Bağdu cinayeti: DAİŞ'li isim verdi, sadece ifadeleri alındı 2019-10-15 09:57:27 ADANA - Gazeteci Kadri Bağdu cinayetine ilişkin itiraflarda bulunan DAİŞ’li Servet Koç’un beyanlarında adı geçenlerin sadece ifadeleri alındı. Aile avukatı Tugay Bek, haklarında hiçbir dava açılmayan bu kişilerin "DAİŞ üyeliğinden" yargılanıp cezalandırılmasını istedi.    DAİŞ’li Servet Koç’un gazete dağıtımcısı Kadri Bağdu cinayetini anlattığı video ve yazışmalarda isimleri geçenler hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığı 2019 Haziran ayında soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında ifadeleri alınanlar hakkında hiçbir dava açılmadı. DAİŞ'li Koç'un itirafları üzerine Bağdu ailesinin Avukatı Tugay Bek, 2016 yılından bu yana defalarca Adana Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, Koç'un itiraflarında adı geçen DAİŞ'lilerin bulunup yargılanmasını istedi. Ancak dosya karanlığa mahkum edildi.   İTİRAFLARA RAĞMEN SERBESTLER   Adana Emniyet Müdürlüğü ile savcılık arasında gidip gelen dosya “terör değil adli bir vaka” olarak değerlendirilip, “daimi arama” kararıyla faili meçhule bırakıldı. Kadirli Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen başka bir soruşturma kapsamında Mayıs 2018'de bazı kişilerin ifadeleri alındı. Savcılık, Koç'un itiraflarında adı geçen DAİŞ'lileri "bilgi sahibi" olarak ifadelerini alıp serbest bıraktı. Alınan ifadeler ise Bağdu soruşturma dosyasına eklenmezken, DAİŞ'lilerin sadece kimlik bilgilerine yer verildi.  Avukat Bek, Haziran 2019'da DAİŞ'li Servet Koç'un itiraflarında adı geçen kişilerle ilgili soruşturma başlatılması için savcılığa tekrardan başvuruda bulundu. Savcı, ismi geçen bu kişilerden bazılarının ifadelerini tekrar alarak serbest bıraktı ve ifadeleri Bağdu dosyasına göndermedi.   'IŞİD ÜYELİĞİNDEN CEZALANDIRILSINLAR'   Savcılığın uzunca bir süredir başvurularını yanıtsız bıraktığını ifade eden Avukat Bek, Adana Emniyet Müdürlüğü’nün itirafta bahsi geçen DAİŞ’lilerle ilgili kimlik ve adres bilgileri dışında herhangi bir işlem yapmadığını gördüklerini belirtti. Bek, kendilerine son gönderilen yazılı cevabı ise şöyle aktardı: “Son olarak gelen yazılı cevapta, Servet Koç’un itiraflarında bahsi geçen kişilerin ele geçenlerinin tamamının ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı, Servet Koç’un bu itiraflarının ardından Suriye’nin Rakka kentinde hava bombardımanında öldüğünü, yine dosyanın firarileri arasında bulunan Tarık Güler’in de IŞİD içinde savaşırken ağır şekilde yaralandığı ve akıbeti hakkında bir bilginin olmadığı yönünde bir bilgi notu ulaştırıldı. Oysa Servet Koç ölmeden bu olayın gerçekte kimler tarafından gerçekleştirildiğini, arkasında kimlerin olduğunu aynı süreçte Adana’da işlenen diğer iki cinayet; yani Yusuf Güldüren ve Ahmet Albay cinayetlerinin de ne şekilde ve kimler tarafından işlendiğine ilişkin detaylara yer vermişti. Öncelikle bahsi geçen bütün kişilerin IŞİD üyeliğinden dolayı yargılanıp cezalandırılması gerekir”  dedi.   ‘IŞİD SAFLARINDALAR AMA TERÖR ÜYESİ DEĞİLLER’   Savcılıkça DAİŞ’liler hakkında “örgüt üyesi” suçlamasıyla herhangi bir işlem başlatılmadığını belirten Avukat Tugay Bek, “Ortada bir örgüt suçu olduğu dahi kabul edilmiş değil. Oysa emniyet tarafından gönderilen yazı cevaplarında bu kişilerin; terör örgütü mensubu oldukları, daha önce ifadesi alınıp bırakılanların tanık sıfatıyla bilgilerine başvurulanların da değişik zamanlarda Suriye’deki savaşa IŞİD saflarında katıldıkları yönünde tespitler var. Tüm bu tespitlere rağmen şu ana kadar Kadri Bağdu cinayetine ilişkin bir ilerleme kaydedilmemesini herhangi bir kişi hakkında dava açılmamış olmasını biz hukuka uygun bulmuyoruz. Buna ilişkin takibimiz devam edecek. Cumhuriyet Savcılığına bahsi geçen kişiler hakkında tekrardan dava açılması yönünde bir başvurumuz olacak. Bu başvurunun da neticesiz kalması halinde Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurumuzu yapacağız” şeklinde konuştu.   'ULULARARASI MAHKEMELERDE YARGILANMALILAR'    DAİŞ’lilerin Türkiye’deki cinayet ve katliamlarında üst düzey kamu görevlilerinin ciddi sorumluluklarının bulunduğunu vurgulayan Bek, kamu görevlilerine ilişkin yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığının altını çizdi. Avukat Bek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun DAİŞ’li tutuklulara ilişkin sözlerine karşın şu değerlendirmelerde bulundu: “Irak ve Suriye'deki IŞİD’liler Türkiye’de yargılanacaksa da, burada uluslararası bir yargılamanın yapılması kanaatindeyim. Çünkü burada tek tek kişilerin hangi suça ne oranda katıldıklarının tespiti, sınırı aşan bir suç örgütünden bahsettiğimiz için meselenin uluslararası bir komisyon tarafından ele alınıp incelenmesi ve delillerin bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir. Ülkelerin tek tek bu yargılamanın üstesinden gelmesi mümkün değil. Suriye’deki binlerce IŞİD’linin Türkiye’ye gelmesi veya Avrupa’ya gönderilmesi halinde de belki bu kişilerin IŞİD üyesi olduğu tespit edilebilir ancak işlemiş oldukları suçların ne olduğunu, hangi cinayet, tecavüz ve diğer suçlara karıştıkları yönündeki iddiaların tespiti ancak uluslararası bir komisyonun ve yargılamanın konusu olabilir. IŞİD dönem dönem bir takım devletlerin de bölgedeki siyasetlerinde kullandıkları bir enstrüman olarak değerlendirildi. Bu tür politikaların neticesinde IŞİD bölgede varlığını sürdürebildi. Bu politikaları sürdürenlerin de gelecekte yargı önünde hesap vermesi gerektiği düşüncesindeyim.”