Yiğit: Türkiye kendi eliyle ‘güvenlik tehdidi’ oluşturuyor 2019-10-09 10:14:48 ANKARA – Ortadoğu uzmanı Hamide Yiğit, ‘ulusal güvenlik tehdidi’ gerekçesiyle Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef alan Türkiye’nin, tutuklu IŞİD’lilerin sorumluluğunu alarak kendi eliyle bu tehdidi oluşturduğunu söyledi. Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik uzun süredir tehditlerde bulunan Türkiye, ABD ile ‘güvenli bölge’ konusunda vardıkları mutabakata rağmen askeri operasyon hazırlıklarına girişti. Bu yönlü hazırlıklar AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başkan Trump ile yaptığı Cumartesi akşamı yaptığı telefon görüşmesi sonrası hızlandı ve ABD bölgedeki askerlerini geri çekti.   Ortadoğu uzmanı yazar Hamide Yiğit, Türkiye’nin kapıdaki askeri operasyonunu ve olası sonuçları ile ABD’nin Suriye politikasını Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.   ABD Başkanı Donald Trump’ın, Suriye politikasını twitter üzerinden belirlemesi üzerinde duran Yiğit, Trump’un geçtiğimiz yılda yine twitter üzerinden ABD’li askerlerin evlerine dönmesini ilan ettiğini hatırlattı.   Ama gelen tepkiler üzerine bu adımdan geri dönüldüğünü belirten Yiğit, “Fakat bu son yaşananlarda şöyle bir farka dikkat çekmek lazım. Trump, bir yıl önce çekilme ilan ettiğinde Türkiye hükümeti rahatsız oldu ve birden Minbic’e operasyon yapacağını duyurdu. Şimdiki çekilmeden ise Türkiye rahatsız değil. Bir antlaşma olduğu görülüyor” dedi.   ‘ABD, TÜRKİYE’Yİ İRAN VE RUSYA’DAN UZAKLAŞTIRMAK İSTİYOR’   ABD’nin bu kararıyla Suriye ajandasında bir değişikliğe gittiğini söyleyen Yiğit, ABD’nin bu hamle ile NATO müttefiki olan Türkiye’yi, İran ve Suriye’den uzaklaştırmak istediğini kaydetti. Yiğit, bu amaçla da Kuzey ve Doğu Suriye’nin bir pazarlık konusu haline dönüştürüldüğünü vurguladı.    Yiğit, “ABD’nin Suriye’nin kuzey doğusuna yönelik programı var. Rakka ve Dayrulzor’a yönelmesi ve SDG’yi oraya kanalize etmesi bunu gösteriyor. ABD’nin Kürtlerin beklenti ve çıkarlarına dönük ajandasında bir program yok. Kendi çıkarlarına dönük bir programı var. ABD’nin, İran’ın önünü kesmek dışında bir programı yok. Trump’ın bu açıklaması, Kürtlerin pozisyonu üzerinden varlığını sürdüren ABD’nin Kürtleri yüzüstü bırakıp, arkasını dönebileceği endişesini yaratıyor. Bu doğaldır ve doğrudur” diye belirtti.   ‘SINIRLI MÜDAHALEYE İZİN VERİLDİ’   Yiğit, Trump’ın kararının ABD’nin iç siyasetine yönelik bir hamle olarak da okunabileceğini ekledi. ABD tarafından yapılan açıklamalarda Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dair kontrollü ve sınırlı bir müdahalesine izin verildiği anlamı çıktığına dikkat çeken Yiğit, “Bir NATO ülkesinin Rusya ve İran’a yaklaşması, ABD devlet anlayışında rahatsızlık yarattığı görülüyor. Trump’a bu açıklamayı yaptıran bu devlet politikasıdır” ifadelerini kullandı.   ABD askerlerinin çekilmesi ve Türkiye’nin operasyon tehditlerine dair İran ve Suriye hükümetinden gelen açıklamalara da değinen Yiğit, şunları söyledi: “Şam Hükümeti her zaman Türkiye’nin müdahalelerini ‘işgal’ olarak değerlendiriyor. Rusya, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygı temelinde açıklamalar yapıyor. Suriye’nin toprak bütünlüğüne koşuluyla sessiz kalınabileceği, yani yeşil ışık karşısında durmayacağı anlaşılıyor. Daha önce Afrin’de Rusya’nın yaktığı yeşil ışığı bu sefer ABD yaktı ve Rusya, ABD’nin pozisyonunda. BM’nin açıklaması aslında ilginç. BM; ‘Türkiye bize insani yönde güvence verdi’ diyor. Bu açıklamadan da operasyona onay verdiği anlaşılıyor.”   ‘ SOÇİ’DEN BU YANA CİHATÇILARIN GARANTÖRLÜĞÜNÜ YAPIYOR’   Yiğit, Trump’ın ‘bundan sonra hiç kimse için askerlerimi riske sokmayacağım’ sözünün anlamını da yorumladı.    Bu sözün Türkiye’nin IŞİD ile baş başa bırakılacağı anlamı taşıdığının ifade eden Yiğit, “Sonuç itibariyle bu Türkiye’nin şimdiye kadar üstlenmediği bir sorumluluk değil, üstlenebilir. Türkiye, Rusya ile Soçi sürecini başlattığı günden bu yana Suriye’deki bütün cephelerde savaşan cihatçı grupların sorumluluğunu üstlendi ve garantörlüğünü aldı. Rusya ile yapan ABD’yle de yapar. Küresel güçler IŞİD, Nusra, ÖSO’cuları Türkiye’ye havale ediyor. Türkiye’nin sınırlı da olsa operasyona izin koparmak için verdiği bir rüşvettir bu” dedi.   ‘ASIL ULUSAL GÜVENLİK TEHDİDİ BUNDAN SONRA’   Yiğit, ancak Türkiye’nin IŞİD tutuklularının sorumluluğunu alarak kendi eliyle yarattığı ulusal güvenlik sorunu tehlikesi üzerinde de durdu. AKP’nin, Cerablus operasyonundan bu yana ulusal güvenlik bahanesi ile operasyon yaptığına işaret eden Yiğit, “Ulusal güvenlikten Kürtler sorumlu tutuluyor ancak onların yerine cihatçılar ikamet edilmek isteniyor. Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehdit eden hiçbir unsur yokken, ‘ulusal güvenliğe tedbir’ adı altında koltuk altına alınan, garantörlüğü üstlenen cihatçı yığınak esas tehdit oluşturacaktır. Bunun içinde Nusra, İslami Ordu, Fetih Ordusu, Nurettin Zengi Tugayları, tüm El Kaideci unsurlar vardı, şimdi buna IŞİD’de eklenmiş oluyor. Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit dediği şey, asıl bundan sonra oluşuyor” uyarısında bulundu.   MA / Berivan Altan