Jónasson: İmralı ‘demokrasi laboratuvarına’ dönüştürülebilir 2020-02-15 09:24:00 ANKARA - İmralı’nın “operasyon ve denetim laboratuvarı” olarak kullanıldığını söyleyen Uluslararası Barış Heyeti üyesi Ögmundur Jónasson, istenilse İmralı’nın “demokrasi laboratuvarına” dönüştürülebileceğini belirtti.   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kenya’dan Türkiye’ye getirildiği uluslararası komplonun 21’inci yılında İmralı tecridine dikkat çekmek amacıyla Ankara'ya gelen Uluslararası Barış Heyeti üyesi, İzlanda eski İçişleri ve Adalet Bakanı Ögmundur Jónasson, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.   Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevleri döneminde Türkiye’ye gelen Jónasson, Adalet Bakanı’na bir mektup da göndermişti. Jónasson, o dönemde heyet içerisinde bulunan birçok kişinin Öcalan ile görüşme talebi için yazdığı mektuplara Adalet Bakanlığı tarafından yanıt verilmediğini söyledi.   ‘İMRALI BİR OPERASYON LABORATUVARI'   İmralı’da devam eden tecridin kaygı verici olduğunu söyleyen Jónasson, “İmralı’yı operasyon ve denetim merkezi, laboratuvarı olarak görüyorum. Burada gerçekleştirilen tecrit, Türkiye ve Kürdistan’daki her yere yavaş yavaş yayılmaya başlıyor, genişletiliyor. İmralı’daki durum Türkiye’nin her yerine işletilmiş durumda” dedi.   ‘DEMOKRASİ LABORATUVARINA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR’   “İmralı’daki operasyon laboratuvarı elbette bir demokrasi laboratuvarına da dönüşebilir” diyen Ögmundur Jónasson, bu durumun, özellikle açlık grevlerinden sonra Öcalan’ın verdiği barış mesajıyla bir kez daha gün yüzüne çıktığını vurguladı. Jónasson, “Öcalan’ın avukatları üzerinden verdiği mesajlarla barış sürecine ve buradaki toplumsal barışa katkı sunduğuna iknayım. Öcalan ne zaman konuşsa ve barış masasına oturtulsa olumlu gelişmeler yaşanıyor. Bu nedenle orası demokrasi laboratuvarına dönüştürülebilir” diye konuştu.   ‘SESİ NEDEN KISILMAK İSTENİYOR?’   Jónasson, 2014 yılında Diyarbakır Newroz’una katıldığını belirtilerek, Öcalan’ın mektubuna işaret etti. Jónasson, şunları söyledi: "Mektup okundu. İlk okunduğunda anlamadığım için çok agresif bir dil var diye düşündüm, çünkü güçlü bir ses çıkıyordu. Sonrasında mektubun çevirisini okuyunca, tamamen barışı ve müzakere masasını cesaretlendiren bir çağrı vardı. Bugün şunu anlamakta zorluk çektim: Hükümet barışı ve müzakere masasını teşvik eden, cesaretlendirmeye çalışan ve tüm toplumun istediği bir şeyi cesaretlendiren birini neden bu kadar sessiz kılıyor? Bunun sorgulanması gerekiyor.”   O dönem Diyarbakır’da uzun bir süre kaldığını belirten Jónasson, “Birçok insanla konuşma imkanım oldu. Bu konuşmalardan birinde biri bana şunu söylemişti: ‘Bizim yaşadıklarımız şeylere dair kaygılanmayın. Biz zaten kendi mücadelemizi veriyoruz. Sizin asıl kaygılanmanız gereken şey Avrupa’nın sessiz kalmasından dolayı yaşayacağı utancı düşünün.’ Beni çok etkilemişti ve artık bundan dolayı kaygılanmaya başladım. Avrupa’nın sessizliğinden kaynaklı yaşadığı aşağılanmışlığın kaygısını taşımaya başladım" dedi.   ‘AVRUPA TOPLUMU ANLAMAYA BAŞLADI’   İmralı’daki tecride dair Avrupa Birliği ülkelerinin sessizliğine işaret eden Uluslararası Barış Heyeti üyesi Ögmundur Jónasson, şöyle devam etti: “Avrupa’da sağ eğilim hem politik hem de toplumsal olarak yükseliyor. İmralı demokrasi laboratuvarı olabilir dememin arkasındaki mesele, tam da bu. Çünkü bu laboratuvar sadece Kürtleri ilgilendiren bir şey değil. Avrupa ve Ortadoğu’yu da ilgilendiren ve etkileyecek bir şeydir. Burada herkesin İmralı’dan geleceğe dair öğrenmesi gereken birçok şey var. