'İktidarın talimatıyla hareket eden bir yargı var' 2020-02-21 09:12:11 MERSİN – Osman Kavala’ya ilişkin kararı değerlendiren hukukçular, Türkiye'de uzun yıllardır yargı bağımsızlığından söz edilmediğini ancak şimdi herkesin yaşayarak gördüğü hale geldiğini söyledi.  Gezi davasına ilişkin davada beraatına ve tahliyesine karar verilen iş insanı Osman Kavala hakkında İstanbul Başsavcılığı 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında "Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs" iddiasıyla tutuklandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tahliye kararından sonra aynı dosya kapsamında yeniden başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanmıştı.  Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından verilen tahliye kararı ardından "Biz de hamlemizi yaparız" diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kavala'nın tahliyesine ilişkin de "Bir manevrayla dün onu beraat ettirmeye kalktılar" dedi. Erdoğan'ın açıklaması ardından beraat kararı veren heyet hakkında soruşturma başlatılmasına izin verildi.    İktidarın yargı organına müdahalesini değerlendiren Mersin Barosu avukatları, yargının adeta iktidarın kılıcı haline geldiğini ifade etti.   ‘YARGI İKTİDARIN OYUNCAĞI HALİNE GELDİ’   Avukat Ali Bozan, Osman Kavala için yargının içerisine girdiği pratiğin yargı mekanizmasındaki hukuki ve ahlaki çöküşü olduğunu söyledi. Yargının iktidarın oyuncağı haline geldiğini dile getiren Bozan, “Maalesef yargı iktidarın kılıcı olmaktan çıkmış adeta iktidarın oyuncağı haline gelmiştir. Üstelik bu durum Selahattin Demirtaş, Selçuk Kozağaçlı ve son olarak Osman Kavala hakkında verilen kararlar ile toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilen bir gerçeklik haline geldi. AKP’liler dahi özel sohbetlerinde bunu kabul eder duruma geldiler. Osman Kavala hakkında beraat ve tahliye kararı verilmişken, daha önce serbest bırakıldığı soruşturmadan yeniden tutuklama kararı verilmesi ceza yargılamasında yeri olmayan bir işlem. Ama durum öyle bir noktaya geldi ki yargının verdiği kararların, hukukiliğinden ziyade ahlaki olup olmadıklarını tartışır duruma geldik. Ülkede yargının bağımsız olmadığını yıllardır yaşayarak görüyorduk ve söylüyorduk. Yargının bağımsız olmadığını artık yaşamın, günün her anında toplumun tüm kesimleri yaşıyor. Yargının hali maalesef içler acısı vaziyette. İktidarın bu pratiği devam ettikçe yargı toplumun en güvenmediği kurum haline gelecek” dedi.    ‘İKTİDARIN MİLİTANI GİBİ HAREKET EDİLİYOR’   Yargının, iktidarın bağımlılığından öte adeta militanca hareket ettiğini ve son dönemde yargının iktidarın söylemleriyle almış olduğu kararların tarihe kara bir leke olarak duracağının altını çizen Avukat Gazi İnci de, “Gezi davasında belki de hukuk mantalitesine uyan tek süreç dava sonucunda çıkan beraat kararıydı. Diğer bütün işlem ve kararlar adalete ve hukuka uygunluk konusunda açık aykırılıklar barındırıyordu. Esasında bu karar ile çıkan bu tabloda verilen mesaj şudur; hüküm mercii yargı olabilir ama yargının da ipleri benim elimde! Tarihte hemen her dönem, yargının cellatlığı üstlendiği dönem olmuştur. Fakat bu kadar militan müdahalelerin olduğu dönemler sayıca azdır ve tarihte hep insanlık adına kara leke olarak anılmıştır. Bugün baktığımızda yargı sadece iktidara bağımlı değil aynı zamanda bilinçli olarak taraflı ve militan bir yaklaşımla hareket ediyor. Yargının sadece bağımsızlığı tehlikede olsa, iktidarın yargıya müdahalesinden ve baskı altında çıkan kararlardan bahsederdik. Fakat sadece yargıya yapılan baskılara değil, direk siyasal talimatlarla hareket eden savcıların varlığına tanık oluyoruz” dedi.   ‘YARGI KARARLARI İKİ CÜMLE İLE DEĞİŞEBİLİYOR’   Avukat Sebahat Gençtarih, içerisinde askeri bir yargıcın olduğu Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde bile bu kadar hukuksuzluğun olduğu süreç yaşanmadığını ve böyle yargılamaların olmadığını söyledi. Yasanın tamamen iktidarın iki dudağının arasında olduğu bir dönemden geçtiğimizi belirten Gençtarih, Kanun maddeleri, usul, hakkaniyet dediğimiz hakimin bir yargılama yaparken bağlı olması gereken kuralların tamamı ne yazık ki birilerinin herhangi bir mahkeme kararına ilişkin ettiği iki cümleyle bir anda değişebiliyor. Hakimler görevden alınabiliyor, serbest kalmış olan kişilerin tekrardan tutuklanmasına karar verilebiliyor. Bu haliyle kimse adil bir yargılamadan bahsetmemeli, kimsenin hukuki güvencesinin olmadığı hukuki belirlilik ve hukuk devleti ilkesinin hiçe sayıldığı bir dönemdeyiz. Özellikle de politik dosyalardan. Türkiye'de yargı bağımsızlığı yoktur. Siyasal yargılamalar vardır. Avukat olarak bu durum bizi hem mesleki anlamda soğutuyor hem de bir vatandaş olarak endişelendiriyor” ifadelerini kullandı.   MA / Ergin Çağlar