İnsan Hakları Çalıştayı sona erdi: Ablukayı dağıtmalıyız! 2019-10-20 13:45:01   İZMİR - “Baskıcı Rejimlerde Hukuk ve İnsan Hakları” çalıştayında konuşan Gazeteci Ali Duran Topuz, yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek, "Ablukayı dağıtmanın yollarının arayışında olmalıyız" dedi.    Uluslararası Ege İnsan Hakları Okulu tarafından İzmir’de düzenlenen, “Baskıcı Rejimlerde Hukuk ve İnsan Hakları” başlıklı çalıştayı, “Ablukayı Dağıtmak” konulu formun ardından son buldu. Çalıştay, Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Uluslararası Demokrat Hukukçular Örgütü, İnsan Hakları ve Demokrasi İçin Avrupalı Hukukçular Örgütü ve İzmir Dayanışma Akademisi tarafından organize edildi. Nesin Matematik Köyü’nde gerçekleşen çalıştayın son oturumunda konuşmalar yapıldı.    Moderatörlüğünü Avukat Evren Çıldır’ın yaptığı forumda Profesör Doktor Nilgün Toker, Doktor Serdar Tekin, Avukat Cansu Akçabey ve Gazeteci Ali Duran Topuz konuşmacı olarak yer adlı.    ‘HUKUK  HAK ARAMA MÜCADELESİNİN BİR ARACIDIR’    Avukat Cansu Akçabey, “Hukuk toplumsal değişim aracı olarak kullanılabilir mi?” sorusuyla konuşmasına başladı. İktidarın modern hukuk eliyle toplumu değiştirebileceğini söyleyen Akçabey, "Bunu ekonomiyi, aileyi, eğitimi, din kurumunu belirleyerek yapabilir. Biz devleti hukukla çok fazla özdeşleştirerek algılıyoruz. Hukuk iktidarın bir aracıdır ama bizim hukuku araç olarak nasıl kullanabileceğimizi pek düşünmeyiz. Hukuk tersine kullanılarak toplumsal hak arama mücadelesinde kullanılabilir. Yargı erki ve yasama üzerinde toplumsal baskı kurarak kazanım elde etmek mümkün” dedi.        'ABLUKAYI DAĞITMA ARAYIŞINDA OLMALIYIZ'   Gazeteci Ali Duran Topuz, "Siyaset ve hukuk alanında en kötü dönemi yaşıyoruz" diye düşünülmemesi gerektiğini daha kötüsünün de olabileceğini ve olduğu zamanların olabileceğini söyledi. Kanun Hükmünde Kararname kararlarını ve o dönemdeki insanların mağduriyetini hatırlatan Topuz, "KHK ile atılmalar başlandığında ‘sivil ölüm’ kelimesi kullanılmaya başlandı. Ablukayı dağıtmanın yollarının arayışında olmalıyız. Üstelik iktidar içerisindeki kişilerin ve yapıların dahi böyle bir arayışı var" dedi.    'HUKUK TOPLUMSAL MÜCADELE ARACIDIR'   Yeni bir kavram olan hak siyasetinin altını doldurulmaya çalışıldığını dile getiren Doktor Serdar Tekin de, Türkiye’deki hak mücadelesinin görünmeyeni görünür kılma mücadelesi olduğu vurguladı. “Hak siyaseti ise üretimi içerir” diyen Tekin, “Hak siyaseti ise yasal müşterekler ile değil kamusal müşterekler ile yapılabilir, yasaya daha sonra yansır. Bugün Türkiye'de ihtiyacımız olan budur. Çünkü haksızlığa maruz kalan insanlar artık aynı mahalleden değil. Çok daha geniş alanda müşterekler kendi aralarında birlik, koalisyon, çekişme alanı yaratıyorlar. Hak siyaseti yapacaksak hukuku egemenlerin aracı olarak gören perspektifi sorgulamak zorundayız. Çünkü hukuk aynı zamanda bir toplumsal mücadele aracıdır” diye konuştu.   'REDDETİĞİN ŞEYİ DÖNÜŞTÜREMEZSİN'   Prof. Dr. Nilgün Toker ise “Hak siyaseti kamusal müşterekler aracılığıyla öngörülmez olanın eylemlerini belirleme olanağı sağlar. Türkiye çok yakın tarihinde beklenmedik olanların gerçekleşmesine tanık oldu. Hukuk aynı zamanda bir sosyal pratiktir. Yasayı, yargılayanı, egemeni tanımıyorum diyen bir savunma bana göre apolitiktir. Çünkü toplumsal bağıntıdan kopuktur. Reddettiğin şeyi dönüştüremezsin, politik olan dönüştürmek zorundadır” dedi.    Yapılan sunumların ardından çalıştay sona erdi.