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve demokrasi bunların en önemlilerindendir. Bu yüzden Avrupa toplumunda bunu böyle görmesi gerekiyor. Zaten son dönemlerde Avrupa’da o toplumsal kesim Öcalan’ın ve İmralı’nın ne kadar önemli olduğunu görmeye başladı. Ama hala yerinde sabit kalan bir Avrupa devletleri mekanizması var. Bu hiçbir zaman duruşunu değiştirmedi. Bu sebeple de İmralı kapısının açılması gerekiyor.”   ÖCALAN’A DAİR OKUMALAR   Jónasson, insanlara her zaman politik liderlere şüpheyle bakması yönünde uyarıda bulunduğunu ve kendisinin de Öcalan’a bu şüpheyle baktığını söyledi. Öcalan’a dair okumalar yaptıktan, HDP ve Kürt kurumlarındaki uygulamalara baktıktan sonra Öcalan’ın felsefesinin hayat bulduğunu gördüğünü kaydeden Jónasson, “Kürtlerin Öcalan üzerinden demokrasi deneyimlerini, mücadelesini gördüğümde tam da bu süreçten sonra Öcalan’a lider olarak bakışım iyimser bir hale geldi” ifadelerini kullandı.    TOPLUMSAL FARKINDALIK İÇİN MÜCADELE    Türkiye dışında da içerisinde bulundukları heyetin kendi ülkelerinde Öcalan’ın özgürlüğüne dair çalışmalar yaptığını belirten İzlanda'nın eski bakanlarından Jónasson, “Ben kendi adıma konuşursam ülkemde elimden geleni yapmaya çalışıyorum. İzlanda'da daha önce Öcalan ve Kürt sorunu üzerine iki büyük etkinlik gerçekleştirdik. Toplumsal farkındalığı arttırmak için çabalarımız var. İzlanda toplumu da bunun farkına varmaya başladı. Öcalan’ın özgürleşmesi için kampanya başlattığımızda işçi sendikaları temsilcileriyle görüştük. Onlar da talebimizin haklı olduğunu anladı ve bize destek verdi. Artık yavaş yavaş bunun farkına varıyoruz. Bir çözümün anahtarı varsa, o da İmralı’da hücrenin içerisinde bulunuyor. Toplum yavaş yavaş bunun farkına varıyor” diye konuştu.    'ÖCALAN'A TEŞEKKÜR ETMEK İSTERDİM’   “İzlanda’da yaptığımız şey, bir kayanın üzerine damlayan bir su gibi. Bu damlalar süreklileştiğinde o kaya da bir süre sonra erir” diyen Jónasson, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öcalan’ın felsefesi bugün İmralı’dan dünyaya yayıldı. Şunu her zaman kendi kendime söylerim. Savaşma ruhu her şeye etki eder. Ben 3 yıl boyunca Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu’nun üyesiydim. Orada her gün, her hafta, her ay parlamentonun dışındaki Kürtlerin eylemleri ve etkinliklerini görüyordum. Ama hiç uğramıyordum. Sonra artık şunun farkına varıyorsun, orada her gün, her hafta veya her ay yapılan eylem ve etkinlikler sana şunu söyletiyor: ‘Orada bakmaya, anlamaya değer bir şey var.' Sonrasında gidiyorsun. Oradan etkileniyorsun, sen de başkalarını etkiliyorsun. Sonra hepimiz o kayaya çarpan damlalar oluyoruz. Savaşma ruhunun böyle bir etkisi var.”   Öcalan’ın felsefesinde “savaşma ruhu” olduğunu söyleyen Jónasson, ekledi: “İmralı’ya gitmeme izin verilirse Öcalan ile yaptığım görüşmede kendisine teşekkür edeceğim.”   ÖGMUNDUR JONASSON KİMDİR?   İzlandalı olan 1948 doğumlu Ögmundur Jónasson, Edinburgh Üniversitesi'de tarih dersleri veriyor. İzlanda Devlet Televizyonunda yabancı haber editörlüğünü bir süre yaptıktan sonra Devlet ve Belediye Çalışanları Federasyonu'nun başkanlığını yaptı. Bu süre içerisinde Nordik, Avrupa ve uluslararası işçi sendikalarında yönetim kurulunda yer alan Jónasson, 1995-2016 yılları arasında İzlanda Parlamentosu'nda milletvekili olarak görev yaptı. 2009-2013 dönemindeki İzlanda Hükümeti'nde Sağlık, Adalet ve İçişleri Bakanı görevlerini yürüten Jonasson, 2013-2016 yılları arasında ise İzlanda Parlamentosu'nun Anayasal ve Denetleyici Komitesi Başkanlığını yaptı. Aynı zamanda Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyeliği de yapan Jónasson, Berkin Kültür Diplomasi Enstitüsü'nde de danışmanlık yapıyor.    MA / Berivan Altan