'24 yıldır sözüm bitmedi' 2019-10-19 13:35:55   İSTANBUL – Cumartesi Anneleri bu hafta, gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir’in akıbetini sordu. Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, polis ablukasına dönerek "24 yıldır sözüm bitmedi. 24 yıldır bağırıyorum ve hakikate ulaşana kadar bağırmaya devam edeceğim" dedi.    Kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 760’ıncı haftasında Galatasaray Meydanı’na gitmek isteyen Cumartesi Anneleri bir kez daha polis tarafından engellendi. Bunun üzerine Cumartesi Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin bulunduğu sokakta eylemlerini gerçekleştirdi. Açıklamanın olduğu sokak polis tarafından ablukaya alınırken, Cumartesi Anneleri üzerinde kayıpların fotoğraflarının olduğu tişörtler giyerek, gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarıyla karanfil taşıdı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Oya Ersoy, Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm, Dilşat Canbaz Kaya ve Ahmet Şık ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP'li vekiller Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi eyleme destek verdi.   Bu hafta 19 Ekim 1995’te gözaltında kaybedilen 35 yaşındaki Fehmi Tosun ile 34 yaşındaki Hüseyin Aydemir’in akıbeti soruldu.   ‘İKTİDAR HAKKIMIZI İHLAL EDİYOR'   Bu haftaki açıklamayı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri yaptı. İfade özgürlüğünün demokratik bir yönetimin işleyişi için vazgeçilmez bir değer olduğunu belirten Yoleri, “760 haftadır bu topraklarda herkesin fikirlerini ifade edip, eleştirme özgürlüğünü kullanabildiği takdirde hakikate ulaşılabileceğini ve bunun da ancak demokrasiyle yönetilen rejimlerde mümkün olacağını söylüyoruz. Toplantı ve ifade özgürlüğümüzü güvence altına almakla yükümlü olan iktidar, bu hakkımızı ihlal etmeye devam ediyor. Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) ‘Görüş açıklamak suç kabul edilemez’ kararına rağmen 759’uncu buluşmamızda barış talebimiz polis şiddetiyle engellendi. Gözaltında kaybedilen sevdiklerimizin akıbetlerinin açıklanması, onları kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılması, hiç kimsenin kaybedilmediği ve yaşam hakkının güvencede olduğu barışçıl bir hukuk devleti istediğimiz için engellenmemiz, suçlanmamız, şiddete uğramamız keyfidir, hukuk dışıdır. Ayrıca hatırlatırız ki barışı savunan bizlerin korunması Türkiye'deki iktidarın, Birleşmiş Milletler (AB), Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın sorumluluğundadır” diye belirtti.   ‘BÜTÜN KADEMELERCE İNKAR EDİLDİ’   “24’üncü yılında Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'i unutmadık diyerek buluştuk” diyen Yoleri, şöyle devam etti: “35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun ve 34 yaşındaki 6 çocuk babası Hüseyin Aydemir Liceliydiler. Yaşadıkları ağır baskılar nedeniyle Lice'yi terk ederek aileleriyle birlikte İstanbul'a taşınmak zorunda kaldılar. 19 Ekim 1995 sabahı Fehmi Tosun ve arkadaşı Hüseyin Aydemir, birlikte kahvaltı ettikten sonra Tosun ailesinin Avcılar'daki evinden çıktılar. Fehmi Tosun akşam saatlerinde silahlı, telsizli sivil polisler tarafından Beyaz Toros araçla evinin önüne getirildi. Kendisini gören eşi ve çocuklarına ‘Gözaltına alındım, beni öldürecekler’ diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek evinin önünden götürüldü. Olaya çevredeki komşular da tanık oldu. Tosun ve Aydemir Aileleri tüm yasal yollara başvurdu ancak Fehmi Tosun ve Hüseyin Aydemir'in gözaltına alındığı devletin bütün kademelerince inkâr edildi.”   