‘Sokak Mektebi’ 3'üncü oturum paneli gerçekleşti 2019-09-20 20:55:01   İSTANBUL- Sokak Mektebi oturumu panelinde konuşan Şehir Planlamacısı Emre Kovankaya, "Şehre ilk gelenler ev sahibi ve toprak sahibi oldular. Sonradan gelenler kiracı, işçi ve maraba oldular" dedi.   İstanbul Beyoğlu'nda bir araya gelen mahalleliler, “Sokak Mektebi” oturumlarıyla panel düzenlendi. 3'üncüsü düzenlenen Sokak Mektebi oturumuna Emek ve Adalet Platformu ve Tarlabaşı Dayanışma üyeleri katıldı. “Sosyal Adalet ve Şehir” konusunun ele alındığı panele Sosyolog Alev Erkilet ve Şehir Planlamacısı Emre Kovankaya ve birçok yurttaş katıldı.   'KAPİTALİZM KENDİNİ KENT MERKEZİNDE VAR EDİYOR'   Panelin açılış konuşmasını yapan Erkilet, eşitsizliklerin kentin doğasına işletildiğini dile getirerek, "Sosyoloji işçiler için özgürlük olarak algılasa bile, bunun böyle olmadığını bilmiyoruz. Bugünün Türkiye'sini ve İstanbul'unu konuşursak bunu referans almamız lazım. Kapitalizmin öncesi ve sonrasını iyi görmek lazım. Günümüzde kapitalist kent gerçekliği var. Kentin kendisi ürün haline gelmiş ve metalaşmıştır. Kapitalizm öncesinde de sömürü var fakat mahiyeti değişmiştir. Bacası tüten sanayiler meselesi gündemden çıkmış durumda. Avrupa için 1960'larda olan sorunlar bugün bizim için bir sorun ve biz o aşamadan geçiyoruz. Nöbetleşe yoksulluk kentin dokusunun her yerinde var" dedi.   Kapitalizmin şehirlerde sosyal adaletsizliği var ettiğini söyleyen Erkilet, "Şuan işe yaramayan herhangi bir toprak parçasında yaşamıyor olsaydık böyle bir durum olmayabilirdi. Ama bugün toprağa değer biçip buraya gelmişler. Kapitalizm tam olarak kendini kent merkezinde var ediyor" diye konuştu.   KAPİTALİZM MEKAN İLİŞKİSİ   İngiltere'de sanayi devriminin gerçekleşmesinden sonra vahşi kapitalizmin ortaya çıktığına değinen Emre Kovankaya ise, "Tarihte ilk defa kentte yaşayan bir sınıf ile karşılaşıyoruz. İşçi sınıfı ile tanışıyoruz. Kapitalizm en kaba halini deneyimliyorlar. İçinde olduğumuz mekanı kapitalizmi ele almadan değerlendiremeyiz" şeklinde konuştu.   'KRİZLERİN FATURASI YOKSULARA ÖDETİLİYOR'   Üretim ile finansal durumların devreye girdiğini söyleyen Kovankaya, "Toprağa yapılan bir yatırım var, üretim döngüsünden konut döngüsüne dönüşüyor. 2008'deki büyük kriz konut balonu patladı. Normal paranın kat ve kat misli, büyük patlamalara sebep oluyor. Bundan en çok zarar gören kesim yoksul halk oluyor. Devlet aldığı vergilerle bu krizlerin üstesinden gelmeye çalışır" diye belirtti.   'ADALETSİZLİK MEKANLAŞTI'   İstanbul’daki ilk gecekonduların 1940'lı yıllarda ortaya çıktığını vurgulayan Kovankaya, "Sonrasında aile reisleri keşif turuna çıkıyor. Fabrikalara işçi lazım olduğu için bu teşvik ediliyor. Adaletsizlik bu şekilde mekanlaşıyor" ifadelerini kullandı.   'HEPİMİZ MUHACİRİZ'   Mülteciliğin yeni bir şey olmadığını ifade eden Kovankaya, "Hepimiz muhaciriz. Kendimize nereden geldik diye sorarsak anlarız bunu. Kent olunca da bu sefer iç göçler başlıyor. Hepimizin hikayesi budur. Gelenler yerleşmeye başlayınca bu devletin kontrolü altında oluyor. Halkın oy karşılığında devletle mücadalesinde durumlar şekilleniyor" ifadelerini kullandı.   'NÖBETLEŞE YOKSULLUK ORTAYA ÇIKTI'   Özellikle 70'lerden sonra kente gelenlerin politik olduğunu belirten Kovankaya, "Kültürel, akrabalar ya da cemiyetler yoluyla İstanbul’un mahalleleri şekillendi. Şehre ilk gelenler ev sahibi ve toprak sahibi oldular. Sonradan gelenler kiracı ve işçi ve maraba oldular. Nöbetleşe yoksulluk bu şekilde ortaya çıktı" şeklinde konuştu.   Panel soru-cevap bölümü ardından sona erdi.