TUAY-DER: Tutuklu ve hükümlülerin can güvenliğinden endişe duyuyoruz 2019-12-15 12:46:21 DİYARBAKIR - Tutuklu Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Elif Haran, yoğun işkence ve hak ihlali başvuruları aldıkları cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin can güvenliklerinden endişe duyduklarını söyledi.  Tutuklu Aileleri İle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Diyarbakır'daki dernek binalarında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda açıklama yapan TUAY-DER Eşbaşkanı Elif Haran, içerisinde oldukları 10 Aralık İnsan Hakları Haftası'nda da cezaevleri başta olmak üzere derneklerinde yoğun işkence ve hak ihlali olarak nitelendirdikleri başvurular aldıklarını belirtti.   Haran, “Hukuk devleti ilkesi esas alınmamakta, hukukun varlık nedeni olan bireyin doğuştan sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alma yükümlülüğü ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır" dedi.   'KOŞULLAR GÜN BE GÜN AĞIRLAŞIYOR'   Cezaevlerinde yıllardır kamuoyunun gündemine gelen hak ihlallerinin gün be gün daha da ağırlaştığının altını çizen Haran, cezaevlerinde kalan tutuklu ve hükümlerinin ailelerinin son zamanlarda kendilerine hak ihlalleri konusunda yoğun başvurular yaptığını aktardı. Haran, yapılan bu başvurular doğrultusunda ise Kasım ayında Bayburt M Tipi, Gaziantep L Tipi, Gümüşhane E Tipi, Erzincan T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda ziyaret ettiklerini ve buradaki tutuklu ve hükümlülerle yaptıkları görüşmede hak ihlallerinin devam ettiğini tespit ettiklerini ifade etti.    Haran, yaptıkları bu görüşmelere ilişkin "Daha önceki şikayetler ve hak ihlalleri karşısında yetkili makamlar nezdinde yaptığımız görüşmelerin ve girişimlerin sonuç vermediği, tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerinin devam ettiği anlaşılmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.   'KÖTÜ MUAMELELERDEN DERHAL VAZGEÇİLSİN'   Türkiye'deki ceza infaz rejimi mevzuatı ve politikasının uluslararası hukuka uygun hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan Haran, "Tutsaklara yaşatılan kötü muameleden derhal vazgeçilmeli, uluslararası hukukun emrettiği ve insana yaraşır bir şekilde bir muamele gösterilmelidir. Tutsakların sağlığa erişim haklarının sağlanması, koruyucu sağlık hizmetlerine önem verilmesi, hastalığı olanların tedavi olanaklarından yararlanmaları için gerekli önlemler alınmalıdır. Adalet Bakanlığını ve TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu gerekli yasal süreci ve çalışmayı başlatmak üzere göreve davet ediyoruz" diye konuştu.   HAKİHLALLERİ İDDİALARINI AKTARDI    Derneklerine yapılan başvuruları ve cezaevlerinde yaptıkları görüşmeler neticesinde tespit ettikleri hak ihlallerine ilişkin bilgileri paylaşan Harran, "Özellikle Gaziantep L Tipi Kapalı Cezaevinde görüşülen tutsakların beyanlarına göre 6 kişilik kadın koğuşunda 10 kişinin olduğu ve bir kısım tutsağın yerde yattıkları dile getirilmiştir. Dile getirilen bu sorun, 'Tutsakların Islahı için Asgari Standart Kuralları' ve 'Mandela Kurallarına' aykırı olduğu açıktır. Ziyaret edilen diğer cezaevlerinde de aynı sorun mevcut olup, cezaevinde koğuşların sayı kapasitesinin üstünde tutsağın bulunduğu ve bu durumdan ötürü de tutsakların cezaevinde yaşam alanlarının daraldığı, yerlere yataklar serildiği tarafımıza iletilmiştir. Havalandırmanın standartların altında ve küçük olduğu aktarılmıştır. Kasım ayında ziyaret