İzmir’de bir ayda 2’si çocuk 9 kişi tehdit edildi 2020-02-20 13:24:48   İZMİR - İHD İzmir Şubesi, kolluk kuvvetlerince yapılan baskı, tehdit, kötü muamele ve ajanlaştırmayara karşı yaptığı açıklamada konuşan Ahmet Çiçek, yılın ilk ayında 2’si çocuk 9 kişinin polis tehdidiyle kendilerine başvurduğunu söyledi.    İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, kolluk kuvvetlerince yapılan baskı, tehdit, kötü muamele ve ajanlaştırmalara karşı derneğin Konak’ta bulunan binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Genel Başkanı Cavit Uğur da katıldı. Açıklamayı İHD İzmir Şube yöneticilerinden Ahmet Çiçek okudu. İHD’ye İzmir'de yılın ilk ayından bu yana, 2’si çocuk 9 başvuru yapıldığını söyleyen Çiçek, polis devleti pratiklerinin hızla arttığını belirtti.    ‘TEHDİTLER DEVAM EDİYOR’   Derneğe yapılan başvurularda ajanlaştırma için aranan kişilerin üniversite öğrencileri, esnaf, siyasi parti üye veya yöneticileri, aktivistler ve gazeteciler olduğunu vurgulayan Çiçek, “Kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce telefonla aranıyorlar, kafe, sokakta, herhangi bir yerde, görüşmeye çağrılıyorlar. Görüşmeyi kabul etmeyenler bir daha bir daha aranıp tehdit ediliyorlar. Kabul edenlere ise; ‘onunla sohbet etmek, arkadaş olmak’ istediklerini söylüyorlar, ‘bu kadar çok çalışmalarına gerek olmadığını, kendilerine yardımcı olunduğu takdirde kolay bir yaşamlarının olacağı’ söyleniyor. Olumsuz yanıt verdikten sonra yine aramalar, teklifler, tehditler artarak devam ediyor. Aileler de aranıyor, korkutulup tehdit ediliyor. Sonra ya gözaltı yapılıyor ya da kısa süreli kaçırılıp tehdit edilip baskı kuruluyor. Gelen başvurularda kişilerin bazıları basınla paylaşılmasından bile çekiniyor. Bize başvuruya gelmeyen birçok vakanın olduğunu da tahmin ediyoruz. Bu uygulamaya maruz kalan öğrenci ise, çevresinden izole edilmeye çalışılıyor, özel yaşamıyla tehdit ediliyor” dedi.   ‘POLİS DEVLETİ PRATİKLERİ ARTIIYOR’   Son zamanlarda polis devleti pratiklerinin arttığını ifade eden Çiçek, bu artışta suç işleyen devlet görevlilerinin cezasızlık zırhı ile korunmasının neden olduğunu belirterek, “Türk Ceza Kanunu’nun  (TCK) 77. Maddesine göre kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma fiilinin, siyasal, felsefi, ırksal veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi insanlığa karşı suç oluşturacaktır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin; 3-5-6-8-9- ve 10. maddeleri kişi güvenliği ve hukukun üstünlüğü ile ilgilidir. İnsanların düşünceleri ve yaşadıkları toplumsal çevre nedeniyle rahatsız edilmemeleri gerekirken son günlerde derneğimize yapılan başvurulardan öğreniyoruz ki; bırakın rahatsız edilmemeyi, hedef seçilen kişiler; sistematik olarak telefonla aranarak ya da mesaj çekilerek tedirgin edilmekte, bir süre sonra bu konuşmalar ve mesajlar tehdide dönüşmektedir” diye konuştu.    ‘MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ’   Türkiye’de siyasi iktidarın demokrasi ve hukuk devletine dair yol haritasının bulunmadığını söyleyen Çiçek, insan hakları ve evrensel hukuk için mücadele etmek derneğin en önemli ilkeleri arasında yer aldığını hatırlatarak, suç işleyen sorumluların ortaya çıkarılması için gerekli çalışmaları yapmaya devam edeceklerini belirtti. Yetkililerin suç işleyen kişileri açığa çıkarması gerektiğini ifade eden Çiçek, “İçişleri Bakanlığına bağlı birimler (emniyet, jandarma, istihbarat örgütleri) insanları; bir de izleme-gözleme yoluyla ‘gözaltında’ tutamaz, somut hiçbir neden, gerekçe ve kanıt göstermeden, insanların hakları ve özgürlüklerine müdahale anlamına gelen istemlerde bulunamaz. İnsanların haklarını kullanmalarına engel olamaz” dedi.    ‘DEVLET BU YÖNTEMLERDEN VAZGEÇMELİ’   Çiçek, açıklamasını devlet organlarını ve görevlilerini insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına saygılı olmaya çağırarak, İHD Genel Merkezi’nin konu hakkındaki taleplerini paylaştı:   * Tehdit, baskı ve zorla kaçırılmayla karşılaşan kişiler, tüm bu girişimlerin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile işkence ve kötü muamele görmeme hakkının ihlali olduğunu bilerek, bu baskı yöntemlerine boyun eğmemeli, yasak sorgu ve ifade işlemlerine iştirak etmemeli, bu girişimlerde bulunan görevliler hakkında başta savcılığa şikayet olmak üzere tüm hukuki süreçleri işletmelidir,    * Cumhuriyet Başsavcılıkları başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, TİHEK, Valiliklerin İnsan Hakları Kurulları insan hakları ihlalleri ile ilgili kuruluş amaçlarını yerine getirmeli, resen bu ihlallerin takibini yaparak etkin bir adli ve idari soruşturma yürütülmesine katkı sunmalıdır,    * İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Kolluk Gözetim Komisyonu BM ve AK kriterlerine uygun biçimde faaliyete geçmeli, kolluğun hesap verilebilirliği sağlanmalıdır,    * Güvenlik ve istihbarat birimleri faaliyetlerini hukuka uygun bir biçimde sürdürmeli, kişilerden baskı ve tehdit yöntemleriyle delil elde etme yönteminden vazgeçmeli, TBMM Güvenlik ve istihbarat Komisyonu alt komisyon kurarak istihbarat örgütlerinin yasadışı faaliyetleri konusunda araştırma yapmalıdır.   ‘GENÇLERİMİZİ ONLARA TESLİM ETMEYECEĞİZ’   Açıklamanın ardından söz alan ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi Genel Başkanı Cavit Uğur, Türkiye’de olağan bir rejim yaşanmadığını, gençlerin laik, bilimsel eğitim hakları elinden alındığını ve onları hedef alan kirli eylemlerin yapıldığını söyledi. “Gençlerimizi onlara teslim etmeyeceğiz. Eğer partimizle ilgili bir şey öğrenmek istiyorlarsa asınlar yayınlarımızı okusunlar. Bilsinler ki partimizin hiçbir gizli örtük bir faaliyeti yoktur. Partimiz gençler ve kadınlar için, doğa için mücadele etmeye devam edecek. İşçilerin, emekçilerin yoksullukla boğuştuğu bu azılı kapitalist sisteme karşı onların sesi olmaya devam edeceğiz” dedi.   ‘İKTİDAR YASADIŞI YÖNTEMLERLE HEDEF ALDI’   Uğur’un ardından söz alan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni ise Ankara’da siyah araçlarla gençlerin kaçırıldığını hatırlatarak, “Bazı çeteler yasadışı yöntemlerle öğrencileri kaçırdılar. Bu örnekler artıyor. Belli ki iktidar siyasi faaliyetini bu tür yöntemlerle yürütmeyi esas almış görünüyor. Bizler bunun karşısında durmaya devam edeceğiz. Ne biz ne de gençlerimiz korkmuyoruz ve tüm demokrasi güçlerimizle buna karşı mücadelemizi yükselteceğiz” diye konuştu.