'İnfaz Yasası değişmeli, ATK tek yetkili olmamalı' 2019-10-19 11:42:52 ANKARA – Hasta tutukluların durumuna dikkat çeken İHD MYK Üyesi Nuray Çevirmen, İnfaz Yasası’nda yer alan “Toplum güvenliği için tehlike oluşturmamak” düzenlemesinin kaldırılması gerektiğini söyledi. TİHV Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nihat Bulut ise, ATK’nin hasta tutuklular konusunda tek yetkili olmaktan çıkarılması gerektiğini kaydetti.   Cezaevlerinde yaşayan hak ihlallerine her gün bir yenisi eklenirken, hasta tutukluların durumu da ağırlaşarak devam ediyor. Hasta tutuklularla ilgili çalışma yürütüp, girişimlerde bulunan İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) son verilerine göre, cezaevlerinde bin 333 hasta tutuklu var ve bunlardan 457’sinin durumu ağır. Bu yıl içerisinde hasta tutuklulardan 15’i yaşamını yitirdi. Hasta tutuklular konusunda çalışma yürüten kurum yöneticileri, atılması gereken adımları anlattı.   ÇEVİRMEN: İNFAZ YASASI TAHLİYELERE ENGEL!   Ceza İnfaz Yasası’nda 2013 yılında “ağır hastalık nedeniyle yaşamını idame ettiremeyen mahpuslar cezasının infazı ertelenir” değişikliği yapıldığını hatırlatan İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen, ancak düzenlemede yer alan “toplum güvenliği için tehlike oluşturmamak” maddesinin tüm hasta tutuklular önünde engel oluşturduğunu ifade etti.   Hasta tutukluların sadece Adli Tıp Kurumu’nca (ATK) verilen raporla serbest kalabildiği belirten Çevirmen, “ATK, Türkiye’de politik bir kurum haline gelmiştir. Güvenlik gerekçesiyle ilgili olan bu ibareyi verdiği kararlarda gerekçe yapıyor” diyerek İnfaz Yasası’ndaki ‘Toplum güvenliği için tehlike’ ibaresinin kesinlikle çıkarılması gerektiğini kaydetti.   ‘PERSONEL VE EKİPMAN YOK’   Çevirmen, cezaevlerinde görevli sağlık personeli sayısının da yeterli olmadığı dile getirdi. Çevirmen, “Kalp krizi gibi acil müdahale gerektiren durumlarda ilk müdahale çok önemli ancak hiçbir cezaevinde ekip ve ekipman yok. Cezaevleri tam teşekkürlü hastanelere oldukça uzak bu nedenle çok fazla kalp krizi yüzünden hayatını kaybeden kişi var. Kronik hastalıkları olan mahpuslar var, iklim koşulları yüzünden o cezaevinde kalması mümkün değil. Astım ve romatizma hastaları var ve çok nemli yerlerde kaldıkları için hastalıkları ağırlaşıyor” diye belirtti.   Bu durum nedeniyle Adalet, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarına çağrıda bulunan Çevirmen, “Ortak bir çalışma yaparak bir çözüm bulmaları gerek. Hasta tutukluların hepsinin tahliye edilmesini talep ediyoruz. Cezaevlerinde o kadar ölüm yaşanıyor ki artık bunu normalleştiremeyiz. İlgili kurumlar adım atmalı, sivil toplum kurumları da bu konuda duyarlı olmalı” dedi.     DR. BULUT: ATK ÖZERKLEŞMELİ   Aynı zamanda TİHV Yönetim Kurulu üyesi olan Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu üyesi Dr. Nihat Bulut da, hasta tutuklular konusunda hem uluslararası sözleşmeler hem de Türkiye’deki İnfaz Yasası’na atıfta bulundu. Bulut, “Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya sakatlık nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkumun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılması gerekli” dedi.   Bunun için de Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) özerkleştirilmesi ve bu konuda tek yetkili olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizen Bulut, kişilerin cezaevinde kalıp kalamayacaklarına dair mesleki bağımsızlığı ve mesleki yeterliliği olan heyet raporlarının yeterli olması gerektiğini söyledi.   “Cezaevlerinde kalamayacağına tıbben karar verilenlerin geciktirilmeksizin serbest bırakılması lazım” diyen Bulut, Sağlık, İçişleri ve Adalet Bakanlıkları arasındaki üçlü protokolün İstanbul Protokolü’ne aykırı hükümlerinin kaldırılmasını ve İstanbul Protokolü hükümlerinin uygulanmasını istedi.