DAVA AİHM’E TAŞINDI   İç hukuktan sonuç alınamayınca davanın Tosun ailesi tarafından dosyanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındığını belirten Yoleri, hükümetin AİHM'e verdiği savunmada “üzgün” olduğunu ifade etti. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen Tosun dosyasının İHD avukatı Eren Keskin tarafından AYM’ye taşındığını dile getiren Yoleri, “Hükümetin taahhüdüne rağmen cezasızlık geleneğini bozmayan AYM’de zamanaşımı gerekçesiyle dosyayı kapattı. Tosun'un gözaltında kaybedildiğini uluslararası mahkeme önünde kabul eden ancak bugüne kadar hiçbir taahhüdünü yerine getirmeyen AKP hükümeti, bir an önce gerekli adımları atmalıdır. Adli mercileri Tosun ve Hüseyin Aydemir'in gözaltında kaybedilmesiyle işlenen suça ortak olmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz” diye konuştu.   ‘HAKİKATİN SAĞLANMASINI İSTİYORUM’   Ardından söz alan Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun, babasının katledişinin 24’üncü yılı olduğunu hatırlatarak, “Sözün bittiği yer demeyeceğim. Çünkü 24 yıldır sözüm bitmedi. Söyleyecek çok şeyim var. Ben buradayım, bu ülkende hukukun olmadığını gösteren polis ablukasının tam karşısındayım. Korkmuyorum, çünkü suç işlemiyorum. Ne yapıyorsam hukuk kuralları çerçevesinde yapıyorum. Sizlerse hukukun dışındasınız ve suç işliyorsunuz. Burada eylem yapmak, düşüncelerimi açıklamak hak, siz bu hakkı ihlal ediyorsunuz. Geçen hafta hakkımı ihlal ettiniz. Amiriniz bana 'Bağırma' dedi. Benim babam sizin devletiniz tarafından gözaltına alındı. Hem de gözlerimin önünde. 24 yıldır bağırıyorum ve hakikate ulaşana kadar bağırmaya devam edeceğim. Beni korkutamazsınız, çünkü 24 yıldır hatta 30 yıldır tüm şiddetini yaşadım. Evimi yaktınız. 4 gün sonra Lice katliamının yıldönümü, dedemi katlettiniz. Evimi yaktınız, sonra babamı aldınız katlettiniz; neyle yargılıyorsunuz? Ben intikam duygusuyla konuşmuyorum, hakikatin sağlanmasını istiyorum. Bu da sizin göreviniz, görevinizi yapın” ifadelerini kullandı.   ‘KİMSE BABASIZ BÜYÜMESİN’   Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun ise, 16 yıl boyunca Galatasaray Meydanı’nda bağırdığını söyleyerek, “16’ncı yılımda ülkenin başbakanı bir gazetecinin vasıtasıyla ‘Seninle görüşmek istiyoruz’ dedi. Şuan AKP Genel Başkanı bana ‘Sen çok haklısın, gel seninle konuşalım’ dedi. Neden istedi biliyor musunuz? Çünkü çok ünlü bir sanatçı geliyordu bu ülkeye. Onlar anladı kayıp yakınları ne kadar haklılar. Dünyanın öbür ucunda müzik yapan insanlar sesimizi duyuyor. Bu ülkeye konser vermeye geliyorlar. Şuan bir senedir meydanlarımızı yasaklayanlar onlardı. Kızımın dediği gibi suçlu değiliz. Haklı olduğumuz için bu meydanlarda direniyoruz. Kimsenin kaybolmasını istemiyoruz. Hiçbir çocuğun babasız büyümesine göz yummuyorum” şeklinde konuştu.   Cumartesi Anneleri'nin bu haftaki eylemi, Fehmi Tosun’un avukatı Eren Keskin ve Hüseyin Aydemir’in oğlu Aziz Aydemir’in gönderdiği mektupların okunmasıyla son buldu.