Önlü: Dersim Katliamı’na sessiz kalanlar bugün Rojava’ya sessiz 2019-11-14 15:32:10 ANKARA – Dersim Milletvekili Alican Önlü, “Dersim’de yapılan katliama sessiz kalanlar bugün de yapılan hukuksuzluğa, haksızlığa ve işgale sessiz kalmaktadırlar. O gün Dersim’e sessiz kalan uluslararası güçler bugün de Rojava’ya sessiz kalmakta, hatta desteklemektedir” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, Dersim isyan liderlerinden Seyid Rıza ve 6 arkadaşının idam edilişlerinin 82’nci yıl dönümüne ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi.   Önlü, “Seyid Rıza ve yol arkadaşlarının bundan tam 82 yıl önce askeri araçların ışıkları altında, hileyle, yalancı tanıklarla, sonucu belli olan düzmece mahkemelerle, savunmaları dahi alınmadan katledilmişlerdir” diyerek, katliamı kınadı.   ‘KATLİAMI LANETLİYORUM’   Tüm Dersim halkına başsağlığı dileyen Önlü, “15 Kasım 1937 tarihinde katledilen kefensiz ve mezarsızları, Seyit Rıza’yı, Usene Seydi’yi, Fındıq Ağa’yı, Seyd Usen’i, Hesene İbrayımi, Hesen Ağa’yı, Aliye Mirzali’yi saygı ve sevgiyle anarken, bu katliamı lanetliyorum. Yine isimlerini anmadan olmaz çünkü Dersim Katliamı öncesinde ilk katliam Koçgiri’de yapılmıştı. Yine bir iç ihanet ve kele avcılığı karşılığında katledilen Alişer ve Zarife’yi buradan saygıyla anıyorum” diye belirtti.     ‘TUNCELİ DEĞİL DERSİM’   Tertele, kelimesinin bir daha telafisi olmayan, geri dönülemez anlamına gelen büyük tufan ve yok etme anlamına geldiğini hatırlatan Önlü, Dersim halkının 37-38’e Roza Şaye (kara gün) Tertele adını koyduğunu söyledi. Önlü, “Dersimliler için 37-38 yok oluşla eşdeğerdir. Çünkü RayeHaq inancı, dili, kültürü ve doğası yok edilmiştir. Soykırıma uğramıştır. Üstelik ortada öyle Resmi Tarihin anlattığı gibi bir isyanda yoktur. Çoğu silahsız olan yaşlı, kadın, çocuk, genç; uçurumlardan atılarak, yakılarak ve kimyasal gaz kullanılarak katledilmiştir. Tunceli Kanunu çıkaranlar, ‘Türklüğe ve Türkçülüğe muhalefet edecek unsurları kesip atacağız’ diyenler planlarını çoktan yapmışlardı. Bu bir isyan olsaydı Seyit Rıza idam edildikten sonra bitmesi gerekirdi. Ancak asıl katliam Seyid Rıza’nın katledilmesinden sonra gerçekleşmiştir” dedi.      ‘100 BİN KİŞİ KATLEDİLDİ’   “Devletin açıkladığı resmi rakamlara göre 12 bin kişi, Dersim halkına göre ise 70 bin ile 100 bin insan katledildi, hayatta kalanlar ise sürgüne gönderildi” diyen Önlü, şöyle devam etti: “3 yaşındaki çocuktan 90 yaşındaki nineme kadar benim ailemden de 56 kişi katledildi. Resmi kayıtlarda bu 56 kişinin ölüm nedeni ‘sıtma’ olarak geçmektedir. Konu Kürtler ve Aleviler olunca resmi tarihimizin ne kadar güvenilir olduğunu buradan görmekteyiz. O zamanlar Eşkıya derlerdi, şimdilerde ise terörist diyorlar. O zamanlar kız çocukları asker ailelerine evlatlık verilirdi. Şimdilerde Kürt, Alevi ve Êzidî çocukları köle pazarlarında satılmaktadırlar.   UMUMİ MÜFETİŞLİKLERLER VE KAYYUMLAR   Lozan’da halkların inkarı ve sonrasında 1924 Anayasası tekçiliği dayatmıştır. Kürtlere ve Alevilere yönelik düşmanlık hukuku o zamanlardan başlamıştır.  Katliam sonrasında da iktidarlar ve sistem içi partiler, bu devlet pratiğinden vazgeçmemişler aksine büyük bir hevesle bu planları uygulamaya devam etmişlerdir. En derin ve yaygın halini de bugün AKP, MHP ve Ergenekon iktidarlarının uygulamalarında görmekteyiz. Konu Dersim ve Kürtler olunca birçok siyasi kesim, ideolojik farklılıkları bir kenara bırakarak bir araya gelir. Kayyımlarda, Dersim-Tunceli tartışmasında, devlet bekası söyleminde, kazanımları yok sayma ve işgalde bunu açıkça görmekteyiz.  1935’lerde nasıl ki Umumi Müfettişlik Vali ve komutanları sürgün etme, yargılama, idam gibi kararlar alabiliyorlarsa, günümüzde de seçilmişler yerine atanan Vali ve kayyımlar aynı kararları alabilmekteler.”   BUGÜN ROJAVA’YA SESSİZ   Onlü, sözlerini şöyle tamamladı: “O gün Dersim’de yapılan katliama sessiz kalanlar bugün de yapılan hukuksuzluğa, haksızlığa ve işgale sessiz kalmaktadırlar. O gün Dersim’e sessiz kalan uluslararası güçler bugünde Rojava’daki Kürt kazanımlarına yönelik saldırılara da sessiz kalmakta hatta desteklemektedirler. O gün Dersim dağlarına atılan bombalar bugün Rojava’ya Afrine’ atılmaktadır. Nasıl ki o dönemlerde Karadeniz’de ve Koçgiri’de Topal Osman ve çeteleri kullanıldıysa, bugün Rojava’da ve Kürdistan’da insanlığın başına bela olmuş IŞİD ve ÖSO çeteleri ile artıkları kullanılmaktadır. O gün nasıl Dersimliler, topraklarından sürgün edilip asimilasyona tabi tutulduysa, bugün de Rojava halkları topraklarından edilip, yok edilmek isteniyor.   DİZ ÇÖKMEDİK ÇÖKMEYECEĞİZ   Bugün sürdürülen kıyıma ve yok etme politikalarına karşı da Seyid Rıza ve arkadaşlarının devamcıları olarak şunu açıkça söylüyoruz: Yalan ve hilelerinizle baş edemeyebiliriz ama faşizmin önünde diz çökmedik ve çökmeyeceğiz.”