İHD ve TİHV’ndan ‘Rojava’ konulu seminer 2019-12-12 22:20:27   İSTANBUL – İHD ve TİHV’nın düzenlediği “Rojava” konulu seminerde konuşan Dr. Seda Altuğ, Kürtlerin Suriye yönetimi tarafından kimliksiz bırakılmasına değinerek, 2011'de Suriye’deki gösterilerin başlaması ile Kürtleri de bir heyecanın sardığını belirtti. Suriyeli Kürtlerin 2011 yılındaki isyan ile heyecanlandıklarını söyleyen akademisyen Seda Altuğ, “Suriye’de rejimin değişmesini isteyen ruh olarak Şam ve Halep’teki gençlere yakın olan Kürt gençleri aynı zamanda Kürt kimliklerinden de vazgeçmiyorlar” dedi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı(TİHV) İnsan Hakları Haftası kapsamında İHD İstanbul Şubesi’nde Rojava konulu bir seminer düzenledi. Salona “10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin kabulünün 71'incı yılında; barış için özgürlük, eşitlik, adalet” pankartı asıldı. Dr. Seda Altuğ’un konuşmacı olarak katıldığı seminere İHD Eş Başkanı Eren Keskin, İstanbul Şube Eş Başkanı Gülseren Yoleri ve çok sayıda kişi katıldı. ‘QAMIŞLO'YU NUSAYBİN’DEN AYRI DÜŞÜNEMEYİZ' Rojava'nın Türkiye ile Suriye’nin tarihinden ve Kürt politikalarından bağımsız olmadığını söyleyen Altuğ, “Aradaki sınır bölgede yaşayan birçok insanı iki bölmüş durumda ama Qamişlo’yu Nusaybin’in uzantısı olarak düşünebiliriz. Arada 500 metre var, yürüyerek gidebiliyorsunuz. Fakat özellikle 1920'li yıllardan sonra Suriye rejiminin politikaları sonucu Rojava Kürtleri, Türkiyeli Kürtlerden ayrı kendi özgünlükleri oluşmuş” dedi. ‘SURİYELİ KÜRTLER KİMLİKSİZ BIRAKILDI' Kürtlerin Suriye yönetimi tarafından kimliksiz bırakılmasına değinen Altuğ, “İlk başlarda 120 bin Kürdün vatandaşlığı elinden alınıyor. Mülkiyet, eğitim, seyahat özgürlüğü gibi birçok haktan yok bırakılıyor. Birinin çocuğunu sadece okula kayıt ettirebilmesi için 25 ayrı makamdan imza alması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Vatandaşlıklarının elinden alınması ile yetinmeyen rejimin Tanka Barajı yapımında köyleri sular altında kalan Arapları da Rojava bölgesine getirdiği bilgisini veren Altuğ, “Rejim her Kürt köyünün arasına bir Arap köyü yerleştiriyor. Bu olay bölgenin nüfusunu ciddi anlamda değiştiriyor ve ciddi anlamda siyasi gerginlik yaratıyor” diye belirtti. ‘2004 AYAKLANMASI BİR DÖNÜM NOKTASI' 2004 yılında Qamişlo'da başlayan ayaklanmaya dikkat çeken Altuğ, “Qamişlo'da başlayan bu ayaklanmadan sonra Suriyeli Kürtler ilk defa sokağa çıkıyor. Sadece Rojava bölgesinde değil Kürtlerin yaşadığı Şam, Halep, Lazkiye gibi kentlerde de öğrenciler sokağa çıkıyor. Suriye tarihinde İslamcılar dışında ilk defa Kürtlerin ayaklanması çok önemli bir dönem noktası. Kürtlerin biz de varız diyerek sokağa çıkması çok kanlı bir şekilde bastırılıyor” dedi. Bundan sonra Suriyeli Kürtlerin ilk defa yüzlerini Güney’e ya da Türkiye'ye dönük olmayan bir kalkışmaya giriştiklerini ve 2011'de Suriye’deki gösterilerin başlaması ile Kürtleri de bir heyecanın sardığını belirtti. ‘KÜRTLER YÖNETİMİ ELE ALDI' 2011 yılında Kürt gençlerinin kurdukları dernekleri Kürtçe isimler ile kurulduğunu kaydeden Altuğ, “Suriye’de rejimin değişmesini isteyen ruh olarak Şam ve Halep’teki gençlere yakın olan Kürt gençleri aynı zamanda Kürt kimliklerinden de vazgeçmiyorlar. Bu ayaklanma sonucunda Kürtler önce 2011 Temmuz’unda güvenlik ve idareyi ele alıyor. 2014 yılında Özerk Yönetim, 2016 yılında da ekonominin yönetimini ele almasıyla tek taraflı federasyon ilan ediliyor” diye konuştu. Seminer soru cevap bölümü ile son buldu.