edilen cezaevlerinde dile getirilen diğer bir problem ise; ziyaret edilen 4 cezaevinde de, sıcak suyun haftanın belirli günlerinde ve belirli saatlerinde verildiği, diğer zaman dilimlerinde sıcak su verilmediğini belirtilmiştir. Cezaevlerinde sıcak suyun verilmemesinin bir politikaya dönüştüğü tarafımıza aktarılmıştır. Yine Bayburt M Tipi Kapalı Cezaevinde görüşülen kadın tutsaklar, koğuşta aramaların baskın ile yapıldığı, yapılan aramalarda defterlerin toplatıldığı ve tutsakların kitaplardan not aldıkları defterlerinin kendilerine teslim edilmediği, önceden mektup okuma komisyonu tarafından okunup tutsaklara verilen mektuplarında koğuş aramalarında, inceleneceği söylenilerek cezaevi yönetimi tarafından alındığı ancak tutsaklara iade edilmediği belirtilmiştir" dedi.   'DİYARBAKIR'DA KADINLARA ÇİFT KELEPÇE UYGULAMASI   Tutuklu ve hükümlerin yine beslenme ve sağlık haklarının ihlal edildiğini belirten Haran, yaşanan diğer ihlalleri şöyle sıraladı:    "Tutsaklara verilen yemeklerin yetersiz olduğunu olması gereken porsiyon miktarının çok altında olduğunu, gelen yemeklerin yağlarının veya tuzlarının fazla olduğunu, bu durumun cezaevi idaresine aktarılmasına rağmen hiçbir işlemin yapılmadığı aktarılmıştır. Tutsaklara yönelik, cezaevinden hastaneye veya adliyeye gidiş ve dönüşlerde, açık görüşün olduğu zamanlarda koğuştan çıkıp ve dönüşler ile avukat görüşme odasına gitmek için koğuştan çıkıp ve dönüşlerde infaz koruma memurların taciz boyutuna varan aramalarına maruz kaldıkları tarafımıza aktarılmıştır. Tutsaklara dönük kitap, gazete ve dergiler sınırlandırılmıştır. Birçok kitap, gazete ve dergi yasaklı olmamasına rağmen keyfi uygulamalardan ötürü tutsaklara verilmediği görülmüştür.    2 YILDIR AİLESİ GÖRÜŞTÜRÜLMÜYOR   Birçok tutsağın hukuka ve yasalara aykırı olarak keyfi bir şekilde disiplin cezasının verildiği ifade edilmiştir. Öyle ki Gaziantep L Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan bir tutsağın disiplin cezasının olması sebebiyle 2 yıldır aile ile kapalı görüş ve açık görüş görüş yapamadığı belirtilmiştir. Bu durum dahi tutsaklara verilen disiplin cezalarının keyfi olduğunu, hukuka ve yasalara aykırı olduğunun göstergesidir. Tutsaklara verilen disiplin cezasının çoğunlukla hücre cezası olduğu da tarafımıza iletilmiştir. Tutsakların sağlık hakları ihlal edilerek, sağlık hakkına erişimleri kısıtlanmıştır. Hastane sevk ve tedavi işlemlerinin aksadığı dile getirilmiştir. Cezaevinde ağır hasta tutsaklarında bulunduğu cezaevi idaresi tarafından süren bu keyfi uygulamaların devam etmesi halinde ağır hasta tutsakların sağlığı açısından kötü sonuçlar doğuracağı aşikar olduğu dillendirilmiştir.    ELAZIĞ CEZAEVİ’NDE KEYFİ GEREKÇELERLE HÜCRE DE TUTULUYORLAR    Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda ve 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda fiziksel ve psikolojik işkencenin devam ettiği ve tutsakların can güvenliğinin olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca tutsakların sayıları dahi tespit edilemeyen bir kısmının hukuksuz ve keyfi gerekçelerle hücrede tutulduğu bildirilmiştir.    Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevinde çift kelepçe uygulaması başlatıldığı ve hasta tutsakların dahi çift kelepçe ile hastaneye sevkinin gerçekleştirildiği, savcılıkla yapılan görüşmede güvenlik gerekçesinin vurgulandığı belirtilmiştir. Tutsaklar yapılan bu uygulamanın kötü muamele niteliğinde olduğunu belirtmişlerdir.”