Gazeteci Aykol: Aziz Oruç gazetecidir ve öğrencimdir 2019-12-16 10:51:11 VAN – Gazeteci Hüseyin Aykol, 6 gündür gözaltında olan meslektaşı Aziz Oruç’un öğrencisi olduğunu belirterek, “Biz başından sonuna kadar gazeteci olduğuna tanığız. Öğrencilerimden biridir ve onun gazeteciliğini tüm dünyaya anlatacağız” dedi.   Gazeteci-Yazar Hüseyin Aykol, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde 11 Aralık'ta gözaltına alınan ve 6 gündür ilçe emniyetinde tutuklan Gazeteci Aziz Oruç’un öğrencilerinden biri olduğunu ve Kürt medyasını izleyen herkesin gazeteciliğine tanıklık ettiğini söyledi.    ‘TANIKLIK EDECEK BİNLERCE İNSAN VAR'    Aziz Oruç’un gazeteci olduğunu ve Kürt basınını takip eden herkesin Oruç’un gazeteciliğine tanıklık ettiğini belirten Aykol, “Kürt basını takip eden, sadece gazetelerimizi değil, televizyonlarımızı izleyen herkes Aziz Oruç’un gazeteci olduğunu biliyor. Rojava’dan haber geçen, başka yerlerde ve Van’da bir yıl süreyle gazetecilik yapmış bir arkadaşımız. Aziz Oruç deyince Kürt medyasını izleyenler Aziz’in gazeteci olduğunu biliyor. O anlamda tanık istesek bir sürü insan gelip gazeteci olduğuna dair tanıklık edecektir" dedi.    'AÇIKLAMA YARGIYI ETKİLEME AMACIYLA YAPILDI'    İçişleri Bakanlığı’nın Gazeteci Oruç hakkındaki "terörist" açıklamasını hatırlatan Aykol, söz konusu açıklamanın yargı üzerindeki etkisine dikkati çekti. Aykol, "İşte İçişleri Bakanlığı’nın ‘terörist’ olarak ilan ettiği bir kişiyi savcı ve hakim beraat etmeye korkacaktır. ‘Benim bilmediğim bir şey vardır ki bu gazeteci şahsı tutuklamak zorundayım’ diyecektir. Ona yardım eden HDP’liler, ‘terörist olarak itham edilen kişi' diye ‘yardım ve yataklıktan’ tutuklandılar. Çok acele bir şekilde tutuklandılar. Sorguları çok çabuk yapıldı” diye konuştu.    ‘AZİZ ORUÇ GAZETECİDİR VE ÖĞRENCİMDİR'    Gazeteci Oruç'un gazeteciliğine tanıklık ettiğini ve bu gerçeği tüm dünyaya anlatılacağını vurgulayan Aykol, “Aziz Oruç’a ne kulp takacaklarını bilemiyoruz. Ama ‘Sınırda ne işin vardı. Nerede haber yapıyordun?’ gibi sorular abes. Gazeteciler gerekirse illegal bir şekilde sınırları geçebilir. Daha sonra yaptıkları haberlerde ‘Niçin oradaydı? Ne yaptı? Kiminle konuştu?’ bunun hesabını zaten biz hep veririz. Yani ben Beka’ya da gittim, 2 kere Kandil’le de gittim ve orada kimle konuştum, ne konuştum? Yayınladım. Dava açıldı mı? Açıldı. Ceza aldığım da oldu. Beraat ettiğim de oldu. Bir kısmında legal bir kısmında da sınırları aştık. Gazeteci bunu yapar. Aziz oruç gazetecidir. Bu tür davaların açılması sadece Aziz Oruç olayı değildir. Bir şekliyle sahada gazetecilik yapan her arkadaşımızı korkutma amaçlıdır. Biz başından sonuna kadar gazeteci olduğuna tanığız. Zaten meslektaşımız, çalışma arkadaşımız. Öğrencilerimden biridir ve onun gazeteciliğini tüm dünyaya anlatacağız. Ona gazeteci olarak sahip çıkacağız” diye belirtti.    ‘KARA LİSTE GURURLANACAK BİR ŞEY DEĞİL'    Türkiye’de 160’dan fazla gazetecinin cezaevinde olduğunu hatırlatan Aykol, şöyle devam etti: “Cezaevinde olan 20 arkadaşımız özgür basın alanında çalışmış. Onlar ‘terörist’ diyorlar. Bu insanlar bir eylem yaparken yakalanmadılar. Ellerinde silahlar bulunmadı. ‘İşte bu silahla bunu yaptı’ diye hakkımızda açılan dava diye bir şey yok. Hakkımızda açılan davalarda yaptığımız haberler var. Gazetecilik yaptığımızı aslında onlar kendileri bir anlamıyla itiraf ve kabul ediyorlar; ama buna rağmen dava açıyorlar. Son birkaç yılda hakkımda açılmış 63 dosya var. Bu şekilliyle dosyalarla uğraşıyoruz. Girdim ve çıktım. Geçici olarak çıktım. Bu davalarım Yargıtay’da onaylanabilir ve 15, 20 yıl için tekrar cezaevine girebilirim. Gazetecileri Koruma Komitesi geçenlerde Çin’de 48 gazeteci, Türkiye’de ise 47 gazeteci cezaevinde diye açıkladı. Onların rakamları biraz daha devletin sarı basın kartı verdiği insanlar üzerinde böyle bir rakam çıkarmışlar. Sosyalist dergilerin ya da yazı işleri müdürlerinin gazeteci olarak sayılmadığı bir rakam olarak bu kadar düşüyor. Yoksa 160’dan fazla gazeteci içerde. Dünya sıralamasında birinci Çin’i, ikinci Türkiye’yi koymuşlar. Çin’de nüfus bir milyar 200 milyon civarında Türkiye’nin ise 80 milyon. Yoğunluğa vurduğumuzda Türkiye olarak açık arayla birinciyiz. Türkiye ve yönetenler için maalesef kara bir liste ve çokta gururlanacaklar bir durum değil.”