BİLİNMİYOR Menzil Tarikatı’nın başta Sağlık Bakanlığı (Üniversite fakültelerinin hepsinin sağlık alanında olması da dikkat çekici) olmak üzere, Ordu ve İçişleri Bakanlığı ve birçok kamu kuruluşunda örgütlendiği sıklıkla gündeme geldi. Diyanet’in yayınladığı raporda Menzil Cemaatinin faaliyetleri Semerkand Yayın Gurubu adı altında; Semerkand TV, Radyo 15, Semerkand Yayınevi, Hacegân Yayınevi, Semerkand Dergisi, Semerkand Çocuk Dergisi, Semerkand Aile Dergisi, Genç Okur Dergisi ile sürdürdüğü ve yayınevleri aracılığıyla, hepsi de tasavvufi görüşleri içeren, pek çok kitap neşrettiği ifade edildi. Hacegân Vakfı’nın internette herhangi bir sitesi olmamakla beraber sosyal medyada Saadat’ın resmi vakfı olduğuna dair ifadeler yer alıyor ve Vakfın Mütevelli Heyetinin kimlerden oluştuğuna dair güncel ( 2013 yılı son veri) herhangi bir bilgiye ulaşılmıyor. Semerkand Bilim ve Medeniyet Üniversitesi ilk tarikat üniversitesi olarak kabul ediliyor. MA / Diren Yurtsever