Mahkeme: Basın özgürlüğü anayasal koruma altındadır ama sınırlandırılması devletin korunması kategorisindedir 2019-09-20 09:07:23 İSTANBUL - Kayyum atanan ve ardından kapatılan Özgürlükçü Demokrasi gazetesi davasının gerekçeli kararı açıklandı. Özgürlüklerin sınırsız olmadığı belirtilen kararda, “Basın özgürlüğünün ulusal güvenlik nedeniyle sınırlandırılması devletin ve toplumun korunması kategorisi içerisinde yer almaktadır” denildi. 28 Mart 2018 tarihinde kapatılarak mallarına el konulan, 14 çalışanı hakkında açılan davada 5 çalışanına toplamda 14 yıl 4 ay hapis cezası verilen Özgürlükçü Demokrasi gazetesi davasının gerekçeli kararı açıklandı. İstanbul 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi verdiği gerekçeli kararında suçlamaya konu olan haberlerin tamamını Efrin Operasyonu döneminde gazetede çıkan haberlere dayandırırken, gazetenin “Ulusal Güvenliği” tehdit eden bir unsur olduğu değerlendirmesi yapıldı.      'SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK DİYE BİR ŞEY OLMAZ'    Mahkemenin gerekçeli kararında, “Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü yasal ve anayasal koruma altına alınmasına rağmen bu özgürlükler sınırsız değildir. Devletin ve toplumun var olabilmesi ve devamlılığını sağlaması için bazı özgürlükleri sınırlanması kaçınılmazdır. Hiçbir zaman, hiçbir toplumda sınırsız özgürlük diye bir şey olamayacağı, sınırsız özgürlüğün anarşi doğuracağı ve sonuçta özgürlükleri yok edeceği bir gerçektir. Bu nedenle bir özgürlüğün toplumun huzuru, asayiş ve ulusal güvenlik gibi değerlerle çatışması halinde sınırlandırılması yoluna gidilmektedir. Basın özgürlüğünün ulusal güvenlik nedeniyle sınırlandırılması devletin ve toplumun korunması kategorisi içerisinde yer almaktadır” ifadeleri kullanıldı.    ‘DEMOKRASİ ŞEMSİYESİ ALTINA SIĞINAMAZLAR’   Kararda, gazeteler ve diğer yayın kuruluşlarının bir ülkenin ya da yayın yaptıkları devletin güvenlik güçlerinin düzenledikleri operasyonları eleştirebileceklerini, bu hakkın demokratik yaşamın bir gereği olduğu belirtilirken, devamında şu ifadeler kullanıldı: “Bununla birlikte, yayın organının bilerek ve isteyerek gerçek dışı haberler yapması, terörizmle mücadele veren güvenlik güçlerinin bilinçli olarak aşağılanması ve yıpratılmaya çalışılması, terör örgütlerinin moral ve motivasyonunu yükseltecek yayınlar yapılması, bu yollarla terör örgütlerine iç ve dış destek sağlanmaya çalışılması elbette ki farklı bir durumdur. Bu konumda bulunan yayın organlarının demokrasi şemsiyesi altına sığınamayacakları izahtan varestedir.”   ‘SİSTEMATİK HALE GETİRİLDİ’   Yayınların içeriğinin aynı anda devletin kurum ve organlarını aşağılama, “terör örgütü propagandası” ve de “terör örgütüne yardım” mahiyetinde olduğu belirtilen kararda, “Bu kapsamda, Özgürlükçü Demokrasi isimli gazetede yer alan haberler incelendiğinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin PKK/PYD’ye karşı yürüttüğü mücadeleyi ve özellikle de Suriye’de gerçekleştirdiği Afrin Operasyonunu ve Zeytin Dalı Harekatını hedef aldığı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu operasyonlarda hukuk dışına çıktığı, sivillere bilerek zarar verdiği şeklinde iftira niteliğinde yayınlar yaptığı çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Diğer yandan, gazetedeki haberlerin sayısı, bunların içinde dava konusu edilen türdeki yayınların fazlalığı ve sürekliliği gibi hususlar bir arada değerlendirildiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin PKK/YPG’ye karşı yürüttüğü mücadeleye karşı yapılan yayınların Özgürlükçü Demokrasi gazetesinde sistematik bir hale getirilmiş olduğu açıkça görülmektedir” denildi.    Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin kuruluş amacının yayın yapmak olmadığı da kararda ileri sürüldü.    NE OLMUŞTU?   28 Mart 2018 tarihinde Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaası'na polis baskını düzenlenmiş, gazeteye kayyum atanmıştı. Baskın sırasında ve ertesi günlerde düzenlenen ev baskınlarında aralarında Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi İmtiyaz Sahibi İhsan Yaşar, Yazıişleri Müdürü İshak Yasul’un da aralarında bulunduğu gazete ve matbaa çalışanı 33 kişi gözaltına alındı.  5 Nisan tarihinde gazetenin imtiyaz sahibi ve editörleri olmak üzere sekiz kişi "örgüte üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım" iddiasıyla tutuklandı. Açılan davada, gazete çalışanları Ramazan Sola, Mizgin Fendik ve Pınar Tarlak beraat ederken, İhsan Yaşar, Hicran Ürün, Mehmet Ali Çelebi, Reyhan Hacıoğlu ve İshak Yusul “Örgüte bilerek isteyerek yardım etmek” suçlamaları ile toplam 14 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Aynı soruşturmada haklarında arama kararı olan Fırat Benli, Yılmaz Yıldız, Ersin Çaksu, Günay Aksoy, Önder Elaldı ve Davut Uçar’ın dosyaları ayrıldı.   MA / Erdoğan Alayumat